Abaküs Yazılım
3. Hukuk Dairesi
Esas No: 2021/7219
Karar No: 2022/37
Karar Tarihi: 17.01.2022

Yargıtay 3. Hukuk Dairesi 2021/7219 Esas 2022/37 Karar Sayılı İlamı

3. Hukuk Dairesi         2021/7219 E.  ,  2022/37 K.

    "İçtihat Metni"

    MAHKEMESİ :TÜKETİCİ MAHKEMESİ

    Taraflar arasındaki hakem heyeti kararına itiraz davasının mahkemece yapılan yargılaması neticesinde davanın kabulüne dair kesin olarak verilen hükmün Adalet Bakanlığınca kanun yararına bozulması istenilmekle; temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten sonra, dosya içerisindeki kağıtlar okunup gereği düşünüldü:

    Y A R G I T A Y K A R A R I
    Davacı, davalının taşınmazın ayıplı olduğundan bahisle tüketici hakem heyetine başvurduğunu, başvurusunun kabulüne karar verildiğini, ancak davalının ayıplarla ilgili ihbar mükellefiyetlerini yerine getirmediğini, delil tespitine dair yönetimin açtığı davada yönetimin taraf sıfatına haiz olmaması nedeniyle aktif bir husumet ehliyetinin bulunmadığını, tüm ortak mahallerin 2012 yılında eksiksiz ve kusursuz olarak site yönetimine teslim edildiğini, kesin kabulün de 13/02/2014 tarihinde onaylandığını, idare tarafından yaptırılan bütün konutlardaki imalatların proje, sözleşme ve mahal listesine uygun olarak yaptırılarak konutların alıcılarına teslim edildiğini ve yine taşınmazın eksiksiz olarak davalıya teslim edildiğini belirterek...Tüketici Hakem Heyeti Başkanlığı'nın 07/12/2020 tarih ve 026120200006635 sayılı kararının iptaline karar verilmesini talep etmiştir.
    Davalı, toplu yapının yönetimi tarafından Ankara Batı 3. Sulh Hukuk Mahkemesi'nin 2019/52 D.iş sayılı tespit dosyasıyla taşınmazın bulunduğu toplu yapının ortak alanlarındaki ayıplı ve eksik imalatların tespit edildiğini, hakem heyetine başvurarak tespit edilen eksik ve ayıplı imalatlardan kendi payına düşen bedelini talep ettiğini savunarak davanın reddini dilemiştir.
    Mahkemece, 4077 sayılı Yasanın açık hükmü uyarınca konut satışlarında ayıp halinde dava zamanaşımı süresinin 5 yıl olduğu, Yargıtay Hukuk Genel Kurulunun emsal kararında eksik işin tüketici hukuku kapsamında ayıp kavramı içerisinde değerlendirilmesi gerektiğinin belirtildiği, bu şekilde davalının iş bu davayı konutun kendisine teslim tarihi olan 2012 yılından ve kesin kabulün yapıldığı 13/02/2014 tarihinden 5 yıl sonraki bir zamanda 06/07/2020 tarihinde tüketici hakem heyetine başvuruda bulunduğu, davanın zamanaşımına uğradığı ve davacı tarafça süresi içinde zamanaşımı itirazında bulunulduğu gerekçesiyle davanın kabulü ile; ... Tüketici Hakem Heyeti Başkanlığı'nın 07/12/2020 tarih ve 026120200006635 sayılı kararının iptaline, karar verilmiştir.
    Adalet Bakanlığının 23/09/2021 tarihli yazısında; davacı tarafından ayıp ihbar mükellefiyetinin süresi içinde yapılmadığının ileri sürüldüğü, ancak süresi içerisinde yöntemine uygun zamanaşımı def'i ileri sürülmediği gözetilerek, işin esası incelenerek davaya konu dairedeki imalat hatalarının gizli olup olmadığı hususunun duraksamaya yer vermeyecek şekilde açıklığa kavuşturulması ve davalı tarafından ileri sürülen ayıpları öğrendiği tarih belirlenip öğrendiği tarihten itibaren derhal ihbar mükellefiyetini yerine getirip getirmediği tartışılıp değerlendirilmek suretiyle sonucuna uygun bir karar verilmesi gerekirken davanın zamanaşımına uğradığı gerekçesiyle yazılı biçimde karar verilmesinin usul ve yasaya aykırı bulunduğu ileri sürülerek; kararın, 6100 sayılı HMK’nın 363 üncü maddesinin birinci fıkrası uyarınca kanun yararına bozulması talep edilmiştir.
    Uyuşmazlık; davalının davacıdan satın aldığı dairedeki ayıplar nedeniyle değer kaybı bedelinin ödenmesi talebiyle hakem heyeti başvurusunun kabulüne dair verilen Tüketici Hakem Heyeti kararının iptali istemine ilişkindir.
    Dava dosyası incelendiğinde, dava dışı ilk hak sahibi... ile davacı arasında 14.04.2010 tarihinde taşınmaz satışına ilişkin sözleşme yapıldığı, söz konusu dairenin... tarafından davalı alıcıya 08.01.2016 tarihli devir protokolü (davacı temsilcisi T.C. ...Bankası A.Ş. tarafından da imzalanarak) devredildiği, dava konusu taşınmazın kesin kabulünün 13.02.2014 tarihinde yapıldığı, site yönetimi tarafından 08.07.2019 tarihinde ayıp konusunda D.İş dosyası ile tespit yaptırıldığı anlaşılmaktadır. Taraflar arasındaki uyuşmazlık öncelikle davacının zamanaşımı itirazında bulunup bulunmadığı noktasında toplanmaktadır.
    Uyuşmazlığın çözümlenmesi için öncelikle “zamanaşımı” kavramı üzerinde durulmalıdır.
    6098 sayılı Türk Borçlar Kanunu'nun (TBK) 146 ila 161 inci maddelerinde düzenlenmiş bulunan zamanaşımı; alacak hakkının, belli bir süre kullanılmaması yüzünden “dava edilebilme” niteliğinden yoksun kalmasını ifade etmektedir.
    Borcun zamanaşımına uğramasıyla, borç (alacak) sona ermez, sadece alacaklının dava yoluyla alacağını elde etme olanağı, "alacağın dava edilebilme niteliği" ortadan kalkar. Zamanaşımına uğramış bir borç, ifa edilebilen fakat dava edilemeyen eksik bir borçtur.
    Zamanaşımı, hukuki açıdan def'i (kişisel savunma nedeni) niteliğindedir. Borçlu, borcunu ifadan kaçınmak istiyorsa, zamanaşımı def’inde bulunmalı, alacağın zamanaşımına uğradığını, dava edilebilme niteliğini kaybettiğini beyan etmelidir. Bu husus, TBK’nın 161 inci maddesinde; "Zamanaşımı ileri sürülmedikçe, hâkim bunu kendiliğinden göz önüne alamaz." şeklinde hüküm altına alınmıştır.
    Yukarıda yapılan açıklamalar ışığında somut olay değerlendirildiğinde; davacı dava dilekçesinde ve yine tüketici hakem heyeti dosyasında yer alan cevap dilekçesinde de davalının taleplerinin zamanaşımına uğradığı yönünde bir def’i ileri sürmemiştir.
    Buna göre, mahkemece; davacı tarafından zamanaşımı def’inin ileri sürülmediği göz önüne alınarak, davanın esasının incelenmesi ve ulaşılacak sonuca göre bir hüküm kurulması gerekirken, yanılgılı değerlendirme ve eksik inceleme ile yazılı şekilde hüküm kurulması usul ve kanuna aykırı olduğundan, Adalet Bakanlığının bu yöne ilişen kanun yararına temyiz talebinin kabulü gerekir.
    SONUÇ: Yukarıda açıklanan nedenlerle, Adalet Bakanlığının HMK'nın 363 üncü maddesinin birinci fıkrasına dayalı kanun yararına temyiz talebinin kabulü ile kararın sonuca etkili olmamak üzere KANUN YARARINA BOZULMASINA, aynı maddenin üçüncü fıkrası uyarınca gereği yapılmak üzere bozma kararının bir örneğinin ve dava dosyasının Adalet Bakanlığına gönderilmesine, 17/01/2022 tarihinde oy birliği ile karar verildi.













    Sayın kullanıcılarımız, siteden kaldırılmasını istediğiniz karar için veya isim düzeltmeleri için bilgi@abakusyazilim.com.tr adresine mail göndererek bildirimde bulunabilirsiniz.

    Son Eklenen İçtihatlar   AYM Kararları   Danıştay Kararları   Uyuşmazlık M. Kararları   Ceza Genel Kurulu Kararları   1. Ceza Dairesi Kararları   2. Ceza Dairesi Kararları   3. Ceza Dairesi Kararları   4. Ceza Dairesi Kararları   5. Ceza Dairesi Kararları   6. Ceza Dairesi Kararları   7. Ceza Dairesi Kararları   8. Ceza Dairesi Kararları   9. Ceza Dairesi Kararları   10. Ceza Dairesi Kararları   11. Ceza Dairesi Kararları   12. Ceza Dairesi Kararları   13. Ceza Dairesi Kararları   14. Ceza Dairesi Kararları   15. Ceza Dairesi Kararları   16. Ceza Dairesi Kararları   17. Ceza Dairesi Kararları   18. Ceza Dairesi Kararları   19. Ceza Dairesi Kararları   20. Ceza Dairesi Kararları   21. Ceza Dairesi Kararları   22. Ceza Dairesi Kararları   23. Ceza Dairesi Kararları   Hukuk Genel Kurulu Kararları   1. Hukuk Dairesi Kararları   2. Hukuk Dairesi Kararları   3. Hukuk Dairesi Kararları   4. Hukuk Dairesi Kararları   5. Hukuk Dairesi Kararları   6. Hukuk Dairesi Kararları   7. Hukuk Dairesi Kararları   8. Hukuk Dairesi Kararları   9. Hukuk Dairesi Kararları   10. Hukuk Dairesi Kararları   11. Hukuk Dairesi Kararları   12. Hukuk Dairesi Kararları   13. Hukuk Dairesi Kararları   14. Hukuk Dairesi Kararları   15. Hukuk Dairesi Kararları   16. Hukuk Dairesi Kararları   17. Hukuk Dairesi Kararları   18. Hukuk Dairesi Kararları   19. Hukuk Dairesi Kararları   20. Hukuk Dairesi Kararları   21. Hukuk Dairesi Kararları   22. Hukuk Dairesi Kararları   23. Hukuk Dairesi Kararları   BAM Hukuk M. Kararları   Yerel Mah. Kararları  


    Avukat Web Sitesi