Abaküs Yazılım
11. Hukuk Dairesi
Esas No: 2020/1102
Karar No: 2020/5142
Karar Tarihi: 17.11.2020

Yargıtay 11. Hukuk Dairesi 2020/1102 Esas 2020/5142 Karar Sayılı İlamı

11. Hukuk Dairesi         2020/1102 E.  ,  2020/5142 K.

    "İçtihat Metni"

    MAHKEMESİ :ASLİYE HUKUK MAHKEMESİ

    Taraflar arasında görülen davada Şanlıurfa 1. Asliye Hukuk Mahkemesince bozmaya uyularak verilen 17.12.2019 tarih ve 2019/658-2019/848 sayılı kararın Yargıtayca incelenmesinin davalı vekili tarafından istenildiği ve temyiz dilekçesinin süresi içinde verildiği anlaşılmış olmakla, dava dosyası için Tetkik Hakimi ... tarafından düzenlenen rapor dinlendikten ve yine dosya içerisindeki dilekçe, layihalar, duruşma tutanakları ve tüm belgeler okunup, incelendikten sonra işin gereği görüşülüp, düşünüldü:
    Davacı vekili; müvekkilinin, dava dışı ...tarafından SGK İl Müdürlüğü/Gaziantep adresine gönderilmek üzere teslim edilen fatura ve reçetelerin bulunduğu kolinin taşınması işini üstlendiğini, ancak dağıtım deposunun Adana"da olması sebebiyle Urfa"dan Gaziantep"e ulaştırılacak gönderilerin Adana aktarmalı olarak yapılmakta olduğunu, gönderilerin 06.02.2006 tarihli teslimat belgesi ile taşıtandan teslim alınarak, Urfa"dan Adana"ya taşınması için davalı şirkete ait ... plakalı araca teslim edildiğini, ancak gönderinin davalı tarafından kaybedildiğini, bu nedenle dava dışı ..."in SGK"dan tahsili imkansız hale gelen reçete ve 5 adet fatura bedeli olan 16.379,20 TL"nin tahsili amacıyla icra takibine giriştiğini ve toplam 42.550,00 TL"nin dava dışı ..."e müvekkili tarafından ödenmek zorunda kaldığını ileri sürerek, 42.550,00 TL"nin temerrüt faiziyle birlikte davalıdan tahsiline karar verilmesini talep etmiştir.
    Davalı vekili, davalıya yapılan usulüne uygun bir teslimat bulunmadığını, gönderinin içeriğinin ne olduğunun belirtilmediğini, bu nedenle sorumlu olmadıklarını savunarak davanın reddine karar verilmesini talep etmiştir.
    Mahkemece, bozma ilamına uyularak yapılan yargılamaya iddia, savunma, bilirkişi raporuna, toplanan deliller ve tüm dosya kapsamına göre; e.TTK. 786/2 "taşıyıcı kendisine teslim olunurken beyan edilmemiş olan kıymetli eşya, para, kıymetli evrak ve diğer vesikaları hasar ve ziyadan mesul olmaz." yani TTK 782/6. maddesinin uygulanma olanağı bulunmadığı ve e.TTK. 782 madde taşıyıcının kullandığı kimselerin ve mahiyetinde çalışanların kusurunun kendi kusuru olduğu hükmü gereğince davacı taraf kusursuz olup 31.03.2016 tarihli bilirkişi heyetince düzenlenen rapor hükme esas alınarak davanın kabulüne karar verilmiştir.
    Kararı, davalı vekili temyiz etmiştir. 
    1- Dosyadaki yazılara, mahkemece uyulan bozma kararı gereğince hüküm verilmiş olmasına ve delillerin takdirinde bir isabetsizlik bulunmamasına göre, davalı vekilinin aşağıdaki bent dışında sair temyiz itirazlarının reddine karar vermek gerekmiştir.
    2- Dava, davacının taşıyıcısı olduğu emtianın davalı tarafından alt taşıyıcı sıfatıyla taşındığı sırada kaybolması nedeniyle davacı ile akdi ilişkisi bulunan dava dışı taşıtan tarafından davacı aleyhine başlatılan icra takibi sonucunda ödenen meblağın davalı alt taşıtandan rücuen tahsili istemine ilişkindir. Mahkemece davacının kusursuz olduğundan bahisle 31.03.2016 tarihli bilirkişi heyetince düzenlenen rapor hükme esas alınarak davanın kabulüne karar verilmiştir. Ancak, davalı alt taşıyanın taşıtana ait emtianın kaybı nedeniyle sorumlu tutulmasında kural olarak bir isabetsizlik bulunmuyor ise de, davanın rücuen tazminat davası niteliğinde olduğu, davacının taşıtana yapmış olduğu ödemeyi, taşıtan tarafından girişilen icra takibi sonucunda ödemiş bulunduğu, taşıtana ait emtianın kaybından davacının akdi taşıyan, davalının ise haksız fiil hükümleri çerçevesinde müteselsilen sorumlu oldukları gözetilerek, davacının taşıtana ödeme yapmakta gecikmiş olması nedeniyle zararın ve buna bağlı tazminat tutarının artmasına sebebiyet verip vermediği, buna bağlı olarak davalı aleyhine hükmedilecek tutardan 818 sayılı Borçlar Kanunu"nun 44., 6098 sayılı TBK"nın ise 52. maddesi gereğince bir indirim yapılması gerekip gerekmediği tartışılmaksızın davanın tümüyle kabulüne karar verilmesi doğru olmamış, bozmayı gerektirmiştir.
    SONUÇ: Yukarıda (I) numaralı bentte açıklanan nedenlerle davalı vekilinin sair temyiz itirazlarının reddiyle, (II) numaralı bentte açıklanan nedenlerle hükmün davalı yararına BOZULMASINA, 17.11.2020 tarihinde oyçokluğuyla karar verildi.

    KARŞI OY

    İlk Derece Mahkemesinin 04.04.2013 tarihli kararı ile meydana gelen zarar kalemi 42.500 TL olarak kabul edilmiş, ancak tarafların %50 kusurlu olduğu gerekçesiyle 21.750 TL"nin tahsiline karar verilmiştir. Kararı hem davalı, hem de davacı temyiz etmiş, Dairemizin 09.04.2014 tarih ve 2013/13325 E- 2014/6957 K sayılı bozma ilamı ile davalının tüm temyiz itirazlarının reddine karar verilmiş ve zararın 42.500 TL olduğu davalı yönünden kesinleşmiş, karar sadece davacı lehine, davacıya yüklenen %50 kusur oranı yönünden bozulmuştur. Bu durumda zararın miktarı yönünden davacı taraf lehine usulü müktesap hak doğmuştur.
    Bozma sonrası, zararın meydana gelmesinde tüm kusurun davalıya ait olduğunun belirlenmesi karşısında, mahkemece, 42.500 TL"nin tahsiline karar verilmesi yerinde ve doğru olmuştur. Daire çoğunluğu tarafından, zarar miktarının tekrar tartışılmasına yol açacak şekilde karar verilmesini doğru bulmadığım gibi, hakkaniyet indirimi veya zararın artmasına davacının yol açması nedeniyle indirim koşullarının da oluşmadığı, Mahkeme kararının onanması gerektiği düşüncesinde olduğumdan, çoğunluk görüşüne katılmıyorum.

    Sayın kullanıcılarımız, siteden kaldırılmasını istediğiniz karar için veya isim düzeltmeleri için bilgi@abakusyazilim.com.tr adresine mail göndererek bildirimde bulunabilirsiniz.

    Son Eklenen İçtihatlar   AYM Kararları   Danıştay Kararları   Uyuşmazlık M. Kararları   Ceza Genel Kurulu Kararları   1. Ceza Dairesi Kararları   2. Ceza Dairesi Kararları   3. Ceza Dairesi Kararları   4. Ceza Dairesi Kararları   5. Ceza Dairesi Kararları   6. Ceza Dairesi Kararları   7. Ceza Dairesi Kararları   8. Ceza Dairesi Kararları   9. Ceza Dairesi Kararları   10. Ceza Dairesi Kararları   11. Ceza Dairesi Kararları   12. Ceza Dairesi Kararları   13. Ceza Dairesi Kararları   14. Ceza Dairesi Kararları   15. Ceza Dairesi Kararları   16. Ceza Dairesi Kararları   17. Ceza Dairesi Kararları   18. Ceza Dairesi Kararları   19. Ceza Dairesi Kararları   20. Ceza Dairesi Kararları   21. Ceza Dairesi Kararları   22. Ceza Dairesi Kararları   23. Ceza Dairesi Kararları   Hukuk Genel Kurulu Kararları   1. Hukuk Dairesi Kararları   2. Hukuk Dairesi Kararları   3. Hukuk Dairesi Kararları   4. Hukuk Dairesi Kararları   5. Hukuk Dairesi Kararları   6. Hukuk Dairesi Kararları   7. Hukuk Dairesi Kararları   8. Hukuk Dairesi Kararları   9. Hukuk Dairesi Kararları   10. Hukuk Dairesi Kararları   11. Hukuk Dairesi Kararları   12. Hukuk Dairesi Kararları   13. Hukuk Dairesi Kararları   14. Hukuk Dairesi Kararları   15. Hukuk Dairesi Kararları   16. Hukuk Dairesi Kararları   17. Hukuk Dairesi Kararları   18. Hukuk Dairesi Kararları   19. Hukuk Dairesi Kararları   20. Hukuk Dairesi Kararları   21. Hukuk Dairesi Kararları   22. Hukuk Dairesi Kararları   23. Hukuk Dairesi Kararları   BAM Hukuk M. Kararları   Yerel Mah. Kararları  


    Avukat Web Sitesi