Abaküs Yazılım
10. Hukuk Dairesi
Esas No: 2021/432
Karar No: 2021/10535
Karar Tarihi: 20.09.2021

Yargıtay 10. Hukuk Dairesi 2021/432 Esas 2021/10535 Karar Sayılı İlamı

10. Hukuk Dairesi         2021/432 E.  ,  2021/10535 K.

    "İçtihat Metni"

    Bölge Adliye
    Mahkemesi : Samsun Bölge Adliye Mahkemesi 8. Hukuk Dairesi
    No : 2020/1302-2020/1520

    İlk Derece
    Mahkemesi : ... 2. İş Mahkemesi
    No : 2018/401-2020/187

    Dava, sigortalılık başlangıcının tespiti istemine ilişkindir.
    İlk Derece Mahkemesince, hükümde belirtilen gerekçelerle davanın kabulüne dair verilen karara karşı davalı vekili tarafından istinaf yoluna başvurulması üzerine, Samsun Bölge Adliye Mahkemesi 8. Hukuk Dairesince istinaf başvurusunun esastan reddine karar verilmiştir.
    Samsun Bölge Adliye Mahkemesi 8. Hukuk Dairesince verilen kararın, davalı Kurum vekili tarafından temyiz edilmesi üzerine, temyiz isteğinin süresinde olduğu anlaşıldıktan ve Tetkik Hâkimi ... tarafından düzenlenen raporla dosyadaki kağıtlar okunduktan sonra işin gereği düşünüldü ve aşağıdaki karar tespit edildi

    I-İSTEM
    Davacı vekili dava dilekçesinde özetle, müvekkilinin 10/05/1983 tarihinde 23841.07446.58.01 sicil nolu işyerinde çalışmaya başladığını, bu çalışmasının bir müddet devam ettiğini, davalı işverenin bu çalışma ile ilgili olarak 06/06/1983 tarih ve 67313 varide nolu işe giriş bildirgesini Kurum kayıtlarına intikal ettirdiğini, davacıya .... sigorta numarası verildiğini, ancak davalı kurumun 10/05/1983 tarihli işe giriş bildirgesini Kurum"a vermesine rağmen işe giriş bildirgesinin hizmet cetveline işlenmemesi ve işyeri bordrosunda davacının adının yer almaması nedeniyle 10/05/1983 tarihli işe giriş bildirgesindeki 10/05/1983 tarihli çalışmayı kabul etmediğini ileri sürerek....sigorta sicil numaralı..."ın 23841.07446.58.01 nolu işyerinde 10/05/1983 tarihinde bir gün yapılan çalışmasının tespitine karar verilmesini talep etmiştir.
    II-CEVAP
    Davalı vekili cevap dilekçesinde özetle, öncelikle hak düşürücü süre yönünden davanın reddedilmesi gerektiğini, davalının bu davalardaki sıfatının feri müdahil olması gerektiğini, Kurum kayıtları incelendiğinde davacının iddia ettiği tarihlerde davalı işyerinde çalıştığına ilişkin herhangi bir resmi kayıt ve belge bulunmadığını, bordro kayıtlarında herhangi bir prim ödemesine rastlanılmadığı gibi Kurum tarafından bu yönde bir tespit yapılmadığını bildirerek davanın reddine karar verilmesini talep etmiştir.
    III-MAHKEME KARARI
    A-İLK DERECE MAHKEME KARARI
    İlk derece mahkemesi, davanın kabulüne,.... sigorta sicil numaralı ... oğlu, 10/04/1968 doğumlu, ... TC Kimlik Numaralı..."ın ... sicil numaralı...-...ünvanlı işyerinde 10/05/1983 tarihinde 1 gün süre ile çalıştığının tespitine karar verildi.
    B-BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ KARARI
    Samsun Bölge Adliye Mahkemesi, usul ve esas açısından ilk derece mahkemesi kararını yerinde bulmak suretiyle; davalı vekilinin istinaf başvurusunun esastan reddine karar vermiştir.
    IV-TEMYİZ KANUN YOLUNA BAŞVURU VE NEDENLERİ:
    Davalı Kurum, davanın hak düşürücü süre yönünden reddedilmesi gerektiğini, davalı Kurumun bu tür davalarda taraf sıfatının bulunmadığını, davalı işverenin Kurumdaki kayıtları incelendiğinde, davacının çalıştığını iddia ettiği tarihlerde davalı işyerinde çalıştığına dair resmi kayıt ve belge bulunmadığını, bordro kayıtlarında prim ödemesine rastlanılmadığı gibi Kurumca da bu yönde bir tespit yapılmadığını, dava konusu çalışmaların gerçek ve fiili bir çalışma olduğunun tespit edilemeyeceğini, gerekli araştırmalar yapılarak davanın reddine karar verilmesi gerekirken kabulüne karar verilmesinin hatalı olduğunu belirterek kararın bozulmasını talep etmiştir.
    V-İLGİLİ HUKUK KURALLARI VE İNCELEME:
    Davanın yasal dayanağı 5510 sayılı Kanunun 86/9. maddesidir. 506 sayılı Kanunun 6. maddesinde ifade edildiği üzere, “sigortalı olmak hak ve yükümünden kaçınılamaz ve vazgeçilemez.” Anayasal haklar arasında yer alan sosyal güvenliğin yaşama geçirilmesindeki etkisi gözetildiğinde, sigortalı konumunda geçen çalışma sürelerinin saptanmasına ilişkin davaların, kamu düzenine ilişkin olması nedeni ile özel bir duyarlılık ve özenle yürütülmesi zorunludur. Bu bağlamda, hak kayıplarının ve gerçeğe aykırı sigortalılık süresi edinme durumlarının önlenmesi, temel insan haklarından olan sosyal güvenlik hakkının korunabilmesi için, bu tür davalarda tarafların gösterdiği kanıtlarla yetinilmeyip, gerek görüldüğünde resen araştırma yapılarak kanıt toplanması gerektiği özellikle göz önünde bulundurulmalıdır.
    İnceleme konusu dosyada; davacı sigortalılık başlangıç tarihinin 10.05.1983 tarihi olduğunun tespitini talep ettiği, davacı adına...-...tarafından verilmiş işe giriş bildirgesinin bulunduğu, davacının işe giriş bildirgesinin verildiği tarihte 15 yaşında olduğu anlaşılmaktadır.
    506 sayılı Kanun’un 2"nci maddesine göre sigortalılık niteliği, hizmet akdinin kurulması ve 6"ncı madde gereğince çalışmaya başlanması ile edinilir. Aynı Kanun’un “Sigortalı Sayılmayanlar” başlıklı 3/II-B maddesinde; “Özel kanunda tarifi ve nitelikleri belirtilen çıraklar hakkında, çıraklık devresi sayılan süre içinde analık, malullük, yaşlılık ve ölüm sigortaları ile bu Kanunun 35"inci maddesi hükümleri uygulanmaz.” hükmü öngörülmüştür.
    Atıf yapılan ve dava konusu dönemde yürürlükte bulunan özel kanun olan 3308 sayılı Mesleki Eğitim Kanunu"nun 3. maddesi, çırağı; “çıraklık sözleşmesi esaslarına göre bir meslek alanında mesleğin gerektirdiği bilgi, beceri ve iş alışkanlıklarını iş içerisinde geliştirilen kişi” olarak tanımlanmıştır.
    Anılan Kanun"un “Çıraklık Şartları” başlıklı 10"uncu maddesine göre çırak olabilmek için,
    a)14 yaşını doldurmuş, 19 yaşından gün almamış olmak. (Bu bentte yer alan "onüç yaşını" ibaresi, 16/8/1997 tarih ve 4306 sayılı Kanunun 6 ncı maddesiyle "ondört yaşını" olarak değiştirilmiştir.)
    b)En az ilköğretim okulu mezunu olmak.
    c)Bünyesi ve sağlık durumu gireceği mesleğin gerektirdiği işleri yapmaya uygun olmak gerekmektedir.
    Ancak, 19 yaşından gün almış olanlardan daha önce çıraklık eğitiminden geçmemiş olanlar, yaşlarına ve eğitim seviyelerine uygun olarak düzenlenecek mesleki eğitim programlarına göre çıraklık eğitimine alınabilir. Kanun"un 13"ncü maddesi hükmüne göre ise; “Bu Kanunun uygulandığı yer ve meslek dallarında 818 sayılı Borçlar Kanunu"nun çıraklık sözleşmesine dair hükümleri ile 18 yaşını doldurduktan sonra sözleşmesi devam eden çıraklar hakkında 1475 sayılı İş Kanunu"nun, İşçi Sağlığı ve Güvenliği başlıklı beşinci bölümünde yer alan hükümleri dışındaki hükümler uygulanmaz.”
    Bu hükümler çerçevesinde taraflar arasındaki ilişkinin niteliği belirlenirken, başka bir ifade ile, davacının uyuşmazlığa konu dönemde çırak olup olmadığına karar verilirken, çalışma ilişkisine bakılmalıdır.
    Gerçekten de çıraklık sözleşmesinde, akdi ilişkinin üstün niteliği çalışma olgusu değil, sigortalıya bir meslek ve sanatın öğretilmesidir. Ancak çırak, işyerinde üretimle ilgili çalışmalara bilfiil katılıyor, meslek ve sanat eğitimi arka planda tutuluyorsa, bu durumda çıraklık ilişkisinden söz edilemeyecektir.
    Sözü edilen öğrencilerin sigortalı sayılmamaları, “tatbiki mahiyetteki yapım ve üretim işleri” nin gördükleri öğrenimin doğal bir gereği olmasından ötürüdür. Bir başka anlatımla, bu işler -SSK anlamında sigortalı işçilerin gördükleri iş görünümünde bulunsalar bile- belirgin olarak öğrenim çevresine girmektedir. Bu bakımdan, bu gibi durumlarda, esasen bir hizmet akdinin varlığından söz edilemeyeceği için sigortalılık niteliği edinme hali de söz konusu değildir (Mustafa Çenberci, Sosyal Sigortalar Kanunu Şerhi; Ankara, 1977 Baskı, s;130).
    Somut dosyada; öncelikle davacının öğrenim durumu araştırılmalı, çıraklık eğitim merkezi ile yazışma yapılmak suretiyle bu dönemde davacının merkezde kayıtlı olup olmadığı ve hangi sıfatla eğitim 15 yaşında bulunan davacının yaptığı işin niteliği sorulup, bu husus açıklığa kavuşturulmalıdır. Ayrıca, komşu iş yeri ve bunların bordrolarda kayıtlı çalışanları tespit edilerek tanık sıfatıyla dinlenilmeli, komşu iş yerleri ile ilgili kayıtlar celp edilerek verilen beyanlar denetlenmeli, bu şekilde davacının çalışmasının meslek ve sanat öğrenimine yönelik mi yoksa üretime yönelik mi olduğu tespit edilerek, elde edilecek sonuç değerlendirilmek suretiyle karar verilmelidir.
    Mahkemece yukarıda belirtilen hukuki ve maddi olgular göz önünde bulundurulmaksızın eksik inceleme ve araştırma sonucu yazılı şekilde karar verilmiş olması, usûl ve yasaya aykırı olup, bozma nedenidir.
    O hâlde, davalı Kurum vekilinin bu yönleri amaçlayan temyiz itirazları kabul edilmeli ve Samsun Bölge Adliye Mahkemesi 8. Hukuk Dairesinin istinaf başvurusunun esastan reddine ilişkin kararı kaldırılarak İlk Derece Mahkemesince verilen hüküm bozulmalıdır.
    SONUÇ: Samsun Bölge Adliye Mahkemesi 8. Hukuk Dairesi kararının HMK’nın 373/1 maddesi gereği kaldırılarak temyiz edilen ilk derece mahkemesi hükmünün yukarıda açıklanan nedenlerle BOZULMASINA, dosyanın kararı veren İlk Derece Mahkemesine gönderilmesine, 20.09.2021 gününde oybirliğiyle karar verildi.



    Sayın kullanıcılarımız, siteden kaldırılmasını istediğiniz karar için veya isim düzeltmeleri için bilgi@abakusyazilim.com.tr adresine mail göndererek bildirimde bulunabilirsiniz.

    Son Eklenen İçtihatlar   AYM Kararları   Danıştay Kararları   Uyuşmazlık M. Kararları   Ceza Genel Kurulu Kararları   1. Ceza Dairesi Kararları   2. Ceza Dairesi Kararları   3. Ceza Dairesi Kararları   4. Ceza Dairesi Kararları   5. Ceza Dairesi Kararları   6. Ceza Dairesi Kararları   7. Ceza Dairesi Kararları   8. Ceza Dairesi Kararları   9. Ceza Dairesi Kararları   10. Ceza Dairesi Kararları   11. Ceza Dairesi Kararları   12. Ceza Dairesi Kararları   13. Ceza Dairesi Kararları   14. Ceza Dairesi Kararları   15. Ceza Dairesi Kararları   16. Ceza Dairesi Kararları   17. Ceza Dairesi Kararları   18. Ceza Dairesi Kararları   19. Ceza Dairesi Kararları   20. Ceza Dairesi Kararları   21. Ceza Dairesi Kararları   22. Ceza Dairesi Kararları   23. Ceza Dairesi Kararları   Hukuk Genel Kurulu Kararları   1. Hukuk Dairesi Kararları   2. Hukuk Dairesi Kararları   3. Hukuk Dairesi Kararları   4. Hukuk Dairesi Kararları   5. Hukuk Dairesi Kararları   6. Hukuk Dairesi Kararları   7. Hukuk Dairesi Kararları   8. Hukuk Dairesi Kararları   9. Hukuk Dairesi Kararları   10. Hukuk Dairesi Kararları   11. Hukuk Dairesi Kararları   12. Hukuk Dairesi Kararları   13. Hukuk Dairesi Kararları   14. Hukuk Dairesi Kararları   15. Hukuk Dairesi Kararları   16. Hukuk Dairesi Kararları   17. Hukuk Dairesi Kararları   18. Hukuk Dairesi Kararları   19. Hukuk Dairesi Kararları   20. Hukuk Dairesi Kararları   21. Hukuk Dairesi Kararları   22. Hukuk Dairesi Kararları   23. Hukuk Dairesi Kararları   BAM Hukuk M. Kararları   Yerel Mah. Kararları  


    Avukat Web Sitesi