22. Hukuk Dairesi Esas No: 2014/27972 Karar No: 2015/13797 Karar Tarihi: 15.04.2015
Yargıtay 22. Hukuk Dairesi 2014/27972 Esas 2015/13797 Karar Sayılı İlamı
22. Hukuk Dairesi 2014/27972 E. , 2015/13797 K.
"İçtihat Metni"
MAHKEMESİ :Asliye Hukuk Mahkemesi
DAVA : Davacı, kıdem, ihbar tazminatı, fazla mesai, hafta tatili, ulusal bayram ve genel tatil ile yıllık izin ücreti alacaklarının ödetilmesine karar verilmesini istemiştir. Mahkeme, isteği kısmen hüküm altına almıştır. Hüküm süresi içinde davalı avukatı tarafından temyiz edilmiş olmakla, dava dosyası için Tetkik Hakimi ... tarafından düzenlenen rapor dinlendikten sonra dosya incelendi, gereği konuşulup düşünüldü:
Y A R G I T A Y K A R A R I
Davacı vekili müvekkilinin iş sözleşmesinin haksız olarak feshedildiğini ileri sürerek kıdem ve ihbar tazminatı, fazla çalışma, hafta tatili, ulusal bayram ve genel tatil ile yıllık izin ücretlerinin davalıdan tahsilini istemiştir. Davalı vekili, davacının istifa ettiğini ileri sürerek davanın reddine karar verilmesini istemiştir. Mahkemece bilirkişi hesaplamaları dikkate alınarak davanın kısmen kabulüne karar verilmiştir. Karar davalı vekilince süresinde temyiz edilmiştir. 1-Dosyadaki yazılara toplanan delillerle kararın dayandığı kanuni gerektirici sebeplere göre, davalının aşağıdaki bentlerin kapsamı dışında kalan temyiz itirazları yerinde değildir. 2-Taraflar arasındaki uyuşmazlık iş sözleşmesinin istifa ile sona erip ermediği noktasındadır. Dosya içeriğinden ofset kalıp hazırlama teknisyeni olan davacının 17.01.2006 tarihinde işe başladığı, 12.08.2008 tarihli el yazılı dilekçesi ile iş yerinden kendi isteği ile ayrılmak istediğini bildirdiği anlaşılmaktadır. 4857 sayılı İş Kanunu"nda işçinin istifası özel olarak düzenlenmiş değildir. İşçinin haklı bir sebebe dayanmadan ve bildirim süresi tanımaksızın iş sözleşmesini feshi, istifa olarak değerlendirilmelidir. İstifa iradesinin karşı tarafa ulaşmasıyla birlikte iş ilişkisi sona erer. İstifanın işverence kabulü zorunlu değilse de, işverence dilekçenin işleme konulmamış olması ve işçinin de iş yerinde çalışmaya devam etmesi halinde gerçek bir istifadan söz edilemez. İş sözleşmesinin istifa ile sona ermesi halinde işçinin iş güvencesi hükümlerinden yararlanması mümkün olmadığı gibi, ihbar ve kıdem tazminatlarına da hak kazanılamaz. Bundan başka işçinin işverene ihbar tazminatı ödemesi yükümü ortaya çıkabileceğinden istifa türündeki belgelerin titizlikle ele alınması gerekir. İmzaya itiraz ya da metin kısmına ilaveler yapıldığı itirazı mutlak olarak teknik yönden incelenmelidir. Somut olayda istifa dilekçesine göre işten kendi isteği ile ayrılan davacının dava dilekçesinde işveren tarafından kovulduğunu beyan ettiği gibi irade fesadı hali ile istifa dilekçesinin aksine haksız olarak işten çıkarıldığını da ispat edemediğinden kıdem ve ihbar tazminatı isteklerinin reddi yerine kabulüne karar verilmesi bozma nedeni yapılmıştır. 3-Mahkemece hükme esas alınan bilirkişi raporunda davacının son ücreti asgari ücrete oranlanarak fazla mesai alacağı hesaplanmıştır. Dosyada bulunan 2007 yılı ücret bordrolarının imzalı olduğu anlaşılmaktadır. Hal böyle olunca davacının 2007 yılı fazla mesai hesaplamasında imzalı ücret bordrolarının dikkate alınması gerekli iken yazılı şekilde karar verilmesi hatalı olup bozmayı gerektirmiştir. SONUÇ: Temyiz olunan kararın yukarıda yazılı sebeplerle BOZULMASINA, peşin alınan temyiz harcının istek halinde ilgiliye iadesine, 15.04.2015 gününde oybirliğiyle karar verildi.