Esas No: 2021/16733
Karar No: 2022/5799
Karar Tarihi: 14.06.2022
Yargıtay 8. Hukuk Dairesi 2021/16733 Esas 2022/5799 Karar Sayılı İlamı
8. Hukuk Dairesi 2021/16733 E. , 2022/5799 K."İçtihat Metni"
MAHKEMESİ : ... Bölge Adliye Mahkemesi 8. Hukuk Dairesi
DAVA TÜRÜ : 6292 Sayılı Kanun Kapsamında Bedelsiz İadesi Gereken Yerlerden Olduğu İddiasına Dayalı Tapu İptali Ve Tescil
İLK DERECE
MAHKEMESİ : ... 6. Asliye Hukuk Mahkemesi
Taraflar arasında görülen ve yukarıda açıklanan davada yapılan yargılama sonunda ... 6. Asliye Hukuk Mahkemesince verilen hükme karşı, davacı ... vekili tarafından istinaf yoluna başvurulması üzerine ... Bölge Adliye Mahkemesi 8. Hukuk Dairesince, davacı ... İtaatli vekilinin istinaf başvurusunun esastan reddine karar verilmiş olup, bu kez Bölge Adliye Mahkemesi kararının Yargıtayca duruşmalı olarak incelenmesi davacı ... vekili tarafından istenilmiştir. Dosya incelenerek işin duruşmaya tabi olduğu anlaşılmış ve duruşma için 14.06.2022 Salı günü tayin edilerek taraflara çağrı kağıdı gönderilmiştir. Duruşma günü, karşı taraftan Hazine vekili Avukat ...'un katılımıyla duruşmaya başlanarak temyiz isteğinin süresi içinde olduğu anlaşıldıktan ve hazır bulunanların sözlü açıklamaları dinlendikten sonra duruşmaya son verilerek; dosya incelendi, gereği düşünüldü:
K A R A R
Davacı ... vekili dava dilekçesiyle, ... İli Kepez İlçesi ... Köyü eski 1515 parsel yeni ... Mahallesi 28125 ada 88 parsel sayılı taşınmazın, ... 4. Asliye Hukuk Mahkemesinin 1997/180 Esas, 1997/644 Karar sayılı ilamıyla, Hazine adına orman sınırı dışına çıkarıldığı gerekçesiyle Hazine adına tesciline karar verildiğini, 6292 sayılı Kanun'a göre davacının tapusunu geri alma hakkına sahip olduğunu, belirlenen 2 yıllık süre içinde 19.06.2012 tarihinde iade talebinde bulunulduğu halde tapunun iade edilmediğini ileri sürerek, dava konusu taşınmazın tapusunun iptali ile davacı adına tesciline karar verilmesi istemiyle dava açmıştır.
Mahkemece verilen, davanın reddine ilişkin önceki hüküm, davacı vekili tarafından istinaf edilmekle, ... Bölge Adliye Mahkemesi 8. Hukuk Dairesinin 13.05.2019 tarih ve 2019/198 Esas, 2019/282 Karar sayılı ilamıyla; “ önceki davaların sebebi ile eldeki davanın sebebinin farklı olduğu, HMK’nin 114/1-i maddesi gereğince olumsuz dava şartı olan aynı davanın daha önceden kesin hükme bağlanmamış olması koşulunun, tarafları, konusu ve sebebi aynı olan davalara ilişkin olduğu, bu koşullardan bir tanesinin bulunmaması halinde kesin hükmün oluşmayacağı açıklanarak, İlk Derece Mahkemesince davanın esasına girilerek bir karar verilmesi” gereğine değinilmek suretiyle kaldırılarak İlk Derece Mahkemesine dava dosyası gönderilmiştir.
Mahkemece, Bölge Adliye Mahkemesinin kaldırma kararı üzerine yapılan yargılama sonunda; davanın kabulüne, ... ili Kepez ilçesi ... Mahallesi 28125 ada 88 parselde bulunan taşınmazın Maliye Hazinesi adına olan tapusunun iptali ile davacı ... adına tapuya kayıt ve tesciline karar verilmiş, hükmün davalı Hazine vekili ve katılma yoluyla davacı vekili tarafından istinaf edilmesi üzerine ... Bölge Adliye Mahkemesi 8. Hukuk Dairesince, davacı vekilinin istinaf isteminin esastan reddine, davalı Hazine vekilinin istinaf başvurusunun kabulüne, ... 6. Asliye Hukuk Mahkemesi' nin 26.06.2020 tarih ve 2019/267 Esas, 2020/263 Karar sayılı kararının HMK'nin 353/(1)-b.2 maddesi uyarınca kaldırılmasına ve davanın reddine karar verilmiş ve iş bu karar, davacı ... vekili tarafından temyiz edilmiştir.
6292 sayılı Orman Köylülerinin Kalkınmalarının Desteklenmesi ve Hazine Adına Orman Sınırları Dışına Çıkarılan Yerlerin Değerlendirilmesi İle Hazineye Ait Tarım Arazilerinin Satışı Hakkında Kanun'un "2/A veya 2/B belirtmelerinin terkini ve iade edilecek taşınmazlar" başlıklı 7. maddesinde; " (1) İlgililer tarafından idareye başvurulması ve İdarece bu başvuru üzerine veya resen yapılan inceleme ve araştırma sonucunda doğruluğu tespit edilmesi hâlinde;
a) Tapu ve kadastro veya imar mevzuatına göre ilgilileri adına oluşturulan ve tapuda halen kişiler adına kayıtlı olan taşınmazlardan Hazine adına orman sınırı dışına çıkarıldığı gerekçesiyle tapu kütüklerine 2/A veya 2/B belirtmesi bulunan veya konulan taşınmazların tapu kayıtları bedel alınmaksızın geçerli kabul edilir ve tapu kütüklerindeki 2/A veya 2/B belirtmeleri terkin edilerek tescilleri aynen devam eder, aynı gerekçeyle bu nitelikteki taşınmazlar hakkında dava açılmaz, açılan davalardan vazgeçilir, açılan davalar sonucunda tapularının iptaliyle Hazine adına tesciline karar verilen, kesinleşen ve tapuda henüz infaz edilmeyen taşınmazlar hakkında da aynı şekilde işlem yapılır. Ancak bu kararlardan infaz edilerek tapuda Hazine adına tescil edilen taşınmazlar ise, ilgilileri tarafından bu Kanun'un yürürlüğe girdiği tarihten itibaren iki yıl içinde İdareye başvurulması hâlinde, bedelsiz olarak önceki kayıt maliklerine veya kanuni mirasçılarına iade edilir.
b) Özel kanunları gereğince Devlet tarafından kişilere satılan, dağıtılan, trampa edilen, bedelli veya bedelsiz olarak devredilen veya iskânen verilen ya da özelleştirme suretiyle satılanlar ile hisseleri devredilen özel hukuk tüzel kişileri adına kayıtlı olan ancak daha sonra Hazine adına orman sınırı dışına çıkarıldığı gerekçesiyle tapu kütüklerine 2/A veya 2/B belirtmesi konulan taşınmazların tapu kayıtları geçerli kabul edilir, aynı gerekçeyle bu nitelikteki taşınmazlar hakkında dava açılmaz, açılan davalardan vazgeçilir, açılan davalar sonucunda Hazine adına tescil edilenler ise, bu Kanun'un yürürlüğe girdiği tarihten itibaren iki yıl içinde ilgilileri tarafından idareye başvurulması hâlinde önceki maliklerine veya kanuni ya da akdî haleflerine bedelsiz olarak iade edilir. Ancak, bu kişilerden taşınmazlarına karşılık daha önce yer verilenlere veya bedeli ödenenlere iade işlemi yapılmaz.
c) Bu fıkra kapsamında kalan taşınmazların kullanıcılarının kayıt maliklerinden farklı kişiler olmaları ve kayıt maliklerinin bu fıkradan yararlanmak istemeleri hâlinde, kullanıcılar bu Kanunda belirtilen şartları taşısalar dahi doğrudan satış hakkından yararlanamazlar.
(2) Birinci fıkra kapsamında kalan taşınmazlardan orman sınırı dışına çıkartılacak yerlerde bulunan ve Hazine adına orman sınırı dışına çıkarıldığı gerekçesiyle tapu kütüklerine 2/B belirtmesi konulması gereken taşınmazların tapu kütüklerine 2/B belirtmesi konulmaz ve bunlar hakkında dava açılmaz.
(3) Birinci fıkra kapsamında kalan taşınmazlardan tapuda Hazine adına tescilli olan taşınmazlar hakkında aynı fıkrada belirtilen süre içerisinde idareye başvurmayan ilgililerin hakları bu süre sonunda sona erer, bu kişiler idareden başkaca talepte bulunamazlar, hak ve tazminat talep edemezler ve dava açamazlar. Bu taşınmazlardan Hazine adına tescilli olanlar idarece satış dâhil genel hükümlere göre değerlendirilir.
(4) Bu maddeye göre ilgililerine iade edilmesi gereken taşınmazlardan orman olduğu iddiasıyla Orman Genel Müdürlüğünce açılan davalar sonucunda orman niteliğiyle Hazine adına tescil edilen, fiilen orman niteliğinde olan veya bu nedenle dava açılması gereken, ağaçlandırılmak üzere Orman Genel Müdürlüğüne tahsis edilen, kamu hizmetlerine ayrılan veya bu amaçla kullanılan, özel kanunlar gereğince değerlendirilmesi gereken veya Maliye Bakanlığınca belirlenen taşınmazlar ilgililerine iade edilmez. Bu taşınmazların yerine, idarece belirlenen ve ilgililerince itiraz ve dava konusu edilmeksizin kabul edilen rayiç bedelleri ödenebilir veya rayiç bedellerine uygun taşınmazlar verilebilir.” düzenlemesi bulunmaktadır.
Buna göre; 6292 sayılı Kanun'un 7. maddesi bir bütün olarak değerlendirildiğinde, idareye geniş takdir yetkisinin tanındığı görülmektedir. Zira, idarece iade başvurusu yerinde görülerek taşınmaz iade edilebileceği gibi, onun yerine, rayiç bedelini ödeyebileceği veya rayiç bedeline uygun başka taşınmaz verebileceği, hatta idarenin kanunda belirtilen gerekçelerle taşınmazı iade etmeyebileceği anlaşılmaktadır.
Bu noktada kısaca idari eylem ve idari işlemi tanımlamak gerekirse; idari eylem, kamu idare ve kurumlarının kamu görevine ilişkin, idare hukuku kural ve gereklerine göre yaptığı olumlu veya olumsuz davranış ve fiillerden ibarettir. İdari işlem ise, idari kanunlara dayanılarak yapılan muamelelerdir. İdarenin eylem ve işlemleri, onun kamu hukuku alanındaki kamu gücünü (kamu otoritesini) kullanarak, idare hukuku kural ve gerekleri uyarınca yaptığı faaliyetlerin, hukuki ve maddi hayattaki görünümleridir.
Somut olayda; davacı, dava konusu 28125 ada 88 parsel sayılı taşınmazın maliki olduğunu, taşınmazın 6831 sayılı Kanun’un 2/B maddesi uyarınca Hazine lehine orman sınırları dışına çıkarıldığını ve bu nedenle Hazinenin mülkiyetine geçtiğini ileri sürerek, bedelsiz iadeye ilişkin 6292 sayılı Kanun’un 7. maddesine dayanmak suretiyle taşınmazın Hazine adına olan tapusunun iptal edilmesini ve adına tapuya tescilini talep etmektedir. Dolayısıyla, eldeki tapu iptali ve tescil davasının hukuki dayanağı ve sebebi, 6292 sayılı Kanun’un 7. maddesindeki bedelsiz iade müessesesidir. Nitekim davacı, dava öncesinde bu istemle idareye başvurduğunu ancak sonuç alamadığını dile getirmektedir.
Konuya ilişkin olarak yukarıda değinilen kanun hükümleri ve davacıların eldeki davadaki talepleri ile bunun dayanağı birlikte irdelendiğinde, dava konusu taşınmazın 6292 sayılı Kanun kapsamında bedelsiz olarak iade şartlarını taşıyıp taşımadığı, idareye başvurulup başvurulmadığı hususlarının saptanması ve sonrasında dayanak tapunun 7/1-a ve b bentlerinde belirtilen nitelikleri taşıyıp taşımadığı, tapu kaydı belirtilen nitelikleri taşısa bile, taşınmazın bedelsiz iade edilebilecek nitelikte olup olmadığı, taşınmazın yerine rayiç bedellerinin ödenmesi ya da rayiç bedele uygun taşınmaz verilip verilmeyeceği yönünden ayrıca bir belirleme yapılması şeklindeki faaliyetlerin, birer idari işlem olduğunun kabulü gerekmektedir. Davacı, tapu iptali ve tescil isteminde bulunmuş ise de, maddi olayları ileri sürmek taraflara, hukuki nitelendirme yapmak ve uygulanacak kanun maddelerini belirlemek ... aittir (6100 sayılı HMK 33 m). İddianın ileri sürülüş şekline göre dava, lehine henüz sicile yansıtılmamış olan mülkiyet hakkının doğmuş olması nedeniyle, tapu iptali ile tescil niteliğinde olmayıp zaten mevcut olan ve tapu sicilinde kayıtlı olan dayanak tapu kaydı uyarınca bedelsiz iadeye ilişkin idari işlemlerin icrasına yöneliktir. Dolayısıyla işin esasının da idare hukuku ilkelerine göre incelemeye uygun olduğu; davanın kökeninde, çözüme kavuşturulmamış mülkiyet, kadastro vs. gibi hukuki ilişkinin bulunmadığı görülmektedir.
Bu durumda, açılan davanın, 2577 sayılı Kanun'un 2. birinci fıkrasının (a) ve (b) bentlerinde belirtildiği üzere; “İdari işlemler hakkında yetki, şekil, sebep, konu ve maksat yönlerinden biri ile hukuka aykırı olduklarından dolayı iptalleri için menfaatleri ihlal edilenler tarafından açılan iptal davaları” ve “İdari eylem ve işlemlerden dolayı kişisel hakları doğrudan muhtel olanlar tarafından açılan tam yargı davaları” kapsamında, idari yargı yerince çözümlenmesi gerektiği sonucuna varılmıştır. Nitekim Uyuşmazlık Mahkemesinin 25.02.2019 tarihli ve 2018/820 Esas, 2019/117 Karar ve 28.05.2020 tarihli ve 2020/56 Esas, 2020/309 Karar sayılı kararları da bu doğrultudadır.
Bu itibarla; Mahkemece, davanın, dava şartı yokluğundan usulden reddine karar verilmesi gerekirken, esastan reddine karar verilmesi ise de, bu husus, yeniden yargılamayı gerektirmediğinden, HMK'nin 370/2-4. maddesi gereğince Bölge Adliye Mahkemesi kararının gerekçesi ve hüküm fıkrasının düzeltilerek onanmasına karar verilmiştir.
SONUÇ: Yukarıda açıklanan nedenlerle, davacılar vekilinin temyiz itirazları yerinde görüldüğünden kabulü ile HMK'nin 370/4. madde gereği temyiz edilen Bölge Adliye Mahkemesi kararının gerekçesinin değiştirilmesine, Bölge Adliye Mahkemesi kararının hüküm fıkrasının B bölümünün 1.bendindeki “davanın reddine” ibaresinin hükümden çıkartılarak yerine; HMK'nin 114/1-b maddesi gereğince yargı yolunun caiz olmaması nedeniyle, aynı Kanun'un 115/2. maddesi uyarınca davanın usulden reddine” ibaresinin yazılmasına ve hükmün 6100 sayılı HMK'nin 370/2 maddesi gereğince düzeltilmiş bu şekli ile ONANMASINA, peşin harcın istek halinde temyiz eden davacıya iadesine, 14.06.2022 tarihinde oy birliğiyle karar verildi.
Sayın kullanıcılarımız, siteden kaldırılmasını istediğiniz karar için veya isim düzeltmeleri için bilgi@abakusyazilim.com.tr adresine mail göndererek bildirimde bulunabilirsiniz.