Abaküs Yazılım
8. Hukuk Dairesi
Esas No: 2021/11805
Karar No: 2022/5800
Karar Tarihi: 14.06.2022

Yargıtay 8. Hukuk Dairesi 2021/11805 Esas 2022/5800 Karar Sayılı İlamı

8. Hukuk Dairesi         2021/11805 E.  ,  2022/5800 K.

    "İçtihat Metni"

    MAHKEMESİ :Kadastro Mahkemesi

    Taraflar arasında görülen ve yukarıda açıklanan davada yapılan yargılama sonunda Mahkemece, davanın kısmen kabulüne karar verilmiş olup, hükmün Yargıtayca duruşma yapılmak suretiyle incelenmesi bir kısım davalılar ... ve arkadaşları tarafından, duruşmasız olarak incelenmesi ise davacı ... İdaresi vekili ve davalı Hazine temsilcisi tarafından istenilmiştir. Dosya incelenerek işin duruşmaya tabi olduğu anlaşılmış ve duruşma için 14.06.2022 Salı günü tayin edilerek taraflara çağrı kağıdı gönderilmiştir. Duruşma günü, temyiz eden Hazine vekili Avukat ... katılımıyla duruşmaya başlanarak temyiz isteğinin süresi içinde olduğu anlaşıldıktan ve hazır bulunanların sözlü açıklamaları dinlendikten sonra duruşmaya son verilerek; dosya incelendi, gereği düşünüldü:

    K A R A R

    Mahkemenin verdiği önceki karar Yargıtay tarafından özetle; “yörede 3402 sayılı Kanun'un 5304 sayılı Kanun ile değişik 4/3. maddesi uyarınca yapılan orman kadastrosunda 6831 ve 3402 sayılı Kanun hükümleri iç içe ve birlikte uygulandığından orman sınırları dışında bırakılan taşınmazlar hakkında 3402 sayılı Kanun'un 26/4. maddesi gereğince henüz olumlu tesbit tutanağı ve haritası düzenlenmemiş olmakla birlikte orman olmadığı konusunda "olumsuz tutanak ve harita düzenlendiği" kabul edilip, 6831 sayılı Kanun'un 11/1. maddesi gereğince Kadastro Mahkemesinin görevi (yetkisi) başlayacağı, Çevre ve Orman Bakanlığının ya da Orman Genel Müdürlüğünün otuz günlük kısmi ilan süresi içinde kadastro mahkemesinde dava açabileceği, açılacak bu davada yapılan kadastro işlemin özelliği ve açılacak davanın niteliği nedeniyle bu davada husumetin Hazine veya taşınmazın içinde bulunduğu köy tüzelkişiliği ya da davaya konu taşınmaza zilyed olanlara yöneltilebileceği, kendilerine husumet yöneltilerek dava açılan özel yada tüzel kişilerin gerçek hak sahibi olmadığı gerekçesiyle dava husumet yönünden red edilmeyip, Kadastro Mahkemesinin, dava dilekçesinde nitelikleri bildirilen taşınmazın tespit tutanağının, malik henesinin açık bırakılmak suretiyle düzenlenerek Kanun ve Yönetmelik hükümlerine göre mahkemeye göndermesini Kadastro Müdürlüğünden istemesi gerektiği, tesbit tutanağı düzenlenmeden keşif yapılması halinde, keşif sırasında belirlenecek hak sahiplerinin davaya katılması gerektiği ve bu arada tespit tutanağının gönderilmesi halinde dava dosyasıyla birleştirip 3402 sayılı Kanun'un 27, 28 ve 29. maddeleri gereğince yargılamaya devam edilerek tespit tutanağında yazılı hak sahiplerini de davaya katıp, husumet yaygınlaştırılarak taraf teşkilinin sağlanmasından sonra 3402 sayılı Kanun'un 30/2. maddesi gereğince tarafların gösterecekleri deliller ile mahkemece resen lüzum görülen diğer deliller de toplanıp dava konusu taşınmazın gerçek hak sahibi adına tesciline karar verilmesi gerektiği" açıklanarak bozulmuştur.
    Mahkemece, bozma ilamına uyularak yapılan yargılama sonunda, davanın kısmen kabulüne ve kısmen reddine, ... ili Mazıdağı ilçesi Yetkinler Köyündeki dava konusu 145 ada 3-11-12-13-27-28-29-30 ve 31 nolu parsellerin tespitinin iptali ile orman vasfıyla Maliye Hazinesi adına tapuya kayıt ve tesciline, aynı yer 145 ada 2-4-5-6-7-8-9-10-14-15- 16-17-18-19-20-21-22-23-24-26-33-34-37-38-39-40 ve 41 nolu parsellerin tespit gibi davalılar adına tapuya kayıt ve tesciline karar verilmiş; hüküm, bir kısım davalılar ... ve arkadaşları, davacı ... İdaresi vekili ve davalı Hazine temsilcisi tarafından temyiz edilmiştir.
    1. Davacı ... İdaresi vekilinin temyiz itirazları bakımından; Dosya muhtevasına, dava evrakı ile yargılama tutanakları münderecatına ve uyulan bozma ilâmında açıklandığı üzere işlem yapılıp sonucu dairesinde hüküm tesis edildiğine göre davacı ... İdaresi vekilinin yerinde olmayan temyiz itirazlarının reddine,
    2. Davalılar ... ve arkadaşlarının 145 ada 27, 28, 29, 30 ve 31 parsellere ilişkin hükme yönelik temyiz itirazlarının incelenmesinde;
    a) Mahkemece, dava konusu 145 ada 28, 29 ve 30 parsellerin orman sayılan yerlerden olduğu gerekçesiyle orman vasfıyla Hazine adına tesciline karar verilmiş ise de, dosya kapsamında alınan bilirkişi raporu ekindeki ... fotoğraflarında taşınmazların kısmen açık olarak göründükleri halde bilirkişi raporunda ağaçlı yapıda olduğu belirtilmiş ve ayrıca raporda taşınmazlar üzerinde bulunduğu belirtilen ağaçların cinsleri, dağılımları ve kapalılık oranı açıklanmamış olup, böylelikle ... fotoğrafıyla bilirkişi raporu arasında çelişki oluştuğundan, söz konusu çelişki giderilmek suretiyle taşınmazların orman sayılan ve orman sayılmayan kısımlarının ayrı ayrı belirlendiği rapor alınarak karar verilmesi gerekirken, yetersiz ve çelişkili bilirkişi raporuna dayanılarak hüküm kurulması hatalıdır.
    Hal böyle olunca; Mahkemece, yöreye ait en eski tarihli memleket haritası ve ... fotoğraflarının tamamı ile varsa amenajman planı ve komşu parsellere ait kadastro tutanakları, tutanaklar kesinleşmiş ise tapu kayıt örnekleri ve tapu kayıtları mahkeme kararı sonucu oluşmuş ise karar örnekleri ilgili yerlerden getirtilip dosya ikmal edildikten sonra mahallinde, yaşlı, tarafsız, yöreyi iyi bilen, davada yararı bulunmayan aynı köyde ve komşu köylerde ikamet eden şahıslar arasından seçilecek ayrı ayrı 3’er kişilik yerel bilirkişi kurulu ve taraf tanıkları ile önceki bilirkişiler dışında halen Tarım ve Orman Bakanlığı ve bağlı birimlerinde görev yapmayan bu konuda uzman orman mühendisleri arasından seçilecek üç orman mühendisi bilirkişi, bir ziraat mühendisi bilirkişi, bir fen elemanı ve bir jeodezi ve fotogrametri mühendisi bilirkişinin katılımıyla yeniden keşif yapılmalı ve bu keşifte, getirtilen belgeler çekişmeli taşınmazla birlikte çevre araziye de uygulanmak suretiyle taşınmazın öncesinin bu belgelerde ne şekilde nitelendirildiği belirlenmeli; 3116, 4785 ve 5658 sayılı Kanunlar karşısındaki durumu saptanmalı; zilyetlikle veya hukuki değeri kalmamış olan tapu kayıtlarıyla ormandan yer kazanılamayacağı, öncesi orman olan bir yerin üzerindeki orman bitki örtüsü yokedilmiş olsa dahi, salt orman toprağının orman sayılan yer olduğu düşünülmeli; toprak yapısı, bitki örtüsü ve çevresi incelenmeli; hakim gözetiminde, taşınmazın dört yönden renkli fotoğrafları çektirilip, onaylanarak dosyaya eklenmeli; yukarıda değinilen diğer belgeler fen, jeodezi ve fotogrametri ile uzman orman bilirkişiler eliyle yerine uygulattırılıp, orijinal-renkli (renkli fotokopi) ... fotoğrafları ve memleket haritasının ölçeği kadastro paftası ölçeğine, yine kadastro paftası ölçeği de ... fotoğrafları ve memleket haritası ölçeğine (Net-Cad veya benzeri programlar kullanılarak) denetime elverişli olacak şekilde çevrildikten sonra komşu ve yakın komşu parselleri de içine alacak şekilde birbiri üzerine aplike edilmek suretiyle çekişmeli taşınmaz, çevre parsellerle birlikte memleket haritası ve ... fotoğrafları üzerinde gösterilmeli; taşınmazın gerçek eğimi, klizimetre aletiyle ölçülerek memleket haritalarındaki münhanilerden (yükseklik eğrilerinden) de faydalanılmak suretiyle belirlenmeli; ... fotoğraflarının stereoskop aletiyle üç boyutlu incelemesi yapılarak, temyize konu taşınmazın niteliği ve kullanım durumu ile tasarruf sınırlarının belirgin olarak görünüp görünmediği tespit edilmeli; taşınmazın üzerindeki bitki örtüsünün cinsi, yaşı, dağılımı, kapalılık oranı ile taşınmazın imar-ihyaya konu olup olmadığını, olmuş ise imar-ihyaya en erken ne zaman başlanıldığını ve imar- ihyanın hangi tarihte tamamlandığını, taşınmazın ekonomik amacına uygun olarak tarım arazisi niteliğiyle zilyetliğine ne zaman başlanıldığını belirten müşterek imzalı, tereddüte mahal bırakmayacak şekilde, yalnız büro incelemesine değil, uygulamaya ve araştırmaya dayalı, bilirkişilerin onayını taşıyan krokili bilimsel verileri bulunan yeterli ve dosyadaki belgeler ile karşılaştırıldığında denetime elverişli rapor alınmalı; ayrıca keşifte dinlenecek yerel bilirkişi ve tanıklardan, taşınmazların öncesinin ne olduğu, kim veya kimler tarafından, hangi tarihten beri ve ne şekilde kullanıldığı, imar-ihya gerektiren yerlerden olup olmadığı, böyle yerlerden ise imar-ihyaya konu edilip edilmediği ve edilmiş ise imar-ihyasının hangi tarihte tamamlandığı hususları etraflıca sorulup maddi olaylara dayalı olarak açıklattırılmalı; komşu parsellerin tutanak ve dayanakları uygulanmak suretiyle dava konusu taşınmazları sınır olarak nasıl nitelendirdikleri araştırılmalı ve bu yolla yerel bilirkişi ve tanık sözleri denetlenmeli; yerel bilirkişiler ve tanıkların beyanları arasında doğabilecek çelişkiler gerektiğinde yüzleştirme yapılarak giderilmeye çalışılmalı; ziraat bilirkişisinden, taşınmazların evveliyatını, toprak yapısını, niteliğini ve zilyetlikle mülk edinilebilecek yerlerden olup olmadığını, komşu taşınmazlarla karşılaştırmalı şekilde açıklayan, bilimsel esaslara ve somut verilere dayalı, ayrıntılı ve gerekçeli rapor alınmalı; fen bilirkişisinden ise, keşfi takibe ve denetlemeye olanak verir rapor ve kroki düzenlemesi istenilmeli; tanık ve yerel bilirkişi ifadeleri bilimsel esaslara ve maddi bulgulara dayanılarak hazırlanan söz konusu bilirkişi raporlarıyla denetlenmeli; 3402 sayılı Kanun'un 14. maddesi uyarınca, adına tescil kararı verilecek kişi ya da kişiler ile diğer mirasçılar ve onların miras bırakanları adına aynı çalışma alanı içerisinde kayıtsız ve belgesizden başkaca taşınmaz mal tespit ya da tescil edilip edilmediği ilgili tapu müdürlüğü ve kadastro müdürlüğü ile hukuk mahkemeleri yazı işleri müdürlüğünden sorulup, aynı Kanun'un 3.7.2005 tarihli ve 5403 sayılı Toprak Koruma ve Arazi Kullanımı Kanunu ile değiştirilen 14/2. maddesi hükmü gözetilerek sulu ve susuz olarak kazanılmış toprak miktarı belirlenip, Kanun'un getirdiği sınırlamanın aşılıp aşılmadığı saptanarak, toplanacak tüm kanıtlar birlikte değerlendirilip, ulaşılacak sonuca göre bir hüküm kurulmalıdır.
    Mahkemece, bu hususlar gözetilmeksizin, eksik araştırma ve inceleme ile yazılı şekilde karar verilmesi isabetsiz olup, temyiz itirazları açıklanan nedenlerle yerinde görüldüğünden, hükmün dava konusu 145 ada 28, 29 ve 30 parseller yönünden bozulmasına karar vermek gerekmiştir.
    b) Dava konusu 145 ada 27 ve 31 parsellere yönelik temyiz itirazları bakımından; Dosya muhtevasına, dava evrakı ile yargılama tutanakları münderecatına ve uyulan bozma ilâmında açıklandığı üzere işlem yapılıp sonucu dairesinde hüküm tesis edildiğine göre, davalılar ... ve arkadaşlarının yerinde olmayan temyiz itirazlarının reddi ile usul, kanun ve bozma gereklerine uygun bulunan 145 ada 27 ve 31 parsellere yönelik hükmün onanmasına karar verilmiştir.
    3. Davalı Hazine temsilcisinin temyiz itirazlarının incelenmesinde;
    a) Dosya muhtevasına, dava evrakı ile yargılama tutanakları münderecatına ve uyulan bozma ilâmında açıklandığı üzere işlem yapılıp sonucu dairesinde hüküm tesis edildiğine göre, davalı Hazine temsilcisinin aşağıdaki bendin kapsamı dışındaki temyiz itirazları yerinde görülmediğinden reddine karar vermek gerekmiştir.
    b) Mahkemece, çekişmeli 145 ada 2, 4, 5, 6, 7, 8, 9, 10, 14, 15, 16, 17, 18, 19, 20, 21, 22, 23, 24, 26, 33, 34, 37, 38, 39, 40 ve 41 nolu parsellerin tespit gibi davalılar adına tapuya kayıt ve tesciline karar verilmiş ise de, dayanak vergi kayıtları usulünce uygulanarak çekişmeli taşınmazların vergi kaydı kapsamında kalıp kalmadığı, kalıyorsa miktar fazlası alanın olup olmadığı ve varsa bu kısımlar bakımından 3402 sayılı Kanun'un 14. maddesinde öngörülen "tapuda kayıtlı olmayan ve aynı çalışma alanı içinde bulunan ve toplam yüzölçümü sulu toprakta 40, kuru toprakta 100 dönüme kadar olan (40 ve 100 dönüm dahil) bir veya birden fazla taşınmaz mal, çekişmesiz ve aralıksız en az yirmi yıldan beri malik sıfatıyla zilyetliğini belgelerle veya bilirkişi veyahut tanık beyanlarıyla ispat eden zilyedi adına tespit edilir" hükmü gereğince adına tescil kararı verilecek kişi ya da kişiler ile diğer mirasçılar ve onların miras bırakanları adına ayrı ayrı başkaca belgeye dayalı olmaksızın zilyetlik nedeniyle taşınmaz tespit edilip edilmediği araştırılmamış ve ayrıca taşınmazlar malik hanesi açık olarak tespit edildiği halde, tespit gibi davalılar adına tesciline denmek suretiyle infazda sorun yaratacak şekilde hüküm kurulmuştur.
    Hal böyle olunca; Mahkemece, öncelikle dayanılan vergi kaydının onaylı örnekleri getirtilerek kadastro sırasında revizyon görüp görmediği Kadastro Müdürlüğü ve Tapu Sicil Müdürlüğünden sorulup saptanmalı, varsa revizyon gördüğü parsellere ait onaylı tutanak örnekleri, tutanakları kesinleşmiş ise kadastro sonucu oluşan tapu kayıtları getirtilmeli, Kadastro Müdürlüğü, Tapu Müdürlüklerine yazı yazılarak adlarına tescil kararı verilecek kişi ya da kişiler ile diğer mirasçılar ve onların miras bırakanları adlarına belgesize dayalı olarak taşınmaz tespit edilip edilmediği sorularak varsa tespit tutanağı ile tespit sonucu oluşmuş tapu kayıtları getirtilmeli, ayrıca adına tescil kararı verilecek kişi ya da kişilerle diğer mirasçılar ve onların miras bırakanları tarafından bu nedenle açılmış dava olup olmadığı Mahkeme Yazı İşleri Müdürlüğünden sorularak alınacak yazı cevabı dosya arasına konulmalı, tespite dayanak vergi kayıtları getirtilerek dosya ikmal edildikten sonra mahallinde, yaşlı, tarafsız, yöreyi iyi bilen, davada yararı bulunmayan aynı köyde ve komşu köylerde ikamet eden şahıslar arasından seçilecek ayrı ayrı 3’er kişilik yerel bilirkişi kurulu ve taraf tanıkları ile önceki bilirkişiler dışında bir fen bilirkişisinin katılımıyla yeniden keşif yapılmalıve yapılacak bu keşifte, tespite dayanak vergi kayıtları usulünce uygulanarak miktarıyla mı yoksa sınırları itibariyle mi geçerli olduğu değerlendirilmeli, keşfe katılacak uzman fen bilirkişisinden yapılacak keşif ve uygulamaları izleyip denetlemeye olanak verir, yerel bilirkişi ve tanıklarca gösterilen dayanak kayıtlarda ve komşu taşınmazların dayanaklarını oluşturan kayıtlarda gösterilen sınırlar işaretlenmiş dayanak kayıtlarının miktarı ve sınırları itibariyle kapsamlarını gösteren ayrıntılı rapor alınmalı; vergi kayıtlarına usulünce kapsam tayin edildikten sonra taşınmazların vergi kaydı kapsamı dışında kalması veya miktar fazlası kaldığının anlaşılması halinde bu kısımlar bakımından 3402 sayılı Kadastro Kanunu'nun 14. maddesi gereğince miktar kısıtlaması dikkate alınarak her bir kişinin azami sulu toprakta 40, kuru toprakta ise 100 dönüm miktarında taşınmaz edinebileceği de göz önünde bulundurulmak suretiyle, tüm deliller birlikte değerlendirilerek sonucuna göre karar verilmelidir.
    Mahkemece, bu hususlar gözetilmeksizin, eksik araştırma ve incelemeye dayalı olarak karar verilmesi isabetsiz olduğu gibi; kabule göre de, Kadastro Hakiminin malik hanesi açık taşınmazlarla ilgili olarak 3402 sayılı Kanun'un 30. maddesi uyarınca re'sen malik hanesini doldurarak açık, anlaşılır ve infaz sırasında tereddüt oluşturmayacak şekilde tescil hükmü kurmakla yükümlü olduğu göz önüne alındığında malik haneleri boş olan taşınmazlarla ilgili olarak tespit gibi tespit malikleri davalılar adına tesciline denmek suretiyle infazda sorun yaratacak şekilde hüküm kurulması da usul ve yasaya uygun bulunmadığından hükmün bozulmasına karar vermek gerekmiştir.
    SONUÇ: Yukarıda (1) nolu bentte açıklanan nedenlerle, davacı ... İdaresi vekilinin temyiz itirazlarının reddine; (2-a) nolu bentte açıklanan nedenlerle davalılar ... ve arkadaşlarının 145 ada 28, 29 ve 30 parsellere yönelik temyiz itirazları yerinde görüldüğünden kabulü ile 145 ada 28, 29 ve 30 parsellere ilişkin hükmün 6100 sayılı HMK'nin geçici 3.maddesi yollaması ile 1086 sayılı HUMK'un 428.maddesi uyarınca BOZULMASINA; (2-b) nolu bentte açıklanan nedenlerle davalılar ... ve arkadaşlarının 145 ada 27 ve 31 parsellere yönelik temyiz itirazlarının reddiyle 145 ada 27 ve 31 parsellere ilişkin hükmün ONANMASINA; (3-a) nolu bentte açıklanan nedenlerle, davalı Hazine temsilcisinin sair temyiz itirazlarının reddine; (3-b) nolu bentte açıklanan nedenlerle, davalı Hazine temsilcisinin temyiz itirazları yerinde görüldüğünden kabulü ile 145 ada 2, 4, 5, 6, 7, 8, 9, 10, 14, 15, 16, 17, 18, 19, 20, 21, 22, 23, 24, 26, 33, 34, 37, 38, 39, 40 ve 41 nolu parsellere ilişkin hükmün 6100 sayılı HMK'nin geçici 3.maddesi yollaması ile 1086 sayılı HUMK'un 428.maddesi uyarınca BOZULMASINA; taraflarca HUMK'un 440/I maddesi gereğince Yargıtay ilamının tebliğinden itibaren 15 gün içinde karar düzeltme isteğinde bulunulabileceğine,
    harçtan muaf olduğundan Hazineden harç alınmasına yer olmadığına, 7139 sayılı Kanun'un 33. maddesi uyarınca Orman İdaresi'nden harç alınmasına yer olmadığına, 14.06.2022 tarihinde oy birliğiyle karar verildi.





    Sayın kullanıcılarımız, siteden kaldırılmasını istediğiniz karar için veya isim düzeltmeleri için bilgi@abakusyazilim.com.tr adresine mail göndererek bildirimde bulunabilirsiniz.

    Son Eklenen İçtihatlar   AYM Kararları   Danıştay Kararları   Uyuşmazlık M. Kararları   Ceza Genel Kurulu Kararları   1. Ceza Dairesi Kararları   2. Ceza Dairesi Kararları   3. Ceza Dairesi Kararları   4. Ceza Dairesi Kararları   5. Ceza Dairesi Kararları   6. Ceza Dairesi Kararları   7. Ceza Dairesi Kararları   8. Ceza Dairesi Kararları   9. Ceza Dairesi Kararları   10. Ceza Dairesi Kararları   11. Ceza Dairesi Kararları   12. Ceza Dairesi Kararları   13. Ceza Dairesi Kararları   14. Ceza Dairesi Kararları   15. Ceza Dairesi Kararları   16. Ceza Dairesi Kararları   17. Ceza Dairesi Kararları   18. Ceza Dairesi Kararları   19. Ceza Dairesi Kararları   20. Ceza Dairesi Kararları   21. Ceza Dairesi Kararları   22. Ceza Dairesi Kararları   23. Ceza Dairesi Kararları   Hukuk Genel Kurulu Kararları   1. Hukuk Dairesi Kararları   2. Hukuk Dairesi Kararları   3. Hukuk Dairesi Kararları   4. Hukuk Dairesi Kararları   5. Hukuk Dairesi Kararları   6. Hukuk Dairesi Kararları   7. Hukuk Dairesi Kararları   8. Hukuk Dairesi Kararları   9. Hukuk Dairesi Kararları   10. Hukuk Dairesi Kararları   11. Hukuk Dairesi Kararları   12. Hukuk Dairesi Kararları   13. Hukuk Dairesi Kararları   14. Hukuk Dairesi Kararları   15. Hukuk Dairesi Kararları   16. Hukuk Dairesi Kararları   17. Hukuk Dairesi Kararları   18. Hukuk Dairesi Kararları   19. Hukuk Dairesi Kararları   20. Hukuk Dairesi Kararları   21. Hukuk Dairesi Kararları   22. Hukuk Dairesi Kararları   23. Hukuk Dairesi Kararları   BAM Hukuk M. Kararları   Yerel Mah. Kararları  


    Avukat Web Sitesi