10. Hukuk Dairesi 2021/734 E. , 2021/10534 K.
"İçtihat Metni"
Mahkemesi : İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 33. Hukuk Dairesi
No : 2019/1027-2020/1519
İlk Derece
Mahkemesi : İstanbul Anadolu 20. İş Mahkemesi
Dava, sigortalılık başlangıç tarihinin tespiti istemine ilişkindir.
İlk Derece Mahkemesince, hükümde belirtilen gerekçelerle davanın kabulüne dair verilen karara karşı, davalı Kurum vekili tarafından istinaf yoluna başvurulması üzerine, İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 33. Hukuk Dairesince istinaf başvurularının kabulü ile kararın kaldırılarak davanın reddine karar verilmiştir.
İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 33. Hukuk Dairesince verilen kararın, davacı tarafından temyiz edilmesi üzerine, temyiz isteklerinin süresinde olduğu anlaşıldıktan ve Tetkik Hakimi ... tarafından düzenlenen raporla dosyadaki kağıtlar okunduktan sonra işin gereği düşünüldü ve aşağıdaki karar tespit edildi.
I-İSTEM
Davacı sigorta başlangıç tarihinin 15.12.1985 tarihi olduğunun tespitini talep etti.
II- CEVAP:
SGK Başkanlığı vekili, hak düşürücü sürenin gözetilmesini, bildirgenin, sigortalı konumunda çalışmanın varlığını kabul için yeterli olmadığını, eylemli çalışma olgusunun Yargıtay içtihatlarında öngörülen yönteme uygun biçimde araştırılıp kanıtlanması gerektiğini belirtmiştir.
III- MAHKEME KARARI:
A- İLK DERECE MAHKEMESİ KARARI
İlk derece mahkemesince; davanın kabulüne, davacının 15/12/1985 tarihinde 1 gün çalıştığının ve sigortalı hizmet başlangıç tarihinin 18 yaşını doldurduğu 10/12/1988 olduğunun tespitine,
B- BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ KARARI
Bölge Adliye Mahkemesince; davalının istinaf isteminin kabulüne, İstanbul Anadolu 20.İş Mahkemesinin 2017/366 Esas, 2018/575 Karar sayılı 21.12.2018 tarihli kararının kaldırılmasına, davanın hukuki menfaat yokluğu nedeniyle reddine karar verilmiştir.
TEMYİZ KANUN YOLUNA BAŞVURU VE NEDENLERİ:
Davacı tarafından bölge adliye mahkemesi kararının yerinde olmadığı, dava açmakta hukuki yararının bulunduğu nedenleriyle kararın bozulmasını talep etmiştir.
IV- İLGİLİ HUKUK KURALLARI VE İNCELEME
Dava sigortalılık başlangıcının tespiti istemine ilişkin olup, 5510 sayılı Sosyal Sigortalar ve Genel Sağlık Sigortası Kanunu"nun Geçici 7. maddesi uyarınca yasal dayanağı 506 sayılı Kanunun 79/10. maddesidir.
Anılan Kanunun 6. maddesinde ifade edildiği üzere, “sigortalı olmak hak ve yükümünden kaçınılamaz ve vazgeçilemez.” Anayasal haklar arasında yer alan sosyal güvenliğin yaşama geçirilmesindeki etkisi gözetildiğinde, sigortalı konumunda geçen çalışma sürelerinin saptanmasına ilişkin davalar, kamu düzenine ilişkin olduğundan, özel bir duyarlılık ve özenle yürütülmesi zorunludur. Bu bağlamda, hak kayıplarının ve gerçeğe aykırı sigortalılık süresi edinme durumlarının önlenmesi, temel insan haklarından olan sosyal güvenlik hakkının korunabilmesi için, bu tür davalarda tarafların gösterdiği kanıtlarla yetinilmeyip, gerek görüldüğünde re’sen araştırma yapılarak kanıt toplanabileceği de göz önünde bulundurulmalıdır.
Diğer yandan, 5510 sayılı Kanun"un Geçici 7. maddesi yollamasıyla uygulanan mülga 506 sayılı Kanun"un 60/G maddesinde; "Bu maddenin uygulanmasında; 18 yaşından önce malullük, yaşlılık ve ölüm sigortalarına tabi olanların sigortalılık süresi, 18 yaşını doldurdukları tarihte başlamış kabul edilir. Ancak bu tarihten önceki süreler için ödenen malullük, yaşlılık ve ölüm sigortaları primleri prim ödeme gün sayılarının hesabına dahil edilir" hükmü öngörülmüştür.
Somut dosyada, 10.12.1970 doğumlu olan davacının sigortalılık başlangıç tarihinin 15.12.1985 tarihi olduğunun tespitini talep ettiği, hizmet cetvelinde 01.11.1987-01.03.1996 tarihleri arasında 4/1-a sigortalılığının bulunduğu, davacı adına 15.12.1985 tarihli işe giriş bildirgesinin kuruma verilmiş olduğu anlaşılmaktadır.
Buna göre; sigortalılık başlangıç tarihinin 15.12.1985 tarihi olduğunun tespitini isteyen davacı, 10.12.1970 doğumlu olup, sigortalılık başlangıç tarihinin 18 yaşını doldurduğu 10.12.1988 olarak kabulü, bu tarihten önceki hizmet sürelerinin ise, prim ödeme gün sayısına dahil edilecek olması karşısında, davacının hizmet tespitine ilişkin dava açmakta hukuki yararı bulunmaktadır. Bu nedenle, tespitinde hukuki yarar bulunan talebe konu dönemdeki çalışma iddiasının irdelenmesi ve sonucuna göre karar verilmesi gerektiği gözetilmeksizin, yazılı şekilde hüküm tesisi, usul ve yasaya aykırı olup, bozma nedenidir.
O hâlde, davacının bu yönleri amaçlayan temyiz itirazları kabul edilmeli ve İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 33. Hukuk Dairesinin; istinaf başvurularının kabulü ile ilk derece mahkemesi hükmünün Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun 353/1-b-2 maddesi gereğince kaldırılmasına, davanın reddine, dair kararı bozulmalıdır.
SONUÇ: İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 33. Hukuk Dairesi kararının HMK’nın 373/2. maddesi gereği BOZULMASINA, temyiz harcının istek halinde davacıya iadesine, dosyanın kararı veren Bölge Adliye Mahkemesi"ne gönderilmesine, 20.09.2021 gününde oybirliğiyle karar verildi.