14. Hukuk Dairesi 2013/15175 E. , 2013/15710 K.
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ :Asliye Hukuk Mahkemesi
Davacı vekili tarafından, davalılar aleyhine 30.03.2007 gününde verilen dilekçe ile tapu iptali ve tescil; birleşen davada davalı-davacı ... ve arkadaşları vekili tarafından 06.09.2007 gününde verilen dilekçe ile sözleşmenin iptali istenmesi üzerine yapılan duruşma sonunda; davanın reddine, birleşen davanın kabulüne dair verilen 25.04.2013 günlü hükmün Yargıtayca incelenmesi davacı birleşen davalı vekili tarafından istenilmekle süresinde olduğu anlaşılan temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten sonra dosya ve içerisindeki bütün kağıtlar incelenerek gereği düşünüldü:
_K A R A R_
Davacı ..., ölünceye kadar bakma sözleşmesine konu olan Kadıdondurma Köyü 125 ada 5 parsel, 145 ada 3 parsel ve 2956, 1062, 1217, 1397 parsel sayılı taşınmazlarda muris ... adına olan payın iptali ile adına tescilini istemiş; birleştirilen dosyada ise davacılar, murisleri ..."nın, vefatından önce murisin yaşlı olmasından istifade ile kandırılarak taşınmazları muvazaalı olarak ölünceye kadar bakma sözleşmesi ile davalı ..."ya devrettiğini ileri sürerek, ölünceye kadar bakma sözleşmesinin iptali, ikinci kademede aynı taşınmazlarla ilgili tenkis isteminde bulunmuşlardır.
Mahkemece, asıl davanın reddine, birleştirilen davanın kabulüne karar verilmiştir.
Hükmü, davacı birleşen davanın davalısı ... vekili temyiz etmiştir.
Ölünceye kadar bakım sözleşmeleri taraflara hak ve borçlar yükleyen sözleşmelerden olup, bakım borcuna karşılık bir taşınmazın devri kararlaştırıldığında, bakım alacaklısının ölümünden sonra onun mirasçıları mülkiyeti geçirme borcu ile yükümlüdürler. Bu yükümlülüklerini yerine getirmemeleri halinde, sözleşmeye dayanılarak tapu iptali ve tescil istemi ile dava açılabilir.
Bakım borçlusunun bakıp gözetme yükümlülüğü aksi kararlaştırılmadığı sürece, bakım alacaklısını ailesi içerisine alıp konut temini, besleme-giydirme, hastalığında tedavi, manevi yönden de her türlü yardım ve desteği sağlama gibi ödevleri kapsar. Bu görevlerin yerine getirilmesi halinde ölünceye kadar bakım sözleşmeleri taraflarına kişisel hak sağladığı için tapu iptali ve tescil davasını, bakım borçlusu ya da onun külli halefleri bakım alacaklısının mirasçılarına karşı açabilirler.
Açılan davada bakım alacaklısı mirasçılarının, bakım borçlusunun edimini yerine getirmediği savunması, sözleşmenin bakım borcu yerine getirilmediği iddiasıyla feshini isteme hakkı bakım alacaklısının sağlığında kullanması gereken bir hak olduğundan dinlenmez.
Kuşkusuz, ölünceye kadar bakım sözleşmesinin muvazaalı olarak yapıldığı her zaman ileri sürülebilir.
Kısaca ifade etmek gerekirse, muvazaa irade ile beyan arasında kasten yaratılmış aykırılıktır. Böyle bir savunma ileri sürülmüşse, mahkemece dayanılan sözleşmedeki tarafların gerçek ve müşterek amaçlarının Borçlar Kanununun 19. maddesi hükmünden yararlanarak açıklığa kavuşturulması gerekir. Zira bu gibi durumlarda ölünceye kadar bakım sözleşmesinin ivazlı olarak (bedel karşılığı) değil de bağış amaçlı veya mirasçıların bazılarından mal kaçırmak amacı ile yapıldığı kabul edilmelidir.
Somut olaya gelince; bakım alacaklısı sağlığında, bakım borçlusunun edimini yerine getirmediği iddiasıyla sözleşmenin feshini istemediğine göre asıl davanın bakım alacaklısına davacı tarafından bakılmadığı gerekçesi ile reddi doğru olmamıştır.
O halde mahkemece yapılması gereken iş, tarafların gerçek iradelerinin açıklığa kavuşturulması bakımından bakım alacaklısı ..."nın tüm mal varlığını araştırmak, ölünceye kadar bakım sözleşmesi gereğince davacı ..."ya devredilmesi taahhüt edilen taşınmazlarla birlikte bakım alacaklısı ... adına tapuda kayıtlı diğer tüm taşınmazların ve davacının ölünceye kadar bakım sözleşmesi gereğince devraldığını iddia ettiği 145 ada 4 parsel ve 1068 parsel sayılı taşınmazlara ait tapu kayıtlarını getirterek murisin mal varlığının tümünün bakım sözleşmesine konu edilip edilmediğini saptamak, bunun dışında mal varlığı bulunmakta ise değerlerini takdir ederek bakıp gözetmeye karşılık davacıya bırakılanı orantılamak, diğer delillerden de yararlanarak yönteme uygun inceleme ve araştırma yapmak, bakım sözleşmesinin gerçeği yansıtıp yansıtmadığını veya diğer mirasçılardan mal kaçırmak kastıyla yapılıp yapılmadığını, dolayısıyla gerçek iradenin ne olduğunu tespit ederek oluşacak sonuç doğrultusunda bir hüküm kurmak olmalıdır.
Mahkemece, ölünceye kadar bakım sözleşmesinin Dairemizin yukarıda yazılı ilkeleri doğrultusunda muvazaalı şekilde düzenlenip düzenlenmediği araştırılmaksızın yazılı şekilde hüküm kurulması doğru görülmemiş, bu sebeple kararın bozulması gerekmiştir.
SONUÇ: Yukarıda yazılı nedenlerle temyiz itirazlarının kabulü ile hükmün BOZULMASINA, peşin harcın istek halinde yatırana iadesine, 16.12.2013 gününde oybirliği ile karar verildi.