17. Hukuk Dairesi 2013/20177 E. , 2014/6644 K.
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ : İzmir 13. Asliye Ticaret Mahkemesi
TARİHİ : 08/10/2013
NUMARASI : 2012/573-2013/211
Taraflar arasındaki tazminat davasının yapılan yargılaması sonunda; kararda yazılı nedenlerden dolayı davanın yetkisizlik nedeniyle usulden reddine dair verilen hükmün süresi içinde davacılar vekili tarafından temyiz edilmesi üzerine dosya incelendi, gereği düşünüldü:
-K A R A R-
Davacı vekili, davalının trafik sigortacısı olduğu müvekkilleri desteği A. A. idaresindeki araç ile tek taraflı kaza yapması sonucu destek Akın’ın vefat ettiğini belirterek toplam 1.000,00.-TL maddi tazminatın dava tarihinden itibaren işleyecek avans faizi ile tahsilini talep etmiştir.
Davalı A. Türk Sigorta A.Ş. vekili, yetkili mahkemenin olay yeri olan Sorgun Asliye Hukuk Mahkemesi olduğunu belirterek davanın reddini savunmuştur.
Mahkemece, iddia, savunma ve toplanan kanıtlara göre; 2918 sayılı KTK"nın 110. maddesi gereğince İzmir Mahkemelerinin uyuşmazlıkta yetkili olmadığı, usulüne uygun olarak yapılan yetki itirazına göre HMK"nin 19. maddesi gereğince davalının seçim hakkını kullandığı Sorgun Asliye Hukuk Mahkemesi"nin yetkili olduğu gerekçesi ile davanın yetkisizlik nedeniyle usulden reddine karar verilmiş, hüküm davacılar vekili tarafından temyiz edilmiştir.
Dava Borçlar Kanunu"nun 6098 sayılı TBK 54 maddelesi gereğince maddi tazminat istemine ilişkindir.
2918 sayılı Karayolları Trafik Kanunu"nun 110. maddesi ile ZMSS Genel Şartlarının C.7.maddesinde, motorlu araç kazalarından dolayı hukuki sorumluluğa ilişkin davaların sigortacının merkez veya şubesinin veya sigorta sözleşmesini yapan acentenin bulunduğu yer mahkemelerinden birinde açılabileceği gibi, kazanın vuku bulduğu yer mahkemesinde de açılabileceği düzenlenmiştir. Somut olayda, kaza Sorgun İlçesinde vuku bulmuş, sigorta poliçesi de Erzincan İlinde tanzim edilmiştir. Davacı vekilinin davayı, sigortacının bir acente veya şubeden daha yetkili organı olan Batı Anadolu Bölge Müdürlüğünün bulunduğu İzmir’de açtığı gözetilerek yetki itirazının reddi ile işin esasına girilmesi gerekirken yazılı şekilde karar verilmesi doğru görülmemiştir.
SONUÇ: Yukarıda açıklanan nedenlerle davacılar vekilinin temyiz itirazlarının kabulü ile hükmün BOZULMASINA, peşin alınan harcın istek halinde temyiz eden davacılara geri verilmesine 30.4.2014 gününde Üye."ın karşı oyu ve oybirliğiyle karar verildi.
KARŞI OY
T.C. Anayasasının 142 maddesinde "Mahkemelerin kuruluşu, görev ve yetkileri, işleyişi ve yargılama usullerinin kanunla düzenleneceği",
2918 Sayılı Karayolları Trafik Yasası"nın 110/2 maddesinde "motorlu araç kazalarından dolayı hukuki sorumluluğa ilişkin davaların, sigortacının merkez veya Şubesinin veya sigorta sözleşmesini yapan acentenin bulunduğu yer mahkemelerinden birinde açılabileceği gibi kazanın vuku bulduğu yer mahkemesinde de açılabileceği" belirtilmiştir.
Ayrıca dava tarihinde yürürlükte bulunan mülga 1086 sayılı HUMK.nın 21.maddesinde de "haksız bir fiilden mütevellit davanın o fiilin vuku bulduğu mahal mahkemesinde ikame olunabileceği" öngörülmüştür.
Anayasasının 142 maddesine nazaran İdari bir kararla veya şirket şirket işlelyişi gereğince alınan karar ve mahkemelerin yetki ve görevlerinin tayini mümkün olmadığı gibi yargı kararları ile de yasa ile açıkça yetki verilmeyen bir mahkemenin yorum yolu ile yetkili kılınması da mümkün bulunmamaktadır.
2918 Sayılı Karayolları Trafik Kanunu, dava tarihinde yürürlükte bulunan mülga 1086c sayılı HUMK. 21.maddesine paralel olarak 110/2 maddesi hükmünü getirmiş olup prensip olarak motorlu araç kazalarından kaynaklanan davalara uygulanır. Dolayısıyla işletene (KTK 85), motorlu araçlarla ilgili mesleki faaliyette bulunana (KTK 104) yarış düzenleyicilere (KTK 105) aracı çalan ya da gasp edenlere (KTK 107), sigortacıya (KTK 97) ve işletenle birlikte müteselsil sorumlu olan kişilere (KTK 88) mesela araç sürücüsüne karşı açılacak tüm davalar bu madde kapsamına girmektedir. Şu durum karşısında madde kapsamı dışındaki yerlerden birinde bir dava açıldığı ve yetki yönünden karşı konulduğu takdirde istenilen ve madde kapsamında yer alan mahkemelerden birine dosya gönderilmek üzere yetkisizlik nedeni ile dava dilekçesi red edilmelidir. (Y.4HD. 27.4.1989 gün 1037/4037 sayılı kararı, Karahasan-Tazminat Davaları S.367-369, Nomer, 2918 Sayılı KTK"ya göre motorlu araç işleteninin hukuki sorumluluğu İBD 1992 S.1-3 S.86, Havutçu-Gökyayla, uygulamada 2918 sayılı KTK"ya göre hukuki sorumluluk)
Somut uyuşmazlıkta;
Davacı müvekkilinin desteği A. A."nın idaresinde bulunan araçla yaptığı tek taraflı kaza sonucu vefat ettiğini belirterek destek tazminatı talebinde bulunmuştur.
Dava dilekçesi tebliğ üzerine davalı sigorta vekili görev itirazıyla birlikte yetki itirazında bulunarak davacının KTK 110.maddesine dayanarak İzmir mahkemesinde dava açtığını, müvekkili şirket merkezinin İzmir"de şubesi bulunmadığını, bu nedenle kazanın meydana geldiği Sorgun Asliye Hukuk Mahkemesinin yetkili ve görevli olduğunu bildirmiştir.
Yerel mahkemece kazanın meydana geldiği yerin Sorgun olduğundan yetki itirazı kabul edilerek yetki yönünden dava reddedilmiştir.
Uyuşmazlık, davalı sigorta şirketinin bölge müdürlüğünün İzmir"de bulunması nedeniyle davanın burada açılmasının mümkün olup olmadığı noktasındadır.
Davacının murisinin ölümü ile sonuçlanan trafik kazasının Sorgun"da gerçekleştiği, davalı merkezinin İstanbul/Kadıköy olduğu, ZMSS poliçesinin yapıldığı yer ile davacıların ikametgahının Erzincan olduğu konusunda bir uyuşmazlık yoktur.
Davanın açıldığı İzmir mahkemesi 2918 sayılı yasanın 110/2 maddesinde tadat edilen, şirket merkezi-şube-acente veya kazanın vuku bulduğu yer mahkemelerinden biri değildir. Kaldı ki, davalı sigorta şirketi beyan dilekçesiyle İzmir"de şubelerinin bulunmadığını açıkca bildirmiştir.
Mahkemelerin yetkisi ancak kanunla düzenlenebileceğine ilişkin T.C Anayasasının 142.maddesi açık hükmüne rağmen yargı organının kıyas yolu ile yasada sayılmayan yer mahkemesini yetkili mahkeme olarak tayin ve tesbiti mümkün bulunmamaktadır.
Açıklanan gerekçelerle davanın yetkisiz mahkemede açıldığına ilişkin mahkeme kararının yerinde olduğu ve kararın onanması gerektiği halde sayın çoğunluğun bozma görüşüne karşıyım.