11. Hukuk Dairesi 2018/2158 E. , 2019/3648 K.
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ :TİCARET MAHKEMESİ
TÜRK MİLLETİ ADINA
Taraflar arasında görülen davada İstanbul 3. Asliye Ticaret Mahkemesince bozmaya uyularak verilen 14/11/2017 tarih ve 2017/369-2017/986 sayılı kararın Yargıtayca incelenmesinin davalı vekili tarafından istenildiği ve temyiz dilekçesinin süresi içinde verildiği anlaşılmış olmakla, dava dosyası için Tetkik Hakimi ... tarafından düzenlenen rapor dinlendikten ve yine dosya içerisindeki dilekçe, layihalar, duruşma tutanakları ve tüm belgeler okunup, incelendikten sonra işin gereği görüşülüp, düşünüldü:
Davacı vekili, müvekkilinin davalı bankadan 18/10/2011 tarihinde imzalanan genel kredi sözleşmesine istinaden 1.000.000.-TL kredi aldığını, kredinin kullanılmasından bir süre sonra piyasa verilerinin düzelmesi ve bu düzelmeye bağlı olarak faiz oranlarının ciddi anlamda düşmesi üzerine davacının önce davalı bankadan uyarlama talebinde bulunduğunu, ancak davalı bankanın buna yanaşmadığını, bunun üzerine davacının başka bir banka ile anlaşarak düşük faiz oranları ile para bularak davalı bankadan aldığı krediyi kapattığını, kredinin %10"u tutarında erken ödeme tazminatı ödemesi gerektiğinin ifade edildiğini, bunun haksız ve yasal olmadığının beyan edilmesine rağmen davacının mecburen 105.000,00 TL tazminatı 30/05/2013 tarihinde bankaya yatırmak zorunda kaldığını ileri sürerek, davalının erken ödeme tazminatı adı altında tahsil ettiği bedelden şimdilik 80.000,00 TL"sinin 30/05/2013 tarihinden itibaren işleyecek avans faizi ile birlikte davalıdan tahsiline karar verilmesini istemiştir.
Davalı vekili, davanın hukuki mesnetten ve dayanaktan yoksun olduğunu savunarak, usul ve esas yönünden reddini istemiştir.
Mahkemece, bozma ilamına uyularak yapılan yargılama ve benimsenen bilirkişi raporu doğrultusunda, davacının, davalı bankadan 24.10.2011 tarihinde 60 ay vadeli 1.000.000,00 TL kredi kullandığı, davacının krediyi 30.05.2013 tarihinde erken kapattığı, erken kapama tarihinde bakiye ana para borcunun 772.791,38 TL kaldığı, bu durumda sözleşmenin eki mahiyetindeki 18.10.2011 tarihli geri ödeme planında yer alan "12-24 ay arasında kapatılması durumunda %10 komisyon alınacağı" hükmüne göre davalının davacıdan ancak 77.279,14 TL komisyon alabileceği, buna rağmen 105.000,00 TL alınmakla 23.856,90 TL fazla tahsilat yapılmış olduğu gerekçesiyle, davanın kısmen kabulüne, 23.856,90 TL"nın 30/05/2013 tarihinden itibaren işleyecek avans faiziyle birlikte davalıdan tahsiline karar verilmiştir.
Kararı davalı vekili temyiz etmiştir.
Dava, kredinin erken kapatılması sebebiyle tahsil edilen erken kapama komisyonunun istirdadı istemine ilişkin olup, mahkemece yazılı gerekçelerle davanın kısmen kabulüne karar verilmiştir. Ancak, mahkemece uyulmasına karar verilen Dairemiz bozma ilamında da işaret edildiği üzere, kredinin erken kapatılması halinde tahsil edilecek erken kapama komisyonu miktarının taraflar arasında imzalanan 18.10.2011 tarihli geri ödeme planına göre belirlenmesi gerekmektedir. Zikredilen geri ödeme planında, kredinin 12-24 ay arasında erken kapatılması durumunda kullandırılan ana paranın %10’u oranında erken kapama komisyonu tahsil edileceğinin kararlaştırıldığı anlaşılmaktadır. Bu itibarla, mahkemece, geri ödeme planına göre, kullandırılan ana para üzerinden %10 oranında erken kapama komisyonu tahsil edilmesinin doğru olduğu gözetilerek bir karar verilmesi gerekirken, alınması gerekli erken kapama komisyonun bakiye borç üzerinden belirlenmesi doğru görülmemiş, bozmayı gerektirmiştir.
SONUÇ: Yukarıda açıklanan nedenlerle davalı vekilinin temyiz itirazlarını kabulü ile hükmün davalı yararına BOZULMASINA, ödediği peşin temyiz harcının isteği halinde temyiz eden davalıya iadesine, 13/05/2019 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.