Abaküs Yazılım
3. Hukuk Dairesi
Esas No: 2021/1695
Karar No: 2022/85
Karar Tarihi: 18.01.2022

Yargıtay 3. Hukuk Dairesi 2021/1695 Esas 2022/85 Karar Sayılı İlamı

3. Hukuk Dairesi         2021/1695 E.  ,  2022/85 K.
"İçtihat Metni"

MAHKEMESİ : İZMİR BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ 21. HUKUK DAİRESİ
İLK DERECE
MAHKEMESİ : İZMİR 3. ASLİYE HUKUK MAHKEMESİ

Taraflar arasında ilk derece mahkemesinde birleştirilerek görülen asıl alacak davasının kısmen kabulüne, kısmen reddine, birleşen alacak davasının kabulüne dair verilen karar hakkında bölge adliye mahkemesi tarafından yapılan istinaf incelemesi sonucunda; asıl ve birleşen davada davacı vekilinin istinaf başvurusunun reddine, asıl ve birleşen davada davalı vekilinin istinaf başvurusunun kısmen kabulüne yönelik olarak verilen karar, asıl ve birleşen davada davacı vekili tarafından duruşmasız, asıl ve birleşen davada davalı vekili tarafından duruşmalı olarak temyiz edilmekle; duruşma günü olarak belirlenen 18/01/2022 tarihinde asıl ve birleşen davada davacı vekili Av. ... ile asıl ve birleşen davada davalı vekili Av. ... geldiler. Açık duruşmaya başlandı ve hazır bulunan vekillerin sözlü açıklamaları dinlenildikten sonra işin incelenerek karara bağlanması için saat 14.00'e bırakılması uygun görüldüğünden, belli saatte dosyadaki bütün kağıtlar okunarak, Tetkik Hakiminin açıklamaları dinlenip, gereği düşünüldü:

Y A R G I T A Y K A R A R I
Asıl davada davacı, davalının zaman zaman kendisinden ödünç para istediğini, bazen elden, bazen banka vasıtası ile ödünç olarak davalıya imkanları ölçüsünde paralar verdiğini, 2015 yılı başlarında borç olarak verdiği paraları davalıdan istediğini, davalının borcunu ödemediğini, davalının banka hesabına ödünç olarak 17.05.2012 tarihinde 50.000,00-TL, 06.06.2012 tarihinde 150.000,00-TL, 22.01.2014 tarihinde 75.000,00-TL, 06.02.2014
tarihinde 25.000,00-TL, 18.07.2014 tarihinde 20.000,00-TL, 21.07.2014 tarihinde 30.000,00-TL, 27.10.2014 tarihinde 20.000,00-TL ve 20.11.2014 tarihinde 35.000,00-TL olmak üzere toplam 405.000,00-TL gönderdiğini ileri sürerek, 405.000,00-TL alacağın davalıdan tahsilini istemiştir.
Birleşen davada davacı, davalının zaman zaman kendisinden ödünç para istediğini, bazen elden, bazen banka vasıtası ile ödünç olarak davalıya imkanları ölçüsünde paralar verdiğini, davalının borcunu ödemediğini, davalının banka hesabına ödünç olarak 20.04.2012 tarihinde 200.000,00-TL, 26.04.2012 tarihinde 100.000,00-TL ve 25.02.2014 tarihinde 50.000,00-TL gönderdiğini ileri sürerek, fazlaya ilişkin hakları saklı kalmak kaydıyla 350.000,00-TL'nin davalıdan tahsilini istemiştir.
Davalı, davacıyı eskiden beri tanıdığını ve zaman içerisinde birbirlerinden karşılıklı olarak ödünç para alıp verdiklerini, davacının iddia ettiği gibi bu ilişkide sadece borç veren taraf olarak yer almadığını, kendisinin de davacıya zaman zaman borç para verdiğini, davacı tarafından 17.05.2012 tarihinde yapılan 50.000,00-TL ve 06.06.2012 tarihinde yapılan 150.000,00-TL şeklindeki ödemelere ilişkin dekontlardan bu paraların borç olarak gönderilmediğinin anlaşıldığını, kendisine ait hesaptan 02.10.2014 tarihinde davacının banka hesabına ödünç iadesi olarak havale ettiği 100.000,00-TL bulunduğunu, yine davacının hesabına ödünç iadesi olarak 25.05.2012 tarihinde 50.000,00-TL ve 17.09.2012 tarihinde 20.000,00-TL ödemelerinin olduğunu savunarak, davanın reddini dilemiştir.
İlk derece mahkemesince, asıl dosyada davanın kısmen kabulüne, 105.000,00-TL alacağın dava tarihinden itibaren işleyecek yasal faizi ile birlikte davalıdan tahsili ile davacıya verilmesine, bakiye 300.000,00-TL yönünden davanın reddine; birleşen dosyada davanın kabulüne, toplam 350.000,00 TL alacağın dava tarihinden itibaren işleyecek yasal faizi ile birlikte davalıdan tahsili ile davacıya verilmesine, davalı hakkında haksız olarak yapılmış bir icra takibi olmadığından davalının talep ettiği kötü niyet tazminatının reddine karar verilmiş; karara karşı taraflar istinaf başvurusunda bulunmuştur.
İzmir Bölge Adliye Mahkemesi 21. Hukuk Dairesince, davacının istinaf başvurusunun reddine, davalının istinaf başvurusunun kısmen kabulüyle İzmir 3. Asliye Hukuk Mahkemesinin 25.12.2018 tarih ve 2016/533 esas, 2018/648 karar sayılı kararının HMK’nın 353/1-b.2 maddesi uyarınca düzeltilmek üzere kaldırılmasına ve esas hakkında yeniden karar verilmesine; ana dosyada, davanın kısmen kabulü ile 15.000,00-TL alacağın dava tarihi olan 11.11.2016 tarihinden itibaren işleyecek yasal faizi ile birlikte davalıdan tahsili ile davacıya ödenmesine, birleşen İzmir 1. Asliye Hukuk Mahkemesi'nin 2017/824 esas, 2017/870 karar sayılı dosyasında; davanın kabulüne, 350.000,00-TL alacağın dava tarihi olan 22.09.2017 tarihinden itibaren işleyecek yasal faizi ile birlikte davalıdan tahsili ile davacıya verilmesine karar verilmiş; hüküm, taraflarca temyiz edilmiştir.
I-) Davalı-birleşen davada davalı vekilinin asıl dava bakımından temyiz isteminin incelenmesinde;
6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu'nun 361 nci maddesi uyarınca; bölge adliye mahkemesi hukuk dairelerinden verilen temyizi kabil nihai kararlar ile hakem kararlarının iptali talebi üzerine verilen kararlara karşı tebliğ tarihinden itibaren iki hafta içinde temyiz
yoluna başvurulabilir. Açıklanan madde hükmü gereğince, bölge adliye mahkemesi hukuk dairelerinin hakem kararlarının iptali istemiyle açılan davalarda ilk derece mahkemesi sıfatıyla verdiği kararlar veya ilk derece mahkemesi kararlarına karşı yapılan kanun yolu başvurusu üzerine istinaf incelemesi sonucu verdiği kararlar için ayrım yapılmaksızın 6100 sayılı Kanun’un 362 nci maddesinde belirtilen temyiz kesinlik sınırı uygulanmaktadır.
Miktar veya değeri kesinlik sınırını geçmeyen davalara ilişkin nihai kararlar, 6100 sayılı Kanun'nun 362 nci maddesi uyarınca temyiz edilemez. Temyize konu edilen miktarın kesinlik sınırının altında kalması hâlinde 6100 sayılı Kanun’un 366 ncı maddesi atfıyla aynı Kanun’un 352 nci maddesinin birinci fıkrasının (b) bendi uyarınca temyiz dilekçesinin reddine karar vermek gerekir.
Dosya içeriğine göre, hüküm altına alınan ve temyize konu edilen miktar bölge adliye mahkemesinin karar tarihi itibari ile kesinlik sınırı olan 72.070 TL’nin altında kalmaktadır.
II-) Davacı-birleşen davada davacı vekilinin asıl dava bakımından temyiz isteminin incelenmesinde;
1-Dosyadaki yazılara, kararın dayandığı delillerle yasaya uygun gerektirici nedenlere ve özellikle delillerin takdirinde bir isabetsizlik bulunmamasına göre davacının aşağıdaki bendin kapsamı dışında kalan sair temyiz itirazlarının reddi gerekir.
2-Dava, ödünç sözleşmesine dayalı olarak açılan alacak istemine ilişkindir.
Davalı vekili cevap dilekçesinde ve aşamalardaki beyanlarında, davalıya ait hesaptan davacının banka hesabına ödünç iadesi olarak 02.10.2014 tarihinde 100.000,00-TL, 25.05.2012 tarihinde 50.000,00-TL ve 17.09.2012 tarihinde 20.000,00-TL gönderildiğini beyan etmiş, dosyadaki dekont örneklerinden davacıya toplam 170.000,00-TL’nin ödünç iadesi açıklamasıyla gönderildiği anlaşılmıştır. Bölge Adliye Mahkemesince 170.000,00-TL’nin davacının alacağından mahsup edilmesi yerinde ise de, banka hesap hareketlerinde görülen 03.11.2014 tarihinde davalının hesabından davacıya ait hesaba ödünç iadesi açıklamasıyla gönderilen 20.000,00-TL’nin davacı alacağından mahsup edilmesi taraflarca iddia ve savunma yoluyla ileri sürülmediğinden resen gözetilemeyeceği dikkate alınmadan alacaktan mahsup edilmesi hatalı olup, bozma nedenidir.
III-) Davalı-birleşen davada davalı vekilinin birleşen dava bakımından temyiz isteminin incelenmesinde;
Dosyadaki yazılara, kararın dayandığı bilgi ve belgelere, özellikle temyiz olunan bölge adliye mahkemesi kararında yazılı gerekçelere göre, yerinde bulunmayan bütün temyiz itirazlarının reddi ile usul ve kanuna uygun olan bölge adliye mahkemesi kararının 6100 sayılı HMK’nın 370/1 maddesi uyarınca onanmasına karar vermek gerekmiştir.
SONUÇ: Yukarıda birinci bentte açıklanan nedenlerle davalı-birleşen davada davalı vekilinin asıl dava yönünden temyiz dilekçesinin REDDİNE, ikinci bentte açıklanan nedenlerle temyiz olunan asıl davaya yönelik Bölge Adliye Mahkemesi kararının HMK'nın 371. maddesi uyarınca davacı -birleşen davada davacı yararına BOZULMASINA, üçüncü
bentte açıklanan nedenlerle birleşen davaya yönelik Bölge Adliye Mahkemesince verilen kararın HMK'nın 370/1. maddesi uyarınca ONANMASINA, 3.815'şer TL Yargıtay duruşması vekalet ücretinin davalıdan alınıp davacıya verilmesine,
asıl davada peşin alınan temyiz harçlarının istek halinde temyiz eden davalıya, asıl ve birleşen davada davacıya iadesine, birleşen davada 16.919,60 TL bakiye temyiz harcının temyiz eden davalıya yükletilmesine, HMK'nın 373/2. maddesi uyarınca dosyanın kararı veren bölge adliye mahkemesine gönderilmesine, 18/01/2022 tarihinde oy birliğiyle karar verildi.






Sayın kullanıcılarımız, siteden kaldırılmasını istediğiniz karar için veya isim düzeltmeleri için destek@ictihatlar.com.tr adresine mail göndererek bildirimde bulunabilirsiniz.

Son Eklenen İçtihatlar   AYM Kararları   Danıştay Kararları   Uyuşmazlık M. Kararları   Ceza Genel Kurulu Kararları   1. Ceza Dairesi Kararları   2. Ceza Dairesi Kararları   3. Ceza Dairesi Kararları   4. Ceza Dairesi Kararları   5. Ceza Dairesi Kararları   6. Ceza Dairesi Kararları   7. Ceza Dairesi Kararları   8. Ceza Dairesi Kararları   9. Ceza Dairesi Kararları   10. Ceza Dairesi Kararları   11. Ceza Dairesi Kararları   12. Ceza Dairesi Kararları   13. Ceza Dairesi Kararları   14. Ceza Dairesi Kararları   15. Ceza Dairesi Kararları   16. Ceza Dairesi Kararları   17. Ceza Dairesi Kararları   18. Ceza Dairesi Kararları   19. Ceza Dairesi Kararları   20. Ceza Dairesi Kararları   21. Ceza Dairesi Kararları   22. Ceza Dairesi Kararları   23. Ceza Dairesi Kararları   Hukuk Genel Kurulu Kararları   1. Hukuk Dairesi Kararları   2. Hukuk Dairesi Kararları   3. Hukuk Dairesi Kararları   4. Hukuk Dairesi Kararları   5. Hukuk Dairesi Kararları   6. Hukuk Dairesi Kararları   7. Hukuk Dairesi Kararları   8. Hukuk Dairesi Kararları   9. Hukuk Dairesi Kararları   10. Hukuk Dairesi Kararları   11. Hukuk Dairesi Kararları   12. Hukuk Dairesi Kararları   13. Hukuk Dairesi Kararları   14. Hukuk Dairesi Kararları   15. Hukuk Dairesi Kararları   16. Hukuk Dairesi Kararları   17. Hukuk Dairesi Kararları   18. Hukuk Dairesi Kararları   19. Hukuk Dairesi Kararları   20. Hukuk Dairesi Kararları   21. Hukuk Dairesi Kararları   22. Hukuk Dairesi Kararları   23. Hukuk Dairesi Kararları   BAM Hukuk M. Kararları   Yerel Mah. Kararları  


Avukat Web Sitesi