Esas No: 2021/7768
Karar No: 2022/10012
Karar Tarihi: 18.05.2022
Yargıtay 7. Ceza Dairesi 2021/7768 Esas 2022/10012 Karar Sayılı İlamı
7. Ceza Dairesi 2021/7768 E. , 2022/10012 K."İçtihat Metni"
MAHKEMESİ :Asliye Ceza Mahkemesi
SUÇ : 5607 sayılı Yasaya aykırılık
HÜKÜM : Hükümlülük, müsadere, tasfiye
Yerel mahkemece verilen hüküm temyiz edilmekle; başvurunun süresi, kararın niteliği ve suç tarihine göre dosya okunduktan sonra Türk Milleti adına gereği görüşülüp düşünüldü;
Sanığa ait işyerinde yapılan aramada, muhtelif markalarda kaçak sigara, cep telefonu ve 107 adet kol saati ele geçirildiği olayda, sanığın ele geçirilen kol saatlerine ilişkin fatura ile gümrük beyannamesi sureti ibraz ettiği, 13/10/2014 tarihli bilirkişi raporu ile suça konu sigara ve cep telefonlarının kaçak olduğunun tespit edildiği ancak kol saatlerine ilişkin ibraz edilen fatura içeriği ve düzenleme tarihi itibariyle kol saatlerinin kaçak olup olmadığının hususunda net bir tespit yer almadığı anlaşılmakla gerçeğin kuşkuya yer bırakmayacak şekilde belirlenmesi açısından, suça konu cep telefonlarının kaçak olup olmadığının net olarak tespiti için, ibraz edilen faturaların ve gümrük beyannamesi suretinin olayda yakalanan kol saatleri ile uygunluk arz edip etmediğinin, firma defterlerinde kayıtlı olup olmadığının tespiti ile ilgili gümrük idaresinden gümrük giriş beyannameleri tüm ekleriyle birlikte getirtilip, dava konusu tüm belgeler konusunda uzman bilirkişiye tevdi edilerek cins, miktar, menşei ve sair özellikleri itibariyle ayniyet tespiti yapılarak ithale kadar inilmek suretiyle zincirleme menşei araştırmasının tamamlanarak sonucuna göre bir hüküm kurulması gerekirken eksik incelemeye dayalı olarak yazılı şekilde hüküm tesisi,
Kabule göre de;
1-Suç tarihi ve ele geçen eşyanın niteliğine göre sanığın eyleminin 11/04/2013 tarihli Resmi Gazete'de yayımlanarak yürürlüğe giren 6455 sayılı Yasa ile değişik 5607 sayılı Yasanın 3/18. maddesi kapsamında kaldığı, ancak suç tarihinden sonra ise 28/06/2014 tarihli Resmi Gazete'de yayımlanarak yürürlüğe giren 6545 sayılı Yasa ile değişik 5607 sayılı Yasanın 3/18-son cümle delaletiyle anılan Yasanın 3/5, 3/10. madde ve fıkraları kapsamında bulunduğu gözetildiğinde;
Hükümden sonra 15.04.2020 tarihli Resmi Gazete'de yayımlanarak yürürlüğe giren 7242 sayılı Yasanın 61. maddesi ile 5607 sayılı Yasanın 3/22. maddesine eklenen "Eşyanın değerinin hafif olması halinde verilecek cezalar yarısına kadar, pek hafif olması halinde ise üçte birine kadar indirilir." şeklindeki düzenlemenin sanık lehine hükümler içermesi, yine 7242 sayılı Yasanın 62. maddesi ile değiştirilen 5607 sayılı Yasanın 5/2. maddesine eklenen fıkra uyarınca kovuşturma aşamasında etkin pişmanlık uygulamasının olanaklı hale geldiği ve anılan madde uyarınca suça konu kaçak eşyanın gümrüklenmiş değerinin iki katı tutarındaki miktarın hüküm verilinceye kadar Devlet Hazinesine ödenmesi halinde verilecek cezada indirim uygulanacağının hüküm altına alındığı gözetilerek,
Suç tarihinde yürürlükte olan 6455 sayılı Yasa'nın 3/18. maddesi ile 6545 ve 7242 sayılı Yasalar ile değiştirilen 5607 sayılı Yasanın 3/18. maddesi yollamasıyla 3/5, 3/10, 3/22, 5/2. maddeleri somut olaya uygulanarak belirlenen sonuç cezalar karşılaştırılmak suretiyle sanığın hukuki durumunun tayin ve takdiri ile 5237 sayılı TCK'nun 7. maddesi ve 7242 sayılı Yasanın 63. maddesi ile 5607 sayılı Yasaya eklenen geçici 12. maddenin 2. fıkrası nazara alınarak sonucuna göre uygulama yapma görevinin de yerel mahkemeye ait bulunması zorunluluğu,
2-24.11.2015 tarihli 29542 sayılı Resmi Gazete'de yayımlanarak yürürlüğe giren Anayasa Mahkemesi'nin 08.10.2015 tarihli ve 2014/140 Esas, 2015/85 sayılı iptal kararı ile 5237 sayılı TCK'nun 53. maddesinin bazı bölümlerinin iptal edilmesi nedeniyle, anılan maddenin yeniden değerlendirilmesinde zorunluluk bulunması,
Kabule göre de;
1- Sanığın eyleminin suç tarihi itibarıyla ele geçirilen gümrük kaçağı sigaralar yönünden, 11/04/2013 tarihli Resmi Gazete'de yayımlanarak yürürlüğe giren 6455 sayılı Yasa ile değişik 5607 sayılı Yasanın 3/18. maddesi, yakalanan gümrük kaçağı telefon yönünden ise aynı yasanın 3/5. maddesi kapsamında kaldığı ancak, sanık hakkında 5237 sayılı TCK'nun 44. maddesinde düzenlenen "fikri içtima" hükümleri gereğince 6455 sayılı Yasa ile değişik 5607 sayılı Yasanın 3/18. maddesi uyarınca tek hüküm kurulması gerektiği gözetilmeden yazılı şekilde karar verilmesi,
2-Dairemizce de kabul gören Yargıtay Ceza Genel Kurulu'nun 08/04/2014 tarih, 2013/7-591 Esas, 2014/171 Karar ve 16/05/2017 tarih, 2015/398 Esas, 2017/272 Karar sayılı kararlarında ayrıntıları belirtildiği gibi; suçun işleniş biçimi, suçun işlenmesindeki özellikler, fiillerin işleniş yer ve zamanı, fiiller arasında geçen süre, korunan değer ve yarar, hareketin yöneldiği maddi konunun niteliği, olayların oluş ve gelişimi ile dış dünyaya yansıyan diğer tüm özellikler birlikte değerlendirilip sanığın eylemlerini bir suç işleme kararının icrası kapsamında gerçekleştirip gerçekleştirmediği ve hakkında TCK'nun 43. maddesinin uygulanıp uygulanmayacağı hususlarının tartışılarak belirlenmesi bakımından;
Temyiz incelenmesine konu bu dosyaya ilişkin suç tarihinin 30.01.2014, iddianame düzenleme tarihinin ise 22.09.2014 olduğu,
Yapılan UYAP sorgulamasında yine sanığa ait kesinleşen ve uyarlama yargılaması için yeniden esasa kaydedilen ... Asliye Ceza Mahkemesi'nin 25.03.2021 tarih, 2020/1859 Esas – 2021/720 Karar sayılı dosyasında suç tarihinin 06.02.2014, iddianame düzenleme tarihinin ise 21.02.2014 olduğu,
Anılan dosyalarda sanığın eylemlerinin benzer mahiyette olduğu dikkate alınarak, kesinleşen dosyanın da aslının veya onaylı bir örneğinin bu dosya arasına alınarak, sanığın bu eylemi bir suç işleme kararı icrası kapsamında işleyip işlemediği ve hakkında TCK'nun 43. maddesi uyarınca zincirleme suç hükümlerinin uygulanıp uygulanamayacağı hususu tartışıldıktan sonra bir karar verilmesi gerektiğinin ve kesinleşmiş cezanın mahsup edilmesi gerektiği dikkate alınmadan yazılı şekilde hüküm kurulması,
3-Suça konu kaçak eşyanın 5607 sayılı Yasanın 13/1. maddesi yollamasıyla 5237 sayılı TCK'nun 54/4. maddesi uyarınca müsaderesine karar verilmesi gerektiğinin gözetilmemesi ve müsadere ile yetinilmesi gerekirken yazılı şekilde tasfiyesine de karar verilmesi,
Bozmayı gerektirmiş, sanığın temyiz itirazları bu itibarla yerinde görülmüş olduğundan, hükmün 5320 sayılı Yasanın 8/1. maddesi gereğince yürürlükte bulunan 1412 sayılı CMUK'nun 321. maddesi uyarınca BOZULMASINA, 18.05.2022 tarihinde oy birliğiyle karar verildi.