(Kapatılan) 13. Hukuk Dairesi 2011/3292 E. , 2012/3373 K.
"İçtihat Metni"
MAHKEMESİ :Asliye Hukuk Mahkemesi
Taraflar arasındaki alacak davasının yapılan yargılaması sonunda ilamda yazılı nedenlerden dolayı davanın reddine yönelik olarak verilen hükmün davacı avukatınca duruşmalı olarak temyiz edilmesi üzerine ilgililere çağrı kağıdı gönderilmişti. Belli günde davacı vekili avukat ... geldi, davalılar adına gelen olmadığından duruşmaya başlanılmış ve hazır bulunan avukatın sözlü açıklaması dinlenildikten sonra karar için başka güne bırakılmıştı. Bu kez temyiz dilekçesinin süresinde olduğu saptanarak dosya incelendi, gereği konuşulup düşünüldü.
KARAR
Davacı, davalı ... Esnaf ve Sanatkarlar Odası Birliği’nin kendisine ait 334 adet dükkanı satması için diğer davalı Keramettin Uçak’a yetki verildiğini, bu hususun yerel basın vasıtasıyla da duyurulduğunu, kendisinin de birliğe ait olan 1 ve 2 nolu dükkanları satın almak için Davalı keramettin ile görüşerek bu hususta sözleşme düzenleyip 194300,00 TL’yi Keramettin’e ödediğini, 1 numaralı dükkanı tapuda devri aldığını, ancak 2 numaralı dükkanın kendisine verilmediğini belirterek 98.950,00 TL’nin davalılardan müştereken tahsilini istemiştir.
Davalı Kerametin, asıl sorumluluğun diğer davalı Birlikte olduğunu, Davalı birlik ise, davacının kendilerine para ödemediğini, davalı Keramettin’in (2) numaralı dükkan için yetkisi bulunmadığını savunarak davanın reddini dilemiştir.
Mahkemece, davalı birliğin diğer davalıyı yetkilendirdiği, bu hususun kamuoyunca da bilindiğin, davacının iyi niyetli olduğu, Davalı Keramettin yönünden davanın mirasın reddi sebebiyle reddine, Davalı Birlik hakkındaki davanın ise kabulüne karar verilmiş, hüküm, davalı birlik tarafından temyiz edilmiş, dairemizce “Davacı tarafından Davalı Birlik hesabına paranın ödendiğinin ispatlanamadığı gerekçesiyle davanın reddine karar verilmesi” gerekirken, kabulünün usul ve yasaya aykırı bulunduğundan bahisle bozulmuş, Mahkemece bozmaya uyularak davanın reddine karar verilmiş, Hüküm, Davacı tarafından temyiz edilmiştir.
Dava, geçersiz satış nedeniyle verilen satış bedelinin istirdadına ilişkin olup, dava konusu (2) numaralı dükkanın davacıya teslim edilmediği, bedelin de ödenmediği ileri sürelerek 98.950,00 TL’nin davalılardan tahsili istenmiştir. Davalı Keramettin Yönünden dava reddedilmiş ve temyiz edilmemek suretiyle kesinleşmiştir. Uyuşmazlık bu bedelden davalı SESOB (... Esnaf ve sanatkarlar Odası Birliği)’nin sorumlu olup olmadığı noktasında toplanmaktadır. Mahkemenin de kabulünde olduğu üzere SESOB maliki olduğu işyerlerini doğrudan satmamış, davacıya yönlendirmek suretiyle Keramettin Uçak’ı temsilcisi olduğu izlenimiyle geçersiz olan satış sözleşmeleri düzenlemek suretiyle gerçekleştirmiştir. Hukuk Genel kurulu’nun 6.10.2010 gün ve 447-467 sayılı kararında da vurgulandığı üzere, Tüm dosya kapsamı ve sözleşmenin irdelenmesinde, tarafların gerçek iradelerinin temsilcilik sözleşmesi yapmaya yönelik olduğu, Davalı ...’ın da temsilci sıfatıyla hareket ettiği, bu hususun SESOB tarafından emniyet’e yazılan 13.1.2005 tarih 17 nolu yazıyla 51 parselde bulunan katlı işyerindeki bağımsız bölümlerin satış yetkisinin 11.7.2003-12.5.2004 tarihleri arasında Keramettin Uçak’a verilmiştir.” Şeklindeki yazı ve davalı SESOB Vekilinin 4.12.2007 tarihli celsedeki beyanından da anlaşılmaktadır. SESOB Yönetim Kurulu’nun 17.2.2005 tarihli kararında 51 parselde bulunan taşınmazların satışının resmi dairelerde gerekli işlemleri yapma konusunda da Keramettin Uçak’ın yetkilendirildiği belirgindir. Tüm bu maddi ve hukuki olgular gözetildiğinde …her iki davalının da satış bedelinden sorumlu oldukları anlaşılmaktadır. Her ne kadar Mahkemece dairemizin “SESOB” un sorumlu olmadığına ilişkin bozma ilamına uyularak davalı yönünden dava reddedilmişse de, maddi hata sonucu verilen bozma kararının usulü müktesep hak teşkil etmeyeceği tartışmasızdır. Kaldı ki, aynı durumda bulunan kişilerin bir kısmının alacak istemleri kabul edilmiş ve SESOB’un sorumlu olduğu kabul edilerek verilen kararlar Dairemizce onanmıştır. Aksi halde aynı durumda bulunan Davacı’nın alacağına kavuşamaması adil olmayacaktır. Mahkemece davacı’nın alacağının belirlenerek davanın kabulüne karar verilmesine gerekirken, yazılı şekilde hüküm tesisi usul ve yasaya aykırı olup, bozmayı gerektirir.
SONUÇ:Yukarıda açıklanan nedenlerle temyiz olunan kararın Davacı yararına BOZULMASINA, 900.00 TL duruşma avukatlık parasının davalıdan alınarak davacıya ödenmesine, peşin alınan harcın istek halinde iadesine, 23.02.2012 gününde oybirliğiyle karar verildi.