Esas No: 2021/8845
Karar No: 2022/5756
Karar Tarihi: 14.06.2022
Yargıtay 8. Hukuk Dairesi 2021/8845 Esas 2022/5756 Karar Sayılı İlamı
8. Hukuk Dairesi 2021/8845 E. , 2022/5756 K."İçtihat Metni"
MAHKEMESİ :Kadastro Mahkemesi
DAVA TÜRÜ : Tapu İptal Ve Tescil
Taraflar arasında görülen ve yukarıda açıklanan davada yapılan yargılama sonunda Mahkemece, davanın kısmen kabulüne karar verilmiş olup hükmün davalı ... ve Hazine vekili tarafından temyiz edilmesi üzerine; dosya incelendi, gereği düşünüldü.
K A R A R
Kadastro sonucu, ... İli Erdemli İlçesi ... Mahallesi 101 ada 1789 parsel sayılı 50.929,25m2 yüzölçümüdeki taşınmaz, tarla vasfıyla davalı olarak tespit edilmiştir.
Davacılar ... ve ... tarafından davalı ... aleyhine tapu kaydına ve zilyetliğe dayanarak açılan müdahalenin meni istemli davalar birleştirilmiş; çekişmeli taşınmaz hakkında tutanak düzenlenmiş olması nedeniyle dava, Kadastro Mahkemesine aktarılmıştır.
Öte yandan yargılama devam ederken ...'nın vefatı üzerine ... haricindeki mirasçılar sundukları dilekçeleriyle davadan feragat etmişlerdir.
Mahkemece yapılan yargılama sonunda; davacı ...'ın davasının kısmen kabul, kısmen reddine, dava konusu ... İli Erdemli İlçesi Toros Mah./Köy Kösüregediği mevkii 101 ada 1789 parsel sayılı taşınmazın tespitinin iptaline, taşınmazın 23.06.2015 tarihli fen bilirkişisinin krokili raporunda A harfi ile gösterilen kırmızı renkle çizilmiş 14.549, 92 m2 lik taşınmazın ekli raporda ki geometrik şekille ve aynı ada ve parsel numarası ile tarla vasfı ile davalı ... adına tespit ve tesciline, aynı raporda C harfi ile gösterilen ve parselin A ve B kısmı dışında kalan ve siyah olarak çizili bulunan 33.662,70 m2 lik taşınmazın ekli raporda ki geometrik şekille ve aynı ada ve farklı parsel numarası ile tarla vasfı ile davacı ... adına tespit ve tesciline, aynı raporda B harfi ile gösterilen ve siyah taralı olan 2.716,63 m2 lik taşınmazın ekli raporda ki geometrik şekille ve aynı ada ve farklı parsel numarası ile Orman vasfı ile Hazine adına tespit ve tesciline karar verilmiş; hüküm, davalı ... ve Hazine vekili tarafından temyiz edilmiştir.
Genel mahkemelerde açılan müdahalenin meni davası devam ederken bölgede kadastro çalışması yapılması neticesinde dava konusu taşınmazlar hakkında kadastro tutanağı düzenlendiği gerekçesiyle dava dosyaları Kadastro Mahkemesine devredilmiş olup, davada 3402 sayılı Kanun'un 30/2 maddesi şartları mevcuttur. Mahkemece, 3402 sayılı Kanun'un 30/2 maddesi uyarınca gerçek hak sahibi re'sen belirlenecek, davada taraf olmayanlar adına dahi tescile karar verilebilecektir. Dava konusu taşınmazların kadastro tesbit tutanakları 3402 sayılı Kanun'un 30/2. maddesi uyarınca gerçek hak sahibi belirlenerek doldurulmalıdır. 3402 sayılı Kadastro Kanunu'nun 5, 26, 27 ve 30/2. maddelerinde, kadastro tesbit tarihinden önce dava konusu olan taşınmazlar hakkında ne gibi işlem yapılacağı gösterilmiştir. 3402 sayılı Kanun'un 27, 28 ve 29. maddeleri gereğince yargılamaya devamla, tesbit tutanağında yazılı hak sahiplerinin 3402 sayılı Kanun'un 30/2. maddesi gereğince gösterecekleri delillerle mahkemece re'sen lüzum görülen diğer deliller de toplanıp dava konusu taşınmazın gerçek hak sahibi ya da sahipleri adına tesbit ve tapuya tesciline karar verilmesi gerekmektedir. Bu durumda Orman İdaresinin davada taraf olması gerektiğinden Mahkemece davaya dahil etmesi için davacıya süre ve imkan tanınmalı, taraf teşkili sağlanmalıdır. Diğer yandan Mahkemece yapılan yargılamada davacıların dayandığı tapu usulünce uygulanmamış, ... fotoğrafları incelenmemiş, çekişmeli taşınmazın orman sayılan yerlerden olup olmadığı ve miktar fazlası bakımından zilyetlikle kazanma koşullarının oluşup oluşmadığı tespit edilmemiş olup Mahkemece gerçek hak sahibini belirlemekten uzak keşif ve raporlara dayanılarak hüküm kurulması doğru olmamıştır.
Hâl böyle olunca doğru sonuca ulaşılabilmesi için Mahkemece, öncelikle davacılara davalarını Orman İdaresine yöneltmeleri için süre ve imkan tanınmalı, taraf teşkili sağlandığında delilleri sorulup saptanmalı, bildirildiği taktirde delilleri toplanmalı daha sonra yöreye ait en eski tarihli memleket haritası ve ... fotoğraflarının tamamı ile varsa amenajman planı ve komşu parsellere ait kadastro tutanakları, tutanaklar kesinleşmiş ise tapu kayıt örnekleri ve tapu kayıtları mahkeme kararı sonucu oluşmuş ise ilgili mahkeme karar örnekleri ile davacıların tapu kaydı ilk oluşumundan itibaren tüm gittileriyle birlikte getirtilmeli, kadastro sırasında revizyon görüp görmedikleri araştırılarak, revizyon görmüşlerse revizyon gördükleri parsellere ait kadastro tespit tutanakları tapu müdürlüğünden celp edilmek suretiyle dosya ikmal edildikten sonra mahallinde, yaşlı, tarafsız, yöreyi iyi bilen, davada yararı bulunmayan aynı köyde ve komşu köylerde ikamet eden şahıslar arasından seçilecek ayrı ayrı 3’er kişilik yerel bilirkişi kurulu ve taraf tanıkları ile önceki bilirkişiler dışında halen Tarım ve Orman Bakanlığı ve bağlı birimlerinde görev yapmayan bu konuda uzman orman mühendisleri arasından seçilecek bir orman mühendisi bilirkişisi, bir ziraat mühendisi bilirkişisi, bir fen elemanı ve bir jeodezi ve fotogrametri mühendisi bilirkişisinin katılımıyla yeniden keşif yapılmalı ve bu keşifte, getirtilen belgeler çekişmeli taşınmazlarla birlikte çevre araziye de uygulanmak suretiyle taşınmazların öncesinin bu belgelerde ne şekilde nitelendirildiği belirlenmeli; 3116, 4785 ve 5658 sayılı Yasalar karşısındaki durumu saptanmalı; zilyetlikle veya hukuki değeri kalmamış olan tapu kayıtlarıyla ormandan yer kazanılamayacağı, öncesi orman olan bir yerin üzerindeki orman bitki örtüsü yokedilmiş olsa dahi, salt orman toprağının orman sayılan yer olduğu düşünülmeli; toprak yapısı, bitki örtüsü ve çevresi incelenmeli; hakim gözetiminde, taşınmazların dört yönden renkli fotoğrafları çektirilip, onaylanarak dosyaya eklenmeli; yukarıda değinilen diğer belgeler fen, jeodezi ve fotogrametri ile uzman orman bilirkişiler eliyle yerine uygulattırılıp, orijinal-renkli (renkli fotokopi) ... fotoğrafları ve memleket haritasının ölçeği kadastro paftası ölçeğine, yine kadastro paftası ölçeği de ... fotoğrafları ve memleket haritası ölçeğine (Net-Cad veya benzeri programlar kullanılarak) denetime elverişli olacak şekilde çevrildikten sonra komşu ve yakın komşu parselleri de içine alacak şekilde birbiri üzerine aplike edilmek suretiyle çekişmeli taşınmazlar çevre parsellerle birlikte memleket haritası ve ... fotoğrafları üzerinde gösterilmeli; taşınmazların gerçek eğimi, klizimetre aletiyle ölçülerek memleket haritalarındaki münhanilerden (yükseklik eğrilerinden) de faydalanılmak suretiyle belirlenmeli; ... fotoğraflarının stereoskop aletiyle üç boyutlu incelemesi yapılarak, temyize konu taşınmazların niteliği ve kullanım durumu ile tasarruf sınırlarının belirgin olarak görünüp görünmediği belirlenmeli; taşınmazların üzerindeki bitki örtüsünün cinsi, yaşı, dağılımı, kapalılık oranı ile taşınmazların imar-ihyaya konu olup olmadığı, olmuş ise imar-ihyaya en erken ne zaman başlanıldığını ve imar-ihyanın hangi tarihte tamamlandığını, taşınmazların ekonomik amacına uygun olarak tarım arazisi niteliğiyle zilyetliğine ne zaman başlanıldığını ve dava konusu taşınmazların 6831 sayılı Orman Kanunu'nun 17/2. maddesinde belirtilen orman içi açıklık vasfında olup olmadığını belirten müşterek imzalı, tereddüte mahal bırakmayacak şekilde, yalnız büro incelemesine değil, uygulamaya ve araştırmaya dayalı, bilirkişilerin onayını taşıyan krokili bilimsel verileri bulunan yeterli ve dosyadaki belgeler ile karşılaştırıldığında denetime elverişli rapor alınmalı; ayrıca keşifte; dayanılan tapu kaydı ve 14.10.2002 tarihli il idare kurulu kararı yerel bilirkişi ve fen bilirkişi marifetiyle yöntemince zemine uygulanmalı, bilirkişi ve tanıklardan her bir sınır hakkında ayrıntılı ve inandırıcı bilgi alınmalı, uygulamada komşu parsel tutanak ve dayanaklarından yararlanılmalı, bilinemeyen sınırlar konusunda taraflara tanık dinletme olanağı verilmeli, 3402 sayılı Kanun'un 20. maddesi uyarınca tapu kayıtlarının sabit sınırdan başlanarak kapsamları belirlenmeli, taşınmazın orman sayılmayan yerlerden olduğunun ve dayanak tapu kaydının taşınmaza uymadığı veya uymakla birlikte miktar fazlası kısımının bulunduğunun belirlenmesi halinde yerel bilirkişi ve tanıklardan taşınmazların öncesinin ne olduğu, kim veya kimler tarafından, hangi tarihten beri ve ne şekilde kullanıldığı, imar-ihya gerektiren yerlerden olup olmadığı, böyle yerlerden ise imar-ihyaya konu edilip edilmediği ve edilmiş ise imar-ihyasının hangi tarihte tamamlandığı hususları etraflıca sorulup maddi olaylara dayalı olarak açıklattırılmalı; komşu parsellerin tutanak ve dayanakları uygulanarak, dava konusu taşınmazları sınır olarak nasıl nitelendirdikleri araştırılmalı ve bu yolla yerel bilirkişi ve tanık sözleri denetlenmeli; yerel bilirkişiler ve tanıkların beyanları arasında doğabilecek çelişkiler gerektiğinde yüzleştirme yapılarak giderilmeye çalışılmalı; ziraat mühendisi bilirkişisinden, taşınmazların evveliyatını, toprak yapısını, niteliğini ve zilyetlikle mülk edinilebilecek yerlerden olup olmadığını, komşu taşınmazlarla karşılaştırmalı şekilde açıklayan, bilimsel esaslara ve somut verilere dayalı, ayrıntılı ve gerekçeli rapor alınmalı; fen bilirkişisinden ise, keşfi takibe ve denetlemeye olanak verir rapor ve kroki alınmalı, tanık ve yerel bilirkişi ifadeleri bilimsel esaslara ve maddi bulgulara dayanılarak hazırlanan söz konusu bilirkişi raporlarıyla denetlenmeli 3402 sayılı Kanun'un 14. maddesi uyarınca, adına tescil kararı verilecek kişi ya da kişiler ile diğer mirasçılar ve onların miras bırakanları adına aynı çalışma alanı içerisinde kayıtsız ve belgesizden başkaca taşınmaz mal tespit yada tescil edilip edilmediği ilgili tapu müdürlüğü ve kadastro müdürlüğü ile hukuk mahkemeleri yazı işleri müdürlüğünden sorulup, aynı Kanun'un 03.07.2005 tarihli ve 5403 sayılı Toprak Koruma ve Arazi Kullanımı Kanunu ile değiştirilen 14/2. maddesi hükmü gözetilerek sulu ve susuz olarak kazanılmış toprak miktarı belirlenip, Kanunun getirdiği sınırlamanın aşılıp aşılmadığı saptanmalı toplanacak tüm kanıtlar birlikte değerlendirilip, ulaşılacak sonuca göre bir hüküm kurulmalıdır.
SONUÇ: Yukarıda açıklanan nedenlerle, temyiz itirazları yerinde görüldüğünden kabulü ile hükmün 6100 sayılı HMK'nin Geçici 3. maddesi yollamasıyla HUMK'un 428. maddesi uyarınca BOZULMASINA, taraflarca HUMK'un 440/I maddesi gereğince Yargıtay ilamının tebliğinden itibaren 15 gün içinde karar düzeltme isteğinde bulunulabileceğine, peşin alınan temyiz harcının istek halinde temyiz edene iadesine, 14.06.2022 tarihinde oy birliğiyle karar verildi.
Sayın kullanıcılarımız, siteden kaldırılmasını istediğiniz karar için veya isim düzeltmeleri için bilgi@abakusyazilim.com.tr adresine mail göndererek bildirimde bulunabilirsiniz.