Abaküs Yazılım
10. Hukuk Dairesi
Esas No: 2014/9904
Karar No: 2015/12521
Karar Tarihi: 23.06.2015

Yargıtay 10. Hukuk Dairesi 2014/9904 Esas 2015/12521 Karar Sayılı İlamı

10. Hukuk Dairesi         2014/9904 E.  ,  2015/12521 K.

    "İçtihat Metni"

    Mahkemesi :İş Mahkemesi
    Davacı, analık geçici iş göremezlik ödeneğine hak kazandığının tespitini ve ödeneğin faiziyle ödenmesini istemiştir.

    Mahkemece, ilâmında belirtildiği şekilde davanın reddine karar verilmiştir.
    Hükmün, davacı tarafından temyiz edilmesi üzerine, temyiz isteğinin süresinde olduğu anlaşıldıktan ve Tetkik Hâkimi... tarafından düzenlenen raporla dosyadaki kağıtlar okunduktan sonra işin gereği düşünüldü ve aşağıdaki karar tespit edildi.
    Dava, analık sigortası hükümleri kapsamındaki geçici iş göremezlik ödeneğinin tahsili istemine ilişkin olup; davacı bayan sigortalının doğum öncesi çalıştığı dava dışı işyerinden 06.02.2012-28.05.2012 tarihleri arasında analık geçici iş göremezlik istirahati aldığı, Ocak ayında en son priminin 21.01.2012 de ödendiği, davalı Kurumca son priminin ödendiği tarihten itibaren 10 günden fazla süre geçmesi nedeniyle sigortalılık niteliğinin kaybedildiğinden bahisle, analık geçici iş göremezlik ödeneği ödenmediği, Mahkemece, aynı gerekçelerle davanın reddine karar verildiği anlaşılmaktadır.
    01.10.2008 tarihinde yürürlüğe giren 5510 sayılı Kanunun, yürürlüğü sonrasında gerçekleşen olaylardan kaynaklanan davalarda uygulanması gerektiği karşısında, davanın yasal dayanağı 5510 sayılı Kanunun 9, 17 ve 18. maddeleridir. 5510 sayılı Kanunun "Sigortalılığın Sona Ermesi" başlıklı 9. maddesi, "Kısa ve uzun vadeli sigorta kolları bakımından sigortalılık; 4 üncü maddenin birinci fıkrasının (a) bendi kapsamındaki sigortalıların, hizmet akdinin sona erdiği tarihten yitirilmiş sayılır; ancak, hastalık ve analık hükümlerinin uygulanmasında sigortalılık; a) İlgili kanunlar gereği sigortalının ücretsiz izinli olması, greve iştirak etmesi veya işverenin lokavt yapması hallerinde, bu hallerin sona ermesini, b) Diğer hallerde ise birinci fıkrada belirtilen tarihleri takip eden onuncu günden başlanarak yitirilmiş sayılır," 18. maddesinin c bendi ise; "(Değişik bend: 17/04/2008-5754 S.K./11.mad) 4 üncü maddenin birinci fıkrasının (a) bendi ile (b) bendinde belirtilen muhtarlar ile aynı bendin (1), (2) ve (4) numaralı alt bentleri kapsamındaki sigortalı kadının analığı halinde, doğumdan önceki bir yıl içinde en az doksan gün kısa vadeli sigorta primi bildirilmiş olması şartıyla, doğumdan önceki ve sonraki sekizer haftalık sürede, çoğul gebelik halinde ise doğumdan önceki sekiz haftalık süreye iki haftalık süre ilâve edilerek çalışmadığı her gün için, geçici iş göremezlik ödeneği verilir," hükmüne amirdir.
    Uyuşmazlık, hizmet akdinin (iş sözleşmesinin) devam edip etmediği ve sigortalılık niteliğinin yitirilmiş sayılıp sayılmayacağı, giderek, doğumdan önceki ve sonraki sekizer haftalık sürelerde çalışmadığı her gün için geçici iş göremezlik ödeneği ödenip ödenmeyeceği noktalarında toplanmaktadır.
    Uyuşmazlığın çözümü için öncelikle, iş akdinin hangi hallerde askıya alındığının irdelenmesi zorunludur. "İş ilişkisi süreci içinde iş görme edimini veya işverenin işi kabul borcunu geçici olarak yerine getirmesini engelleyen belirli olgular (ifa engeli) söz konusu olabilir. Bu gibi durumlarda iş sözleşmesinin sona erdirilmesi yerine, "askıya alınması", iş hukukuna özgü çağdaş yöntemlerden biridir. Yasalarımızda belirli durumlarda iş sözleşmesinin askıya alınacağı öngörülmüş ve bunun hukuki sonuçları belirtilmiştir. Bu bağlamda, İş Kanunundaki "zorlayıcı sebepler" (m. 24/III, 25/III), "sağlık sebepleri" (m. 25/I-b), "işçinin gözaltına alınması veya tutuklanması" (m. 25/IV), "askerlik ve kanundan doğan çalışma" (m. 31), "yıllık ücretli izin" (m. 53 vd.) düzenlemeleri örnek olarak gösterilebilir. Yine, İş Kanununda analık halinde kadın işçiye isteği üzerine altı aya kadar "ücretsiz izin" verileceği öngörülmüştür (m. 74/V). Ayrıca 2822 sayılı "Toplu İş Sözleşmesi, Grev ve Lokavt Kanunu"nda," grev veya lokavt sırasında işçilerin iş sözleşmelerinin askıda kalacağı açık bir biçimde belirtilmiştir (m. 42/II-III). Öte yandan, yasada açıkça düzenlenmiş olmamakla birlikte, işveren tarafından verilen ve işçinin açık veya örtülü biçimde kabul ettiği "ücretsiz izin" uygulaması durumunda da iş sözleşmesi askıya alınmış olur. İş akdinin askıya alınması temelde işçinin iş görme edimini kusursuz geçici ifa imkansızlığı içine düşmesi sonucunda doğar. İşçinin kusursuz da olsa iş görme borcunu ifada gecikmesi objektif iyiniyet yani dürüstlük kuralları gereği kabul edilemeyecek kadar uzarsa, diğer deyişle gecikme çekilmez hale gelirse işveren fesih hakkını elde eder. O halde, bu durumda işverenin haklı nedenle fesih hakkı işçinin kusursuz temerrüde düştüğü anda (veya kendisine tanınan bir mehil sonunda) değil, ancak objektif iyiniyet ve dürüstlük kuralları geregi beklenilmesi gereken sürenin sonunda doğmuş olur. Bazı durumlarda geçici kusursuz ifa imkansızlığı nedeniyle askı süresi yani işverenin işçinin iş görme edimini yerine getirmesini ne kadar süre beklemesi gerekeceği iş yasalarında açıkça belirtilmiştir. Yasada böyle bir süre öngörülmemişse, askı döneminin sınırını iyi niyet ve dürüstlük kuralları oluşturur. Bu durumda iş ilişkisine devam eden işveren açısından dürüstlük kuralları gereği çekilmez hale gelirse haklı nedenle fesih hakkı doğar.
    İş sözleşmesinin askıya alınabilmesi için, belirli koşulların varlığı aranır: a) İşin görülmesi imkansız veya beklenilmez olmalıdır; öncelikle işin görülmesi objektif nedenlerle imkansız hale gelmelidir. Söz konusu imkansızlık işçinin şahsından kaynaklanabileceği gibi, birtakım dış etkenler dolayısıyla da meydana gelmiş olabilir. İşçiden iş görme borcunu yerine getirmesinin beklenemeyeceği durumlarda iş sözleşmesinin askıya alınabileceğini kabul etmek uygun görülmelidir. b) İş görmeye ilişkin olarak meydana gelen imkansızlık veya beklenilmezlik geçici olmalıdır; Süzek"e göre, geçici olma bakımından, işçi ile işveren arasındaki iş ilişkisinin toplam süresi ile çalışılmayan süre arasındaki orantı göz önünde tutulabilir. Ayrıca, işyerinde çalışılmayan işçinin yerine başka bir işçinin çalıştırılması zorunluluğunun doğup doğmadığı da bir ölçü olabilir. c) İş görme ediminin yerine getirilememesinde taraflardan birinin kusuru bulunmalıdır; işçi, kendi kusurundan kaynaklanan bir nedenle
    iş görme edimini yerine getiremiyorsa, sözleşme askıya alınmış olmaz; iş görme borcunu yerine getirmemesi nedeniyle belirli yaptırımların muhatabı olabilir. d) ... döneminin uygunluğu; sözleşmenin askıya alınacağı dönemin, özellikle işveren bakımından, işin görülmesine ara verilmesi için elverişli olması gerekir.
    Somut olayda, davacı sömestr tatili nedeniyle çalışmadığını ve hizmet akdinin askıda bulunduğunu iddia etmekte olup, 5510 sayılı Kanunun 9. maddesi gereğince, 4 (a) kapsamında çalışan sigortalının hizmet akdinin sona erip ermediği, işyerinde sömestr tatili nedeniyle faaliyete ara verilip verilmediği, faaliyete ara verilmişse davacının hizmet akdinin askıda olup olmadığı, yada feshedilip feshedilmediği irdelenmelidir.
    Yukarıda belirtilen hukuki ve fiili durumlar ışığında, 5510 sayılı Kanunun 18. maddesinin (c) bendi gereğince, ancak "sigortalı kadının" geçici iş göremezlik ödeneğinden yararlanması mümkün bulunmakta olup, belirtilen nedenlerme davacının hizmet akdinin sona erip ermediği yöntemince araştırılıp incelenmeksizin davanın reddine karar verilmesi, usul ve yasaya aykırı olup bozma nedenidir.
    O hâlde, davacının bu yönleri amaçlayan temyiz itirazları kabul edilmeli ve hüküm bozulmalıdır.
    SONUÇ: Temyiz edilen hükmün yukarıda açıklanan nedenlerle BOZULMASINA, temyiz harcının istek halinde davacıya iadesine, 23.06.2015 gününde oybirliğiyle karar verildi.

    Sayın kullanıcılarımız, siteden kaldırılmasını istediğiniz karar için veya isim düzeltmeleri için destek@ictihatlar.com.tr adresine mail göndererek bildirimde bulunabilirsiniz.

    Son Eklenen İçtihatlar   AYM Kararları   Danıştay Kararları   Uyuşmazlık M. Kararları   Ceza Genel Kurulu Kararları   1. Ceza Dairesi Kararları   2. Ceza Dairesi Kararları   3. Ceza Dairesi Kararları   4. Ceza Dairesi Kararları   5. Ceza Dairesi Kararları   6. Ceza Dairesi Kararları   7. Ceza Dairesi Kararları   8. Ceza Dairesi Kararları   9. Ceza Dairesi Kararları   10. Ceza Dairesi Kararları   11. Ceza Dairesi Kararları   12. Ceza Dairesi Kararları   13. Ceza Dairesi Kararları   14. Ceza Dairesi Kararları   15. Ceza Dairesi Kararları   16. Ceza Dairesi Kararları   17. Ceza Dairesi Kararları   18. Ceza Dairesi Kararları   19. Ceza Dairesi Kararları   20. Ceza Dairesi Kararları   21. Ceza Dairesi Kararları   22. Ceza Dairesi Kararları   23. Ceza Dairesi Kararları   Hukuk Genel Kurulu Kararları   1. Hukuk Dairesi Kararları   2. Hukuk Dairesi Kararları   3. Hukuk Dairesi Kararları   4. Hukuk Dairesi Kararları   5. Hukuk Dairesi Kararları   6. Hukuk Dairesi Kararları   7. Hukuk Dairesi Kararları   8. Hukuk Dairesi Kararları   9. Hukuk Dairesi Kararları   10. Hukuk Dairesi Kararları   11. Hukuk Dairesi Kararları   12. Hukuk Dairesi Kararları   13. Hukuk Dairesi Kararları   14. Hukuk Dairesi Kararları   15. Hukuk Dairesi Kararları   16. Hukuk Dairesi Kararları   17. Hukuk Dairesi Kararları   18. Hukuk Dairesi Kararları   19. Hukuk Dairesi Kararları   20. Hukuk Dairesi Kararları   21. Hukuk Dairesi Kararları   22. Hukuk Dairesi Kararları   23. Hukuk Dairesi Kararları   BAM Hukuk M. Kararları   Yerel Mah. Kararları  


    Avukat Web Sitesi