11. Hukuk Dairesi 2019/503 E. , 2019/3644 K.
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ : İSTANBUL BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ 16. HUKUK DAİRESİ
TÜRK MİLLETİ ADINA
Taraflar arasında görülen davada İstanbul 2. Fikrî ve Sınaî Haklar Hukuk Mahkemesince verilen 12/02/2018 tarih ve 2017/609 E. - 2018/18 K. sayılı kararın davalı vekili tarafından istinaf edilmesi üzerine, istinaf isteminin esastan reddine dair İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 16. Hukuk Dairesi’nce verilen 20/03/2018 tarih ve 2018/1009-2018/735 sayılı kararın Yargıtayca incelenmesi davalı vekili tarafından istenmiş ve temyiz dilekçesinin süresi içinde verildiği anlaşılmış olmakla, dava dosyası için Tetkik Hakimi ... tarafından düzenlenen rapor dinlendikten ve yine dosya içerisindeki dilekçe, layihalar, duruşma tutanakları ve tüm belgeler okunup, incelendikten sonra işin gereği görüşülüp, düşünüldü:
Davacı vekili, davalı meslek birliğinin üyesi olan müvekkilinin 2011 yılında MESAM yönetim kurulu üyeliğinden haksız olarak ihraç edildiğini, ihraç isteyen yönetim kurulunun daha sonra mahkeme kararıyla görevden alındığını ve kayyum atandığını, 2014 yılında kayyumlardan teşekkül etmiş yönetim kurulunca müvekkilinin yeniden üyeliğe alındığını, 2016 seçiminde, yönetim kurulu yedek üyeliğine seçildiğini, asil üyelerden birisinin istifası üzerine sıradaki yedek üyenin seçildiğini, ancak sağlık sorunları nedeniyle bu üyenin de istifası üzerine çağrılma sırası müvekkilinde olmasına rağmen müvekkilinin, yönetim kurulu asil üyeliğine çağrılmadığını ve daha az oy almış birisinin yönetime alındığını, böylece seçme-seçilme hakkının ihlal edildiğini ileri sürerek, müvekkilinin üyeliğinin yok hükmünde olduğuna dair 15.08.2017 tarihli MESAM yönetim kurulu kararının iptalini, üyeliğinin devam ettiğinin tespitini ve sıradaki yedek yönetim kurulu üyesi olarak asil yönetim kurulu üyeliğine atanması yönünde hüküm kurulmasını talep etmiştir.
Davalı vekili davanın reddini istemiştir.
İlk derece mahkemesince, iddia, savunma ve tüm dosya kapsamına göre, davacının 06/09/2011 tarihli haysiyet kurulu kararı ile üyelikten çıkarıldığı, davacı yanca bu kararın iptali için açılan dava devam ederken davalı meslek birliği genel kurulunun 2012 yılında aldığı kararla haysiyet kurulu kararının iptal edilip, davacının yeniden üyeliğe kabul edildiği, anılan karara karşı bir kısım üyelerce yapılan başvuru üzerine Kültür Bakanlığı tarafından hazırlanan raporda, alınan kararın yok hükmünde olduğunun belirtildiği, devam eden süreçte mahkeme kararıyla davalı meslek birliği yönetim kurulunun görevden el çektirildiği ve yönetim kurulunun tüm yetkilerine sahip olmak üzere kayyum atandığı, kayyum heyetinin yönetim kurulunun tüm yetkilerine sahip iken 20.03.2014 tarihinde aldığı kararla davacının üyelik başvurusunun kabulüne karar verdiği ve davacının üye defterine kaydedildiği, davalı yanca, MESAM Üye Disiplin Yönergesinin 10 maddesi uyarınca, ihraç kararının 10 yıl boyunca geçerli olduğu, kararın bu nedenle yok hükmünde olduğu iddia edilmişe de, anılan düzenlemenin ihraç kararının verildiği tarihte yürürlükte olmadığı, sonradan yapılan değişikliğin bu ihraç kararı bakımından geçerli olmadığı, MESAM Tüzüğünün 13 ve 24/g maddelerine göre üyelik başvurularını kabul etmenin yönetim kurulunun yetkisi dahilinde olduğu, bu nedenle üyeliğe kabul kararının geçerli bir karar olduğu, nitekim ilerleyen süreçte davacı hakkında birlik üyesi sıfatıyla disiplin soruşturması yapıldığı gerekçesiyle, davanın kabulüne, davacının üyeliğinin yok hükmünde olduğuna dair verilen 15.08.2017 tarihli 975 Karar nolu Mesam yönetim kurulu kararının 3- b bendinin iptali ile davacı ...’in MESAM üyeliğinin devam ettiğinin tespiti ile boşalan yönetim kurulu üyeliğine yedek yönetim kurulu üyesi olarak sırası gelen ...’in yönetim kurulu asıl üyeliğinin tespitine karar verilmiştir.
Karara karşı davalı vekilince istinaf kanun yoluna başvurulmuştur.
İstinaf mahkemesince yapılan yargılama sonucunda, mahkeme kararının usul ve yasaya uygun olduğu gerekçesiyle istinaf başvurusunun esastan reddine karar verilmiştir.
Kararı davalı vekili temyiz etmiştir.
Yapılan yargılama ve saptanan somut uyuşmazlık bakımından uygulanması gereken hukuk kuralları gözetildiğinde İlk Derece Mahkemesince verilen kararda bir isabetsizlik olmadığının anlaşılmasına göre yapılan istinaf başvurusunun HMK"nın 353/b-1 maddesi uyarınca Bölge Adliye Mahkemesince esastan reddine ilişkin kararın usul ve yasaya uygun olduğu kanısına varıldığından Bölge Adliye Mahkemesi kararının onanmasına karar vermek gerekmiştir.
SONUÇ: Yukarda açıklanan nedenlerle, davalı vekilinin temyiz isteminin reddi ile Bölge Adliye Mahkemesince verilen kararın HMK"nın 370/1. maddesi uyarınca ONANMASINA, HMK"nın 372. maddesi uyarınca işlem yapılmak üzere dava dosyasının Bölge Adliye Mahkemesine gönderilmesine, aşağıda yazılı bakiye 8,50 TL temyiz ilam harcının temyiz eden davalıdan alınmasına, 13/05/2019 tarihinde kesin olarak oybirliğiyle karar verildi.