Yargıtay 13. Hukuk Dairesi 2011/17459 Esas 2012/3342 Karar Sayılı İlamı

Abaküs Yazılım
13. Hukuk Dairesi
Esas No: 2011/17459
Karar No: 2012/3342

Yargıtay 13. Hukuk Dairesi 2011/17459 Esas 2012/3342 Karar Sayılı İlamı

Özet:

Davacı, davalının işlettiği otelde genel müdür olarak çalıştığını ve şirketin borçları nedeniyle davalının kendisine borç para istediğini iddia ederek, 60.000 TL borcun tahsili için dava açmıştır. Davalı ise para gönderilen hesabın kendisine ait olmadığını ve gönderilen bedelin borç olarak kabul edilemeyeceğini iddia etmiştir. Mahkeme, iş mahkemesi görevli olduğu gerekçesiyle davanın görev yönünden reddine karar vermiştir. Davacı karara itiraz ederek temyiz etmiştir. Yargıtay ise, uyuşmazlığın karz akdinden kaynaklandığını ve iş kanunu hükümlerinin uygulanmayacağını belirterek, mahkemenin işin esasına girip sonuca göre karar vermesi gerektiğini ifade etmiştir. Bu nedenle, davacının temyiz itirazları kabul edilmiş ve karar bozulmuştur.
Kanun Maddeleri:
- 4857 sayılı İş Kanunu'nun 1. maddesi: Bu kanunun amacı işverenler ile bir iş sözleşmesine dayanarak çalıştırılan işçilerin çalışma şartları ve çalışma ortamına ilişkin hak ve sorumluluklarını düzenlemektir.
- 5521 sayılı İş Mahkemeleri Kanunu'nun 1. maddesi: İş Kanununa göre işçi sayılan kimselerle işveren veya işveren vekilleri arasında iş akdinden veya iş Kanununa dayanan her türlü hak iddialarından doğan hukuk uyuşmazlıklarının çözülmesi görevinin iş mahkemelerine ait olduğu belirtilmiştir.
(Kapatılan) 13. Hukuk Dairesi         2011/17459 E.  ,  2012/3342 K.

    "İçtihat Metni"



    MAHKEMESİ :Asliye Hukuk Mahkemesi

    Taraflar arasındaki alacak davasının yapılan yargılaması sonunda ilamda yazılı nedenlerden dolayı davanın görev yönünden reddine yönelik olarak verilen hükmün süresi içinde taraflar avukatınca temyiz edilmesi üzerine dosya incelendi gereği konuşulup düşünüldü.


    K A R A R
    Davacı, davalının ortağı ve şirket müdürü olduğu ... Tur İnş. Sanayi ve Limited Şirketi tarafından işletilmekte olan kemerdeki otelde 20/08/2008, 05/06/2009 tarihleri arasında genel müdür olarak görev yaptığını, şirket işletmesi ekonomik yönden sıkıntı içinde olduğundan davalının kendisinden borç istediğini, davalının banka hesabına havaleler yoluyla paralar gönderdiğini ileri sürerek borç olarak verdiği 60.000.00 TL nin faizi ile birlikte tahsiline karar verilmesini istemiştir.
    Davalı, para gönderilen hesabın davalıya ait olmayıp, sahibi olduğu ...... AŞ "ye ait olduğunu, davada taraf sıfatı olmadığını, davacının otelde genel müdür olarak görev yaptığını, otel sahibi olan davalının çalışanından borç almasının hayatın olağan akışına uygun düşmediğini, gönderilen bedelin borç olarak gönderildiğinin ispat yükünün davacıda olduğunu savunarak davanın reddini dilemiştir.
    Mahkemece, iş mahkemesi görevli olduğundan bahisle davanın görev yönünden reddine karar verilmiş; hüküm, taraflarca temyiz edilmiştir.
    1-4857 sayılı Kanunun 1.maddesinde kanunun kapsamı belirtilerek, “Bu Kanunun amacı işverenler ile bir iş sözleşmesine dayanarak çalıştırılan işçilerin çalışma şartları ve çalışma ortamına ilişkin hak ve sorumluluklarını düzenlemektir. Bu kanun, 4 üncü maddedeki istisnalar dışında kalan bütün işyerlerine, bu işyerlerinin işverenleri ile işveren vekillerine ve işçilerine faaliyet konularına bakılmaksızın uygulanır.” denilmektedir. 5521 sayılı İş Mahkemeleri Kanunun 1.maddesinde ise “İş Kanununa göre işçi sayılan kimselerle işveren veya işveren vekilleri arasında iş akdinden veya iş Kanununa dayanan her türlü hak iddialarından doğan hukuk uyuşmazlıklarının çözülmesi görevinin iş mahkemelerine ait olduğu” belirtilmiştir.Davacı, davalıya borç gönderdiğini, davalı ise tarafına husumet düşmeyeceğini savunmuştur. Yukarıda açıklandığı üzere taraflar arasındaki uyuşmazlık karz akdinden kaynaklanmakta olup, uyuşmazlıkta 4857 sayılı ve 5521 sayılı yasa hükümlerinin uygulanması söz konusu değildir. Uyuşmazlığın Genel Hükümler doğrultusunda çözümlenmesi gerekir. Mahkemece işin esasına girilerek sonucuna uygun karar verilmesi gerekirken yazılı şekilde karar verilmesi usul ve yasaya aykırı olup bozma gerektirir.
    2-Bozma nedenine göre tarafların sair temyiz itirazlarının incelenmesine gerek görülmemiştir.
    SONUÇ:Yukarıda 1.bentte açıklanan nedenler ile davacının temyiz itirazlarının kabulü ile temyiz edilen hükmün davacı yararına BOZULMASINA, 2.bentte açıklanan nedenler ile davacının diğer temyiz itirazlarının incelenmesine gerek olmadığına, 01.02.2012 gününde oybirliğiyle karar verildi.

    Bu web sitesi, sisteminin bir üyesidir.