4. Hukuk Dairesi Esas No: 2018/4013 Karar No: 2019/2042 Karar Tarihi: 04.04.2019
Yargıtay 4. Hukuk Dairesi 2018/4013 Esas 2019/2042 Karar Sayılı İlamı
4. Hukuk Dairesi 2018/4013 E. , 2019/2042 K.
"İçtihat Metni"
MAHKEMESİ :Asliye Hukuk Mahkemesi
Davacı ... ...... AŞ vekili Avukat ... tarafından, davalı ... aleyhine 09/06/2011 gününde verilen dilekçe ile itirazın iptali istenmesi üzerine mahkemece yapılan yargılama sonunda; davanın kısmen kabulüne dair verilen 12/04/2018 günlü kararın Yargıtayca incelenmesi davalı vekili tarafından süresi içinde istenilmekle temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten sonra tetkik hakimi tarafından hazırlanan rapor ile dosya içerisindeki kağıtlar incelenerek gereği görüşüldü. Dava, itirazın iptali istemine ilişkindir. Mahkemece, davanın kısmen kabulüne karar verilmiş hüküm, davalı vekili tarafından temyiz edilmiştir. Davacı vekili, davalının 01/04/2009 tarihinde yaptığı kazı çalışması sırasında, davacı şirketin kablo tesislerine hasar verdiğini, hasar nedeniyle davalı aleyhine 14.086,10 TL hasar bedeli ve 1.479,62 TL faiz için ...... 2. İcra Müdürlüğünün 2010/11822 esas sayılı dosyasında ilamsız icra takibi yapıldığını, davalının itiraz ettiğini belirterek itirazın iptalini ve icra inkar tazminatına hükmedilmesini istemiştir. Davalı vekili, davanın zamanaşımına uğradığını belirterek davanın reddini savunmuştur. Mahkemece, davanın kısmen kabulüne, icra inkar tazminatının reddine karar verilmiştir. Yasalarda def"i, davalının yerine getirmesi gereken bir edimi, özel bir nedenle yerine getirmekten kaçınması olanağı sağlayan bir hak olarak tanımlanmaktadır. Bunlardan birisi olan zamanaşımı savunması (def"i), süresinde ve yöntemine uygun biçimde ileri sürüldüğünde işin esasının incelenmesine geçilmez ve bu savunma, ön sorun (hadise) biçiminde incelenip karara bağlanır, zamanaşımının gerçekleştiği sonucuna varılırsa dava salt bu nedenle reddedilir. Olay tarihinde yürürlükte bulunan 818 sayılı Borçlar Kanunu’nun 60/1. maddesi haksız fiilden kaynaklanan tazminat taleplerinin, zararın ve failin öğrenildiği tarihten itibaren bir yıl, her halde zararı doğuran olayın gerçekleşmesinden itibaren on yıllık sürede zamanaşımına uğrayacağını düzenlemektedir. Ancak haksız fiil aynı zamanda suç teşkil eden bir eylemden doğmuş ve Ceza Kanunu’nda daha uzun zamanaşımı süresi öngörülmüş ise haksız fiil sorumluluğunda da uzamış ceza zamanaşımı süreleri uygulanır (BK 60/2). Davacı tacir olup, TTK.nun 18/2. maddesi uyarınca basiretli davranmak durumundadır. Dosyanın incelenmesinde, dava konusu hasarla ilgili davacının çalışanları tarafından düzenlenen 01/04/2009 tarihli tutanakla zararı ve failini öğrendiği, ancak bir yıllık süreyi geçirdikten sonra 02/06/2010 tarihinde takibe giriştiği anlaşılmaktadır. Bu haliyle, takibin başladığı tarih itibariyle yasada öngörülen zamanaşımı süresi geçmiştir. Hal böyle olunca, davalının süresi içinde zamanaşımı definde bulunduğu da gözetilerek mahkemece, davanın zamanaşımı nedeniyle reddine karar verilmesi gerekirken esası hakkında karar verilmiş olması doğru değildir. Kararın bu nedenle bozulması gerekir. SONUÇ: Temyiz edilen kararın yukarıda açıklanan sebeplerle BOZULMASINA ve peşin alınan harcın istek halinde geri verilmesine 04/04/2019 gününde oy birliğiyle karar verildi.