14. Hukuk Dairesi 2013/9413 E. , 2013/15635 K.
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ :Asliye Hukuk Mahkemesi
Davacı vekili tarafından, davalılar aleyhine 06/05/2010 gününde verilen dilekçe ile tapu iptali ve tescil olmaz ise tazminat istenmesi üzerine yapılan duruşma sonunda; davanın davalı ... İnş. Tur. San. ve Tic. Ltd. Şti yönünden kısmen kabulüne, diğer davalılar yönünden reddine dair verilen 26/02/2012 günlü hükmün Yargıtayca incelenmesi davacı vekili tarafından istenilmekle süresinde olduğu anlaşılan temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten sonra dosya ve içerisindeki bütün kağıtlar incelenerek gereği düşünüldü:
K A R A R
Dava, aynı zamanda arsa sahibi olan yüklenici şirketten 14.04.2009 tarihli adi yazılı konut satış sözleşmesi ile satın alınan 310 ada 1 parsel 17. blok 2 numaralı bağımsız bölümün hacizlerden ari olarak davacı adına tescili, kabul edilmediği takdirde ıslah ile 100.000,00 Euro tazminatın davalı şirketten, 17.625,00 Euro tazminatın davalı ..."dan tahsili isteğine ilişkindir.
Davalı ... vekili, tüketici mahkemesinin görevine itiraz etmiş ve müvekkilinin ... şirketi adına hareket ettiğini belirterek husumet itirazında bulunmuştur.
Davalı ..., davacının ortağı olduğu şirketten ... Köyünde bulunan siteden 2 adet bağımsız bölüm satın aldığını, bağımsız bölümlerin teslim edilmediğini, daha sonra davacıya ..."de yaptıkları inşaattan bağımsız bölüm verilmesinin teklif edildiğini, davacının da kabul ettiğini ve satış bedelini de ödediğini ancak, işlerin iyi gitmemesi nedeniyle tapusunun devredilemediğini belirtmiştir.
Mahkemece, davanın davalı ... İnş. Tur. San. ve Tic. Ltd. Şti yönünden kısmen kabulüne, 100.000,00 Euro "nun dava tarihinden itibaren Euroya uygulanan en yüksek faiz ile adı geçen şirketten tahsiline, fazlaya ve diğer davalılara ilişkin davanın reddine karar verilmiştir.
Hükmü, davacı vekili temyiz etmiştir.
Taşınmazların mülkiyetini nakleden sözleşmeler, resmi biçime uyularak yapılmadıkça Türk Medeni Kanunun 706 ve Borçlar Kanununun 213. maddeleri hükümleri uyarınca geçersizdir. Kural olarak bu sözleşmeye dayanılıp tescil isteminde bulunulamaz. Kural bu olmakla birlikte yüklenici, arsa sahibi ile aralarında var olan arsa payı devri karşılığı inşaat sözleşmesi uyarınca yapmakta olduğu inşaattaki kendisine bırakılması kararlaştırılan bağımsız bölümü kazanacağı şahsi hakkın temliki suretiyle ve yazılı olmak koşuluyla üçüncü bir kişiye temlik etmişse Borçlar Kanununun 163. maddesinin yalnızca yazılı yapılmasını öngördüğü bu sözleşmeye dayanarak şahsi hakkı temellük eden üçüncü kişi bağımsız bölümün adına tescilini isteyebilir.
Bunun gibi aynı zamanda arsa sahibi olan yükleniciden adi yazılı sözleşmeyle bağımsız bölüm satın alınmış ve edimleri karşılıklı olarak tümüyle veya reddedilemeyecek oranda yerine getirilmişse, şekil eksikliğini ileri sürmenin Türk Medeni Kanununun 2. maddesindeki dürüst davranma kuralıyla bağdaşmayacağı 30.09.1988 tarih 2/2 sayılı Yargıtay İçtihadı Birleştirme Büyük Genel Kurulu kararıyla kabul edilmiştir. Kural olarak taşınmaz mülkiyeti geçirme borcu yüklenen sözleşmelerin resmi biçimde yapılması gerekmekte ise de somut olayın özelliğine göre biçim koşuluna uyulmadan yapılan bazı sözleşmeler de ilgilisine hak kazandırmaktadır.
Mahkemece, Dairemizin yukarıda açıklanan ilkeleri doğrultusunda inceleme ve değerlendirme yapılarak sonucuna göre bir karar verilmesi gerekirken davacının dayandığı sözleşmenin resmi şekilde düzenlenmediğinden bahisle geçerli olmadığı gerekçesiyle yazılı şekilde hüküm kurulması doğru görülmemiştir.
Ayrıca, davacının temlik almış olduğu bağımsız bölüm üzerinde ihtiyati tedbir kararından önce ve sonra konulan haciz şerhlerinin bulunduğu, davacının dava konusu bağımsız bölümün tapu kaydının iptali ile üzerindeki haciz şerhlerinden ari olarak adına tescilini istediğinden bu talebin yerinde olup olmadığının da haciz şerhlerinin lehtarlarının tamamına usulünce husumet yöneltilerek taraf oldukları bir davada çözümlenmesi gerekir.
Mahkemece, belirtilen hususlar gözetilmeden yazılı şekilde hüküm kurulması doğru görülmemiş, bu sebeple kararın bozulması gerekmiştir.
SONUÇ: Yukarıda açıklanan nedenlerle davacı vekilinin temyiz itirazlarının kabulü ile hükmün BOZULMASINA, bozma nedenine göre diğer temyiz itirazlarının şimdilik incelenmesine yer olmadığına, 13.12.2013 tarihinde oybirliği ile karar verildi.