10. Hukuk Dairesi 2015/11702 E. , 2015/12477 K.
"İçtihat Metni"Mahkemesi :İş Mahkemesi
Davacı, Kurumca eksik işçilik bildirimi nedeniyle yapılan prim ve gecikme zammı işleminin iptaline karar verilmesini istemiştir.
Mahkemece, bozma ilamına uyularak hükümde belirtilen gerekçelerle davanın kabulüne karar verilmiştir.
Hükmün, davalı Kurum vekili tarafından temyiz edilmesi üzerine, temyiz isteğinin süresinde olduğu anlaşıldıktan ve Tetkik Hâkimi ... tarafından düzenlenen raporla dosyadaki kağıtlar okunduktan sonra, işin gereği düşünüldü ve aşağıdaki karar tespit edildi.
Somut olayda, davacıya ait yapı denetim işyerinde 18.08.2008 tarihinde yapılan kontrolde, bildirimleri bulunmayan iki kişinin fiilen çalıştığı, Bayındırlık Bakanlığı listesinde davacı şirkette görevli olduklarına dair ismi geçen kişilerden 35 kişinin davacı yanından bildirimlerinin bulunmadığı belirlenerek, 2008 yılı Ocak-Aralık ayları arasında bu kişilerin tam zamanlı olarak çalıştıkları tespit edilerek, davacıdan ek aylık hizmet belgelerinin düzenlenerek Kuruma verilmesinin istendiği, davacı tarafından anılan işlemin iptali istemi ile eldeki davanın açıldığı anlaşılmaktadır.
Davanın yasal dayanağı, ihtilaf konusu dönem itibariyle 506 sayılı Yasanın 130. maddesi ile 5510 sayılı Yasanın 85. maddesidir. 130. maddedeki “İşverenin Kuruma, emsaline, yapılan işin nitelik, kapsam ve kapasitesine göre işin yürütülmesi için gerekli olan sigortalı sayısının, çalışma süresinin veya prime esas kazanç tutarının altında bildirimde bulunduğunun Kurumca saptanması halinde, işin yürütülmesi için gerekli olan asgari işçilik miktarı, yapılan işin niteliği, bünyesinde kullanılan teknoloji, iş yerinin büyüklüğü, benzer işletmelerde çalıştırılan işçi sayısı, ilgili meslek veya kamu kuruluşlarının görüşü gibi unsurları dikkate alarak sigorta müfettişi tarafından tespit edilir.” düzenlemesi; Kuruma, kayıt dışı çalışmadan kaynaklanan prim kaybının önüne geçilebilmesi yönünden, 506 sayılı Yasanın 79. maddesindeki yöntem ve asgari işçilik oranlarıyla bağlı kalınmaksızın, eksik işçilik bildiriminde bulunulup bulunulmadığının tespitine olanak vermektedir. 01.10.2008 tarihinde yürürlüğe giren 5510 sayılı Yasanın 85. maddesinin 1. fıkrasının “işverenin, işin
./..
emsaline, niteliğine, kapsam ve kapasitesine göre işin yürütümü açısından gerekli olan sigortalı sayısının, çalışma süresinin veya prime esas kazanç tutarının altında bildirimde bulunduğunun tespiti halinde, işin yürütümü açısından gerekli olan asgarî işçilik tutarı; yapılan işin niteliği, kullanılan teknoloji, işyerinin büyüklüğü, benzer işletmelerde çalıştırılan sigortalı sayısı, ilgili meslek veya kamu kuruluşlarının görüşü gibi unsurlar dikkate alınarak tespit edilir. Söz konusu tespitler, Kurumun denetim ve kontrolle görevlendirilmiş memurları tarafından yapılır.” hükmü ile de anılan düzenlemeye paralel bir hüküm getirilmiştir.
Mahkemece, davacının yaptığı işin yürütülmesi için gerekli miktarda işçilik bildirimi yapılıp yapılmadığının, işin niteliği, bünyesinde kullanılan teknoloji, iş yerinin büyüklüğü, benzer işletmelerde çalıştırılan işçi sayısı, ilgili meslek veya kamu kuruluşlarının görüşü gibi unsurlar dikkate alınarak, davacının anılan dönemdeki ticari kayıtları incelenerek yaptığı işlerin miktarı ve bu işler kapsamında Kuruma bildirilen sigortalıların sayısı belirlenerek, ...verilerinde davacı yanında çalıştığı bildirilen kişilerin ihtilaf konusu dönemde farklı işverenler yanından Kuruma bildirimlerinin yapılıp yapılmadığı araştırılarak, anılan resmi kurum kayıtlarında geçen kişilerin denetledikleri alanlar da gözetilerek, bu kişilerin davacı yanındaki çalışmalarının tam zamanlı yada kısmi zamanlı olup olmadığı irdelenerek, bu yönde gerekli tüm araştırmalar yapıldıktan sonra gerektiğinde alanında uzman bilirkişi heyetinden rapor alınarak, yapılacak inceleme sonucuna göre karar verilmesi gerekirken, sadece davacı tarafından yapılan ücret ödemeleri gözetilerek hazırlanan yetersiz bilirkişi raporu esas alınarak, hatalı değerlendirme sonucu yazılı şekilde hüküm kurulması, usul ve yasaya aykırı olup, bozma nedenidir.
O halde, davalı Kurum vekilinin bu yönleri amaçlayan temyiz itirazları kabul edilmeli ve hüküm bozulmalıdır.
SONUÇ: Temyiz edilen hükmün yukarıda açıklanan nedenlerle BOZULMASINA, 22.06.2015 gününde oybirliğiyle karar verildi.