MAHKEMESİ :Sulh Hukuk Mahkemesi

Davacı vekili tarafından, davalılar aleyhine 16.12.2011 gününde verilen dilekçe ile ortaklığın giderilmesi istenmesi üzerine yapılan duruşma sonunda; davanın kabulüne dair verilen 09.04.2013 günlü hükmün Yargıtayca incelenmesi taraf vekillerince istenilmekle süresinde olduğu anlaşılan temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten sonra dosya ve içerisindeki bütün kağıtlar incelenerek gereği düşünüldü:

K A R A R

Dava, ortaklığın giderilmesi isteğine ilişkindir.
Davalılar, davanın reddini savunmuşlardır.
Mahkemece, davanın kabulüne karar verilmiştir.
Hükmü, davacı vekili ile davalılar vekili temyiz etmiştir.
1-Yapılan yargılamaya, toplanan delillere ve tüm dosya içeriğine göre davacı vekilinin temyiz itirazları yerinde görülmemiş, reddi gerekmiştir.
2-Davalılar vekilinin temyiz itirazlarına gelince; davacı, dava konusu taşınmazdaki 1/2 payı 06.12.2011 tarihinde cebri icra yoluyla satın almıştır. Satın aldığı tarihte davalı ...’a ait 1/2 pay üzerinde davalı ... lehine intifa hakkı bulunmaktadır. Dolayısıyla, davalı ... tarafından davacı şirkete intifa hakkı ile ilgili bir bildirim yapılması gerekmez. İntifa hakkı sahibi, taşınmazın intifa ile yükümlü olarak satışını talep ettiğinden, mahkemece taşınmazın intifa hakkı ile yükümlü olarak satışına karar verilmesi gerekirken, bu hususun hüküm fıkrasında belirtilmemesi, harç ve yargılama giderlerinin, davanın niteliği itibarıyla paydaşların payları oranında sorumlu oldukları gözetilmeden davalılardan müştereken tahsiline karar verilmesi doğru görülmemiş, bu sebeple hükmün bozulmasına karar vermek gerekmiştir.
SONUÇ: Yukarıda (1) numaralı bentte açıklanan nedenlerle davacı vekilinin temyiz itirazlarının reddine, (2) numaralı bent uyarınca davalılar vekilinin temyiz itirazlarının kabulü ile hükmün BOZULMASINA, peşin yatırılan harcın istek halinde davalılara iadesine, 12.12.2013 tarihinde oybirliği ile karar verildi.