Abaküs Yazılım
14. Hukuk Dairesi
Esas No: 2016/17608
Karar No: 2020/5024
Karar Tarihi: 16.09.2020

Yargıtay 14. Hukuk Dairesi 2016/17608 Esas 2020/5024 Karar Sayılı İlamı

Özet:


Davacı, bir taşınmazın paydaşı olduğunu ve davalının diğer paydaşların hisselerini iktisap ettiğini belirterek, dava konusu taşınmazda davalının iktisap ettiği tüm payların iptali ile davacı adına tapuya tescil edilmesini talep etmiştir. Mahkeme, dava konusu taşınmazın tapu kaydının iptali ile davacı adına tesciline karar vermiş ve davalıya ödenecek şufa bedelini belirlemiştir. Davalı temyiz etmiştir. Yargıtay, önalım davasında fiili taksime değer verilmesi için taksimin yazılı olarak yapılması ya da taşınmazın çok sayıda paydaşının bulunması halinde tüm paydaşlar tarafından fiilen kullanılan bölümlerin olması gerekmediğini belirtmiştir. Eylemli paylaşmanın varlığı halinde davanın reddi gerekir. Önalım hakkını kullanması dürüst davranma kuralıyla bağdaşmayan davacının tapuda yapılan satış nedeniyle önalım hakkını kullanamayacağı belirtilmiştir. Kötüniyet iddiasının her aşamada ileri sürülebileceği ve mahkemece kendiliğinden nazara alınması gerektiği belirtilmiştir. Kararda, 4721 sayılı Türk Medeni Kanununun 2. maddesi hakkında da bilgi verilmemiştir.
14. Hukuk Dairesi         2016/17608 E.  ,  2020/5024 K.

    "İçtihat Metni"

    MAHKEMESİ :Asliye Hukuk Mahkemesi

    Davacı vekili tarafından, davalı aleyhine 26.05.2015 gününde verilen dilekçe ile önalım hakkına dayalı tapu iptali ve tescil talebi üzerine yapılan duruşma sonunda; davanın kabulüne dair verilen 19.07.2016 günlü hükmün Yargıtayca incelenmesi davalı vekili tarafından istenilmekle süresinde olduğu anlaşılan temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten sonra dosya ve içerisindeki bütün kağıtlar incelenerek gereği düşünüldü:
    K A R A R
    Dava, önalım hakkı nedeniyle tapu iptal ve tescil istemine ilişkindir.
    Davacı vekili; ...Mahallesi 27968 ada 46 parsel sayılı taşınmazın paydaşı olduğunu, davalının dava konusu taşınmazda diğer paydaşların hisselerini iktisap ettiğini belirterek dava konusu 27968 ada 46 parsel sayılı taşınmazda davalının iktisap ettiği tüm payların iptali ile davacı ... adına tapuya tesciline karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
    Davalı vekili; davalının 30.10.2014 tarihli satıştan önce 14.05.2014 tarihinde hisse alarak taşınmazda paydaş olduğunu, dava tarihi itibariyle davacının satıştan haberdar olduğunu, davanın süresinde açılmadığını ayrıca dava konusu taşınmazda fiili taksim olduğunu, davanın reddi gerektiğini mahkeme aksi kanaatte ise dava konusu taşınmazda davalıya ait payın rayiç değeri üzerinden hüküm kurulması gerektiğini dile getirmiştir.
    Mahkemece, "Dava konusu ... Mahallesi 27968 ada 46 parsel sayılı taşınmazda ... adına kayıtlı toplam 839/25920 hissenin tapu kaydının iptali ile davacı adına tesciline; davaya konusu hisselerin şufa bedeli olarak yatırılan 102.370,00 TL"nin davalıya ödenmesine" karar verilmiştir.
    Hükmü, davalı vekili temyiz etmiştir.
    Önalım davasına konu payın ilişkin bulunduğu taşınmaz paydaşlarca özel olarak kendi aralarında taksim edilip her bir paydaş belirli bir kısmı kullanırken bunlardan biri kendisinin kullandığı yeri ve bu yere tekabül eden payı bir üçüncü şahsa satarsa, satıcı zamanında bu yerde hak iddia etmeyen davacının tapuda yapılan satış nedeniyle önalım hakkını kullanması 4721 sayılı Türk Medeni Kanununun 2. maddesinde yer alan dürüst davranma kuralı ile bağdaşmaz. Kötüniyet iddiası 14.2.1951 tarihli ve 17/1 sayılı Yargıtay İçtihadı Birleştirme Kararı uyarınca davanın her aşamasında ileri sürülebileceği gibi mahkemece de kendiliğinden nazara alınması gerekir. Bu gibi halde savunmanın genişletilmesi söz konusu değildir. Eylemli paylaşmanın varlığı halinde davanın reddi gerekir.
    Önalım davalarında fiili taksime değer verilmesi için taksimin yazılı olarak yapılması ya da taşınmazın çok sayıda paydaşının bulunması halinde tüm paydaşlar tarafından fiilen kullanılan bölümlerin olması gerekmez. Taşınmazı kullanan paydaşların paylarının tamamına karşılık gelen bir alanı kullanmaları da gerekmemekte olup, davacının ve davalıya pay satan eski paydaşların hukuken geçerli olmasa bile bir eylemli paylaşmasının söz konusu olup olmadığının tespiti önem taşır.
    Somut olaya gelince;
    1-Davalı taraf dava konusu taşınmazda filli taksim olduğu savunmasında bulunduğuna göre mahkemece, dava konusu taşınmaz üzerinde fiili taksim yapılıp yapılmadığının ve özellikle davacı ile davalının (ve buna bağlı olarak payı satın aldığı önceki paydaşların) kullandığı bölümler bulunup bulunmadığının mahallinde keşif yapılarak taraf tanıkları da taşınmaz başında dinlenmek suretiyle araştırılması gerekirken yazılı şekilde herhangi bir araştırma yapılmaksızın hüküm kurulması doğru görülmemiştir.
    2-Öte yandan 27968 ada 46 parsel sayılı taşınmazın diğer hissedarı ... tarafından 17.03.2016 tarihinden davalı ... aleyhine önalım davası açılmış olup Antalya 5. Asliye Hukuk Mahkemesi 2016/114 Esas ve 2020/92 Karar sayılı dosyasında "Davanın kabulüne davalı adına kayıtlı tüm payların iptaline, diğer hissedar ... tarafından açılan dava temyiz incelemesinde olduğundan davalının Ali Yaşar Özyılmaz"dan satın almış olduğu 103/5184 hissenin yarısı olan 103/10368 hissenin ve Yaşar Ardıç"tan satın almış olduğu 216/17280 hissenin yarısı olan 216/34560 hissenin iptali ile davacı adına tesciline" karar verildiği, hükmün kesinleşmediği anlaşılmıştır. Ne var ki, aynı taşınmaz hakkında aynı davalı tarafından satın alınan hisselere yönelik iki ayrı dava açılmış olup her iki davanın sonucu birbirini etkileyeceğinden Antalya 5. Asliye Hukuk Mahkemesi dava dosyasının kesinleşmesi beklenmeden veya gerektiğinde birleştirme talebi hakkında hüküm kurulmadan karar tesisi de doğru olmamıştır.
    Açıklanan hususlar gözardı edilerek eksik inceleme ve yanılgılı değerlendirme ile yazılı şekilde hüküm kurulması doğru görülmemiş, hükmün yukarıda belirtilen nedenlerle bozulması gerekmiştir.
    SONUÇ: Yukarıda (1) ve (2) numaralı bentte açıklanan nedenlerle davalı vekilinin temyiz itirazlarının kabulü ile hükmün BOZULMASINA, peşin yatırılan harcın yatıranlara iadesine, kararın tebliğinden itibaren 15 gün içinde karar düzeltme yolu açık olmak üzere 16.09.2020 tarihinde oy birliği ile karar verildi.



    Sayın kullanıcılarımız, siteden kaldırılmasını istediğiniz karar için veya isim düzeltmeleri için bilgi@abakusyazilim.com.tr adresine mail göndererek bildirimde bulunabilirsiniz.

    Son Eklenen İçtihatlar   AYM Kararları   Danıştay Kararları   Uyuşmazlık M. Kararları   Ceza Genel Kurulu Kararları   1. Ceza Dairesi Kararları   2. Ceza Dairesi Kararları   3. Ceza Dairesi Kararları   4. Ceza Dairesi Kararları   5. Ceza Dairesi Kararları   6. Ceza Dairesi Kararları   7. Ceza Dairesi Kararları   8. Ceza Dairesi Kararları   9. Ceza Dairesi Kararları   10. Ceza Dairesi Kararları   11. Ceza Dairesi Kararları   12. Ceza Dairesi Kararları   13. Ceza Dairesi Kararları   14. Ceza Dairesi Kararları   15. Ceza Dairesi Kararları   16. Ceza Dairesi Kararları   17. Ceza Dairesi Kararları   18. Ceza Dairesi Kararları   19. Ceza Dairesi Kararları   20. Ceza Dairesi Kararları   21. Ceza Dairesi Kararları   22. Ceza Dairesi Kararları   23. Ceza Dairesi Kararları   Hukuk Genel Kurulu Kararları   1. Hukuk Dairesi Kararları   2. Hukuk Dairesi Kararları   3. Hukuk Dairesi Kararları   4. Hukuk Dairesi Kararları   5. Hukuk Dairesi Kararları   6. Hukuk Dairesi Kararları   7. Hukuk Dairesi Kararları   8. Hukuk Dairesi Kararları   9. Hukuk Dairesi Kararları   10. Hukuk Dairesi Kararları   11. Hukuk Dairesi Kararları   12. Hukuk Dairesi Kararları   13. Hukuk Dairesi Kararları   14. Hukuk Dairesi Kararları   15. Hukuk Dairesi Kararları   16. Hukuk Dairesi Kararları   17. Hukuk Dairesi Kararları   18. Hukuk Dairesi Kararları   19. Hukuk Dairesi Kararları   20. Hukuk Dairesi Kararları   21. Hukuk Dairesi Kararları   22. Hukuk Dairesi Kararları   23. Hukuk Dairesi Kararları   BAM Hukuk M. Kararları   Yerel Mah. Kararları  


    Avukat Web Sitesi