20. Hukuk Dairesi 2016/13369 E. , 2019/2968 K.
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ :Kadastro Mahkemesi
Taraflar arasındaki davanın yapılan duruşması sonunda kurulan hükmün Yargıtayca incelenmesi davacı gerçek kişi tarafından istenilmekle, süresinde olduğu anlaşılan temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten sonra dosya incelendi, gereği düşünüldü:
K A R A R
Kadastro sırasında ... köyü 101 ada 1 parsel sayılı 18.072.282,57 m2 yüzölçümündeki taşınmaz, Devlet ormanı niteliği ile Hazine adına tespit edilmiştir.
Davacı ve birleşen dosya davacıları gerçek kişiler, 101 ada 1 nolu parsel içinde kalan bir kısım yerlerle ilgili olarak kazandırıcı zamanaşımı zilyetliği iddiasıyla dava açmıştır.
Mahkemece açılan tüm davaların reddine ve dava konusu parselin tespit gibi ... niteliği ile Hazine adına tapuya tesciline karar verilmiş, hüküm davacılardan , ... ve ... tarafından temyiz edilmekle, Dairemizin 09/06/2014 tarihli ve 2014/3073 – 6162 E-K sayılı kararıyla [Dava, kadastro tespitine itiraz niteliğindedir.
Çekişmeli taşınmazın bulunduğu yerde ... kadastrosu 3402 sayılı Kanunun 5304 sayılı Kanunla değişik 4. maddesi hükmüne göre yapılmış, çekişmeli parsel ... alanı içinde bırakılmıştır.
1) Davacı ..."un temyiz istemi bakımından; mahkeme hükmü davacı ..."a 20.02.2014 tarihinde tebliğ edilmiş, temyiz dilekçesi ise, H.M.U.K."nın 432. maddesinde öngörülen 15 günlük kanunî süre geçirildikten sonra 10.03.2014 tarihinde verilmiştir. Süresinden sonra yapılan temyiz istemleri hakkında mahkemece bir karar verilebileceği gibi, 01.06.1990 gün ve 3/4 sayılı İçtihadı Birleştirme Kararı uyarınca Yargıtayca da bu yolda karar verilebileceğinden, süresinden sonra yapılan temyiz isteminin reddi gerekmiştir.
2) Davacı ..."in temyiz itirazları yönünden; incelenen dosya kapsamına, kararın dayandığı gerekçeye, uzman ... bilirkişi tarafından eski tarihli hava fotoğrafları ve memleket haritasına dayalı olarak yöntemine uygun biçimde yapılan inceleme ve araştırma sonucunda, taşınmazın ... sayılan yerlerden olduğu ve memleket haritasındaki ve kadastro paftalarındaki konumuna göre, dört tarafı 101 ada 1 nolu ... parseli ile çevrili, 6831 sayılı Kanunun 17/2. maddesi kapsamında ... içi açıklığı niteliğinde ... sayılan yerlerden olduğu ve bu tür yerlerin 15.07.2004 günlü Resmî Gazetede yayımlanan ... Kadastro Yönetmeliğinin 26. maddesi gereğince ... olarak sınırlandırılmasının zorunlu olduğu belirlenerek, yazılı biçimde hüküm kurulmasında bir isabetsizlik bulunmadığına göre, yerinde olmayan temyiz itirazlarının reddi ile usûl ve kanuna uygun olan hükmün onanmasına,
3) Davacı ..."in krokide (A) harfi ile gösterilen bölüme yönelik temyiz itirazlarına gelince; dava konusu taşınmazın davacı adına tesbit edilen 115 ada 1 sayılı parselin bitişiğinde, 101 ada 1 nolu ... parseli içinde kaldığı, dava konusu taşınmazın hiç kimse tarafından kullanılmayan, boş bir yer olup, köylülerce hayvan otlatmakta kullanıldığı ve daha sonra yol yapımı nedeniyle taşlar ve ... döküldüğü, davacı yararına zilyetlikle
taşınmaz edinme koşullarının oluşmadığı belirlenerek, yazılı biçimde hüküm kurulmasında bir isabetsizlik bulunmadığına göre, yerinde görülmeyen temyiz itirazlarının reddi ile usûl ve kanuna uygun olan hükmün onanmasına] karar verilmiştir. Dairenin onama kararına karşı davacılar ... ve...tarafından kararın düzeltilmesi istenilmekle, Dairemizin 12/03/2015 tarihli ve 2014/9026-1539 E-K sayılı kararıyla [1) Davacı ...’in karar düzeltme itirazları yönünden;
Karar düzeltme dilekçesinde değinilen hususlar temyiz aşamasında da ileri sürülmüştür. Dairemiz kararı bu konulara cevap teşkil edecek nitelikte bulunduğu gibi, usûl ve kanuna da uygun olduğundan davacı ...’in karar düzeltme isteminin reddi gerekmiştir.
2) Davacı ...’un karar düzeltme itirazlarına gelince;
Her ne kadar Dairece davacı ...’un temyiz isteminin süre yönünden reddine karar verilmiş ise de, Daire kararının davacı ...’a 20/02/2014 tarihinde tebliğ edildiği ve temyiz dilekçesi ise, HUMK’nın 432. maddesinde öngörülen 15 günlük kanuni süre içinde 07/03/2014 tarihinde verildiği ve Dairece temyiz incelemesi sırasında bu hususun gözden kaçırılarak davacı ...’un temyiz dilekçesinin süre yönünden reddine karar verildiği anlaşılmıştır. Belirtilen bu yanılgı nedeniyle davacı ... yönünden temyiz incelemesi yapılmadığı anlaşıldığından; Dairenin davacı ...’un temyiz itirazları hakkında verdiği süre yönünden ret kararı kaldırılarak, işin esasının incelenmesine karar verildi. Buna göre;
İncelenen dosya kapsamına, mahkemece yapılan keşif, uygulama, toplanıp değerlendirilen delilerle kararın dayandığı gerekçeye ve davacı ... tarafından davaya konu yapılan 101 ada 1 sayılı ... parseli içinde yer alan krokide (B) ve (C) harfleri ile gösterilen taşınmazların yüksek eğimli, (sırasıyla % 75 ve 35) ve tarıma elverişli olmadığı ve yerel bilirkişi beyanına göre en az 10 yıldır hayvan otlatmak suretiyle kullanıldığı, ayrıca taşınmazların bulunduğu yer heyalan bölgesi olup, 2000’li yıllarda da heyelana maruz kaldığı, davacının 1979 yılından beri ... İlinde yaşadığı, taşınmazı davacı adına kullanan kişilerinde ekonomik amaca uygun bir şekilde taşınmazı kullanmadıkları ve böylece davacı ... lehine 3402 sayılı Kadastro Kanununun 14. maddesi hükmünde öngörülen kazandırıcı zamanaşımı zilyetliği ile taşınmaz edinme koşullarının oluşmadığı anlaşıldığına göre, davacı ...’un yerinde görülmeyen temyiz itirazlarının reddi ile usûl ve kanuna uygun olan hükmün onanması gerekmiştir.
SONUÇ: 1) Yukarıda birinci bentde açıklanan nedenlerle; ...’in düzeltme istemlerinin reddine, aynı Kanunun 442. maddesi uyarınca takdiren 248.00.- TL. para cezası ile Harçlar Kanunu uyarınca 57.60.- TL. ret harcının düzeltme isteyenden alınmasına,
2) İkinci bentde açıklanan nedenlerle, ...’un yerinde görülen karar düzeltme isteminin kabulüne, Dairemizin 2014/3073 - 2014/6162 sayılı ret-onama kararının ret bölümü kaldırılarak yerel mahkemenin davacı ...’un açtığı davayla ilgili verdiği 29/01/2014 gün ve 2009/26 - 2014/42 sayılı kararının yukarıda açıklanan nedenlerle onanmasına] karar verilmiştir.
Bu kerre davacı ... 05/08/2016 tarihli dilekçesiyle; geçmişteki beyanlarını aynen tekrar ettiğini, ... köyü Rabat-Çağlayan köyü yolu üzerinde tahmini 30 dönüm yeri 3091 sayılı zilyet yasası kapsamında kullandığını, 1980’li yıllarda ... Yönetimi tarafından fidanlama suretiyle elinden alındığını, 1991 yılında Mülkiyet İdaresi başkanlığına dilekçe yazdığını, verilen cevapta kadastro sırasında talepte bulunması gerektiğinin bildirildiğini, 1991 tarihinde ... Yönetimini haberdar ettiğini, asliye hukuk mahkemesinde 2006 yılında zilyetliğinin tespiti için dava açtığını, iki ayrı tarihte keşif yapıldığını, mahalli bilirkişilerin keşif sırasında dinlendiğini, keşif sonucu düzenlenen 13/09/2007 tarihli bilirkişi raporunun gerçekleri yansıtmadığını, fidanlamadan önce dava konusu yeri kullandığına dair duvar kalıntılarının ve dinlenen tanıklar ile mahalli bilirkişilerin lehine olan beyanlarının rapora yansıtılmadığını, gerçeğe aykırı bilgi verdiğini, bu sırada kadastro çalışması yapılmasıyla asliye hukuk mahkemesinin görevsizlik kararı vererek dosyayı kadastro mahkemesine gönderdiğini, kadastro mahkemesinde keşif yapıldığını ancak önceki bilirkişi raporuna değer verilerek aleyhine hüküm kurulduğunu, kararın kesinleştiğini beyan ederek yargılamanın yenilenmesin istemiştir.
Mahkemece davacı ..."in ... ili, ... ilçesi ... köyü 101 ada 1 parsel sayılı sayılı taşınmazla ilgili yargılamanın yenilenmesi talebinin HMK. 375 maddesinde belirtilen şartların hiç birine uymadığı gerekçesiyle reddine karar verilmiş, hüküm davacı gerçek kişi tarafından temyiz edilmiştir.
Dava; Hukuk Muhakemeleri Kanununun 374 ve devamı maddeleri uyarınca yargılanmanın yenilenmesi istemine ilişkindir.
Hukuk Muhakemeleri Kanununun 375. maddesinde yargılamanın iadesi sebepleri sınırlı sayıda olmak üzere sayılmış olup; buna göre anılan madde hükmü uyarınca; "a) Mahkemenin kanuna uygun olarak teşekkül etmemiş olması, b) Davaya bakması yasak olan yahut hakkındaki ret talebi, merciince kesin olarak kabul edilen hâkimin karar vermiş veya karara katılmış bulunması, c)Vekil veya temsilci olmayan kimselerin huzuruyla davanın görülmüş ve karara bağlanmış olması, ç)Yargılama sırasında, aleyhine hüküm verilen tarafın elinde olmayan nedenlerle elde edilemeyen bir belgenin, kararın verilmesinden sonra ele geçirilmiş olması, d) Karara esas alınan senedin sahteliğine karar verilmiş veya senedin sahte olduğunun mahkeme veya resmî makam önünde ikrar edilmiş olması, e) İfadesi karara esas alınan tanığın, karardan sonra yalan tanıklık yaptığının sabit olması, f) Bilirkişi veya tercümanın, hükme esas alınan husus hakkında kasten gerçeğe aykırı beyanda bulunduğunun sabit olması, g) Lehine karar verilen tarafın, karara esas alınan yemini yalan yere ettiğinin, ikrar veya yazılı delille sabit olması, ğ) Karara esas alınan bir hükmün, kesinleşmiş başka bir hükümle ortadan kalkmış olması, h) Lehine karar verilen tarafın, karara tesir eden hileli bir davranışta bulunmuş olması, ı) Bir dava sonunda verilen hükmün kesinleşmesinden sonra tarafları, konusu ve sebebi aynı olan ikinci davada, öncekine aykırı bir hüküm verilmiş ve bu hükmün de kesinleşmiş olması, i)Kararın, İnsan Haklarını ve Ana Hürriyetleri Korumaya Dair Sözleşmenin veya eki protokollerin ihlali suretiyle verildiğinin, Avrupa İnsan Hakları Mahkemesinin kesinleşmiş kararıyla tespit edilmiş olması."" sebeplerine dayanılarak yargılamanın iadesi talep edilebilir.
İncelenen dosya kapsamına, kararın dayandığı gerekçeye ve HMK"nın 375. maddesinde sınırlı olarak sayılan yargılamanın iadesi sebeplerinden hiçbirinin somut olayda oluşmadığı belirlenerek hüküm kurulduğuna göre, yerinde görülmeyen temyiz itirazlarının reddi ile usûl ve kanuna uygun olan hükmün ONANMASINA, aşağıda yazılı onama harcının temyiz edene yükletilmesine 29/04/2019 günü oy birliği ile karar verildi.