Abaküs Yazılım
21. Hukuk Dairesi
Esas No: 2018/6686
Karar No: 2019/7627
Karar Tarihi: 10.12.2019

Yargıtay 21. Hukuk Dairesi 2018/6686 Esas 2019/7627 Karar Sayılı İlamı

21. Hukuk Dairesi         2018/6686 E.  ,  2019/7627 K.

    "İçtihat Metni"

    MAHKEMESİ: Bölge Adliye Mahkemesi 8. Hukuk Dairesi
    TÜRK MİLLETİ ADINA

    Davacılar murisinin, iş kazası sonucu ölümünden doğan maddi ve manevi tazminatın ödetilmesi davasının yapılan yargılaması sonunda; İlk Derece Mahkemesince davanın kısmen kabulüne karar verilmesi üzerine davalı vekilince istinaf kanun yoluna başvurulmuştur.Bölge Adliye Mahkemesince, davalı vekilinin istinaf başvurusunun kabulüyle yerel mahkeme kararının kaldırılmasına davanın reddine karar verilmiştir.
    Bölge Adliye Mahkemesi kararının süresi içinde temyizen incelenmesi davacılar vekilince duruşmalı olarak istenilmesi üzerine dosya incelenerek işin duruşmaya tabi olduğu anlaşılmış ve duruşma için 10/12/2019 Salı günü tayin edilerek taraflara çağrı kağıdı gönderilmişti. Duruşma günü davacılar vekili Av. ... geldi. Karşı taraf adına kimse gelmedi. Duruşmaya başlanarak hazır bulunan Avukatın sözlü açıklaması dinlendikten sonra duruşmaya son verilerek aynı gün düzenlenen raporla dosyadaki kağıtlar okundu, işin gereği konuşulup düşünüldü ve aşağıdaki karar verildi.
    K A R A R
    A)Davacı İstemi;
    Davacı vekili dava dilekçesinde özetle, müvekkillerinin murisinin geçirdiği iş kazası nedeniyle fazlaya ilişkin talep hakkını saklı tutarak 100,00 TL’şer maddi tazminatın kaza tarihinden faizi ile davalıdan tahsilini talep etmiştir.Davacı vekili ıslah dilekçesiyle maddi tazminat istemini davacı eş için 109.309,00 TL, davacı çocuk ... için 6.715,00 TL ve çocuk ... için 35.689,00 TL’ye artırmış ve kaza tarihinden faizi ile davalıdan tahsilini talep etmiştir.
    B)Davalı Cevabı;
    Davalı vekili cevap dilekçesinde özetle, kaza tespit tutanağına göre, davacıların murisi sürücünün dönemeçli yollarda hızını azaltmaması nedeniyle kazanın meydana gelmesinde tam kusurlu olduğunu, davacılara kasko ve trafik sigortasından dolayı ödeme yapıldığını, ayrıca SGK"dan gelir bağlandığını ve ödeme yapıldığını, dolayısıyla destekten yoksun kalma şartları oluşmadığından davanın reddini talep etmiştir.
    C)İlk Derece Mahkemesi Kararı :
    İlk derece mahkemesince davanın kabulü ile davacı eş için 109.309,00 TL, davacı çocuk ...için 6.715,00 TL ve çocuk ... için 35.689,00 TL maddi tazminatın kaza tarihinden itibaren işleyecek yasal faizi ile birlikte davalıdan alınarak davacıya verilmesine karar verilmiştir.
    D)Bölge Adliye Mahkemesi Kararı :İlk derece mahkemesince verilen kararın davalı vekili tarafından istinaf edilmesi üzerine, somut olayda mahkemece alınan kusur raporlarında davacılar murisinin %100 kusurlu olduğu yönünde görüş bildirildiği, davacılar murisinin eylemi ile zarar arasındaki uygun nedensellik bağının kesildiği bu nedenle kazanın sonuçlarından işveren sorumlu tutulamayacağı, Mahkemece kusur oranı her ne kadar iş güvenliği uzmanlarınca tespit edilmemiş ise de; davacıların kusur oranına usulüne uygun şekilde itiraz etmemesi nedeniyle kusur oranının kesinleşerek davalı lehine usuli müktesep hak oluştuğundan yerel mahkeme kararının kaldırılarak, davanın reddine karar verildiği anlaşılmıştır.
    E) Temyiz Sebepleri Davacı vekili temyiz dilekçesinde özetle; davaya konu iş kazasında illiyet bağının kesilmediğini, çünkü kazanın meydana gelmesinin müteveffanın eyleminden kaynaklanmadığı bilakis araçta bulunan eksiklerden kaynaklandığı nitekim kusur raporlarında aracın sol ön lastiğinin patlaması sonrasında yolun soluna doğru yoldan çıkarak yamaç olan bölüme ve su kanalına çarptığının tespit edildiği, kusur raporunda aracın kontrol edilmediğinden murise kusur verilmiş ise de; murisin kaza yaptığı gün işe girdiği, sürmekte olduğu aracı kontrol ettirme ihtimali olmadığı, aracın aşırı yüklü ya da lastiklerinin yeterli şişkinlikte olduğuna ilişkin kontrol etme olasılığının bile bulunmadan yola çıkması gerektiği, araca ait lastiklerin kış şartlarına uygun olmamasının sorumluluğunun tamamen işverene ait olduğu, somut olayda sorumluluğun araç işletenin sorumluluğuna yani tehlike sorumluluğuna dayandığından işverenin sorumlu tutulması gerektiği, öte yandan her ne kadar istinaf mahkemesince kusur raporlarına itiraz edilmediği belirtilmiş ise de; kusur raporlarına itirazların ileri sürüldüğü bu yönle usuli kazanılmış haktan da bahsedilemeyeceği belirtilerek istinaf mahkemesi kararının bozulmasını talep etmiştir.
    F) Delillerin Değerlendirilmesi ve Gerekçe;
    Dava, 24/10/2011 tarihinde gerçekleşen iş kazası sonucu sigortalının vefatı nedenyile sigortalının eş ve çocuklarının maddi zararlarının giderilmesi istemine ilişkindir.
    Dosya kapsamındaki bilgi ve belgelere göre, davacılar murisi sigortalı ...’in davalı şirkette tanker şoförü olarak çalıştığı, olay günü İskenderun’dan tankere yüklenen yakıtı ...’a teslimi için hareket halindeyken, ... –... arası bölünmemiş çift yönlü yolda ilerlerken saat 09.00 sıralarında hafif virajlı yolda seyri esnasında, aracın hızı ve lastiğin patlaması neticesinde direksiyon hakimiyetini kaybettiği, aracın karşı şeride geçip yol kenarına çarpması neticesinde kazalının vefat ettiği, trafik bilirkişiden alınan 07/03/2016 tarihli bilirkişi raporunda sürücülerin araçların bakım ve lastik kontrollerini yapmakla sorumlu olduğu somut olayda sürücünün bu sorumluluğunu yerine getirmediği, aynı zamanda aracı hızını viraja göre ayarlamadığından %100 oranında kusurlu olduğunun tespit edildiği, tarafların rapora itirazı üzerine Adli Tıp Trafik İhtisas Dairesinden alınan 16/01/2017 tarihli raporda da benzer gerekçelerle sürücünün %100 oranında kusurlu olduğunun tespit edildiği, davacı vekilinin rapora itirazının bulunduğu anlaşılmıştır.Davaya konu olayda kusurun aidiyeti konusunda uyuşmazlık bulunduğu anlaşılmaktadır.İnsan yaşamının kutsallığı çevresinde işveren, işyerinde işçilerin sağlığını ve iş güvenliğini sağlamak için gerekli olanı yapmak ve bu husustaki şartları sağlamak ve araçları noksansız bulundurmakla yükümlü olduğu olay tarihinde yürürlükte bulunan İş Kanununun 77.maddesinin açık buyruğudur.Yine Uluslararası Çalışma Örgütü tarafından 1979 yılında benimsenen ve Ülkemizce de onaylanan Karayolu Taşımacılığında Çalışma Saatleri ve Dinlenme Sürelerine İlişkin 153 Sayılı İLO Sözleşmesi"nin 5. ve 6. maddelerinde karayolu taşımacılığında sürücü olarak çalışanların azami çalışma saatleri belirlenmiş, anılan maddelerde hiçbir sürücünün mola vermeksizin ve devamlı olarak dört saatten fazla araç kullanmasına izin verilemeyeceği, her ülkenin yetkili makam ya da kuruluşunun, özel ulusal koşulları dikkate alarak, sözü geçen dört saatlik süreyi bir saatten fazla olmamak üzere artırabileceği, fazla mesai dahil, azami toplam araç kullanma süresinin günde dokuz, haftada kırksekiz saati aşamayacağı düzenlenmiştir.Hükme dayanak alınan bilirkişi raporlarında; bilirkişinin olay tarihinde yürürlükte bulunan İş Kanununun 77. maddesi ve İş Sağlığı ve Güvenliği Yönetmeliği"nin ilgili maddeleri ile Karayolu Taşımacılığında Çalışma Saatleri ve Dinlenme Sürelerine İlişkin 153 Sayılı İLO sözleşmesini incelemesi suretiyle, işverenin, iş yerinde alması gerekli önlemlerin neler olduğu, hangi önlemleri aldığı, hangi önlemleri almadığı, alınan önlemlere işçinin uyup uymadığı, iş yerinde aşırı çalıştırmanın söz konusu olup olmadığı gibi hususları ayrıntılı bir biçimde incelemek suretiyle kusurun aidiyeti ve oranının hiç bir kuşku ve duraksamaya yer vermeyecek biçimde saptanmadığı anlaşılmaktadır. İşveren, çalışanlarının işle ilgili sağlık ve güvenliğini sağlamakla yükümlü olup, bu çerçevede işçisinin yasal sınırları aşar süratte araç kullanmasını önlemek için gerekli tedbirleri alması, risklerden kaçınması, kaçınılması mümkün olmayan riskleri analiz etmesi, risk değerlendirmesi yapması ve/veya yaptırması, teknik gelişmelere uyum göstermesi, tehlikeli olanı, tehlikesiz veya daha az tehlikeli olanla değiştirmesi, mesleki riskleri önlemesi, eğitim ve bilgi verilmesi dahil her türlü tedbiri alması, gerekli araç ve gereçleri sağlaması, sağlık ve güvenlik tedbirlerini değişen şartlara uygun hale getirmesi ve mevcut iş yerinin iyileştirilmesi için çalışmalar yapması gerekmektedir. Bu açıklamalar doğrultusunda yapılacak iş, kazalının kullandığı aracın kaza öncesi yol ve kullanım süreleri ile güzergahlarına ilişkin tüm hususlarla, günlük çalışma sürelerinin üzerinde ve dikkat bozukluğu doğuracak düzeyde aşırı çalıştırılmasının söz konusu olup olmadığı, aracın yükü, araç ve lastiklerin bakımı ile kaza esnasında lastiğin patlamış olması da gözetilerek işverenin aracın bakımlarını yerine getirip getirmediği hususlarında tarafların delil ve belgeleri toplanılmalı, olayın özelliği de gözetilmek suretiyle içinde ulaştırma ve trafik güvenliği konusunda ihtisas yapmış öğretim üyesi bulunacak, üç kişilik iş güvenliği uzmanı bilirkişi heyetine konuyu tüm yönleri ile incelettirip yukarıda bahsedilen esasları kapsayan bilirkişi kusur raporu alınmasından sonra oluşacak sonuca göre taraflar lehine oluşan usuli kazanılmış haklar gözetilerek bir karar verilmesinden ibarettir. Mahkemece bu maddi ve hukuki olgular nazara alınmaksızın, özellikle bilirkişi raporuna davacı tarafın itirazının bulunmadığı belirtilmek suretiyle yazılı şekilde eksik inceleme ile karar verilmesi usul ve yasaya aykırı olup bozma nedenidir.O halde, davacı vekilinin bu yönleri amaçlayan temyiz itirazları kabul edilmeli ve Bölge Adliye Mahkemesi hükmü bozulmalıdır.SONUÇ: Temyiz olunan Bölge Adliye Mahkemesi kararının, yukarıda yazılı sebeplerden dolayı 6100 sayılı HMK’nun 373/2. maddesi uyarınca BOZULMASINA, dosyanın kararı veren Bölge Adliye Mahkemesine gönderilmesine, davacı yararına takdir edilen 2.037,00TL duruşma Avukatlık parasının karşı tarafa yükletilmesine, temyiz harcının istek halinde temyiz eden davacıya iadesine 10/12/2019 tarihinde oy birliği ile karar verildi.






    Sayın kullanıcılarımız, siteden kaldırılmasını istediğiniz karar için veya isim düzeltmeleri için bilgi@abakusyazilim.com.tr adresine mail göndererek bildirimde bulunabilirsiniz.

    Son Eklenen İçtihatlar   AYM Kararları   Danıştay Kararları   Uyuşmazlık M. Kararları   Ceza Genel Kurulu Kararları   1. Ceza Dairesi Kararları   2. Ceza Dairesi Kararları   3. Ceza Dairesi Kararları   4. Ceza Dairesi Kararları   5. Ceza Dairesi Kararları   6. Ceza Dairesi Kararları   7. Ceza Dairesi Kararları   8. Ceza Dairesi Kararları   9. Ceza Dairesi Kararları   10. Ceza Dairesi Kararları   11. Ceza Dairesi Kararları   12. Ceza Dairesi Kararları   13. Ceza Dairesi Kararları   14. Ceza Dairesi Kararları   15. Ceza Dairesi Kararları   16. Ceza Dairesi Kararları   17. Ceza Dairesi Kararları   18. Ceza Dairesi Kararları   19. Ceza Dairesi Kararları   20. Ceza Dairesi Kararları   21. Ceza Dairesi Kararları   22. Ceza Dairesi Kararları   23. Ceza Dairesi Kararları   Hukuk Genel Kurulu Kararları   1. Hukuk Dairesi Kararları   2. Hukuk Dairesi Kararları   3. Hukuk Dairesi Kararları   4. Hukuk Dairesi Kararları   5. Hukuk Dairesi Kararları   6. Hukuk Dairesi Kararları   7. Hukuk Dairesi Kararları   8. Hukuk Dairesi Kararları   9. Hukuk Dairesi Kararları   10. Hukuk Dairesi Kararları   11. Hukuk Dairesi Kararları   12. Hukuk Dairesi Kararları   13. Hukuk Dairesi Kararları   14. Hukuk Dairesi Kararları   15. Hukuk Dairesi Kararları   16. Hukuk Dairesi Kararları   17. Hukuk Dairesi Kararları   18. Hukuk Dairesi Kararları   19. Hukuk Dairesi Kararları   20. Hukuk Dairesi Kararları   21. Hukuk Dairesi Kararları   22. Hukuk Dairesi Kararları   23. Hukuk Dairesi Kararları   BAM Hukuk M. Kararları   Yerel Mah. Kararları  


    Avukat Web Sitesi