Esas No: 2021/5013
Karar No: 2022/5837
Karar Tarihi: 15.06.2022
Yargıtay 8. Hukuk Dairesi 2021/5013 Esas 2022/5837 Karar Sayılı İlamı
Özet:
Davacı, Maltepe ilçesi 505 parselde bulunan arsayı İlker ...’dan satın aldığını, tüm vergi ve harçların ödendiğini belirterek, taşınmazın kendisine ait olduğunu ve zilyetlik tescili yapılması gerektiğini talep etmiştir. Davalı Hazine vekili ise taşınmazın tamamının Hazine adına kayıtlı olduğunu ve davanın hak düşürücü süre ve esastan reddedilmesi gerektiğini savunmuştur. İlk derece mahkemesi davanın reddine karar vermiş, istinaf başvurusunun esastan reddine karar verilmiş, daha sonra davacının temyiz başvurusu süresinde yapıldığı anlaşılmış ve hükmün esası incelenmiştir. Temyiz itirazları yerinde görülmemiştir ve kararın onanması gerektiği belirtilmiştir.
Kanun Maddeleri:
- 6831 sayılı Kanun'un 2/b uygulamasına konu edilmeyen taşınmazlar üzerinde zilyetlik tespiti ve beyanlar hanesine şerh verilmesi için Kanun'da açık bir düzenleme bulunmaması gerektiği belirtilmiştir.
- HMK'nin 366. maddesi yollamasıyla HMK'nin 344. maddesi uyarınca davacının temyiz başvurusunun yapılmamış sayılması gerektiği, ancak davacının temyiz
"İçtihat Metni"
MAHKEMESİ : ... Bölge Adliye Mahkemesi 6. Hukuk Dairesi
DAVA TÜRÜ : Zilyetlik Tespiti
İLK DERECE
MAHKEMESİ : ... Anadolu 23. Asliye Hukuk Mahkemesi
Taraflar arasında ... Anadolu 23. Asliye Hukuk Mahkemesinde görülen dava sonucunda verilen hükme karşı davacı vekili tarafından istinaf yoluna başvurulması üzerine ... Bölge Adliye Mahkemesi 6. Hukuk Dairesince istinaf başvurusunun esastan reddine karar verilmiş olup, bu kez davacı vekili tarafından Bölge Adliye Mahkemesi kararı temyiz edilmiş; 12.03.2020 tarihli ek kararla süresinde temyiz harçları ve posta gideri tamamlanmamış olduğundan davacının temyiz başvurusunun yapılmamış sayılmasına karar verilmiştir. Davacı vekili tarafından ek karar ve asıl karara karşı temyiz isteminde bulunulmuş olup; dosya incelendi, gereği düşünüldü:
K A R A R
Davacı ... vekili, müvekkilinin Maltepe ilçesi ... Mahallesi 505 parselde bulunan 630 m2'lik tapu tahsis belgeli Maliye Hazinesi adına kayıtlı bulunan arsayı dava dışı tapuda adına şerh bulunan İlker ...’dan satın aldığını, Milli Emlak Genel Müdürlüğüne satın alma için müracaatların yapıldığını tüm vergi ve harçların müvekkili tarafından ödendiğini, davacı adına zilyetlik tescili yaptıramadığını, Mahkeme kararı ile zilyet kaydının müvekkili adına olması gerektiğini açıklayarak, taşınmazın şerhler hanesindeki ibarenin zilyetliğin davacıya ait olduğu şeklinde değiştirilmesini talep etmiştir.
Davalı Hazine vekili, dava konusu taşınmazın tamamının Maliye Hazinesi adına kayıtlı olduğunu, idare memurlarınca mahalde yapılan tespitte İlker ... adlı şahıs tarafından 400 m2'lik kısmının 1980 yılından itibaren tek katlı yığma yapı (konut) ve bahçe olarak kullanıldığının tespit edildiğini belirterek, yasal dayanağı bulunmayan davanın hak düşürücü süre ve esastan reddine karar verilmesini savunmuştur.
İlk Derece Mahkemesince yapılan yargılama sonunda, "dava konusu edilen Maltepe 505 parsel sayılı taşınmazın 18.05.1957 tarihli tapulama çalışması ile davalı adına tescil edildiği, taşınmaza 06.07.1987 tarihli şerh ile İlker ... adına gecekondu tahsis şerhinin işlendiği, dava konusu taşınmazın 6831 sayılı Kanun'un 2/b uygulamasına konu edilmediği, taşınmaz üzerinde zilyetlik tespiti ve beyanlar hanesine şerh verilebilmesi için Kanun'da açık bir düzenleme bulunmasının gerekli olduğu, bunun dışında zilyetlik tespiti ve zilyetlik şerhi verilmesi mümkün bulunmadığı, davacının dava konusu Hazine adına kayıtlı taşınmazda zilyetlik tespiti ve beyanlar hanesine şerh verilmesi istemiyle dava açmasında hukuki yararı olmadığı" gerekçesiyle davanın reddine karar verilmiştir.
Hükme karşı davacı vekili tarafından karar istinaf yoluna başvurulması üzerine ... Bölge Adliye Mahkemesi 6. Hukuk Dairesince "dosya arasında mevcut tapu kaydına göre taşınmazın 2/B vasfının olmadığı gibi kullanım kadastrosu da yapılmadığına göre davanın reddine karar verilmiş olmasında bir isabetsizlik görülmediği" gerekçesiyle davacı vekilinin istinaf talebinin esastan reddine karar vermiştir.
Anılan hüküm, davacı vekili tarafından temyiz edilmiştir. Bölge Adliye Mahkemesince, 12.03.2020 tarihinde; davacı vekilinin temyizine yönelik olarak "vekile yapılan muhtıra tebliğine rağmen süresinde temyiz harçları ve posta gideri tamamlanmamış olduğundan HMK'nin 366. maddesi yollamasıyla HMK'nin 344. maddesi uyarınca davacının temyiz başvurusunun yapılmamış sayılmasına" dair ek karar verilmiştir.
Davacı vekilince anılan ek kararla birlikte asıl hükme karşı temyiz isteminde bulunulmuştur.
Bölge Adliye Mahkemesince 12.03.2020 tarihli ek kararla davacının temyiz başvurusunun yapılmamış sayılmasına karar verilmiş ise de; davacı vekilinin muhtırada beliritlen süre içerisinde (21.01.2020 tarihinde) muhtırıda yazılı temyiz harçları ve posta giderini karşılar meblağı mahkeme veznesine yatırdığı anlaşıldığından temyiz isteminin reddine dair ek karar usul ve yasaya aykırı olup 12.03.2020 tarihli ek kararının kaldırılmasına karar verilerek temyiz itirazları doğrultusunda hükmün esası incelenmiştir.
Tarafların karşılıklı iddia ve savunmalarına, uyuşmazlık bakımından uygulanması gereken hukuk kuralları ile temyiz olunan Bölge Adliye Mahkemesi kararında yazılı gerekçelere, hukuki ilişkinin nitelendirmesine göre temyiz itirazları yerinde görülmediğinden, temyiz itirazlarının reddiyle usul ve kanuna uygun Bölge Adliye Mahkemesi kararın onanmasına karar vermek gerekmiştir.
SONUÇ: Yukarda açıklanan nedenlerle davacı vekilinin temyiz isteminin reddi ile Bölge Adliye Mahkemesince verilen kararın HMK'nin 370/1. maddesi uyarınca ONANMASINA, 54,40 TL peşin harcın onama harcına mahsubu ile kalan 26,30 TL'nin temyiz eden davacıdan alınmasına,
15.06.2022 tarihinde oy birliğiyle karar verildi.
Sayın kullanıcılarımız, siteden kaldırılmasını istediğiniz karar için veya isim düzeltmeleri için bilgi@abakusyazilim.com.tr adresine mail göndererek bildirimde bulunabilirsiniz.