20. Ceza Dairesi 2018/5758 E. , 2019/3709 K.
"İçtihat Metni"
Yüksek Adalet Bakanlığı"nın, kullanmak için uyuşturucu madde bulundurma suçundan sanık ... hakkındaki Konya 15.Ağır Ceza Mahkemesinin 09/05/2018 tarihli ve 2018/538 değişik iş sayılı kararının kanun yararına bozulması istemi üzerine, Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığı’nca 06/11/2018 tarihli ihbar yazısı ekinde dosyanın Dairemize gönderildiği anlaşıldı.
Dosya incelendi.
GEREĞİ GÖRÜŞÜLÜP DÜŞÜNÜLDÜ:
A)Konuyla İlgili Bilgiler:
1-Şüpheli ... hakkında kullanmak için uyuşturucu madde bulundurma suçundan yürütülen soruşturma sonucunda, Konya Cumhuriyet Başsavcılığınca 31/03/2015 tarihli ve 2014/46092 soruşturma, 2015/412 sayılı karar ile “beş yıl süre ile kamu davasının açılmasının ertelenmesine ve şüpheli hakkında bir yıl süre ile tedavi ve denetimli serbestlik tedbiri uygulanmasına” karar verildiği, kararın şüpheliye 05/05/2015 tarihinde, tebligatın mernis adresi olduğu belirtilmek suretiyle Tebligat Kanunu’nun 21. maddesine göre tebliğ edildiği, kararın infazı için 06/04/2015 tarihinde Konya Denetimli Serbestlik Müdürlüğüne gönderildiği,
2-Konya Denetimli Serbestlik Müdürlüğünün 15/04/2015 tarihli çağrı yazısının 21/04/2015 tarihinde şüpheliye aynı adreste, tebligatın mernis adresi olduğu belirtilmek suretiyle Tebligat Kanunu’nun 21. maddesine göre tebliğ edildiği, 10 günlük süre içerisinde müdürlüğe başvurmaması nedeniyle evrakın kapatılarak 07/07/2015 tarihinde Cumhuriyet Savcılığına gönderildiği,
3-Konya Cumhuriyet Başsavcılığınca, ısrar şartının gerçekleşmesi için en az iki haklı, yasal, geçerli tebligatın ve ihtaratın yapılması gerektiği gerekçesiyle, kararın infazı için 08/02/2017 tarihinde yeniden Konya Denetimli Serbestlik Müdürlüğüne gönderildiği,
4-Konya Denetimli Serbestlik Müdürlüğünün 21/02/2017 tarihli çağrı yazısının 27/02/2017 tarihinde şüpheliye aynı adreste, tebligatın mernis adresi olduğu belirtilmek suretiyle Tebligat Kanunu’nun 21. maddesine göre tebliğ edildiği, 10 günlük süre içerisinde müdürlüğe başvurmaması nedeniyle uyarılmasına karar verildiği, 31/03/2017 tarihli uyarı yazısının 07/04/2017 tarihinde aynı adreste, tebligatın mernis adresi olduğu belirtilmek suretiyle Tebligat Kanunu’nun 21. maddesine göre tebliğ edildiği, müdürlüğe başvurmaması üzerine İnfaz İşlemleri Değerlendirme Komisyonunun 26/04/2017 tarihli kararı ile dosyanın kapatılarak 04/05/2017 tarihinde Cumhuriyet Savcılığına gönderildiği,
5-Konya Cumhuriyet Başsavcılığınca kamu davası açılmasının ertelenmesi kararının kaldırılarak 19/07/2017 tarihli ve 2014/46092 soruşturma, 2017/9368 esas, 2017/7009 sayılı iddianame ile sanık hakkında TCK’nın 191/1 ve 53.maddeleri uyarınca cezalandırılması istemi ile kamu davası açıldığı,
6-Yapılan yargılama sonucunda Konya 15.Asliye Ceza Mahkemesinin 22/03/2018 tarihli 2017/533 esas ve 2018/184 sayılı kararı ile ; “CMK 223/8. maddesi 2. cümlesi uyarınca, kamu davasının ertelenmesi kararının sanığa tebliğinin usulsüz olması nedeniyle kovuşturma şartı gerçekleşmediğinden kovuşturma şartının gerçekleşmesini beklemek üzere sanık hakkındaki kamu davasının durmasına, dosyanın durma kararının gereği yönünden Konya Cumhuriyet Başsavcılığına gönderilmesine” karar verildiği, karara Cumhuriyet savcısı tarafından itiraz edildiği,
7-Mercii Konya 3.Ağır Ceza Mahkemesinin kanun yararına bozma istemine konu; 09/05/2018 tarihli ve 2018/538 değişik iş sayılı kararı ile; “itirazın kabulüne, Konya 15.Asliye Ceza Mahkemesinin 22/03/2018 tarihli, 2017/533 esas ve 2018/184 sayılı kararının kaldırılmasına” kesin olarak karar verildiği,
8-Konya 15.Asliye Ceza Mahkemesi tarafından kanun yararına bozma yoluna gidilmesinin talep edildiği,
Anlaşılmıştır.
B)Kanun Yararına Bozma İstemi:
Kanun yararına bozma istemi ve ihbar yazısında;
“Kullanmak için uyuşturucu madde bulundurmak suçundan şüpheli ... hakkında yapılan soruşturma evresi sonucunda, 5237 sayılı Türk Ceza Kanunu’nun 191/2. maddesi uyarınca kamu davasının açılmasının beş yıl süreyle ertelenmesine, erteleme süresi içinde 1 yıl süre ile denetimli serbestlik tedbirine tâbi tutulmasına dair Konya Cumhuriyet Başsavcılığınca verilen 31/03/2015 tarihli ve 2014/46092 soruşturma, 2015/412 sayılı kararını müteakip, denetimli serbestlik müdürlüğünce ihtara rağmen yükümlülük ihlâlinde ısrar edildiğinden bahisle infaz kayıtlarının kapatılarak bildirimde bulunulması üzerine, açılan kamu davası sonucunda, kovuşturma şartının gerçekleşmediğinden bahisle kamu davasının durmasına dair Konya 15. Asliye Ceza Mahkemesinin 22/03/2018 tarihli ve 2017/533 esas, 2018/184 sayılı kararına karşı yapılan itirazın kabulü ile anılan kararın kaldırılmasına yönelik Konya 3. Ağır Ceza Mahkemesinin 09/05/2018 tarihli ve 2018/538 değişik iş sayılı kararını kapsayan dosya incelendi.
Dosya kapsamına göre, Konya Cumhuriyet Başsavcılığınca 31/03/2015 tarihli kamu davasının açılmasının ertelenmesi kararının verilmesini müteakip, Konya Denetimli serbestlik Müdürlüğünce çıkarılan sanığın hakkında denetimli serbestlik tedbiri uygulanması için Müdürlüklerine müracaat etmesine ilişkin 15/04/2015 tarihli uyarılı davetname ve 31/03/2017 tarihli uyarı yazısının sanığın kolluktaki ifadesi sırasında alınan adresine, bu adresin aynı zamanda mernis adresi olduğuna ilişkin kayıt düşülerek 7201 sayılı Tebligat Kanunu’nun 21. maddesine göre tebliğ edildiği anlaşılmakta ise de, 7201 sayılı Kanun"un 10/2. madde ve fıkrasının, “Bilinen en son adresin tebligata elverişli olmadığının anlaşılması veya tebligat yapılamaması hâlinde, muhatabın adres kayıt sisteminde bulunan yerleşim yeri adresi, bilinen en son adresi olarak kabul edilir ve tebligat buraya yapılır.” hükmü ile gerçek kişilere yapılacak tebligat ile ilgili olarak iki aşamalı bir yöntem benimsenmiş olması karşısında, öncelikle bilinen en son adres esas alınarak, 7201 sayılı Kanun"un 21/1. maddesine göre normal tebligat çıkarılıp, çıkarılan tebligatın bila tebliğ iade edilmesi halinde, aynı Kanun"un 21/2. maddesi uyarınca adres kayıt sistemindeki adres bilinen en son adres olarak kabul edilerek, merci tarafından tebligata 7201 sayılı Tebligat Kanunu"nun 23/1-8 ve Tebligat Kanununun Uygulanmasına Dair Yönetmeliğin 16/2. maddesi hükümlerine göre, “Tebligat çıkarılan adres muhatabın adres kayıt sistemindeki adresi olduğundan, tebliğ imkansızlığı durumunda, tebligatın, Tebligat Kanunu"nun 21/2. maddesine göre bu adrese yapılması” gerektiğine dair şerh düşülerek tebliğ işlemlerinin tamamlanması gerektiği, yine dosya kapsamına göre Konya Cumhuriyet Başsavcılığınca verilen 31/03/2015 tarihli kamu davasının açılmasının ertelenmesi kararının da sanığın kolluktaki ifadesi sırasında alınan adresine aynı zamanda mernis adresi olduğuna ilişkin kayıt düşülerek doğrudan 7201 sayılı Tebligat Kanunu’nun 21. maddesine göre 05/05/2015 tarihinde tebliğ edildiği, bu durumda tebligatın Konya Denetimli Serbestlik Müdürlüğünün 15/04/2015 tarihli yazısından sonra ve yukarıda belirtilen usule aykırı şekilde yapılmış olduğu, buna göre kamu davasının açılmasının ertelenmesine dair kararın usulüne uygun olarak sanığa tebliğ edilmeden önce Denetimli Serbestlik Müdürlüğüne müracaatına ilişkin yazının gönderilmiş olduğu anlaşılmakla, itirazın reddi yerine yazılı şekilde kabulüne karar verilmesinde isabet görülmemiştir.”denilerek 5271 sayılı Ceza Muhakemesi Kanunu’nun 309. maddesi uyarınca Konya 3. Ağır Ceza Mahkemesinin 09/05/2018 tarihli ve 2018/538 değişik iş sayılı kararının bozulması istenilmiştir.
C) Konunun Değerlendirilmesi:
7201 sayılı Tebligat Kanunu"nun 10/2. maddesinde yer alan “Bilinen en son adresin tebligata elverişli olmadığının anlaşılması veya tebligat yapılamaması hâlinde, muhatabın adres kayıt sisteminde bulunan yerleşim yeri adresi, bilinen en son adresi olarak kabul edilir ve tebligat buraya yapılır.” düzenlemesi ile gerçek kişilere yapılacak tebligat ile ilgili olarak iki aşamalı bir yöntem benimsenmiştir.
Konya Cumhuriyet Başsavcılığınca verilen 31/03/2015 tarihli kamu davasının açılmasının ertelenmesi kararının sanığın kolluktaki ifadesi sırasında alınan adresine aynı zamanda mernis adresi olduğuna ilişkin kayıt düşülerek doğrudan 7201 sayılı Tebligat Kanunu’nun 21. maddesine göre 05/05/2015 tarihinde tebliğ edildiği, bu durumda tebligatın Tebligat Kanunu hükümlerine aykırı şekilde yapıldığı gibi, ayrıca kamu davasının açılmasının ertelenmesi kararının usulüne uygun olarak sanığa tebliğ edilmeden önce Denetimli Serbestlik Müdürlüğüne gönderilerek infazına başlandığı, yine Konya Denetimli Serbestlik Müdürlüğünce çıkarılan 15/04/2015, 21/02/2017 tarihli çağrı yazıları ve 31/03/2017 tarihli uyarı yazısının sanığın kolluktaki ifadesi sırasında alınan adresine, bu adresin aynı zamanda mernis adresi olduğuna ilişkin kayıt düşülerek 7201 sayılı Tebligat Kanunu’nun 21. maddesine göre tebliğ edildiği incelenen dosyadan anlaşılmaktadır.
7201 sayılı Kanun"un 21/1. maddesine göre sanığa önce normal tebligat çıkarılıp, çıkarılan tebligatın bila tebliğ iade edilmesi halinde, aynı Kanun"un 21/2. maddesi uyarınca adres kayıt sistemindeki adres bilinen en son adres olarak kabul edilerek, merci tarafından tebligata 7201 sayılı Tebligat Kanunu"nun 23/1-8 ve Tebligat Kanununun Uygulanmasına Dair Yönetmeliğin 16/2. maddesi hükümlerine göre, “Tebligat çıkarılan adres muhatabın adres kayıt sistemindeki adresi olduğundan, tebliğ imkansızlığı durumunda, tebligatın, Tebligat Kanunu"nun 21/2. maddesine göre bu adrese yapılması” gerektiğine ilişkin açıklama düşülerek tebliğ işlemlerinin tamamlanması gerektiği , Konya 15. Asliye Ceza Mahkemesinin 22/03/2018 tarihli ve 2017/533 esas, 2018/184 sayılı durma kararının kanuna uygun olduğu anlaşıldığından, Konya 3. Ağır Ceza Mahkemesinin 09/05/2018 tarihli ve 2018/538 değişik iş sayılı itirazın kabulüne ilişkin kararı kanuna aykırı olup kanun yararına bozma istemi yerinde görülmüştür.
D)Karar:
Açıklanan nedenlerle, kanun yararına bozma istemi yerinde görüldüğünden; Konya 3. Ağır Ceza Mahkemesinin 09/05/2018 tarihli ve 2018/538 değişik iş sayılı kararının 5271 sayılı CMK"nın 309. maddesinin 3. fıkrası gereğince kanun yararına BOZULMASINA, aynı Kanun"un 309. maddesinin 4. fıkrasının (a) bendi uyarınca gerekli işlemin yapılması için, dosyanın Adalet Bakanlığı"na iletilmek üzere Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığı"na gönderilmesine,
19/06/2019 tarihinde oy birliğiyle karar verildi.