(Kapatılan) 13. Hukuk Dairesi 2011/19963 E. , 2012/3285 K.
"İçtihat Metni"
MAHKEMESİ :Asliye Hukuk Mahkemesi (Tüketici Mahkemesi sıfatıyla)
Taraflar arasındaki tazminat davasının yapılan yargılaması sonunda ilamda yazılı nedenlerden dolayı davanın reddine yönelik olarak verilen hükmün süresi içinde davacı avukatınca temyiz edilmesi üzerine dosya incelendi gereği konuşulup düşünüldü.
KARAR
Davacı dava dilekçesi ile, 29.06.2009 tarihinde davalılardan satın aldığı aracın 02.07.2010 tarihli muayenesinde araçtaki şase numarası ile ruhsattakinin farklı olduğunun tespit edilmesi üzerine, davalılardan sorunun giderilmesini istediğini, aracı 23.07.2010 tarihinde şase numarası düzeltilmek üzere firmaya iade ettiğini, 23.08.2010 tarihinde teslim aldığını, tekrar muayene istasyonuna götürdüğünde bu kez de araç şase nosunun orjinal olmadığıve motor numarasının okunmadığını belirtip araç muayenesinin onaylanmadığını, davalıların araç şase numarasını düzeltmek isterken aracın altındaki koruma sacını da keserek araca zarar verdiklerini, yakın çevresindeki insanların change, çalıntı araba almış şeklinde konuşmaya başladığını, bu durumun psikolojisini bozduğunu belirterek aracın ayıpsız misli ile değiştirilmesini veya bedelinin ödeme tarihinden itibaren avans faizi ile birlikte davalılardan müştereken ve müteselsilen tahsilini ve 5000TL manevi tazminata hükmedilmesini talep etmiştir.
Davalı Sayınlar Otomotiv, davaya cevabında, hatanın ihraç edilen araçlara vuruluan şase numarasının yanlışlıkla yurtiçinde satılan araca vurulmasından kaynaklandığını, davacının ücretsiz onarım hakkını kullandığını, bu yüzden diğer seçimlik haklarını kullanamayacağını belirterek davanın reddini istemiştir.
Davalı ... vekili davaya cevabında, araçta ... alınmasına engel bir durumun kalmadığını, araçtan beklenen faydayı azaltacak veya aracın değerini düşürücek herhangi bir ayıp olmadığını, davacı tüketicinin seçimlik haklardan onarım hakkını kullandığını, şahsiyet haklarını somut olarak zedeleyecek herhangi bir durum olmadığına göre manevi tazminat talebinin de haksız olduğunu belirterek davanın reddini talep etmiştir.
Mahkemece hata düzeltilmiş olduğuna göre, araç muayenesi onaylanmamış olsa da bu durumun araçtan beklenen faydayı azaltacak bir hal olmadığı değerlendirilerek davanın reddine karar verilmiş, hüküm, davacı vekilince temyiz edilmiştir.
Davacının satın aldığı sıfır araç üzerindeki şase numarasının ruhsattaki numaradan farklı olduğu, tararafların ve mahkemenin kabulündedir. Davalı tarafça araçtaki bu arıza giderilmiş, ruhsata uygun şekilde motor şase numarası yeniden yazılmış ise de, dosya arasında yer alan TÜVTÜRK’ün 31.03.2010 taraihli müzekkere cevabından bu halde dahi aracın muayenesinin onaylanması için mutlaka her yıl yeniden alınacak aracın motor şase numarasının üretici eliyle değiştirildiğine ilişkini yazının sunulması gerektiği bildirilmiştir. Keşif sonrası hukukça bilirkişi mütalaasında söz konusu hatanın üreticiden kaynaklanan gizli ayıp olduğu belirlenmiş, mahkemece de buna itibar edilmiştir. Bununla birlikte teknik bilirkişi, ilk raporunda düzeltme raporu verildiğinde muayenesinin yapılabileceğini, bu belge olmazsa makine mühendisleri odasından aracın orjinal olduğu yönünde belge alınması gerekeceğini belirtmiş ve fakat söz konusu ayıp sebebiyle aracın piyasa fiyatının etkilenmeyeceğini de mütalaa etmiştir. Davacının itirazı üzerine aynı bilirkişiden alınan ek raporda, ilk raporda gözardı edilmiş olmakla birlikte bu durumun aracın ikinci el alıcılarında çekince uyandıracağı ve bu haliyle aracın değerini 2000TL civarında düşüreceği eklenmiştir. Aynı bilirkişi tarafından verilen iki raporda birbirinden tümüyle farklı ve davanın sonucuna etki eder mütalaalalarda bulunulması halinde bunlara dayanılarak hüküm tesis edilemeyeceği gibi, bu husus göz ardı edilse bile ek rapora neden itibar edilmediği red kararı gerekçesinde mahkemece açıklığa kavuşturulmamıştır. Bu halde yapılması gereken, tarafların üzerinde anlaştıkları bilirkişi bulunmaması halinde re’sen seçilecek uzman tarafından yapılacak yeni bir bilirkişi incelemesi ile taraf itirazlarını karşılar, taraf ve Yargıtay denetimine elverişli rapor alınması, buna göre dosyadaki tüm delillerle talep ve savunmaların değerlendirilmesi ve varılacak sonuca göre hüküm kurulması iken, bu ilkeler göz ardı edilmek suretiyle yazılı şekilde hüküm tesisi usul ve yasaya aykırı olup bozma nedenidir.
SONUÇ: Yukarıda açıklanan nedenlerle temyiz edilen hükmün (BOZULMASINA), peşin alınan 18.40 TL. temyiz harcının istek halinde iadesine, 17.2.2012 gününde oybirliğiyle karar verildi.