Abaküs Yazılım
20. Hukuk Dairesi
Esas No: 2013/6894
Karar No: 2013/9598
Karar Tarihi: 05.11.2013

Yargıtay 20. Hukuk Dairesi 2013/6894 Esas 2013/9598 Karar Sayılı İlamı

20. Hukuk Dairesi         2013/6894 E.  ,  2013/9598 K.

    "İçtihat Metni"

    MAHKEMESİ :Asliye Hukuk Mahkemesi

    Taraflar arasındaki tapu sicil kaydının iptali ve tescil davasının yapılan yargılaması sonunda kurulan 06.03.2012 günlü hükmün Yargıtay"ca duruşmalı olarak incelenmesi davalı ... vekili Av. ... ve davalı ... vekili Av. ... tarafından istenilmekle, tayin olunan 05.11.2013 günü için yapılan tebligat üzerine, temyiz eden davalı ... vekili Av. ... geldi, diğer taraftan Orman Yönetimi vekili Av. ... geldi, başka gelen olmadı, açık duruşmaya başlandı. Süresinde olduğu anlaşılan temyiz dilekçelerinin kabulüne karar verildikten sonra, gelenlerin sözlü açıklamaları dinlendi, duruşmanın bittiği bildirildi. İş karara bırakıldı. Daha sonra dosya içindeki tüm belgeler incelenip, gereği düşünüldü;

    K A R A R

    1968 yılında yapılan kadastro sırasında, ...Köyü 208 parsel sayılı 92.786 m² yüzölçümündeki taşınmaz, Aralık 1955 tarih 60 sıra nolu tapu kaydı uygulanarak tarla niteliği ile ... adına tespit edilmiş, satış yoluyla davalılardan ... ve ...’e geçmiştir. Çekişmeli taşınmazın beyanlar hanesine 22.4.1988 tarihinde İSKİ lehine 2942 sayılı Kanunun 7. maddesi uyarınca şerh, 08.01.1991 tarihinde ... lehine ipotek şerhi, 26.06.1997 ve 12.12.2001 tarihlerinde ise haciz şerhleri konulmuştur.
    Davacı ... Yönetimi; çekişmeli taşınmazın kesinleşen orman tahdit haritası içinde kaldığından tapu kaydının iptal edilerek orman niteliği ile Hazine adına tapuya tescili, davalıların elatmalarının önlenmesi, beyanlar hanesindeki tüm şerhlerin silinmesi istemiyle dava açmıştır.
    Mahkemece davanın kısmen kabulüne, dava konusu taşınmazın bilirkişiler tarafından düzenlenen krokili raporda (B) ile işaretlenen bölümünün makiye ayrılmadığı, halen tahdit içinde olduğu, geriye kalan kesiminin ise makiye ayrıldığı gerekçesiyle (B) ile işaretlenen 11.686 m² yüzölçümlü bölümünün tapu kaydının iptal edilerek orman niteliği ile Hazine adına tapuya tesciline ve davalıların bu bölüme yönelik elatmalarının önlenmesine, dava konusu taşınmazda davalılar lehine konulan tüm şerhlerin kaldırılmasına ilişkin istemin reddine ilişkin kurulan hüküm, davacı ... Yönetimi ile davalılardan ... ve İSKİ Genel Müdürlüğü tarafından temyiz edilmekle Dairenin 29.09.2010 gün 2010/9702 - 11469 sayılı kararı ile davalılar Kemal Gözükara ve İSKİ Genel Müdürlüğü"nün temyiz itirazlarının reddi ile aleyhlerindeki hükmün onanmasına, davacı ... Yönetiminin temyiz itirazlarının kabulü ile dava konusu taşınmazın uzman bilirkişilerin krokili raporunda (A) harfi ile gösterilen 81100 m² olarak işaretledikleri bölüm yönünden bozulmasına karar verilerek mahkemesine iade edilmiştir.
    Daire"nin 29.09.2010 gün ve 2010/9702-11469 sayılı kararında özetle; “...1- Davalılardan ... ve İSKİ Genel Müdürlüğünün temyiz itirazları çekişmeli taşınmazın bilirkişiler tarafından düzenlenen krokili raporda (B) ile işaretlenen kesimine yönelik
    olup, incelenen dosya kapsamına, kararın dayandığı gerekçeye ve uzman orman ve fen bilirkişiler tarafından kesinleşen orman kadastrosuna ait harita ve tutanaklar ile arazi kadastrosu paftasının uygulanması sonucu dava konusu parselin 1940 yılında yapılıp kesinleşen orman kadastrosu sınırları içinde kaldığı, 1950 yılında 5653 sayılı Kanun hükümlerine göre makiye ayrılmadığı, toprak tevzi komisyonunca ... adına dağıtım ve tescilinin yapılmasına rağmen Anayasa ve kanunlarda ormanların tevziiye tabi tutulacağı yönünde hiçbir hüküm bulunmadığı, yörede çalışan makiye ayırma komisyonu kanun ve yönetmelik hükümlerine göre kurulmadığı gibi, kanun ve yönetmelik hükümlerine uygun çalışmadığı, uygulanabilir bir harita çizmediği, eylemli ve yüksek eğimli Devlet Ormanlarını da makiye ayırdığı bu nedenle yaptıkları çalışmalara değer verilemeyeceği, kaldı ki temyize konu yerin makiye de ayrılmadığı, % 20 - 30 eğimli olduğu, üzerinde akçakesme, meşe, funda vb doğal orman ağaçlarının bulunduğu anlaşıldığından davalıların aleyhindeki hükmün onanması,
    2) Davacı ... Yönetiminin temyiz itirazları uzman bilirkişiler tarafından düzenlenen krokili raporda çekişmeli taşınmazın (A) ile işaretlenen 81.100 m2 yüzölçümlü kesimine yönelik olup, mahkemece bu bölüm hakkında verilen kararın usûl ve kanuna aykırı olduğu, 1988 yılında eylemli orman olduğundan 40 nolu Orman Kadastro Komisyonunca 2/B madde işlemine tabi tutulmayarak orman içinde bırakılan taşınmazın eğim durumu da nazara alındığında İstanbul İlinin içme ve kullanma su ihtiyacını sağlayan Alibeyköy Barajına yakın mesafede muhafaza ormanı olduğu, bu haliyle makiye ayrılmayacağı, ayırma işleminin kanun ve yönetmeliğe aykırı olması nedeniyle yok hükmün olduğu, toprak tevzi komisyonunca tapu kaydı oluşturulmuş ise de, 4753 sayılı Kanunun 8. maddesinde ormanların tevzi edileceğine dair bir hükmün bulunmadığı, 6831 sayılı Kanunun 1/j bendinin karşı kavramından funda veya makiliklerle örtülü orman ve toprak muhafaza karakteri taşıyan yerlerin orman sayılacağı ve bilimsel olarak da % 12’den fazla eğimli makilik sahaların orman ve toprak muhafaza karakteri taşıması nedeniyle muhafaza makisi, yani orman sayılması gerektiği, dava konusu parsel ve etrafının 15 milyon nüfuslu İstanbul İlinin içme ve kullanma suyunun önemli bir bölümünü karşılayan Alibeyköy Baraj Gölünün su toplama ve koruma sahası olup, bu baraj gölünü besleyen derelerin dava konusu taşınmazın yakınında geçtiği, taşınmazın eylemli orman olma durumu ve halen üzerinde orman ağaçlarının bulunması nedeniyle taşınmazın bazı bölümleri üzerindeki orman ağaçlarının sonradan kaldırıldığı, bu durumun sonuca etkili olamayacağı, orman niteliğini koruyan muhafaza (koruma) makilik alanlarda 22.03.1996 gün ve 1993/5-1 Sayılı İnançları Birleştirme Kararının uygulama yeri bulunmadığı, çekişmeli parselle aynı hukuki konumda olan komşu ve yakın komşu 182 sayılı parsel Asliye (1) Hukuk Mahkemesinin 2003/623, 189 sayılı parsel Asliye 2. Hukuk Mahkemesinin 1997/73, 195 sayılı parsel, Asliye 1. Hukuk Mahkemesinin 1998/358, 196 sayılı parsel, Asliye 3. Hukuk Mahkemesinin 2000/191, 204 sayılı parsel Asliye 1. Hukuk Mahkemesinin 2000/347, 247 sayılı parsel Asliye 1. Hukuk Mahkemesinin 1999/38, 296 sayılı parsel Asliye 1. Hukuk Mahkemesinin 2003/194, 301 sayılı parsel Asliye 1. Hukuk Mahkemesinin 2003/96, 307 sayılı parsel Asliye 2. Hukuk Mahkemesinin 2001/375 ve 391 sayılı parselin Asliye 1. Hukuk Mahkemesinin 2002/1111 sayılı dava dosyalarında davaya konu olduğu ve kişilerin davaların reddine, Orman Yönetimi ya da Hazinenin davalarının kabulüne dair verilen kararların sırasıyla 20. Hukuk Dairesinin 16.12.2005 gün ve 2005/9004 -14766, 27.11.2001 gün ve 2001/4750 - 9040, 22.04.2004 gün ve 2004/3759 - 4469, 07.03.2005 gün ve 2004/12231-2304, 13.12.2005 gün ve 2005/11030-15236, 23.09.2003 gün ve 2003/7399 - 5866, 13.05.2004 gün ve 2004/4248 - 5314, 14.12.2004 gün ve 2004/7584 -13062, 04.11.2003 gün ve 2003/9110-7801 ve 14.03.2006 gün ve 2006/749 - 3295 sayılı kararları ile onandığı gibi, dava konusu parsel ile aynı hukukî konumda olan ... Köyü 389 sayılı parsel hakkında Eyüp Asliye 2. Hukuk Mahkemesince verilen karar 20. Hukuk Dairesinin 14.06.2007 gün ve 2007/597-8170 sayılı kararı ile aynı gerekçelerle bozulmuş, mahkemenin 25.12.2008 gün ve 2008/68-512 sayılı direnme kararı Yargıtay Hukuk Genel Kurulunun 25.11.2009 gün ve 20/446 - 559 sayılı kararı ile "...dava konusu taşınmazın 6831 sayılı Kanunun 7. maddesi ve 02.09.1986 tarihli Resmî Gazetede yayımlanan Orman Kadastro Yönetmeliği hükümlerine göre yapılan orman kadastrosunda orman sınırı içinde bırakıldığı ve çalışmaların 15.12.1988 tarihinde kesinleştiği ve bu tarihten itibaren anılan hükümde yer alan 10 yıllık hak düşürücü sürenin geçtiği, diğer bir anlatımla; dava konusu taşınmazın toprak tevzi komisyonunca verilen tapu kaydı dikkate alınmaksızın orman sınırları içinde bırakıldığı, 40 nolu Orman Kadastro Komisyonu tutanak ve kararlarının hak düşürücü sürenin geçmesi nedeniyle kesinleşmesi ile taşınmazın orman niteliğine ilişkin karar ve tutanakların da kesinleştiğinin kabulünün zorunlu olduğu, hal böyle olunca, yerel mahkemece yapılması gereken 6831 sayılı Orman Kanununun 11. maddesinde düzenlenen hak düşürücü sürenin geçirilmiş olması nedeniyle Orman Genel Müdürlüğünce açılan davanın kabulüne karar vermek gerekir" düşüncesi ile bozulduğu gözönünde bulundurularak davacı ... Yönetiminin davasının tamamen kabulüne ve taşınmazın beyanlar hanesindeki tüm şerhlerin silinmesine karar verilmesi gerektiğinden, taşınmazın (A) harfi ile gösterilen 81100 m² bölümüne ilişkin hükmün bozulması...” gereğine değinilmiştir.
    Mahkemece, bozma kararına uyulduktan sonra, davanın kabulüne ve dava konusu 208 parselin tapu kaydının iptaline ve orman niteliğiyle Hazine adına tesciline karar verilmiş, hüküm davalı ... vekili, davalı ... vekili tarafından temyiz edilmiştir.
    Dava, kesinleşen orman sınırlama haritası içinde kalan tapu kaydının iptali tescil, elatmanın önlenmesi ve beyanlar hanesindeki şerhlerin silinmesi niteliğindedir.
    Çekişmeli taşınmazın bulunduğu yörede 28.06.1940 tarihinde ilân edilerek kesinleşen orman kadastrosu, 1951 yılında 5653 sayılı Kanun hükümlerine göre yapılan makiye ayırma, 1968 yılında genel arazi kadastrosu, 15.06.1988 tarihinde ilânı yapılıp kesinleşen orman kadastrosu, aplikasyon ve 3302 sayılı Kanunun 2/B madde uygulaması vardır.
    Dosya kapsamına ve mahkemece uyulan bozma kararı gereğince işlem yapılarak hüküm kurulmuş olduğuna göre, yerinde görülmeyen temyiz itirazlarının reddiyle, usûl ve kanuna uygun olan hükmün ONANMASINA, 19.01.2011 tarihinde yürürlüğe giren 6099 sayılı Kanunun 16. maddesi ile 3402 sayılı Kanuna eklenen 36/A madde gereğince davalılardan onama harcı alınmasına ve duruşma talep edenler aleyhine vekâlet ücretine hükmedilmesine yer olmadığına, yatırdığı temyiz harcının istek halinde iadesine 05/11/2013 gününde oy birliği ile karar verildi.








    Sayın kullanıcılarımız, siteden kaldırılmasını istediğiniz karar için veya isim düzeltmeleri için bilgi@abakusyazilim.com.tr adresine mail göndererek bildirimde bulunabilirsiniz.

    Son Eklenen İçtihatlar   AYM Kararları   Danıştay Kararları   Uyuşmazlık M. Kararları   Ceza Genel Kurulu Kararları   1. Ceza Dairesi Kararları   2. Ceza Dairesi Kararları   3. Ceza Dairesi Kararları   4. Ceza Dairesi Kararları   5. Ceza Dairesi Kararları   6. Ceza Dairesi Kararları   7. Ceza Dairesi Kararları   8. Ceza Dairesi Kararları   9. Ceza Dairesi Kararları   10. Ceza Dairesi Kararları   11. Ceza Dairesi Kararları   12. Ceza Dairesi Kararları   13. Ceza Dairesi Kararları   14. Ceza Dairesi Kararları   15. Ceza Dairesi Kararları   16. Ceza Dairesi Kararları   17. Ceza Dairesi Kararları   18. Ceza Dairesi Kararları   19. Ceza Dairesi Kararları   20. Ceza Dairesi Kararları   21. Ceza Dairesi Kararları   22. Ceza Dairesi Kararları   23. Ceza Dairesi Kararları   Hukuk Genel Kurulu Kararları   1. Hukuk Dairesi Kararları   2. Hukuk Dairesi Kararları   3. Hukuk Dairesi Kararları   4. Hukuk Dairesi Kararları   5. Hukuk Dairesi Kararları   6. Hukuk Dairesi Kararları   7. Hukuk Dairesi Kararları   8. Hukuk Dairesi Kararları   9. Hukuk Dairesi Kararları   10. Hukuk Dairesi Kararları   11. Hukuk Dairesi Kararları   12. Hukuk Dairesi Kararları   13. Hukuk Dairesi Kararları   14. Hukuk Dairesi Kararları   15. Hukuk Dairesi Kararları   16. Hukuk Dairesi Kararları   17. Hukuk Dairesi Kararları   18. Hukuk Dairesi Kararları   19. Hukuk Dairesi Kararları   20. Hukuk Dairesi Kararları   21. Hukuk Dairesi Kararları   22. Hukuk Dairesi Kararları   23. Hukuk Dairesi Kararları   BAM Hukuk M. Kararları   Yerel Mah. Kararları  


    Avukat Web Sitesi