14. Hukuk Dairesi 2013/13131 E. , 2013/15596 K.
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ :Asliye Hukuk Mahkemesi
Davacı vekili tarafından, davalılar aleyhine 30.12.2010 gününde verilen dilekçe ile tapu iptali ve tescil istenmesi üzerine yapılan muhakeme sonunda; davanın kısmen kabulüne dair verilen 16.04.2013 günlü hükmün Yargıtayca incelenmesi davalı vekili tarafından istenilmekle süresinde olduğu anlaşılan temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten sonra dosya ve içerisindeki bütün kağıtlar incelenerek gereği düşünüldü:
K A R A R
Dava, tapu tahsis belgesine dayalı tapu iptali ve tescil isteğine ilişkindir.
Davacı vekili, tapuda Hazine adına kayıtlı ..., ... ilçesi, ... (...) Köyü, 10 ada 3 parsel sayılı 639 m2 (imar uygulaması sonucu 10 ada 8 parsel numarasını alan 598 m2) yüzölçümündeki taşınmazın 400 m2 kısmı için kendisine tapu tahsis belgesi verildiğini, kalan kısmı için de Hazine’ye ecrimisil ödediğini belirterek tapu kaydının iptali ile adına tescilini istemiştir.
Davalı Hazine vekili, tapu tahsis belgesinin ıslah imar planı veya kadastro planları yapıldıktan sonra hak sahiplerine verilecek tapuya esas teşkil edeceğini, bu aşamada davacıya verilen tahsis belgesinin kendisine mülkiyet hakkı kazandırmayacağını, ıslah imar planı yapılmadığını, kadastro tespitinden itibaren 10 yıl geçtiğini, davanın hukuki dayanağı bulunmadığını, davanın reddini savunmuştur.
Mahkemece, davanın kabulü ile 10 ada 8 parsel sayılı taşınmazın tapusunun iptali ile davacı adına tesciline karar verilmiş, hükmün davalı Hazine vekili tarafından temyiz edilmesi üzerine Dairemizce, tapu tahsis belgesine dayalı tapu iptali ve tescil davalarında uygulanması gereken Dairemizin ilkeleri doğrultusunda gerekli araştırma ve incelemelerin yapılmadığı, tapulu taşınmazların kural olarak zilyetlikle kazanılması mümkün olmadığından 20-35 yıl öncesine gidilerek dava konusu taşınmazın o tarihlerde davalı Hazine adına tapulu olup olmadığının araştırılmadığı, eksik inceleme ile davacı yararına kazandırıcı zamanaşımı koşullarının oluştuğu kabul edilerek davacıya tahsis edilen kısmın dışında kalan yerin de zilyetlikten davacı adına tesciline karar verilmesinin doğru görülmediğine işaretle bozulmuştur.
Mahkemece, bozma ilamına uyularak davanın kısmen kabulüne,10 Ada 8 parsel sayılı taşınmazın 09/04/2013 havale tarihli Fen bilirkişisi Mehmet Keser tarafından düzelenen raporun ekinde bulunan krokide D harfi ile gösterilen 400 metrekarelik kısmının tapusunun iptali ile davacı adına tapu kayıt ve tesciline, aynı bilirkişi raporunun ekinde bulunan krokide C harfi ile gösterilen 198 metrekarelik kısım açısından açılan davanın reddine karar verilmiştir.
Hükmü, davalı Hazine vekili temyiz etmiştir.
1-Yapılan yargılamaya, toplanan delillere ve dosya kapsamına göre davalı vekilinin aşağıdaki bendin kapsamı dışındaki temyiz itirazları yerinde görülmemiş, reddi gerekmiştir.
2- Mahkemece, bozma ilamına uyulmasına karar verilmiş ise de bozma gerekleri yerine getirilmemiştir. ... Belediyesinin 24.12.2012 tarihli yazısı ile dava konusu taşınmazdan DOP kesildiği belirtilmiş olup kalan miktarın dava konusu 598 m2 arsa vasıflı 10 ada 8 parsel sayılı taşınmazın yüzölçümüne oranlanarak davacı adına paylı mülkiyet şeklinde tesciline karar verilmesi gerekirken 6100 sayılı HMK"nın 297/2 maddesi hükmüne de aykırı olarak ve infazda tereddüt yaratacak şekilde hüküm sonucunda bilirkişi raporunda D ile gösterilen 400 m2"lik kısmın tapu kaydının iptali ile davacı adına tesciline karar verilmesi, davanın kısmen kabulüne karar verildiği halde davada kendisini vekille temsil ettiren davalı lehine vekalet ücretine hükmedilmemesi doğru görülmemiş, bu sebeple kararın bozulması gerekmiştir.
SONUÇ: Yukarıda 1 numaralı bentte açıklanan nedenlerle davalı vekilinin diğer temyiz itirazlarının reddine, 2 numaralı bentte açıklanan nedenlerle temyiz itirazlarının kabulü ile hükmün BOZULMASINA, 12.12.2013 tarihinde oybirliği ile karar verildi.