Abaküs Yazılım
İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 15. Hukuk Dairesi
Esas No: 2019/733
Karar No: 2021/2303
Karar Tarihi: 07.12.2021

BAM Hukuk Mahkemeleri İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 15. Hukuk Dairesi 2019/733 Esas 2021/2303 Karar Sayılı İlamı

T.C.
İSTANBUL
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
15.HUKUK DAİRESİ
DOSYA NO: 2019/733
KARAR NO: 2021/2303
TÜRK MİLLETİ ADINA
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ KARARI
İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ: İSTANBUL 2. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
TARİHİ:12/12/2018
NUMARASI: 2016/1128 Esas, 2018/1295 Karar
DAVANIN KONUSU: İtirazın İptali
KARAR TARİHİ: 07/12/2021
Taraflar arasında görülen davanın yerel mahkemece yapılan yargılaması sonucunda verilen hükme karşı istinaf yoluna başvurulmuş olup, duruşmasız olarak dosya üzerinde yapılan inceleme ve istinaf talepleriyle sınırlı olarak yapılan değerlendirme sonunda;
GEREĞİ GÖRÜŞÜLÜP DÜŞÜNÜLDÜ:
Davacı vekili, taraflar arasında davalıya ait ... adlı lokantada havalandırma sisteminin yapılması konusunda imzalanan 19.04.2016 tarihli anlaşmaya göre, ... santralinin 26,500,44 TL bedelle yapımı konusunda anlaşmaya varıldığını, montaj işlemlerinin gerçekleştirildiğini, davalının kısmen ödeme yaptığını, düzenlenen faturanın davalı tarafça kabul edildiğini ancak 16.500,44TL cari hesap borcunun ödemediğini, alacağın tahsili için İstanbul ... İcra Müdürlüğünün ... Esas sayılı dosyası ile ilamsız icra takibi başlatıldığını, itiraz üzerine takibin durduğunu belirterek, itirazın iptaline, takibin devamına, %20'den aşağı olmamak üzere icra inkâr tazminatının davalıdan tahsiline karar verilmesini talep ve dava etmiştir. Davalıya usulüne uygun davetiye tebliğ edilmiş, davalı cevap dilekçesi sunmamıştır. Mahkemece, defterlerini yöntemince tasdik ettirmeyen tacirin defterlerinin lehine delil olamayacağı, ancak kanuna uygun olarak veya olmayarak tutulmuş olan ticari defterlerin münderecatının sahibi ve halefleri aleyhinde delil sayılacağı, sadece faturanın tebliğ edilmiş olmasının akdi ilişkinin varlığını ispatlamaya yeterli olmadığı, karşı tarafın akdi ilişkiyi inkâr etmesi halinde tacirin öncelikle akdi ilişkiyi başkaca delillerle ispatlaması gerektiği, faturanın içeriği, faturanın bu temel niteliğine uygun olmadığı taktirde, sekiz günlük itiraz süresinin geçirilmesinin bu hususları yazılı delil haline getirmediği, faturaya itirazın, faturanın teslim alındığı tarihten itibaren sekiz gün içinde yapılması gerektiği, sekiz günlük süre içinde itiraz edildiği taktirde, fatura içeriğinin sözleşmeye uygun olduğunu ispat külfetinin faturayı veren tarafa ait iken, sekiz günlük sürenin geçmesinden sonra itiraz edilmesi halinde, fatura içeriğinin sözleşmeye uygun olmadığını ispat külfetinin faturayı alan tarafa ait olacağı, faturanın davalı tarafa usulüne uygun tebliğ edildiğini kanıtlama yükümlülüğünün davacı tarafta ait olduğu, davacı tarafından sunulan "teklif ve sipariş formu" başlıklı belge ve satım ve montaj anlaşması kapsamında davacıya satılıp montajı yapılan ürünün bakiye bedelinin tahsili istenilmiş ise de sunulan teklif formunda "ödeme koşulları" başlıklı maddede hesap kapanmadan cihaz çıkışının yapılmayacağının kararlaştırıldığı, davacı tarafça sunulan belgedeki ödeme koşullarının aksi yönde kararlaştırıldığının ispat edilemediği gerekçesi ile, davanın reddine karar verilmiştir. Davacı vekili istinaf dilekçesinde, mahkeme tarafından dosya kapsamındaki tüm delillerin lehlerine olmasına rağmen reddine karar verilmiş olmasının hukuka aykırı olduğunu, davanın satılan malın bedelinin ödenmemesine ilişkin olduğunu, davacının davalıya usulüne uygun teklif sunduğunu, davalı firmanın sunulan teklifi kabul ederek peşinatı yatırdığını, her ne kadar hesap kapanmadan cihaz çıkışı yapılmayacağı kararlaştırılmış isede, bakiye için verilecek çekin cihaz tesliminde verileceği taaahhüt edilmekle davacının bu hususu kabul ederek malın davalı firmaya götürülerek cihazın devreye alınması işleminin de yapılarak sorunsuz bir biçimde davalıya teslim edildiğini, 11.06.2016 tarihli teknik servis formuyla bu hususun sabit olduğunu, davalı firma yetkilisinin de onaylayarak malı teslim aldığını, mal teslim edildikten sonra bedelinin davalı firmaya fatura edildiğini, davalı şirketin itirazda bulunmadığını, faturayı ticari kayıtlarına işlediğini, maliyeye beyan ettiği ilgili döneme ait BA/BS formlarıyla da sabit olduğunu, bilirkişi raporunda bu hususun incelendiğini, davanın ispat edildiğini, sırf teklif formunun dip kısmında yer alan ve daha sonra teslim edilmiş olmasıyla sözlü olarak değeştirildiği açık olan teklif formundaki "hesap kapanmadan cihaz çıkışının yapılmayacağı" koşulunun davanın reddi için gerekçe yapılmasının hukuki olmadığını, mahkemenin hangi gerekçe ile davanın reddine ilişkin hüküm kurduğunu açıklamadığını, malın teslim edilmediği gerekçesiyle hüküm kurulamaycağı gibi malın bedelinin ödenmiş olduğu kanaatine de varılamayacağını, ayrıca 5.000,00 TL üzeri ödemelerin banka aracılığıyla yapılması gerektiğini, ödemenin ispatlanamadığını belirterek, yerel mahkeme kararının kaldırılmasına ve davanın reddine karar verilmesini talep etmiştir.Taraflar arasındaki uyuşmazlık, 6098 sayılı Türk Borçlar Kanunu 470 ve devamı maddelerinde düzenlenen eser sözleşmesinden kaynaklanmaktadır. Davacı yüklenici, davalı ise iş sahibidir. Taraflar arasında düzenlenen 19.04.2016 tarihli teklif sipariş formu ile... santrali satış ve kurulumunun 26.500,00 TL bedel ile yapılması konusunda anlaşmaya varıldığı anlaşılmaktadır. Dava dilekçesinde, davalının borcunun bir kısmını ödediği, bakiye 16.500,44 TL'yi ödemediği ileri sürülerek icra takibi yapılmış, davalı borçlu tarafın itirazı üzerine icra takibinin durdurulmasına karar verilmiş, davacı tarafça itirazın iptali istemiyle bu dava açılmıştır. Yerel mahkeme, teklif formunda "taraflar arasındaki alacak borç ilişkisi kapsamında hesap kapanmadan cihaz çıkışının yapılmayacağı" düzenlemesi nedeniyle, davacının ödeme belgesindeki koşulların aksini ispat edemediği gerekçesiyle davanın reddine karar verilmiştir. İstanbul ...İcra Müdürlüğünün ... esas sayılı dosyası incelendiğinde, takip alacaklısının davacı şirket, takip borlusunun davalı şirket olduğu, 16.500,44 TL asıl alacak ve 459,75 TL takip öncesi işlemiş faiz olmak üzere toplam 16.960,19 TL alacak için icra takibi yapıldığı, takip dayanağının 13.06.2016 tarih 205915 nolu fatura olduğu anlaşılmaktadır.Davacı şirket tarafından düzenlenen 19.04.2016 tarihli teklif ve sipariş formu, davalı şirket yetkilisi tarafından şirket kaşesi basılmak suretiyle imzalanmıştır. Teklif formunda, KDV dahil iş bedelinin 26.544,44 TL olduğu, ödemenin %50 sipariş sırasında peşin, %50 ise sipariş tesliminden önce 45 günlük çek verilmek suretiyle yapılacağı, hesap kapanmadan cihaz çıkışının kesinlikle yapılmayacağı hükme bağlanmıştır. Eser sözleşmesi iş sahibinin ödemeyi taahhüt ettiği ücret karşılığında yüklenicinin bir eser meydana getirmeyi ve teslim etmeyi üstlendiği iki taraf için hak doğuran ve borç yükleyen bir sözleşmedir. TBK’nın 470 ve devamı maddelerine göre, yüklenici bir bedel karşılığında iş sahibine bir eser meydana getirmeyi, iş sahibinin de yapılan iş karşılığı bir bedel ödemeyi yükümlenmiştir. Yüklenici, eseri sözleşmeye fen ve sanat kurallarına ve iş sahibinin ondan beklediği amaca uygun olarak imal edip, tam ve eksiksiz olarak süresinde iş sahibine teslim ettiğini, iş sahibi de iş bedelini ödediğini ispatla yükümlüdür.Dosyada mevcut 11.06.2016 tarihli teknik servis formundan, taraflar arasındaki teklif formuna konu ürünün montajının yapılması suretiyle devreye alınmış olduğu anlaşılmaktadır. Mahkemece alınan bilirkişi raporunda, dava konusu takibe dayanak yapılan 26.500,44 TL bedelli faturanın davacı defterlerinde kayıtlı olduğu, davalının 10.000,00 TL ödeme kaydının da defterde yer aldığı, davacının dava ve takip tarihi itibariyle davalıdan 16.500,44 TL alacaklı olduğunun göründüğü, davalının Beyoğlu Vergi Dairesine verdiği 2016 yılı Haziran dönemine ait BA formunda davacı şirkete ait bir adet fatura ile KDV hariç 22.458,00 TL mal alımı beyan edildiği, bunun KDV dahil 26.500,44 TL olduğu, buna göre yasal süresi içinde itiraz edilmeyen davacı faturasının davalı aleyhine borç doğurduğu sonucuna varıldığı belirtilmiştir. Somut olayda, taraflar arasında imzalanan teklif formuna konu ürünün düzenlenen servis formundan anlaşıldığı üzere, montajı yapılıp davalıya teslim edilerek devreye alınmıştır. Buna göre, davacı taraf edimini yerine getirmiş olup, iş bedelini talep etme hakkı bulunmaktadır. Mahkemece, iş bedelinin tamamı ödenmeden ürünün teslim edilmeyeceği düzenlemesi göz önüne alınarak davacının bedel alacağının bulunmadığı gerekçesiyle davanın reddine karar verilmiş ise de, dosya kapsamındaki servis formundan ürünün montajının yapılarak davalıya teslim edildiği, davacının edimini yerine getirdiği anlaşılmaktadır. Sözleşmedeki "Hesap kapanmadan cihaz çıkışı kesinlikle yapılmaz" hükmü, davalı iş sahibince iş bedelinin tamamı ödenmeden cihazın davalıya teslim ve montajının yapılmayacağına ilişkin olup, tamamen davacı lehine konulmuştur. Davacı yüklenici, bu hükme dayanarak iş bedelinin tamamı ödenmedikçe teslim ve montajdan kaçınabilecek iken, iş bedeli de tamamen ödenmediği halde, sözleşme konusu cihazı yapıp montajını tamamlamak suretiyle davalıya teslim ederek edimini yerine getirdiği anlaşılmaktadır. Davacı bakiye iş bedeli ödenmeden önce imalat ve montajı yapmakla kendi lehine konulmuş bir hükmün getirdiği korumadan vazgeçtiğinden, bu durumun edimini yerine getirmiş olan davacı aleyhine yorumlanması ve değerlendirilmesi mümkün değildir. Bilirkişi raporunda belirlendiği üzere, davacı tarafından düzenlenen fatura BA formu ile davalı tarafça vergi dairesine bildirilmiş olup, davalı tarafından yapılan ödeme mahsup edildikten sonra davacının davalıdan 16.500,44 TL alacağının bulunduğu anlaşılmaktadır. Davalı taraf, iş bedelinin tamamını ödediğini yazılı belge ile ispatlamadığından, mahkemece, bilirkişi tarafından belirlenen bu miktar üzerinden itirazın iptaline karar verilmesi gerekirken, sözleşme hükmünün hatalı yorumu sonucunda davanın tümden reddine karar verilmesi doğru olmamıştır. Davacı taraf, icra takibinde takip öncesi faiz talebinde bulunmuştur. Sözleşmeden doğan davalarda alacağa temerrüt faizi yürütülebilmesi için alacağın kararlaştırılan kesin vadede ödenmemiş olması ya da kesin vade bulunmayan hallerde alacaklının usulüne uygun ihtarı ile borçlunun temerrüde düşürülmesi zorunludur. (6098 sayılı TBK 117. Maddesi). Taraflar arasında düzenlenen sözleşmede ödeme için kesin vade öngörülmediği gibi, icra takibi öncesi davacı tarafından davalının usulüne uygun şekilde temerrüde düşürülmediğinden, işlemiş faiz talebinin reddine karar verilmesi gerekmektedir. Davacı vekili icra takibine itiraz edilmesi nedeniyle %20 icra inkar tazminatı talep etmiştir. Mahkemece alınan bilirkişi raporuna göre, davalının davacıya ait takip konusu faturayı BA formu ile vergi dairesine bildirdiği anlaşılmaktadır. Bu durumda, davalının faturayı teslim aldığı ve vergi dairesine bildirdiğinden faturada yazılı miktarı ve yaptığı ödemeyi bildiği, dolayısıyla kalan borç miktarını bilmekte olduğundan, asıl alacağın %20'si oranında icra inkar tazminatının davalıdan tahsiline karar verilmesi gerekmektedir. Açıklanan nedenlerle, davacı davalı vekilinin istinaf talebinin kısmen kabulü ile, yerel mahkeme kararının HMK'nın 353/1-b-2. bendi gereğince kaldırılarak, davacının davasının kısmen kabulüne, kısmen reddine, asıl alacak miktarı olan 16.500,44 TL yönünden İstanbul ... İcra Müdürlüğünün ... esas sayılı dosyasına yapılan itirazın iptaline, takibin bu miktar üzerinden devamına, fazlaya ilişkin taleplerin reddine, alacağın faturaya dayalı olması ve davalı tarafından bilinebilir olması dikkate alınarak %20 icra inkar tazminatı talebinin kabulüne dair yeniden esas hakkında karar verilmesi gerekmiştir.
HÜKÜM: Gerekçesi yukarıda açıklandığı üzere;A)1-Davacı vekilinin istinaf talebinin kısmen KABULÜNE, 2-İstanbul 2. Asliye Ticaret Mahkemesi'nin 12/12/2018 tarih ve 2016/1128 Esas, 2018/1295 Karar sayılı kararının KALDIRILMASINA,3- Davacının davasının KISMEN KABULÜNE VE KISMEN REDDİNE, davalının İstanbul .. İcra Müdürlüğü'nün ... esas sayılı dosyasına yaptığı itirazın 16.500,44 TL kısmının iptali ile takibin bu miktar üzerinden DEVAMINA, işlemiş faiz talebinin REDDİNE, 4- Yasal şartları oluştuğundan asıl alacağın %20'sini oluşturan 3.300,09 TL icra inkar tazminatının davalıdan alınarak davacı tarafa VERİLMESİNE, B) İLK DERECE MAHKEMESİ YÖNÜNDEN 1-Alınması gereken 1.127,21 TL nispi karar ve ilam harcından davacı tarafça peşin olarak yatırılan 289,64 TL harcın mahsubu ile bakiye 837,50 TL harcın davalıdan alınarak HAZİNEYE GELİR KAYDINA, 2-Davacı tarafından yatırılan 289,64 TL peşin harcın davalıdan alınarak davacıya VERİLMESİNE,3-Davacı tarafından yapılan 29,20 TL başvurma harcı, 129,00 TL tebligat ve posta gideri, 600,00 TL bilirkişi ücreti olmak üzere toplam 758,20 TL yargılama giderinden davanın kabul/red oranına göre takdiren 737,65 TL'nin davalıdan alınarak davacıya VERİLMESİNE, bakiye miktarın davacı üzerinde BIRAKILMASINA, 4-Davalı tarafından yapılan bir masraf bulunmadığından bu konuda karar verilmesine YER OLMADIĞINA, 5-Davacı kendisini vekil ile temsil ettirdiğinden karar tarihinde yürürlükte olan Avukatlık Asgari Ücret Tarifesi uyarınca kabul edilen miktar üzerinden hesaplanan 5.100,00 TL vekâlet ücretinin davalıdan alınarak davacıya VERİLMESİNE, 6-Davalı kendisini vekil ile temsil ettirdiğinden karar tarihinde yürürlükte olan Avukatlık Asgari Ücret Tarifesi uyarınca reddedilen miktar üzerinden hesaplanan 459,75 TL vekâlet ücretinin davacıdan alınarak davalıya VERİLMESİNE, 7-Taraflarca yatırılan gider avansından harcanmayan kısmın hüküm kesinleştiğinde yatıran tarafa İADESİNEC)İSTİNAF İNCELEMESİ YÖNÜNDEN 1-Davacı tarafından yatırılan istinaf karar harcının hüküm kesinleştiğinde ve istek halinde kendisine İADESİNE, 2-Davacı tarafından yapılan 98,10 TL istinaf kanun yoluna başvurma harcı, 53,40 TL posta gideri olmak üzere toplam 151,50 TL istinaf yargılama giderinin davalıdan alınarak davacı tarafa VERİLMESİNE, 3-İstinaf incelemesi sırasında duruşma açılmadığından vekâlet ücreti takdirine YER OLMADIĞINA, Dosya üzerinden yapılan inceleme sonucunda KESİN olmak üzere 07/12/2021 tarihinde oybirliği ile karar verildi.

Sayın kullanıcılarımız, siteden kaldırılmasını istediğiniz karar için veya isim düzeltmeleri için bilgi@abakusyazilim.com.tr adresine mail göndererek bildirimde bulunabilirsiniz.

Son Eklenen İçtihatlar   AYM Kararları   Danıştay Kararları   Uyuşmazlık M. Kararları   Ceza Genel Kurulu Kararları   1. Ceza Dairesi Kararları   2. Ceza Dairesi Kararları   3. Ceza Dairesi Kararları   4. Ceza Dairesi Kararları   5. Ceza Dairesi Kararları   6. Ceza Dairesi Kararları   7. Ceza Dairesi Kararları   8. Ceza Dairesi Kararları   9. Ceza Dairesi Kararları   10. Ceza Dairesi Kararları   11. Ceza Dairesi Kararları   12. Ceza Dairesi Kararları   13. Ceza Dairesi Kararları   14. Ceza Dairesi Kararları   15. Ceza Dairesi Kararları   16. Ceza Dairesi Kararları   17. Ceza Dairesi Kararları   18. Ceza Dairesi Kararları   19. Ceza Dairesi Kararları   20. Ceza Dairesi Kararları   21. Ceza Dairesi Kararları   22. Ceza Dairesi Kararları   23. Ceza Dairesi Kararları   Hukuk Genel Kurulu Kararları   1. Hukuk Dairesi Kararları   2. Hukuk Dairesi Kararları   3. Hukuk Dairesi Kararları   4. Hukuk Dairesi Kararları   5. Hukuk Dairesi Kararları   6. Hukuk Dairesi Kararları   7. Hukuk Dairesi Kararları   8. Hukuk Dairesi Kararları   9. Hukuk Dairesi Kararları   10. Hukuk Dairesi Kararları   11. Hukuk Dairesi Kararları   12. Hukuk Dairesi Kararları   13. Hukuk Dairesi Kararları   14. Hukuk Dairesi Kararları   15. Hukuk Dairesi Kararları   16. Hukuk Dairesi Kararları   17. Hukuk Dairesi Kararları   18. Hukuk Dairesi Kararları   19. Hukuk Dairesi Kararları   20. Hukuk Dairesi Kararları   21. Hukuk Dairesi Kararları   22. Hukuk Dairesi Kararları   23. Hukuk Dairesi Kararları   BAM Hukuk M. Kararları   Yerel Mah. Kararları  


Avukat Web Sitesi