Abaküs Yazılım
20. Hukuk Dairesi
Esas No: 2013/8026
Karar No: 2013/9593

Yargıtay 20. Hukuk Dairesi 2013/8026 Esas 2013/9593 Karar Sayılı İlamı

20. Hukuk Dairesi         2013/8026 E.  ,  2013/9593 K.

    "İçtihat Metni"

    MAHKEMESİ :Kadastro Mahkemesi

    Taraflar arasındaki kadastro tesbitine itiraz davasının yapılan yargılaması sonunda kurulan 02.02.2012 günlü hükmün Yargıtay"ca duruşmalı olarak incelenmesi davacılar ... ve arkadaşları vekili tarafından istenilmekle, tayin olunan 05.11.2013 günü için yapılan tebligat üzerine, temyiz eden Hazine vekili Av. ..., Orman Yönetimi vekili Av. ... ile ... vekili Av. ... geldi, başka gelen olmadı, açık duruşmaya başlandı. Süresinde olduğu anlaşılan temyiz dilekçelerinin kabulüne karar verildikten sonra, gelenlerin sözlü açıklamaları dinlendi, duruşmanın bittiği bildirildi. İş karara bırakıldı. Daha sonra dosya içindeki tüm belgeler incelenip, gereği düşünüldü:

    K A R A R
    Kadastro sırasında ... Köyü, Mal Deresi Mevkii 648 parsel sayılı 22718,85 m² yüzölçümündeki tarla nitelikli taşınmaz, Kasım 1981 tarih ve 8 sıra numaralı tapu kaydı ile ... adına tesbit edilmiş, ... Köyü, Küçük... Mevkii 629 parsel sayılı 16616,85 m² yüzölçümündeki taşınmaz içinde su kuyusu ve narenciye bahçesi bulunan tarla niteliğiyle, Mayıs 1976 tarih 14 ve Kasım 1981 tarih 11 sıra numaralı tapu kayıtları dayanak alınarak ..."e ait olduğu edinme bölümünde açıklanmış ise de, parselin Asliye Hukuk Mahkemesinin 1988/64 esas sayılı dosyasında davalı olduğundan söz edilerek malik hanesi açık olarak tesbit edilmiştir.
    Asliye Hukuk Mahkemesinde, davacı ...Efendi terekesi temsilcisi ... tarafından, davalı ... aleyhine açılan tapu iptal, tescil ve elatmanın önlenmesi davası, çekişmeli taşınmaz için kadastro tesbit tutanağı düzenlendiği gerekçesiyle kadastro mahkemesine gönderilmiştir.
    Davacı ... ve ... taşınmazların murislerine ait Şubat 1962 tarih ve 1, 2 ve 3 sıra numaralı tapu kaydı kapsamında kaldığı, bir bölümü eski ... yeni adıyla ...Köyü sınırları içinde 373 ilâ 633 parsel sayısıyla tesbit görmüşse de, ... Çiftliği olarak geçen bölümünün ... Köyü sınırları içinde kaldığı, tapudaki paydaşların ölümünden sonra davalı gerçek kişiler yararına kazandırıcı zamanaşımı zilyetliği koşullarının oluşmadığı, kadastro tesbitinin iptali ve tapudaki payları oranında, tapu makileri adına tapuya tescili istemiyle kadastro mahkemesine dava açmışlar, ... ve paydaşları aynı savla, ... ve ... ise tapu malikleri mirasçılarından Müfide, Bedriye, Mehmet Münir Şerefli ve bunların mirasçısı..."nin payını 1991 ilâ 1994 yılları arasında düzenlenen dört adet noter satım vaadi sözleşmesiyle satın aldığı, sözü edilen kişilere düşecek payın ½ şer adlarına tapuya tescili, Hazine her iki taşınmazın zilyetlikle edinilemeyecek yerlerden olduğu, tesbitlerinin iptali ile Hazine adına tapuya tescili, Orman Yönetimi ... Köyü 648 sayılı parselin orman içi açıklığı olduğu, orman olarak Hazine adına tapuya tescili iddiasıyla davaya katılmışlardır.
    Mahkemenin 31.08.2009 gün ve 1991/117-1003 sayılı, davacı ve müdahil davacı gerçek kişiler ile Hazinenin davalarının reddine, katılanlar ... ve ...’ın tesbitten sonraki haklara dayandıklarından davalarının görev yönünden reddine, ... ... Köyü 629 ve 648 sayılı parsellerin tesbit gibi davalı ... adına tapuya tesciline ilişkin kararı, katılan Hazinenin temyizi üzerine Yargıtay 20. Hukuk Dairesinin 07.10.2010 gün ve 2010/9282 - 12040 sayılı kararıyla bozulmuştur.
    Dairenin yukarıda belirtilen bozma kararında özetle; “...tapu kayıtlarının değişebilir nitelikte sınır içerdiği, 3402 sayılı Kanunun 20/C maddesi gereğince kayıt kapsamının yüzölçümüne değer verilerek saptanacağı, Asliye Hukuk Mahkemesinin tescil hükmünün kesinleştiği 22.11.1975 tarihinden sonra, kadastro tesbit tarihine kadar, 20 yıllık kazandırıcı zamanaşımı zilyetliği süresinin dolmadığı gözetilerek, önceki bilirkişiler dışında bir harita mühendisi veya bulunamadığı taktirde bir fen bilirkişi vasıtasıyla yeniden yapılacak keşifte, dayanılan tapu kayıtları ve tescil krokileri yöntemince uygulanarak, 3402 sayılı Kanunun 20 ve 21. maddeleri gereğince yüzölçümü ile kapsadığı alan saptanması ve bilirkişiye infaza olanak veren ifraz krokisi düzenlettirilmesi, tapu kaydı kapsamındaki bölüm için Hazinenin davasının kesin hüküm nedeniyle reddine, kayıt fazlası bölüm için davasının kabulüyle Hazine adına tapuya tesciline karar verilmesi” gereğine değinilmiştir.
    Mahkemece, bozma kararına uyularak yapılan yargılama sonunda bu kez, Orman Yönetimi ve Hazinenin davasının kısmen kabulüne, diğer davaların reddine, çekişmeli 629 sayılı parselin fen bilirkişi krokisinde (B)=744,97 m², (C)=2105,94 m² ve (D)=453,44 m² bölümleri ile çekişmeli 648 sayılı parselin (B)=3279,27 m² bölümünün orman niteliğiyle Hazine adına, aynı bilirkişi krokisinde çekişmeli 629 sayılı parselin (A)=13312 m² bölümü ve dava konusu 648 sayılı parselin (A)=19440 m² bölümünün tesbit gibi davalı ... adına tapuya tesciline, katılan ... ve ..."ın kadastro tesbitinden sonra doğan hakka dayandıkları gerekçesiyle dava dilekçelerinin görev yönünden reddine, kararın kesinleşmesinden itibaren iki hafta içinde başvurulması halinde görevli ve yetkili asliye hukuk mahkemesine gönderilmesine karar verilmiş, hüküm Hazine, Orman Yönetimi, davacılar ... mirasçıları ve arkadaşları ile davalı ... mirasçıları ... ve arkadaşları tarafından temyiz edilmiştir.
    Dava, kadastro tesbitine itiraza ilişkindir.
    Çekişmeli taşınmazların bulunduğu yerde ... Serisi olarak, 1967 yılında yapılıp tesbit tarihinden önce kesinleşen orman kadastrosu bulunmaktadır. Daha sonra 22 numaralı Orman Kadastro Komisyonunca 1981 yılında yapılıp 24.07.1981 tarihinde ilân edilerek 24.07.1982 tarihinde kesinleşen aplikasyon ve 1744 sayılı Kanun ile değişik 6831 sayılı Kanunun 2. madde uygulaması ile 1988 ilâ 1990 yıllarında yapılıp 08.07.1991 tarihinde ilân edilerek dava tarihinden önce kesinleşmemiş olan aplikasyon, sınırlandırması yapılmamış ormanların kadastrosu ve 2896 ve 3302 sayılı kanunlar ile değişik 2/B uygulaması vardır.
    Bir kısım davacılar vekili Avukat ... tarafından dosyaya eklenmek üzere sunulan belgeler arasında yer alan, ...Sulh Hukuk Mahkemesinin 19/4/2012 gün ve 2012/82-344 sayılı veraset ilâmından, aynı mahkemece 20.10.2010 gün 2010/1028 - 926 sayılı veraset ilâmının iptal edildiği, davacılardan ..."nin, 14.10.2010 tarihinde öldüğü, çocuğu ... ve ..."ın mirastan ıskat edilmesi nedeniyle mirasçı olarak geride eşi ...kızı 1941 doğumlu ... ile .... oğlu 1979 doğumlu ..., ... kızı 1983 doğumlu ...oğlu 1995 doğumlu ...oğlu 1997 doğumlu..."ın kaldığı anlaşılmaktadır. Mahkemece, ... adı geçen mirasçıları davadan ve duruşma gününden haberdar edilmeden tahkikat sona erdirilerek karar verilmiştir.
    Yargıtay Hukuk Genel Kurulunun 23.11.2011 gün ve 2011/11-554 - 2011/684 sayı kararında da değinildiği gibi, ... öldüğü tarih de yürürlükte bulunan 1086 sayı HUMK’nun 73. maddesinde Kanunun gösterdiği istisnalar dışında hakimin tarafları dinlemeden veya iddia ve savunmalarını bildirmeleri için kanuna uygun biçimde davet etmeden hükmünü veremeyeceğini öngörmüştür. Buna göre; mahkemece davacı ...
    ..."nin ölümüyle mirasçıları davadan ve duruşma gününde haberdar edilip, kanunî şekillere uygun olarak davet edilmedikçe hüküm verilmesi mümkün değildir. Aksi halde iddia ve savunma ...kısıtlanmış sayar,
    Öte yandan, H.M.K. 114/1-d hükmü uyarınca, yargılama süresince tarafların, dava ehliyetine sahip bulunmaları dava şartıdır. Ölümle, taraf ve dava ehliyeti sonar ermektedir. 1086 sayı Hukuk Yargılama Usûl Kanununun 41. maddesi ve 6100 sayılı yeni HMK"nun 55. maddesi gereğince, taraflardan birinin ölümü halinde, diğer tarafın istemiyle hâkim davanın takibi için bir kayyım tayin edebilir. Taraf teşkili dava şartı olup, davanın her aşamasında mahkemece re’sen nazara alınması gereken bir olgudur ve temyiz edenin sıfatına bakılmaksızın mahkemece re"sen gözetilmesi gereklidir.
    6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanununun 27. maddesinde yer bulan “Hukukî Dinlenilme Hakkı” gereğince, davanın tarafları, müdahiller ve yargılamanın diğer ilgilileri, kendi hakları ile bağlantılı olarak hukuki dinlenilme hakkına sahip olup, bu hakkın Yargılama ile ilgili olarak bilgi sahibi olunmasını, açıklama ve ispat hakkını, mahkemenin, açıklamaları dikkate alarak değerlendirmesini ve kararların somut ve açık olarak gerekçelendirilmesini içermektedir. Mahkeme iki tarafa eşit şekilde hukukî dinlenilme ...tanıyarak hükmünü vermelidir. Anayasanın 36. maddesinde ve Avrupa İnsan Hakları Sözleşmesinin 6. maddesinde düzenlenen “adil yargılanma hakkı”nın en önemli unsuru olan hukukî dinlenilme hakkı, adil yargılanma ...içinde teminat altına alınmıştır. Bu hakka, tarafın hâkime meramını anlatma ...ya da iddia ve savunma ...da denilmektedir. Ancak, hukukî dinlenilme hakkı, bu ifadeleri de kapsayan daha geniş bir anlama sahiptir.
    Bu hak çerçevesinde, tarafların gerek yargı organlarınca gerekse karşı tarafça yapılan işlemler konusunda bilgilendirilmeleri zorunludur. Kişinin kendisinden habersiz yargılama yapılarak karar verilmesi, kural olarak mümkün değildir. Hukukî dinlenilme hakkı, sadece belli bir yargılama için ya da yargılamanın belli bir aşaması için geçerli olan bir ilke olmayıp, tüm yargılamalar için ve yargılamanın her aşamasında uyulması gereken bir ilkedir. Bu çerçevede gerek çekişmeli ve çekişmesiz yargı işlerinde gerekse bu yargılamalarla bağlantılı geçici hukukî korumalarda, icra takiplerinde, tahkim yargılamasında, hatta hukukî uyuşmazlıklarla ilgili yargılama dışında ortaya çıkan çözüm yollarında, her bir yargılama, çözüm yolu ve uyuşmazlığın niteliğiyle bağlantılı şekilde hukukî dinlenilme hakkına uygun davranılmalıdır.
    Açıklanan hususlar gözetilerek, davacılardan ..."linin öldüğünün, adı geçenin tüm mirasçılarına yöntemince tebliğe edilerek, dava hakkında bilgilendirilmeleri ve davacı sıfatıyla davayı takip edebilmelerine olanak tanınması gerekirken, bu hususa riayet edilmeksizin yargılamaya devam edilip, tahkikat sona erdirilerek, esas hakkında karar verilmesi usûl ve kanuna aykırıdır.
    SONUÇ: Yukarıda açıklanan nedenlerle; müteriz davacılar ... ve arkadaşları vekili, davalı ..., Hazine ve Orman Yönetiminin temyiz itirazlarının kabulü ile hükmün BOZULMASINA, bozma nedenine göre sair temyiz itirazlarının bu aşamada incelenmesine yer olmadığına, temyiz harçlarının yatıranlara iadesine, bozma nedenine göre Yargıtayda yapılan duruşma nedeniyle taraflar yararına ve aleyhine avukatlık ücretine hükmedilmesine yer olmadığına 05/11/2013 günü oy birliği ile karar verildi.





    Sayın kullanıcılarımız, siteden kaldırılmasını istediğiniz karar için veya isim düzeltmeleri için bilgi@abakusyazilim.com.tr adresine mail göndererek bildirimde bulunabilirsiniz.

    Son Eklenen İçtihatlar   AYM Kararları   Danıştay Kararları   Uyuşmazlık M. Kararları   Ceza Genel Kurulu Kararları   1. Ceza Dairesi Kararları   2. Ceza Dairesi Kararları   3. Ceza Dairesi Kararları   4. Ceza Dairesi Kararları   5. Ceza Dairesi Kararları   6. Ceza Dairesi Kararları   7. Ceza Dairesi Kararları   8. Ceza Dairesi Kararları   9. Ceza Dairesi Kararları   10. Ceza Dairesi Kararları   11. Ceza Dairesi Kararları   12. Ceza Dairesi Kararları   13. Ceza Dairesi Kararları   14. Ceza Dairesi Kararları   15. Ceza Dairesi Kararları   16. Ceza Dairesi Kararları   17. Ceza Dairesi Kararları   18. Ceza Dairesi Kararları   19. Ceza Dairesi Kararları   20. Ceza Dairesi Kararları   21. Ceza Dairesi Kararları   22. Ceza Dairesi Kararları   23. Ceza Dairesi Kararları   Hukuk Genel Kurulu Kararları   1. Hukuk Dairesi Kararları   2. Hukuk Dairesi Kararları   3. Hukuk Dairesi Kararları   4. Hukuk Dairesi Kararları   5. Hukuk Dairesi Kararları   6. Hukuk Dairesi Kararları   7. Hukuk Dairesi Kararları   8. Hukuk Dairesi Kararları   9. Hukuk Dairesi Kararları   10. Hukuk Dairesi Kararları   11. Hukuk Dairesi Kararları   12. Hukuk Dairesi Kararları   13. Hukuk Dairesi Kararları   14. Hukuk Dairesi Kararları   15. Hukuk Dairesi Kararları   16. Hukuk Dairesi Kararları   17. Hukuk Dairesi Kararları   18. Hukuk Dairesi Kararları   19. Hukuk Dairesi Kararları   20. Hukuk Dairesi Kararları   21. Hukuk Dairesi Kararları   22. Hukuk Dairesi Kararları   23. Hukuk Dairesi Kararları   BAM Hukuk M. Kararları   Yerel Mah. Kararları  


    Avukat Web Sitesi