Abaküs Yazılım
İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 15. Hukuk Dairesi
Esas No: 2019/835
Karar No: 2021/2302
Karar Tarihi: 07.12.2021

BAM Hukuk Mahkemeleri İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 15. Hukuk Dairesi 2019/835 Esas 2021/2302 Karar Sayılı İlamı

T.C.
İSTANBUL
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
15.HUKUK DAİRESİ
DOSYA NO: 2019/835
KARAR NO: 2021/2302
TÜRK MİLLETİ ADINA
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ KARARI
İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ: İSTANBUL ANADOLU 9. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
TARİHİ: 27/11/2018
NUMARASI: 2017/519 Esas, 2018/1158 Karar
DAVANIN KONUSU: İtirazın İptali
KARAR TARİHİ : 07/12/2021
Taraflar arasında görülen davanın yerel mahkemece yapılan yargılaması sonucunda verilen hükme karşı istinaf yoluna başvurulmuş olup, duruşmasız olarak dosya üzerinde yapılan inceleme ve istinaf talepleriyle sınırlı olarak yapılan değerlendirme sonunda;
GEREĞİ GÖRÜŞÜLÜP DÜŞÜNÜLDÜ: Dava, eser sözleşmesinden kaynaklanan bakiye iş bedelinin tahsili için girişilen icra takibine itirazın iptali ve takibin devamı istemine ilişkin olup, mahkemece davanın kabulüne dair verilen karara karşı, davalı vekilince istinaf talebinde bulunulmuştur. Davacı vekili, davalı tarafa ait ...ve ... projelerine ait inşaatların 2012 yılında davacı tarafından yapıldığını, davalı şirkete toplam 669.304,98 TL tutarlı faturanın kesildiğini, bu faturaların tamamının davalı defter kayıtlarına işlendiğini, büyük bir kısmının da ödendiğini, ancak davalının 2012/2013 yıllarından kalan 6.214.98 TL tutarındaki borcunu ödemediğini, alacağın tahsili amacıyla İstanbul Anadolu ... İcra Müdürlüğünün ... esas sayılı dosyasında başlatılan icra takibine davalının itiraz etmesi üzerine takibin durduğunu belirterek, itirazın iptali ile takibin devamına ve % 20'den az olmamak üzere icra inkar tazminatının davalıdan tahsiline karar verilmesini talep ve dava etmiştir. Davalı vekili, taraflar arasında cari hesap sözleşmesi bulunmadığından alacak iddialarının ve zamanaşımı sürelerinin de hak ediş belgelerine göre tespiti gerekeceğini, öncelikle davacı tarafça dayanılan imzalı hakediş evraklarının dosyaya ibrazının gerektiğini, davacı tarafça fatura düzenlenmiş olmasının yada faturaya yasal süre içinde itiraz edilmemiş olmasının ilgili işlemin yapıldığı anlamına gelmeyeceğini, davacı tarafça ayrıca faturaya dayanak işlemlerin yerine getirildiğinin ispatlanması gerektiğini, zira davacı ile davalı arasında yapılmış bir mutabakat bulunmadığını, öncelikle alacağın dayanağına ilişkin faturalara konu sözleşme ile sözleşme konusu işlerin yerine getirildiğinin ispatına ilişkin evrakların sunulması gerektiğini belirterek, davanın reddine karar verilmesini talep etmiştir. Mahkemece, davacının icra takibi ile 6.214,98 TL asıl fatura alacağı, 2.074,95 TL işlemiş faiz olmak üzere toplam 8.289,93 TL tutarında alacağın tahsili için ilamsız icra takibi yapıldığı, davacı tarafın kapak hesabı yapılmak suretiyle toplam 10.273,72 TL alacak yönünden itirazın iptali davası açtığı, davalı tarafça davacı ile olan ticari ilişkinin inkar edilmediği, TBK'nın 146. Maddesi uyarınca her alacağın on yıllık zamanaşamına tabi olup, davaya konu edilen alacağın TBK'nın 147.maddesindeki 5 yıllık zamanaşımına tabi alacak türlerinden olmadığından, davalı tarafın zamanaşımı def'inin yerinde görülmediği, davacı tarafça davaya dayanak sözleşme ve imzalı hakediş tutanakları, taraflar arasındaki mutabakat belgesinin dosyaya sunulduğu, davalı tarafa isticvap davetiyesi ile tebliğ edildiği, alınan bilirkişi raporuna göre, yüklenici tarafından yerine getirilen işler nedeniyle davacı tarafından davalıya yönelik toplam dört adet fatura düzenlendiği, sözleşme gereği yapılan iş tutarının 227.654,94 TL olduğu, ilave yapılan işler bedelinin 119.414,25 TL olduğu, % 18 KDV'si ile birlikte genel toplamın 409.541,64 TL'ye ulaştığı, ancak tarafların mutabakatı ile hakedişin (sözleşme gereği yapılan iş bedeli 227.654,94 TL , ilave yapılan iş bedeli 115.263,67 TL , % 18 KDV sinin 61.725,35 TL olarak belirlenmek suretiyle ) toplam 404.643,93 TL olarak tespit edildiği, teknik bilirkişi tarafından belirtilen işlerin bedellerine göre yapıldıkları tarihteki piyasa rayiçlerine uygun olduğunun belirlendiği, davalının yaptığı tüm ödemeler mahsup edildiğinde davacının davalıdan 6.214,98 TL alacak talep edebileceğini, davacının davalıyı iş bu alacak yönünden temerrüde düşürmediğinden işlemiş faiz talep edemeyeceği gerekçesiyle, davanın kısmen kabulü ile; tahsilde tekerrür olmamak kaydıyla, davalının İstanbul Anadolu ... İcra Müdürlüğü'nün... Esas sayılı takip dosyasına yaptığı itirazın 6.214,98 TL asıl alacak yönünden iptali ile, takibin 6.214,98 TL asıl alacak üzerinden takip tarihinden itibaren talep gibi yıllık % 9 yasal faiz yürütülmek suretiyle devamına, fazla istemin reddine karar vermiştir. Davalı vekili istinaf dilekçesinde, alacak talebinin eser sözleşmesinden doğduğunu, 5 yıllık zamanaşımı süresinin dolduğunu, mahkemenin zamanaşımı itirazının reddine ilişkin kararının hatalı olduğunu, TBK'nın 147.maddesi uyarınca eser sözleşmelerinin 5 yılllık zamanaşımı süresine tabi olduğunu, mahkemenin hakediş örneklerinin sunulduğu belirtilmiş ise de davacı tarafça imzalı hakediş örnekleri sunulamamış olup tek taraflı çıktı niteliğinde belgelerin davalı şirketi bağlamasının mümkün olmadığını, taraflar arasında yazılı bir ücret sözleşmesi bulunmadığını, davalının fatura konusu alacağı kabulünün de söz konusu olmadığını, mahkemece yapılan işin rayiç bedellere uygun olup olmadığına ilişkin bilirkişi raporu aldırılması gerektiğini, alacağın likit olduğundan bahsedilemeyeceğini, %20 icra inkar tazminatına hükmedilmiş olmasının da Yargıtay içtihatlarına aykırı olduğunu belirterek, yerel mahkeme kararının kaldırılmasına karar verilmesini talep etmiştir. Davacı vekili istinaf dilekçesinde, mahkemenin davalının temerrüde düşürülmediğinden bahisle davacıya işlemiş faize hak kazanmadığına ilişkin kararının usul ve yasalara aykırı olduğunu, dosyaya sundukları delillerden temerrütte düşüldüğünün ispatlandığını, temerrüt tarihinden itibaren asıl alacağa faiz işletilmesi gerekirken, takip tarihinden itibaren asıl alacağa faiz işletilebileceği şeklindeki kararın usul ve yasalara aykırı olduğunu, mahkeme dosyasına sunulan delillerde faturalar, bilirkişi incelemesi, en önemlisi işin yapıldığının davalının da kabulünde olduğunu gösterdiğini, taraflarca imzalanmış ve imzası inkar edilmemiş hakediş tutanağının davalının temerrüdünün kanıtı olduğunu, alacağın kaynağı olan faturaların davalı kayıtlarında olduğunun her türlü izahtan vareste olduğunu, taraflar arasında imzalanmış olan 03.08.2012 tarihli hakediş tutanağının da işin yapılmış olduğunun davalının kabulünde olduğunu gösterdiğini, mahkemenin faiz talebinin reddi kararının yerinde olmadığını, dosyaya ibraz edilmiş olan 03.08.2012 tarihli hakediş tutanağından da anlaşılacağı üzere işin yapılmış olduğu davalı tarafça kabul edilmiş olup, 6102 sayılı Türk Ticaret Kanunu'nun 1530. maddesi gereği davacı tarafın temerrüde düştüğünü, Yargıtay 23. Hukuk Dairesi'nin 2016/2860 Esas, 2016/2783 Karar ve 02.05.2016 tarihli kararında 01.07.2012 tarihinde yürürlüğe giren 6102 Sayılı TTK'nın 1530. maddesi gereğince davalının temerrüde düşürülmesi için önceki kanuni düzenlemelerdeki gibi mutlaka bir temerrüt ihtarının gönderilmesine gerek bulunmadığından temerrüdün gerçekleşeceğinin belirtildiğini, davalının temerrüde düşmüş olduğundan temerrüt tarihinden itibaren işlemiş faize hükmedilmesi gerektiğini belirterek, yerel mahkeme kararının kaldırılmasına karar verilmesini istemiştir.Taraflar arasındaki uyuşmazlık, 6098 sayılı Türk Borçlar Kanunu 470 ve devamı maddelerinde düzenlenen eser sözleşmesinden kaynaklanmaktadır. Davacı yüklenici, davalı ise iş sahibidir. Taraflar, davalıya ait 2012 yılında ... ve ... projelerinde inşaat işlerinin yapılması konusunda anlaşmışlardır. Davacı taraf bakiye 6.214,98 TL fatura alacağının tahsili için icra takibine başlamış, icra takibine itiraz edilmesi üzerine itirazın iptali davası açılmış olduğu görülmektedir. Mahkeme tarafından ticari defter kayıt ve belgeler üzerinde alınan bilirkişi raporu esas alarak davacının davasının kısmen kabulüne kısmen reddine, 6.214,98 kısmına yapılan itirazın iptaline, %20 icra inkar tazminatı olarak 1.243,00 TL'nin davalıdan alınarak davacı tarafa verilmesine karar verilmiştir. Taraflar arasında bir eser sözleşmesi bulunmaktadır. Davacı tarafından davalı tarafa gönderilen 16.05.2012 tarihli e-mail ile yapılacak işe ilişkin fiyat teklifi sunulmuş, taraflar karşılıklı e-mail yazışmaları ile anlaşmışlardır. Mahkeme tarafından davalı tarafın ticari defterlerini ibraz etmemesi üzerine, davacı tarafın ibraz ettiği ticari defterler üzerinde bilirkişi incelemesi yaptırılmış, bilirkişi raporunda davacının fatura kapsamındaki bakiye iş bedelinin ödenmediği, davacının 6.214,98 TL alacaklı olduğu belirtilmiştir. Eser sözleşmesi iş sahibinin ödemeyi taahhüt ettiği ücret karşılığında yüklenicinin bir eser meydana getirmeyi ve teslim etmeyi üstlendiği iki taraf için hak doğuran ve borç yükleyen bir sözleşmedir. TBK’nın 470 ve devamı maddelerine göre, yüklenici bir bedel karşılığında iş sahibine bir eser meydana getirmeyi, iş sahibinin de yapılan iş karşılığı bir bedel ödemeyi yükümlenmiştir. Yüklenici, eseri sözleşmeye fen ve sanat kurallarına ve iş sahibinin ondan beklediği amaca uygun olarak imal edip, tam ve eksiksiz olarak süresinde iş sahibine teslim ettiğini, iş sahibi de iş bedelini ödediğini ispatla yükümlüdür. Davalı taraf davacı tarafından düzenlenen faturada belirtilen miktara itiraz etmiştir. Mahkemece mahallinde keşif yapılarak, davacının yaptığı iş ve talep edebileceği iş bedeli belirlenmemiştir. Bu nedenle, mahkemece mahallinde keşif yapılmak suretiyle, sözleşme konusu işlerin bedelinin fiyat teklifinde belirtilen fiyatlarla, sözleşme dışı yapılan işlerin bedelinin ise işin yapıldığı yer ve tarihteki serbest piyasa rayicine göre bilirkişiye hesaplattırılarak belirlenen bedelden davalı tarafından yapılan ödemeler düşüldükten sonra varsa bakiye alacağa hükmedilmesi gerekir. Mahkemece bu hususlar üzerinde durulmaksızın yazılı şekilde karar verilmesi hatalı olmuştur. Açıklanan nedenlerle, davacı vekilinin istinaf talebinin bu aşamada incelenmesine yer olmadığına, davalı vekilinin istinaf talebinin kabulü ile usul ve yasaya uygun bulunmayan yerel mahkeme kararının 6100 sayılı HMK'nın 353/1-a-6 maddesi gereğince kaldırılarak yukarıda açıklanan şekilde inceleme ve araştırma yapıldıktan sonra oluşacak uygun sonuç dairesinde bir karar verilmesi için dosyanın yerel mahkemesine gönderilmesine karar verilmesi gerekmiştir.
HÜKÜM: Gerekçesi yukarıda açıklandığı üzere; 1-Davalı vekilinin istinaf başvurusunun KABULÜNE, davacı vekilinin istinaf talebinin bu aşamada İNCELENMESİNE YER OLMADIĞINA, 2-İstanbul Anadolu 9. Asliye Ticaret Mahkemesi'nin 27/11/2018 tarih, 2017/519 Esas, 2018/1158 Karar sayılı kararının KALDIRILMASINA, 3-Dosyanın Dairemiz kararına uygun şekilde inceleme yapılarak yeniden bir karar verilmek üzere yerel mahkemesine GÖNDERİLMESİNE, 4-Taraflarca yatırılan istinaf karar harcının istek halinde kendisine İADESİNE, 5-Taraflarca yapılan istinaf yargılama giderinin ilk derece mahkemesince yeniden verilecek kararda DİKKATE ALINMASINA, 6-İstinaf yargılaması sırasında duruşma açılmadığından vekâlet ücreti takdirine YER OLMADIĞINA,Dair, dosya üzerinden yapılan inceleme sonucunda, 6100 sayılı HMK'nın 353/1-a-6 maddesi gereğince KESİN olmak üzere 07/12/2021 tarihinde oy birliğiyle karar verildi.

Sayın kullanıcılarımız, siteden kaldırılmasını istediğiniz karar için veya isim düzeltmeleri için bilgi@abakusyazilim.com.tr adresine mail göndererek bildirimde bulunabilirsiniz.

Son Eklenen İçtihatlar   AYM Kararları   Danıştay Kararları   Uyuşmazlık M. Kararları   Ceza Genel Kurulu Kararları   1. Ceza Dairesi Kararları   2. Ceza Dairesi Kararları   3. Ceza Dairesi Kararları   4. Ceza Dairesi Kararları   5. Ceza Dairesi Kararları   6. Ceza Dairesi Kararları   7. Ceza Dairesi Kararları   8. Ceza Dairesi Kararları   9. Ceza Dairesi Kararları   10. Ceza Dairesi Kararları   11. Ceza Dairesi Kararları   12. Ceza Dairesi Kararları   13. Ceza Dairesi Kararları   14. Ceza Dairesi Kararları   15. Ceza Dairesi Kararları   16. Ceza Dairesi Kararları   17. Ceza Dairesi Kararları   18. Ceza Dairesi Kararları   19. Ceza Dairesi Kararları   20. Ceza Dairesi Kararları   21. Ceza Dairesi Kararları   22. Ceza Dairesi Kararları   23. Ceza Dairesi Kararları   Hukuk Genel Kurulu Kararları   1. Hukuk Dairesi Kararları   2. Hukuk Dairesi Kararları   3. Hukuk Dairesi Kararları   4. Hukuk Dairesi Kararları   5. Hukuk Dairesi Kararları   6. Hukuk Dairesi Kararları   7. Hukuk Dairesi Kararları   8. Hukuk Dairesi Kararları   9. Hukuk Dairesi Kararları   10. Hukuk Dairesi Kararları   11. Hukuk Dairesi Kararları   12. Hukuk Dairesi Kararları   13. Hukuk Dairesi Kararları   14. Hukuk Dairesi Kararları   15. Hukuk Dairesi Kararları   16. Hukuk Dairesi Kararları   17. Hukuk Dairesi Kararları   18. Hukuk Dairesi Kararları   19. Hukuk Dairesi Kararları   20. Hukuk Dairesi Kararları   21. Hukuk Dairesi Kararları   22. Hukuk Dairesi Kararları   23. Hukuk Dairesi Kararları   BAM Hukuk M. Kararları   Yerel Mah. Kararları  


Avukat Web Sitesi