Esas No: 2021/3840
Karar No: 2022/5834
Karar Tarihi: 15.06.2022
Yargıtay 8. Hukuk Dairesi 2021/3840 Esas 2022/5834 Karar Sayılı İlamı
8. Hukuk Dairesi 2021/3840 E. , 2022/5834 K."İçtihat Metni"
MAHKEMESİ : ... Bölge Adliye Mahkemesi 16. Hukuk Dairesi
DAVA TÜRÜ : Yenileme Kadastrosu
İLK DERECE
MAHKEMESİ : Adana Kadastro Mahkemesi
Taraflar arasında Adana Kadastro Mahkemesinde görülen dava sonucunda verilen hükme karşı davacı vekili tarafından istinaf yoluna başvurulması üzerine ... Bölge Adliye Mahkemesi 16. Hukuk Dairesince istinaf başvurusunun esastan reddine karar verilmiş olup, bu kez davacı vekili tarafından Bölge Adliye Mahkemesi kararı temyiz edilmiş olmakla; dosya incelendi, gereği düşünüldü:
K A R A R
Pozantı İlçesi Hamidiye Köyü çalışma alanında ada bazlı yapılan uygulama kadastrosu sırasında tapuda davacı Hazine adına kayıtlı bulunan eski 134 ada 46 parsel sayılı 22.662 m2 yüzölçümündeki taşınmaz, 16.444,11 m2 yüzölçümlü olarak tesbit edilmiştir.
Davacı vekili, uygulama kadastrosu sırasında davacıya ait taşınmazın yüzölçümünün eksildiğini ve yanlışlığın komşu taşınmazlardan kaynaklandığını ileri sürerek tesbite itiraz etmiştir.
İlk Derece Mahkemesince yapılan yargılama sonunda; toplanan deliller, mahallinde teknik bilirkişiler eşliğinde yapılan keşif sonrasında, taşınmaz başında dinlenen mahalli bilirkişi beyanları ve keşif sonrası alınan bilirkişi raporlarına göre, dava konusu taşınmazın bulunduğu mevkide 1994 yılında kadastro tespiti yapıldığı, dava konusu 46 parselin ham toprak vasfıyla Hazine adına 22.662 m2 olarak tespit gördüğü, ancak çevre taşınmazlarda fiili durum ile kadastral durum arasında farklılıklar bulunması nedeniyle vuku bulan başvurular sonucu 2859 sayılı Kanun hükümlerine göre yenileme kadastrosu yapılmasına karar verildiği, usuli işlemler tamamlandıktan sonra 2006 yılında ada bazında yenileme kadastrosunun yapılmış olduğu ve yeni pafta ve krokilerin oluşturulduğu, yenileme sonucu paftaları ile ilk tespit paftaları arasında farklılık bulunduğu, yenileme paftalarında geometrik durum ve ölçümlemelerin fiili zemin durumuna göre yapıldığı, fiili zemin sınırlarının ilk tespit zamanı ile yenileme çalışmaları zamanında değişmemiş olduğu bildirildiğinden ve fiili zemin üzerinde eski memleket haritaları ve ... fotoğraflarından da izlenebilen doğal sınırların mevcudiyetine ve bilirkişi beyanlarına göre örneğin 45 nolu parselin doğu sınırının dereye dayanması, derenin doğusuna geçmemesine rağmen ilk tespit kadastrosuna göre çizilen sınırının doğal ve fiili sınıra uymayacak şekilde derenin de doğusundan geçirildiği yine 45 ve 46 nolu parseller arasından fiili zeminde sulama kanalının geçirilmiş olması ve 46 nollu parselin sulama kanalından güneye doğru fiili zeminde geçmediği halde ilk tesis krokisinde 46 nolu parsel sınırının güneye doğru kanalı geçer şekilde belirlenmiş olduğu, bu hususların fiili zeminle ve eski harita ve fotoğraflardaki durumla örtüşmediği, anlatımlara göre yenileme kadastrosunun gerçek sınırlar ve miktarlara uygun olduğu yapılan kadastro tespitinin 3402 sayılı Kadastro Kanunu'nun 22/a maddesine ve 47/m maddesi gereğince çıkarılan yönetmeliğe uygun olduğu, dolayısıyla davacının itirazının yerinde olmadığı kanaatine varılarak davacı Hazinenin davasının reddine dava konusu taşınmazların yenileme kadastrosu tesbiti gibi tesciline karar verilmiştir. Hüküm, süresi içerisinde davacı vekili tarafından istinaf edilmiştir.
... Bölge Adliye Mahkemesi 16 Hukuk Dairesince; davanın yenileme kadastrosuna itiraza ilişkin olduğu, çekişmeli taşınmazın bulunduğu yörede, 27.11.2006-27.12.2006 tarihleri arasında ilan edilen, 2859 sayılı Kanun'a göre yapılan tapulama ve kadastro paftalarının yenilenmesi çalışmaları yapıldığı, tam dosya kapsamı, yapılan keşif ve alınan bilirkişi raporlarına göre yenileme kadastro çalışmalarının usulune uygun olarak yapıldığı anlaşılmakla davacı Hazine vekilinin istinaf talebinin HMK'nin 353/(1)-b.1. maddesine göre esastan reddine karar verilmiştir. Davacı vekili, Bölge Adliye Mahkemesi kararını temyiz etmiştir.
Uygulama kadastrosu yapılırken öncelikle zeminde bulunan ve tesis kadastrosu tarihinde mevcut olan sabit nokta ve sınırlardan, aynı döneme ya da yöreye ait farklı amaçlarla üretilmiş haritalar ile benzeri verilerden yararlanılarak yapılan teknik çalışmalarla, tesis kadastrosuna ait pafta haritaları ortofoto üzerine işlenmekte; haritanın zemine uygun olmaması halinde farklılıkların nerelerden ve hangi sebeplerden kaynaklandığı tespit edilip varsa hatalar yöntemine uygun şekilde giderilmekte, düzenlenen ada raporu ile yapılan teknik çalışmalar ve gerekçeleri açıklanmakta; bundan sonra yönetmelikte açıklanan ilkeler çerçevesinde taşınmazların bütün sınırları tek tek değerlendirmeye tabi tutularak ilk tesis kadastrosu sırasındaki gerçek fiili duruma ulaşılmaya çalışılarak, uygulama tutanağı düzenlenmekte ve uygulama kadastrosu haritaları üretilmektedir.
İşte, uygulama kadastrosuna itiraz davaları, uygulama kadastrosu faaliyetinin yöntemine uygun yapılıp yapılmadığının denetlenmesine yönelik davalardır. Bu nedenle mahkemelerce, uygulama faaliyetine eşdeğer ve amaca uygun bir araştırma yapılması zorunludur.
Mahkemece, amacına ve yöntemine uygun bir araştırma yapılabilmesi için öncelikle, denetime veri teşkil etmek üzere, tesis kadastrosunun yapıldığı tarihe en yakın tarihli ... fotoğrafları, temin edilebilen en eski ve güncel ortofoto ve uydu fotoğrafları, tesis kadastrosuna ait pafta haritası, varsa bu haritada değişiklik yapan ifraz haritaları, mahkeme ilamları ve eki olan haritalar, varsa uygulama kadastrosu sırasında yararlanıldığı anlaşılan diğer haritalar, çekişmeli taşınmaza ilişkin tesis kadastrosu ve uygulama kadastrolarına ait ölçü çizelgesi, hesap cetveli ve ölçü krokileri gibi bilgi ve belgelerin toplanması gerekmektedir.
Bundan sonra mahallinde, yerel bilirkişiler, taraf tanıkları, harita ya da jeodezi mühendisi fen bilirkişisinin katılımı ile keşif yapılmalıdır. Keşif sırasında çekişmeli taşınmaz ve çevresinin toprak yapısı, bitki örtüsü, zeminde mevcut ağaçların yaşı gibi hususlar ile zeminin jeolojik yapısının değerlendirilmesine ihtiyaç duyulan hallerde uzman ziraat bilirkişisi ile jeoloji mühendisi bilirkişi de keşif heyetine dahil edilmelidir. Yapılacak keşif sırasında yerel bilirkişi ve tanıklardan tesis kadastrosu sırasında da zeminde mevcut olan sabit sınır ya da yapılar bulunup bulunmadığı sorularak varsa yerleri fen bilirkişisine işaretlettirilmeli, fotoğrafları çekilmeli, taraflar keşif sırasında hazır bulunmakta ise zeminde ortak sınır üzerinde uzlaşıp uzlaşmadıkları tespit edilip gerektiğinde imzaları ile beyanları tevsik edilmeli, uzlaşılan sınırlar ile iddia edilen sınırlar fen bilirkişisi tarafından haritasında işaretlenmeli, keşif sırasında hazır edilmeleri halinde ziraat bilirkişisi ile jeoloji mühendisi bilirkişisinden, taşınmazlar arasında değişmeyen doğal ya da yapay sınırlar bulunup bulunmadığı, sınırlarda mevcut ağaçların yaşları gibi hususlarda bilgi alınmalı, fen bilirkişisinden denetime veri teşkil etmek üzere dosya içine getirtilen bilgi ve belgeler ile bilirkişi ve tanık anlatımlarından yararlanarak uygulama kadastrosunu denetlemesi istenmelidir.
Fen bilirkişisinden, tesis kadastrosunun, paftaların üretim yılı, üretim tekniği, altlığı ve ölçeği gibi hususları da açıklar tarzda hangi yöntem ve tekniklerle yapıldığı, uygulanan yöntemlerin hata paylarının ne olduğu, üretilen haritaların zeminle uyumsuz bulunması halinde farklılığın nereden ve hangi sebeplerden kaynaklandığı, sırasıyla tersimat hatası, hesap hatası, ölçü hatası ve sınırlandırma hatası bulunup bulunmadığı, uygulama kadastrosu sonucu tespit edilen yeni sınırların niteliğinin ne olduğu ve yönetmelik hükümlerine uygun olarak belirlenip belirlenmediği, uygulama kadastrosunda hata yapılmış ise doğru sınır ve haritanın nasıl olması gerektiği gibi hususlarda ve "ada raporu" ile "uygulama tutanağı ve haritasını" irdeler şekilde, teknik ve bilimsel verilere dayalı, gerekçelendirilmiş, denetlenebilir ve ayrıntılı rapor ve haritalar alınmalıdır. Raporun denetime elverişli olması için fen bilirkişisinden, düzenleyeceği haritalardan iki tanesinde ... fotoğrafı üzerinde, iki tanesinde ise ortofoto (yoksa uydu fotoğrafı) üzerinde ilk tesis kadastrosu paftası ve uygulama kadastrosu paftasını çakıştırması istenmeli; çakıştırmaların birer tanesinin ada bazında değerlendirme yapmaya elverişli geniş ölçekli olması, diğerinin ise çekişmeli taşınmaz ve çevresini gösterir şekilde daha dar ölçekli olması istenmelidir. Fen bilirkişi haritasında, uygulama kadastrosunda yanlışlık varsa, infazı kabil bir hükme esas olmak üzere doğru sınırların nasıl olması gerektiği de gösterilmelidir.
Açıklanan yönteme uygun inceleme ve araştırma yapıldıktan sonra tüm deliller birlikte değerlendirilerek sonucuna göre bir karar verilmeli; değerlendirme yapılırken uygulama kadastrosunun amacının mülkiyet ihtilaflarını çözmek olmadığı ve mülkiyet uyuşmazlıklarının uygulama kadastrosuna ilişkin davalarda tartışma konusu yapılamayacağı göz önünde bulundurulmalıdır.
Somut olayda mahkemece, yazılı gerekçeyle davanın reddine karar verilmiş ise de hükme esas alınan tek kişilik fen bilirkişi raporu incelendiğinde, rapor, uygulama kadastrosu sonucunda oluşan dokuz parselin müşterek sınırlarının ne sebeple mülkiyet değişikliğine yol açacak şekilde değiştirildiğini bilimsel şekilde açıklamaktan uzak ve denetime elverişsiz olup, bu rapor hükme esas alınmak suretiyle karar verilmesi hatalı olmuştur.
Bu itibarla Mahkemece, yukarıda belirtilen şekilde Dairenin yerleşik ilke ve esaslarına uygun olarak ayrıntılı inceleme ve araştırma yapılmalı, harita ve jeodezi mühendisi fen bilirkişilerinden oluşan üç kişilik uzman bilirkişi kurulundan bilimsel esaslara ve somut verilere dayalı, ayrıntılı, gerekçeli ve denetime elverişli rapor alınmalı ve sonucuna göre bir karar verilmelidir.
SONUÇ: Yukarıda gösterilen nedenlerle davacı vekilinin yazılı temyiz itirazları yerinde görüldüğünden kabulü ile Bölge Adliye Mahkemesi kararının 6100 sayılı HMK'nin 373/1 maddesi uyarınca kaldırılmasına, İlk Derece Mahkemesi kararının HMK'nin 371. maddesi uyarınca BOZULMASINA, dosyanın İlk Derece Mahkemesine, karardan bir örneğinin de Bölge Adliye Mahkemesine gönderilmesine 15.06.2022 tarihinde oy birliğiyle karar verildi.
Sayın kullanıcılarımız, siteden kaldırılmasını istediğiniz karar için veya isim düzeltmeleri için bilgi@abakusyazilim.com.tr adresine mail göndererek bildirimde bulunabilirsiniz.