10. Hukuk Dairesi 2014/11046 E. , 2015/12436 K.
"İçtihat Metni"Mahkemesi :İş Mahkemesi
Dava, rücuan tazminat istemine ilişkindir.
Mahkeme, ilamında belirtildiği şekilde davanın kabulüne karar verilmiştir.
Hükmün, taraflar avukatları tarafından temyiz edilmesi üzerine temyiz isteklerinin süresinde olduğu anlaşıldıktan ve Tetkik Hakimi ...arafından düzenlenen raporla dosyadaki kâğıtlar okunduktan sonra işin gereği düşünüldü ve aşağıdaki karar tespit edildi.
1-)Dosyadaki yazılara, toplanan delillere ve hükmün dayandığı gerektirici sebeplere göre, davacı Kurum ve ... avukatlarının tüm, davalı ... avukatının sair temyiz itirazlarının reddi gerekir.
2-)Dava, 20.01.2009 tarihli iş kazasında vefat eden sigortalının haksahiplerine bağlanan gelirlerin ve yapılan ödemelerin tahsili istemine ilişkin olup, davanın yasal dayanağı olay tarihinde yürürlükte olan 5510 sayılı Kanunun 21"inci maddesinin 1 ve 4’üncü fıkralarıdır.
5510 sayılı Kanunun 21’inci maddesinin dördüncü fıkrası, üçüncü kişinin sorumluluğunu düzenlemekte olup; buna göre, iş kazası, meslek hastalığı ve hastalık, üçüncü bir kişinin kusuru nedeniyle meydana gelmişse, sigortalıya ve hak sahiplerine yapılan veya ileride yapılması gereken ödemeler ile bağlanan gelirin başladığı tarihteki ilk peşin sermaye değerinin yarısı, zarara sebep olan üçüncü kişilere ve şayet kusuru varsa bunları çalıştıranlara rücu edilebilecektir.
Üçüncü kişinin rücu alacağından sorumluluğu kusur sorumluluğu esasına dayanır. Bir başka ifadeyle; üçüncü kişi, ancak kusurlu bir hareketinin varlığı halinde rücu alacağından sorumludur.
İş kazası, meslek hastalığı ve hastalığın üçüncü kişinin kusuru sonucunda meydana gelmesi halinde rücu edilecek miktar ise; sigortalı ya da hak sahiplerine yapılan ödemelerin tümünün, bağlanacak gelirlerin ise başladığı tarihteki ilk peşin sermaye değerinin yarısının, kusur karşılığından oluşmaktadır.
Sigortalının iş kazası veya meslek hastalığına uğramasına birden çok kişinin birlikte kusurlarıyla sebebiyet vermeleri halinde; 6098 sayılı Türk Borçlar Kanunu’nun 61 ve 62’nci (818 sayılı Mülga Borçlar Kanununun 50 ve 51) maddeleri uyarınca teselsül hükümlerine göre birlikte sorumlulukları söz konusu olacaktır. Bu halde, Türk Borçlar Kanunu’nun 62’inci maddesi uyarınca kendi payına düşeninden fazlasını ödeyen kişinin diğer müteselsil sorumlulara karşı rücu hakkı baki kalmak koşuluyla, her bir sorumlu yönünden kusurlarına düşen miktar ayrılmaksızın teselsül kurallarına göre sorumluluklarına hükmedilebilecektir.
Bu yasal çerçevede eldeki davada; hükme esas alınan kusur raporunda davalı işveren şirketin % 89, üçüncü kişi olan davalı ...’ın % 1, kazalının % 10 oranında kusurlu olduğu, sigortalının hak sahiplerine bağlanan gelirlerin ilk peşin sermaye değerinin 74.088,36TL., cenaze ödeneğinin 289,00 TL. olduğu, davalı işverenin 21/1’inci madde hükmü uyarınca Kurum zararının % 90’nından sorumlu olduğu; teselsül hükümleri uyarınca ilk peşin sermaye değerli gelirin yarısı ile cenaze ödeneği toplamının % 90 kusur karşılığından ise davalı ...’ın 21/4’üncü madde gereğince müştereken müteselsilen sorumlu tutulması gerektiği gözetilmeksizin, yanılgılı değerlendirme sonucu, davalı ...’ın ilk peşin sermaye değerli gelirin tamamının % 90’nından sorumlu tutulmuş olması, usul ve yasaya aykırı olup bozma nedenleridir.
O hâlde, davalı ...’ın bu yönleri amaçlayan temyiz itirazları kabul edilmeli ve hüküm bozulmalıdır.
SONUÇ : Temyiz edilen hükmün yukarıda açıklanan nedenlerle BOZULMASINA, temyiz harcının istem halinde davalılardan ..."a iadesine, 22.06.2015 gününde oybirliğiyle karar verildi.