10. Hukuk Dairesi 2015/11038 E. , 2015/12431 K.
"İçtihat Metni"Mahkemesi :İş Mahkemesi
Dava, hizmet tespiti istemine ilişkindir.
Mahkemece, bozmaya uyularak ilâmında belirtilen gerekçelerle davanın kısmen kabulüne karar verilmiştir.
Hükmün, taraf avukatları tarafından temyiz edilmesi üzerine, temyiz isteklerinin süresinde olduğu anlaşıldıktan ve Tetkik Hâkimi ... tarafından düzenlenen raporla dosyadaki kağıtlar okunduktan sonra işin gereği düşünüldü ve aşağıdaki karar tespit edildi.
Dairemizin 05.11.2013 tarih, 2013/6454-20267 Esas Karar sayılı bozma ilamının gereğinin yerine getirilmediği anlaşılmaktadır.
506 sayılı Yasanın 6. maddesinde ifade edildiği üzere “sigortalı olmak hak ve yükümünden kaçınılamaz ve feragat edilemez.” Anayasal haklar arasında yer alan sosyal güvenliğin yaşama geçirilmesindeki etkisi karşısında, sigortalı konumunda geçen çalışma sürelerinin saptanmasına ilişkin davaların, kamu düzenine ilişkin olduğu, bu nedenle özel bir duyarlılık ve özenle yürütülmesinin zorunlu ve gerekli bulunduğunun gözetilmesi zorunludur.
Yine 5510 sayılı Kanunun geçici 7.maddesi yollamasıyla uygulanan mülga 506 sayılı Kanunun 60/G maddesinde "Bu maddenin uygulanmasında; 18 yaşından önce malullük, yaşlılık ve ölüm sigortalarına tabi olanların sigortalılık süresi, 18 yaşını doldurdukları tarihte başlamış kabul edilir. Ancak bu tarihten önceki süreler için ödenen malullük, yaşlılık ve ölüm sigortaları primleri prim ödeme gün sayılarının hesabına dahil edilir" hükmü öngörülmüştür. Maddedeki "malullük, yaşlılık ve ölüm sigortalarına tabi olanlar" sözcüklerinin, sigortalılar yararına bir yorumla, tabi olması gerekenleri de kapsadığının kabulü gerekir. Öte yandan, aynı kanunun geçici 54. maddesi kapsamında 01.04.1981 tarihinden önce malullük, yaşlılık ve ölüm sigortalarına tescili bulunanlar için bu maddenin yani 18 yaş sınırının uygulanmayacağı belirtilmiştir.
Davacı, Haziran 1979-30.06.1987 tarihleri arasında davalılardan işverenlere ait işyerinde kesintisiz çalıştığının tespitini talep etmiştir. Mahkemece, bozma sonrası yapılan yargılama sonucu, davanın kısmen kabulü ile davacının, 01.01.1986-25.03.1986 ve 20.03.1986-30.06.1986 tarihleri arasında toplam 180 günlük çalışmalarının asgari ücret karşılığı Kuruma bildirilmesi gereken çalışma olarak tespitine karar verilmiştir.
Dosya kapsamına göre; Davacının, uyuşmazlık konusu dönemde 1985/1.,2.,3. ve 1987/1.,2. dönemler için ayrı ayrı 120 gün; 1987/3. dönem için 60 gün olmak üzere davalılar adına tescilli 31807 sicil sayılı işyerinden hizmet bildiriminin bulunduğu, bozma öncesi ve sonrasında dinlenen bordro tanıklarının beyanında davacının iş yerinde üretimle ilgili çalışmalara eylemli olarak katıldığını bildirdikleri anlaşılmaktadır.
Mahkemenin, 01.01.1986-30.06.1986 tarihleri arasında geçen hizmet süresinin tespitine yönelik verilen karar yerinde ise de, yukarıda yapılan açıklamalar ışığında, 01.04.1981 tarihinden önce malûllük, yaşlılık ve ölüm sigortalarına tescili bulunmayan ve 25.03.1968 doğumlu olan davacının; sigortalılık başlangıcı olarak 18 yaşını ikmal ettiği 25.03.1986 tarihinin esas alınması, 01.01.1986-25.03.1986 tarihleri arasında tespitine karar verilen sürelerin ise yalnızca prim ödeme gün sayısına dahil edilmesi gerektiğinin gözetilmemiş olması, bununla birlikte, dosyada toplanan deliller kapsamında davacının hizmet bildiriminin bulunmadığı 01.07.1986-01.01.1987 tarihleri arasında davalılara ait işyerinde eylemli ve hizmet akdiyle çalıştığının tespitine karar verilmesi gerekirken, yazılı şekilde hüküm kurulması, usul ve yasaya aykırı olup, bozma nedenidir.
Kabule göre de, davacının 25.03.1986-30.06.1986 tarihleri arasında 95 gün çalışmasının tespiti yerine, tarihte maddi hata yapılarak yazılı şekilde hüküm kurulması isabetsiz bulunmuştur.
O halde, taraf avukatlarının bu yönleri amaçlayan temyiz itirazları kabul edilmeli ve hüküm bozulmalıdır.
SONUÇ: Temyiz edilen hükmün yukarıda açıklanan nedenlerle BOZULMASINA, temyiz harcının istek halinde davacı ve davalılar ..., ... ve ..."a iadesine, 22.06.2015 gününde oybirliğiyle karar verildi.