Esas No: 2022/2572
Karar No: 2022/5919
Karar Tarihi: 20.06.2022
Yargıtay 8. Hukuk Dairesi 2022/2572 Esas 2022/5919 Karar Sayılı İlamı
8. Hukuk Dairesi 2022/2572 E. , 2022/5919 K."İçtihat Metni"
MAHKEMESİ :Kadastro Mahkemesi
DAVA TÜRÜ : Kadastro Tespitine İtiraz (5304'e İtiraz)
Taraflar arasında görülen ve yukarıda açıklanan davada yapılan yargılama sonunda Mahkemece, davanın kısmen kabulüne, kısmen reddine karar verilmiş olup hükmün asli müdahiller Hazine ve Orman İdaresi vekilleri ile davacı-davalı ... tarafından temyiz edilmesi üzerine; dosya incelendi, gereği düşünüldü:
K A R A R
Feke ilçesi Oruçlu köyü çalışma alanında 2006 yılında yapılan arazi kadastrosu sırasında, 101 ada 9, 60, 107 ada 10, 12, 138 ada 306, 310, 312 ve 140 ada 75 parsel sayılı taşınmazlar 1/2 paylarla İbiş ... ve ... adına,103 ada 102 parsel, 107 ada 11, 13, 138 ada 25 parsel sayılı taşınmazlar ise ... adına, kazandırıcı zamanaşımı zilyetliğine dayanarak tarla vasfı ile tespit edilmiş ve 12.05.2006 - 13.06.2006 tarihleri arasında askı ilanına çıkarılmıştır,
Davacı ..., askı ilan süresi içinde, davalılar ..., ..., ..., ... aleyhine, Feke Kadastro Mahkemesinin 2006/149 Esas sayılı dava dosyasıyla, taşınmazların muris babaları ... ... oğlu ... ...'dan kaldığını, davalıların murisin torunu olduğunu, bu yerlerde kendilerinin de hakkının bulunduğunu ileri sürerek, kadastro tespitlerinin iptali ile taşınmazların murisleri ... ... oğlu ... ... adına tapuya tesciline karar verilmesi istemiyle dava açmıştır.
Davacı ... tarafından, davalılar ..., ..., ... aleyhine, 103 ada 102 parsel hakkında açılan dava ile davacı ... tarafından, davalı ... aleyhine açılan ve eldeki dosyada dayanılan senedin sahte olduğuna ilişkin genel mahkemede açılan dava, görevsizlik kararı verilerek Kadastro Mahkemesine gönderilmiş ve eldeki dosya ile birleştirilmiştir.
Yargılama sırasında müdahil Hazine, dava konusu taşınmazların ham toprak vasfında; müdahil Orman İdaresi ise, taşınmazların orman vasfında olduğu iddiası ile davaya katılmışlardır.
Mahkemece yapılan yargılama sonunda, davacı ...'nın, asli müdahil Orman İdaresi ve Hazinenin davalarının davasının kısmen kabulüne-kısmen reddine, davacı ...'in davasının feragat nedeniyle reddine, 107 ada 11 ve 140 ada 75 nolu parsellerin kadastro tespitlerinin iptaline, orman vasfı ile Hazine adına tapuya kayıt ve tesciline, 107 ada 12, 103 ada 102, 138 ada 25 nolu parsellerin ½ hissesinin ... oğlu ... ve ½ hissesinin de ... oğlu İbiş ... adlarına tapuya kayıt ve tescillerine, 101 ada 9, 60, 107 ada 10, 13, 138 ada 306, 310, 312 nolu parsellerin kadastro tespitlerinin iptaline, parsellerin ½ hissesinin ... oğlu İbiş ... ve ½ hissesinin de ... ... oğlu ... ...'nın mirasçıları adına tapuya kayıt ve tesciline karar verilmiş; hüküm, davacı ..., asli müdahil Hazine ve Orman İdaresi tarafından temyiz edilmiştir.
Dava dilekçesindeki açıklamaya göre dava, kadastro tespitine itiraza ilişkindir.
1. Asli müdahil Orman İdaresinin temyiz itirazları bakımından; Dosya muhtevasına, dava evrakı ile yargılama tutanakları münderecatına, mevcut deliller Mahkemece takdir edilerek karar verildiğine ve dava konusu 107 ada 12 , 103 ada 102, 138 ada 25, 101 ada 9, 60, 107 ada 10, 13, 138 ada 306, 310 ve 312 parsel sayılı taşınmazların orman sayılmayan yerlerden olduğu belirlendiğine göre, asli müdahil Orman İdaresinin yerinde olmayan temyiz itirazlarının reddine karar vermek gerekmiştir.
2. Asli müdahil Hazine ve davacı ...’nın temyiz itirazları bakımından; Mahkemece, çekişmeli taşınmazlar üzerinde zilyetlikle edinme koşullarının oluştuğu, taşınmazlardan 107 ada 12, 103 ada 102 ve 138 ada 25 nolu parsellerin davalı ...’nın dayandığı satış senedi kapsamında kaldığı, 101 ada 9, 60, 107 ada 10, 13, 138 ada 306, 310 ve 312 parsel sayılı taşınmazların ise İbiş ... ile davacıların kök murisi ... ...’ya ait olup, kök muris ... ...' ya ait taşınmazlarının taksim edilmediği gerekçesiyle yazılı şekilde hüküm kurulmuş ise de, yapılan araştırma, inceleme ve uygulama hüküm için yeterli bulunmamaktadır.
Şöyle ki; keşifte dinlenen mahalli bilirkişi ... ... alınan beyanında, dava konusu parsellerin tamamı için beyanda bulunurken “.... bizim burası yaylalık bir yerdir, tarlalar 2 senede bir ekilir” şeklinde beyanda bulunmuş olmasına rağmen Mahkemece, taşınmazların yayla vasfında olup olmadığı yönünde herhangi bir araştırma yapılmamıştır.
Ayrıca, dava konusu taşınmazlar için kazandırcı zamanaşımı zilyetliği yolu ile taşınmaz edinme koşullarının oluşup oluşmadığını belirlemek için bilirkişilerce incelenen 1957 yılına ait memleket haritasının dayanağı ... fotoğrafı hiç incelenmemiş, incelenen ... fotoğraflarında ise taşınmazların kullanım durumu ile ilgili bilgi verilmemiştir.
Davacı ..., dava konusu taşınmazların kök muris ...’e ait olup mirasının taksim edilmediğini ileri sürerken, davalı ... (kök murisin oğlu ...’dan olma torunu) taşınmazların dedesi ... ... tarafından 18.07.1994 tarihli satış senedi ile kendisine satıldığını iddia etmiş, keşifte dinlenen mahalli bilirkişi, dava konusu parsellerin tamamının ... ... oğulları ... ... ile ... ...'ya ait olup, taşınmazların bildi bileli bu kişilerin zilyet ve tasarruflarında olduğunu, ... ...'nın mirasçılarının kendi aralarında rızai taksim yaptıklarını, ... hissesinin İbiş'e geçtiğini, ...’nin diğer mirasçılarının başka yerden taşınmaz aldıklarını, diğer ... ... mirasçıları arasında rızai taksim olmadığını, davalının dayandığı senette tarif edilen taşınmazların 138 ada 25, 140 ada 53, 102 ada 13, 107 ada 12, 103 ada 102, 138 ada 312 ve 306 numaralı parseller olduğunu belirtmiş ancak bu senedi ilk kez duyduğunu, taşınmazların satılıp satılmadığını bilmediğini, davalı tanığı ise ...’in davalıya taşınmaz sattığını ama hangi taşınmazı ne kadar miktara sattığını bilmediğini beyan etmiştir.
Sözkonusu satış senedindeki imzanın ... ... eli ürünü olup olmadığının tespiti için, Adli Tıp Kurumunca hazırlanan raporda, senetteki imzanın ... ... eli ürünü olup olmadığının tespit edilemediği bildirilmiştir. Bu haliyle, taşınmazların davalı ...’e satışı ile ilgili mahalli bilirkişi ve tanık beyanlarının soyut nitelikte olmasına, Adli Tıp Kurumu raporuna ve dava konusu taşınmazların kök murise ait olup taksim edilmediği belirlendiğine göre, Mahkemece senet kapsamındaki taşınmazların ... ve İbiş ... adına tesciline karar verilmesi de doğru değildir
Ayrıca, dava konusu taşınmazlardan bir kısmında İbiş ... tespit maliki olmasına ve asli müdahil Hazine ve Orman İdaresinin taleplerinin kabulü ile bu kişinin tespit maliki olduğu taşınmazın orman vasfıyla tesciline karar verilmiş olmasına rağmen, tespit maliki İbiş ... davaya dahil edilmeden aleyhine hüküm kurulmuş olması da usul ve yasaya uygun bulunmamaktadır.
Hal böyle olunca; doğru sonuca varılabilmesi için Mahkemece öncelikle, çekişmeli taşınmazların bir kısmında tespit maliki olan İbiş ... davaya dahil edilerek taraf teşkili sağlanmalı, çekişmeli taşınmazların bulunduğu yerde varsa mera tahsis kararı, mera norm kararı, ekleri ve haritaları ile tespit tarihinden geriye doğru 15-20-25 yıl öncesine ilişkin farklı tarihlerde çekilmiş en az üç adet stereoskopik ... fotoğrafı Harita Genel Komutanlığı’ndan getirtilerek dosya ikmal edildikten sonra mahallinde, yaşlı, tarafsız, yöreyi iyi bilen, davada yararı bulunmayan, taşınmazların bulunduğu köy ile komşu köylerde ikamet eden şahıslar arasından seçilecek yerel bilirkişilerle, taraf tanıkları, fen bilirkişisi, jeodezi ve fotogrametri uzmanı bilirkişisi ve üç kişilik ziraat bilirkişi kurulunun katılımıyla yeniden keşif yapılmalı ve bu keşifte, varsa mera tahsis ve norm kararı ve haritaları uygulanıp kapsamları belirlenmeli; mera tahsisi ve norm kararı yoksa, taşınmaz bölümlerinin öncesinin geleneksel biçimde kullanılan kadim mera veya kamu malı niteliğinde yayla olup olmadığı, çekişmeli taşınmazlar ile varsa mera nitelikli taşınmaz arasında ayırıcı nitelikte unsur bulunup bulunmadığı, taşınmazların geçmişte ne durumda bulunduğu, kime ait olduğu, kimden nasıl intikal ettiği, kim tarafından, ne zamandan beri ne suretle kullanıldığı, öncesinin mera veya kamu malı niteliğinde yayla olup olmadığı hususları tek tek ve olaylara dayalı olarak mahalli bilirkişi ve tanıklardan sorulup saptanmaya çalışılmalı, beyanlar arasında doğabilecek çelişkiler gerektiğinde yüzleştirme yapılmak suretiyle yöntemince giderilmeli; jeodezi ve fotogrametri mühendisi bilirkişisine ... fotoğrafları üzerinde inceleme yaptırılarak, çekişme konusu taşınmazların önceki ve şimdiki niteliği, arazinin ekonomik amaca uygun olarak tarım arazisi niteliğiyle kullanılıp kullanılmadığı ve kullanımın hangi tarihten itibaren olduğu, imar-ihyanın tamamlanıp tamamlanmadığı, kullanıma ara verilip verilmediği, taşınmazların mera veya kamu malı yayla niteliğinde olup olmadığı hususlarında rapor düzenlettirilmeli; ziraat mühendisi bilirkişi kurulundan, çekişmeli taşınmazların üzerinde ekonomik amaca uygun zilyetlik bulunup bulunmadığı, ekonomik amaca uygun zilyetlik ne zamandan beri ve hangi tasarruflar ile sürdürüldüğü, çekişmeli taşınmazlarla komşu taşınmazların toprak yapısı ve niteliği hususunda fark bulunup bulunmadığı, çekişmeli taşınmazların mera veya kamu malı niteliğinde yayla veya meradan açma olup olmadığı hususlarını irdeleyen, çekişmeli taşınmazların niteliğini, kullanım durumunu ve zilyetlik süresini kesin olarak belirleyen rapor hazırlattırılmalı ve taşınmazların hangi bölümlerine ait olduğuna dair gerekli açıklamanın yapıldığı fotoğraflar raporlara eklenmeli; fen bilirkişisine, keşif ve uygulamayı denetlemeye elverişli, ayrıntılı rapor ve harita düzenlettirilmeli; tapuda kayıtlı bulunmayan taşınmazlar, TMK'nin 762. maddesi hükmüne göre menkul mal niteliğinde olup, aynı Kanunu'nun 763. maddesi uyarınca bu gibi malların mülkiyetinin devrinin, zilyetliğin karşı tarafa teslimi ile gerçekleşeceği gözönünde bulundurularak ve usuli kazanılmış haklar da gözetilerek sonucuna göre bir karar verilmelidir.
Mahkemece, bu hususlar gözetilmeksizin, yöntemince taraf teşkili sağlanmadan, eksik araştırma ve ve incelemeye dayalı olarak karar verilmesi isabetsiz olduğundan hükmün bozulmasına karar vermek gerekmiştir.
SONUÇ: Yukarıda (1) nolu bentte açıklanan nedenlerle, asli müdahil Orman İdaresinin temyiz itirazlarının REDDİNE; (2) nolu bentte açıklanan nedenlerle davacı ... ve asli müdahil Hazinenin temyiz itirazlarının kabulü ile hükmün BOZULMASINA, taraflarca HUMK'un 440/I maddesi gereğince Yargıtay ilamının tebliğinden itibaren 15 gün içinde karar düzeltme isteğinde bulunulabileceğine,
peşin harcın istek halinde temyiz eden davacı-davalı ...'ya iadesine, 20.06.2022 tarihinde oy birliğiyle karar verildi.
Sayın kullanıcılarımız, siteden kaldırılmasını istediğiniz karar için veya isim düzeltmeleri için bilgi@abakusyazilim.com.tr adresine mail göndererek bildirimde bulunabilirsiniz.