10. Hukuk Dairesi 2014/11049 E. , 2015/12425 K.
"İçtihat Metni"Sosyal Güvenlik Kurumu Başkanlığ adına Av. ... ile ... temsilcisi ... arasındaki dava hakkında... İş Mahkemesi"nden verilen 05.03.2014 günlü ve 2011/687-2014/186 sayılı hükmün, davacı avukatı ve davalı tarafından temyiz edilmesi üzerine dosya incelendi, gereği konuşulup düşünüldü.
Davalının ... 3. Ağır Ceza Mahkemesi"nin 2010/171 Esas 2011/277 Karar sayılı kararı ile hapis cezasına mahkum olduğu, gıyabi hükmün temsilcisi sıfatıyla...’a tebliğ edildiği, davalının doğrudan cezaevi aracılığıyla gönderdiği temyiz dilekçesi ile hükmü temyiz ettiği ve harç yatırılmadığı dosya kapsamından anlaşılmıştır.
1-Türk Medeni Kanunun 407"nci maddesinde, bir yıl veya daha uzun süreli özgürlüğü bağlayıcı bir ceza ile cezalandırılan her erginin kısıtlanacağı; 448"inci maddesinde, vesayet dairelerinin yetkilerine ilişkin hükümler saklı kalmak kaydıyla vasinin, vesayet altındaki kişiyi tüm hukuki işlemlerinde temsil edeceği; 471"inci maddesinde, özgürlüğü bağlayıcı cezaya mahkumiyet sebebiyle kısıtlı bulunan kişi üzerindeki vesayetin, hapis halinin sona ermesiyle kendiliğinden ortadan kalkacağı yönünde düzenlemeye yer verilmiştir. Davalının cezaevindeolduğu belirgin bulunmakla, hakkında verilen hapis cezasının kesinleşip kesinleşmediği araştırılarak, kesinleşmiş ise, şartla tahliye ve bihakkın tahliye tarihlerine ilişkin belgelerde eklenmek suretiyle, vesayet kararı getirtilerek, şayet henüz vasi tayin edilmemiş ise vasi tayini sağlanarak, gerekçeli kararın vasisine; şayet ceza kararı kesinleşmemiş veya vesayet hali söz konusu değilse doğrudan davalıya 7201 sayılı Tebligat Kanunun uyarınca yöntemince tebliğ edilerek; temyiz süresi geçtikten ve (6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu"nun geçici 3. maddesinde yer alan 1086 sayılı Yasa"nın temyize ilişkin hükümlerinin uygulanmasının gerektiğine ilişkin düzenleme gereğince) Hukuk Usûlü Muhakemeleri Kanunu"nun 432. maddesindeki prosedür işletildikten sonra,
2-01.10.2011 tarihinde yürürlüğe giren 6100 sayılı Hukuk Usulü Muhakemeleri Kanunu’nun geçici 3. maddesi uyarınca 1086 sayılı Hukuk Usulü Muhakemeleri Kanununun 434. maddesi ile ilgili 25.01.1985 gün ve 5/1 sayılı İçtihadı Birleştirme Kararı “Temyiz isteği, dilekçenin temyiz defterine kaydettirildiği tarihte yapılmış sayılır ve temyiz dilekçesi verilirken gerekli harç ve giderlerin
tamamı ödenir. Temyiz harç ve giderlerinin eksik ödenmiş veya hiç ödenmemiş olduğunun sonradan anlaşılmış bulunması hâlinde, karar veren Hâkim tarafından yedi günlük kesin süre tanınarak, bu süre içerisinde tamamlanması veya ödenmesi, aksi hâlde temyizden vazgeçmiş sayılacağı temyiz edene yöntemince ve yazılı olarak bildirilir. Ancak temyiz harcının mahkeme kalemince hesaplanıp temyiz edenden istendiği hâlde süresinde ödenmediği belgelendirilmiş ise temyiz isteğinin reddi gerekir.” hükümlerini içermektedir.
Türk Medeni Kanunun 451"nci maddesine göre, “Ayırt etme gücüne sahip olan vesayet altındaki kişi, vasinin açık veya örtülü izni veya sonraki onamasıyla yükümlülük altına girebilir veya bir haktan vazgeçebilir.Yapılan işlem diğer tarafın belirlediği veya başvurusu üzerine hakimin belirleyeceği uygun bir süre içinde onanmazsa, diğer taraf bununla bağlı olmaktan kurtulur.” düzenlemesine yer verilmiştir.
Yukarıda yapılan açıklamalar ışığında, davalıya vasi tayin edilmiş olması halinde, vasisine, “kanuni süre içinde mahkeme hükmünü ayrıca temyiz edebileceği, bu süre içinde temyiz hakkını kullanmadığı takdirde kısıtlı tarafından yapılmış olan temyize icazet vermiş sayılacağı, temyizi kabul etmiyorsa bunu açıkça bildirmesi gerektiği ve özellikle kısıtlının temyiz dilekçesi ile gerekli harç ve giderleri ödemediği, temyiz iradesi varsa 7 günlük kesin süre içinde gerekli harç ve giderlerin tamamının ödenmesi, aksi halde temyizden vazgeçmiş sayılacağı” şerhini içerir biçimde tebligat çıkarıldıktan; vasayet hali söz konusu değilse doğrudan davalıya eksik harcın tamamlanması için yöntemince düzenlenen muhtıra içerir tebligat çıkarıldıktan sonra, 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanununun Geçici 3’üncü maddesi gereğince, Hukuk Usulü Muhakemeleri Kanunu’nun anılan (434) maddesinde öngörülen prosedür işletildikten, şayet temyiz dilekçesinin reddi yönüne gidilirse tebliğ edilerek temyiz süresi geçtikten, temyizin süresinde yapıldığı sonucuna varıldığı takdirde doğrudan gönderilmek üzere dosyanın mahalline GERİ ÇEVRİLMESİNE, temyiz itirazlarının bu noksanlıklar giderilip dosya geldikten sonra incelenmesine 22.06.2015 gününde oybirliğiyle karar verildi.