
Esas No: 2016/454
Karar No: 2021/1982
Karar Tarihi: 01.04.2021
Danıştay 4. Daire 2016/454 Esas 2021/1982 Karar Sayılı İlamı
T.C.
D A N I Ş T A Y
DÖRDÜNCÜ DAİRE
Esas No : 2016/454
Karar No : 2021/1982
TEMYİZ EDEN (DAVALI) : … Vergi Dairesi Başkanlığı
(… Vergi Dairesi Müdürlüğü)
VEKİLİ : Av. …
KARŞI TARAF (DAVACI) : … Lojistik Sanayi Ticaret Anonim Şirketi
VEKİLİ : Av. …
İSTEMİN KONUSU : … Vergi Mahkemesinin … tarih ve E:…, K:… sayılı kararının temyizen incelenerek bozulması istenilmektedir.
YARGILAMA SÜRECİ :
Dava konusu istem: Davacı adına, sahte fatura kullandığından bahisle takdir komisyonu kararlarına istinaden re'sen tarh edilen 2010/5,6,7,8,10,11,12, 2011/1,2,3,4 dönemleri vergi ziyaı cezalı katma değer vergilerinin kaldırılması istenilmektedir.
İlk Derece Mahkemesi kararının özeti: Vergi Mahkemesince verilen kararda; olayda, hakkında sahte ve muhteviyatı itibariyle yanıltıcı belge düzenlediği yönünde rapor bulunan mükelleften mal ve hizmet alımında bulunduğundan bahisle dönem matrahının takdiri için davacının takdire sevkine karar verilmiş ise de, takdir komisyonu kararlarında, bu komisyonlara yasayla tanınan inceleme ve araştırma yetkisi kullanılmaksızın sadece iş nev'i, iş yeri mevki, faaliyet durumu ve emsal mükelleflerin beyanlarının dikkate alındığı şeklindeki genel ve soyut ifadelere yer verildiği başkaca somut bir bilgi yada belgeye dayanılmadığı, davacının söz konusu mükellefle ilgisinin ne olduğunun açıkça ortaya konulmadığı, emtia alım-satımına ilişkin bilgisine başvurulmadığı, davacıdan uyuşmazlık konusu tarhiyata esas matraha ilişkin bilgi, belgeler ve defterlerinin istenilmediği, dolayısıyla davacının bu mükellefin faturalarını kullandığına ilişkin yapılmış bir tespitin olmadığı görüldüğünden davacı hakkında re’sen takdir nedeni ortaya konulmadan varsayımlardan hareketle soyut ve genel ifadelerle belirlenen matraha göre yapılan vergi ziyaı cezalı katma değer vergisi tarhiyatında hukuka uyarlık bulunmadığı sonucuna ulaşılmıştır. Belirtilen gerekçelerle davanın kabulüne karar verilmiştir.
TEMYİZ EDENİN İDDİALARI : Davalı idare tarafından, takdir komisyonunca mükellefin tarh dosyasının tetkiki ve haricen yapılan araştırmalar neticesinde tespit edilen hususlar neticesinde matrah takdir edildiği belirtilerek temyiz isteminin kabulü ile Vergi Mahkemesi kararının bozulması gerektiği ileri sürülmektedir.
KARŞI TARAFIN SAVUNMASI : Cevap verilmemiştir.
TETKİK HÂKİMİ : …
DÜŞÜNCESİ : Uyuşmazlıkta, davacının defter ve belgeleri üzerinde inceleme yapılmadığı, faturaların yasal defterlere kaydedilip kaydedilmediği, kaydedilmesi durumunda ilgili dönem beyannamelerinde indirim konusu yapılıp yapılmadığı hususlarında cezalı tarhiyatların dayanağı takdir komisyonu kararlarında herhangi bir tespit bulunmadığından hukuka uygun olan Vergi Mahkemesi kararına yöneltilen temyiz isteminin reddi gerektiği düşünülmektedir.
TÜRK MİLLETİ ADINA
Karar veren Danıştay Dördüncü Dairesince, Tetkik Hâkiminin açıklamaları dinlendikten ve dosyadaki belgeler incelendikten sonra gereği görüşüldü:
İNCELEME VE GEREKÇE :
213 sayılı Vergi Usul Kanunu'nun 3/B maddesinde, "İspat: vergilendirmede vergiyi doğuran olay ve bu olaya ilişkin muamelelerin gerçek mahiyeti esastır. Vergiyi doğuran olay ve bu olaya ilişkin muamelelerin gerçek mahiyeti yemin hariç her türlü delille ispatlanabilir. Şu kadar ki, vergiyi doğuran olayla ilgisi tabii ve açık bulunmayan şahit ifadesi ispatlama vasıtası olarak kullanılamaz. İktisadi, ticari ve teknik icaplara uymayan veya olayın özelliğine göre normal ve mutad olmayan bir durumun iddia olunması halinde ispat külfeti bunu iddia eden tarafa aittir." düzenlemesine yer verildiği, aynı Kanunun 30. maddesinde, re'sen vergi tarhının, vergi matrahının tamamen veya kısmen defter, kayıt ve belgelere veya kanuni ölçülere dayanılarak tespitine imkan bulunmayan hallerde takdir komisyonları tarafından takdir edilen veya vergi incelemesi yapmaya yetkili olanlarca düzenlenmiş vergi inceleme raporlarında belirtilen matrah veya matrah kısmı üzerinden vergi tarh olunması olarak tanımlandığı, vergi beyannamesinin kanuni süresi geçtiği halde verilmemesi durumunda, vergi matrahının tamamen veya kısmen defter, kayıt ve belgelere veya kanuni ölçülere dayanılarak tespitinin mümkün olmayacağının kabul edildiği, Kanunun 72. maddesinde, takdir komisyonunun illerde defterdarın, ilçelerde mal müdürünün veya bunların vekil olarak atayacağı memurların başkanlığı altında, ilgili vergi dairesinin yetkili iki memuru ile seçilmiş iki üyeden kurulacağı, 73. maddesinde, üyelerin, tüccarlar için ticaret odasınca, diğer sanat ve meslek erbabı için bunların mensup oldukları mesleki teşekküllerce kendi üyeleri arasından veya hariçten seçileceği, komisyon toplantılarına mükellefin sanat veya meslek bakımından bağlı veya ilgili olduğu teşekkülden, servet takdiri işlerinde ise yalnız Ticaret Odasından seçilen üyelerin iştirak edeceği, ticaret odası ve mesleki teşekkül bulunmayan yerlerde bunlar tarafından seçilecek üyelerin, yukarıdaki esaslara göre belediyeler tarafından seçileceği, 74. maddesinde ise, takdir komisyonlarının yetkili makamlar tarafından istenilen matrah ve servet takdirlerini yapmak konusunda görevli oldukları hüküm altına alınmıştır.
Öte yandan, 2577 sayılı İdari Yargılama Usulü Kanunu'nun "Dosyaların İncelenmesi" başlıklı 20. maddesinin birinci fıkrasında da, Danıştay ile İdare ve Vergi Mahkemelerinin bakmakta oldukları davalara ait her çeşit incelemeleri kendiliklerinden yapacakları, Mahkemelerin belirlenen süre içinde lüzum gördükleri evrakın gönderilmesini ve her türlü bilgilerin verilmesini taraflardan ve ilgili diğer yerlerden isteyebilecekleri hükmüne yer verilmiştir.
Yukarıda belirtilen Kanun hükümlerine göre takdir komisyonu, bütün vergi türleri için matrah takdirine yetkili olup, vergi türleri bakımından matrahın nasıl belirleneceği, kendi özel kanunlarında düzenlenen "istisna", "muafiyet", "kanunen kabul edilmeyen gider", "oran", "indirim mekanizması" gibi çeşitli vergisel kurumlar ile belirlenmiştir. Takdir komisyonları, matrahı belirlenecek verginin özel kanununda sayılan bu düzenlemeleri esas alarak matrah takdir edecektir. Burada önemli olan husus, matrah takdiri için takdir komisyonuna sevkin yapıldığı sırada re'sen takdir nedeninin belli ve bunun takdir komisyonunca da biliniyor olması gerektiğidir. Yoksa 74. maddede de belirtildiği üzere takdir komisyonlarının takdir sebebi bulunup bulunmadığını inceleme yetkisi bulunmamaktadır. Bu şartların yerine getirilmesi durumunda ise takdir komisyonları her türlü inceleme yetkisini haiz olup, kendileri inceleme yapabilecekleri gibi inceleme yetkisini haiz diğer şahıs ya da kurumlar tarafından yapılmış incelemeleri dikkate alarak matrah takdir etmelerinde de yasal bir engel bulunmamaktadır.
Dosyanın incelenmesinden, davacının, hakkında sahte belge düzenleme nedeniyle vergi tekniği raporu bulunan mükelleften ilgili dönemlerde fatura aldığının tespit edildiği, bu hususun ise takdir komisyonu marifetiyle değerlendirilmesi için 20/11/2013 tarihinde davacının takdire sevk edildiği, takdir komisyonunca mükellefin tarh dosyasının tetkiki ile haricen yapılan araştırmalar neticesinde yapılan işin türü, işyeri mevkii, emsali mükelleflerin beyan durumu ve dönem hasılatları, ekonomik değişimler ve benzeri tüm faktörler dikkate alınarak vergi müfettişi yazısına istinaden fark matrah belirlendiği anlaşılmaktadır.
Yukarıda bahsedilen mevzuat hükümlerine göre re'sen tarh nedeninin varlığı halinde matrahın takdir komisyonu tarafından takdir edilebileceği anlaşıldığından 2577 sayılı Kanunun 20. maddesi gereğince fatura alınan mükellef hakkındaki ilgili rapor ve eki bilgi belgeler davalı idareden temin edilerek sonucuna göre matrahın da hukuka uygun olup olmadığının değerlendirilmesi suretiyle işin esası incelenerek bir karar verilmesi gerekmektedir.
Bu itibarla, davanın kabulü yönündeki Vergi Mahkemesi kararında hukuki isabet bulunmamaktadır.
KARAR SONUCU :
Açıklanan nedenlerle;
1.Temyiz isteminin kabulüne,
2.Temyize konu ... Vergi Mahkemesinin … tarih ve E:…, K:… sayılı kararının BOZULMASINA,
3.Yeniden bir karar verilmek üzere dosyanın anılan Vergi Mahkemesine gönderilmesine,
4.2577 sayılı İdari Yargılama Usulü Kanunu'nun (Geçici 8. maddesi uyarınca uygulanmasına devam edilen) 54. maddesinin 1. fıkrası uyarınca bu kararın tebliğ tarihini izleyen onbeş (15) gün içinde kararın düzeltilmesi yolu açık olmak üzere, 01/04/2021 tarihinde oyçokluğuyla karar verildi.
(X) KARŞI OY :
Temyiz dilekçesinde öne sürülen hususlar, temyize konu mahkeme kararının bozulmasını sağlayacak nitelikte bulunmadığından temyiz isteminin reddi gerektiği görüşüyle Dairemiz kararına katılmıyorum.