Abaküs Yazılım
10. Hukuk Dairesi
Esas No: 2014/10108
Karar No: 2015/12420
Karar Tarihi: 22.06.2015

Yargıtay 10. Hukuk Dairesi 2014/10108 Esas 2015/12420 Karar Sayılı İlamı

10. Hukuk Dairesi         2014/10108 E.  ,  2015/12420 K.

    "İçtihat Metni"

    Mahkemesi :Asliye Hukuk (İş) Mahkemesi
    Dava, rücuan tazminat istemine ilişkindir.

    Mahkemece, ilamında belirtildiği şekilde davanın kabulüne karar verilmiştir.
    Hükmün, davalılar avukatları tarafından temyiz edilmesi üzerine, temyiz isteklerinin süresinde olduğu anlaşıldıktan ve Tetkik Hâkimi ... tarafından düzenlenen raporla dosyadaki kâğıtlar okunduktan sonra işin gereği düşünüldü ve aşağıdaki karar tespit edildi.
    1- Dosyadaki yazılara, toplanan delillere ve hükmün dayandığı gerektirici sebeplere göre, aşağıdaki bent kapsamı dışında kalan temyiz itirazlarının reddi gerekir.
    2- (a) Uyuşmazlık sosyal güvenlik hukukundan kaynaklanmakta ve dava İş Mahkemesi sıfatıyla açılmış olup; karar başlığında İş Mahkemesi sıfatıyla karar verildiğinin yazılması gerektiğinin gözetilmemesi isabetsizdir.
    (b) Bir kişinin belli bir davada gerçekten davacı veya davalı sıfatına sahip olup olmadığı hususu usul hukuku değil, dava konusu hakkın özüne ilişkin bir maddi hukuk meselesidir. Bir davanın tarafları o davada gerçekten taraf sıfatına sahip değilse, mahkeme dava konusu hakkın esasına girip karar veremez. Davayı sıfat yokluğundan reddetmesi gerekir. Davacı olma sıfatı dava konusu hakkın sahibine, davalı sıfatı ise sübjektif hak kendisinden istenebilecek kişiye aittir. Kuşkusuz bu hak sözleşmeden, haksız fiilden, sebepsiz iktisaptan veya kanundan doğabilir.
    Bir alacak davasında davalı olma sıfatı o alacağın gerçek borçlusuna aittir. Alacak davası, o alacağın gerçek borçlusundan başka bir kişiye karşı açılırsa, dava konusu alacağın mevcut olmadığından dolayı değil, davalının davalı sıfatına sahip olmadığından dolayı reddedilir.( Hukuk Muhakemeleri Usulü, Prof. Dr. Baki Kuru, I. Cilt, s. 1159)
    HMK. 119. maddesi, dava dilekçesinde tarafların ve varsa kanuni temsilcilerinin ad ve adreslerinin bildirilmesi gerektiğini hükme bağlamıştır. Bildirim esnasında yapılan kimi yanlışlıklar, davanın sıfat (husumet) yokluğundan reddi sonucunu doğurmamakta, oluşan hataların giderilmesi bazı durumlarda mümkün olabilmektedir. Davalının temsilcisinde yanılmış olma hali de bu duruma örnek oluşturmaktadır.
    Davanın, hasımda değil temsilcide yanılma sonucu hatalı açılması halinde husumetten reddedilmeyip gerçek temsilciye davanın yöneltilmesi gerektiği Yargıtay"ın yerleşmiş uygulamasıdır.
    6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu 124. maddesi ile, “ Bir davada taraf değişikliği, ancak karşı tarafın açık rızası ile mümkündür.
    Bu konuda kanunlarda yer alan özel hükümler saklıdır.
    Ancak, maddi bir hatadan kaynaklanan veya dürüstlük kuralına aykırı olmayan taraf değişikliği talebi, karşı tarafın rızası aranmaksızın hakim tarafından kabul edilir.
    Dava dilekçesinde tarafın yanlış veya eksik gösterilmesi kabul edilebilir bir yanılgıya dayanıyorsa, hakim karşı tarafın rızasını aramaksızın taraf değişikliği talebini kabul edebilir. Bu durumda hakim, davanın tarafı olmaktan çıkarılan ve aleyhine dava açılmasına sebebiyet vermeyen kişi lehine yargılama giderlerine hükmeder.” düzenlemesine yer verilmiştir.
    Buna göre, taraf değişikliği karşı tarafın muvafakati ile gerçekleştirilebilirken maddi hata bulunması, dürüstlük kuralına aykırı olmaması veya yanlışlığın kabul edilebilir bir yanılgıya dayanması halinde ise karşı tarafın muvafakati aranmaksızın hakim tarafından kabul edilmek suretiyle yapılabilmektedir.
    Somut olayda, davacı kurum, her ne kadar dava dilekçesi ile... davalı olarak göstermiş ise de, yargılama aşamasında anılan yanlışlığın;...’nin, ....’nin hissedarı olmasından kaynaklandığı, dava dilekçesinin açıklamalar kısmında da...’den bahsedilmesi nedeniyle işyeri unvanında hata yapılmasından kaynaklandığından bahisle taraf değişikliği talebinde bulunarak, husumetin....’ne yöneltildiği, Mahkemece, hatanın kabul edilebilir bir yanılgıya dayandığından bahisle yargılamaya devam edildiği anlaşılmaktadır.
    Yukarıda yapılan açıklamalar ışığında, davacı kurumun kabul edilebilir yanılgısı nedeniyle ... 124. maddesi çerçevesinde davasını doğru hasma yöneltmesi ve yargılamaya devam olunmasına yönelik Mahkeme kabulünde bir isabetsizlik bulunmamaktadır.
    Bununla birlikte, HMK’nun 124/4. maddesi kapsamında taraf değişikliğinde, davanın tarafı olmaktan çıkarılan kimse eğer hatalı şekilde kendisine karşı dava açılmasına sebebiyet vermemişse, aslında muhatap olmaması gereken bir yargılamayı takip etmek zorunda kaldığından lehine yargılama giderine hükmedilmesi gerekir. Bu bağlamda ... lehine ...’nun 323. maddesi kapsamında yargılama giderlerinden sayılan vekalet ücretine hükmedilmemesi, giderek karar başlığında anılan şirketin davanın tarafı olmaktan çıkarılmasına rağmen “davalı” olarak gösterilmesi isabetsizdir.
    (c) HMK’nun 297’nci maddesi uyarınca taraflara yükletilen borç ve tanınan hakların birer birer, şüphe ve tereddüde mahal bırakmayacak şekilde hüküm fıkrasında gösterilmesi zorunludur.
    Mahkemece, 23.044,59TL tedavi masrafı ile 12.512,26TL geçici iş göremezlik ödemesinden oluşan Kurum zararının, talep edilebilecek kusur karşılığı 6.913,37TL tedavi masrafı ile 3.753,60TL geçici iş göremezlik ödemesi olması karşısında, talebe bağlı kalınarak davanın kabulüne karar verilmesi gerekirken, infazda tereddüt oluşturacak biçimde, kurum zararının tamamı, kurum zararının kusur karşılığı ve talep edilen kurum zararının hüküm fıkrasında birlikte yazılması isabetsizdir.
    (d) Konusu belli bir değerle ilgili bulunan davalarda esas hakkında karar verilmesi halinde hüküm altına alınan anlaşmazlık konusu değer üzerinden 01.01.2013 tarih 28515 sayılı Resmi Gazetede yayımlanan 69 nolu Harçlar Kanunu Genel Tebliği uyarınca, kabul edilen miktar üzerinden binde 68.31 oranında karar ve ilam harcına hükmedilmesi gerekirken, yazılı şekilde karar verilmesi,
    (e) Hüküm tarihinde yürürlükte bulunan ... uyarınca, yargılamada kendisini vekille temsil ettiren Kurum yararına kabul edilen miktar üzerinden hesaplanan 960,00TL vekalet ücreti takdiri yerine, yazılı şekilde karar verilmesi, isabetsizdir.
    Ne var ki; bu hususların düzeltilmesi yeniden yargılama yapılmasını gerektirmediğinden hüküm bozulmamalı, 6217 sayılı Kanun’un 30’uncu maddesi ile 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu’na eklenen geçici 3’üncü madde atfıyla uygulanmakta olan 1086 sayılı Hukuk Usulü Muhakemeleri Kanununun 438’inci maddesi gereğince düzeltilerek onanmalıdır.
    SONUÇ: Karar başlığında yer alan, “... ASLİYE HUKUK MAHKEMESİ” sözcüklerinin altına “(İş Mahkemesi Sıfatıyla) sözcüklerinin eklenmesine, yine karar başlığında yer alan ve... için yazılı bulunan “DAVALI” ibaresinin silinerek yerine “Taraf Olmaktan Çıkarılan” ibarelerinin yazılmasına,
    Hüküm fıkrasının tamamen silinerek yerine, ...’den alınarak davacıya verilmesine, fazlaya ilişkin hakkın saklı tutulmasına,
    2-Alınması gereken 546,48TL karar ve ilam harcının davalı ....2den alınarak Hazineye gelir kaydına,
    3-Davacı kendisini bir vekille temsil ettirdiğinden karar tarihinde yürürlükte bulunan... uyarınca 960,00TL vekalet ücretinin davalı ...’den alınarak davacıya verilmesine,
    4-... kendisini bir vekille temsil ettirdiğinden karar tarihinde yürürlükte bulunan ... uyarınca 960,00TL vekalet ücretinin davacıdan alınarak ...’ne verilmesine,
    5-Davacı tarafından yapılan 1.304,05TL yargılama giderinin davalı ...’den alınarak davacıya verilmesine,
    6-Kullanılmayan avansın talep halinde yatırana iadesine,” bentlerinin yazılmasına, gerekçe ve hükmün bu şekliyle DÜZELTİLEREK ONANMASINA, aşağıda yazılı temyiz harcının davalı ..."den alınmasına, 22.06.2015 gününde oybirliğiyle karar verildi.


    Sayın kullanıcılarımız, siteden kaldırılmasını istediğiniz karar için veya isim düzeltmeleri için bilgi@abakusyazilim.com.tr adresine mail göndererek bildirimde bulunabilirsiniz.

    Son Eklenen İçtihatlar   AYM Kararları   Danıştay Kararları   Uyuşmazlık M. Kararları   Ceza Genel Kurulu Kararları   1. Ceza Dairesi Kararları   2. Ceza Dairesi Kararları   3. Ceza Dairesi Kararları   4. Ceza Dairesi Kararları   5. Ceza Dairesi Kararları   6. Ceza Dairesi Kararları   7. Ceza Dairesi Kararları   8. Ceza Dairesi Kararları   9. Ceza Dairesi Kararları   10. Ceza Dairesi Kararları   11. Ceza Dairesi Kararları   12. Ceza Dairesi Kararları   13. Ceza Dairesi Kararları   14. Ceza Dairesi Kararları   15. Ceza Dairesi Kararları   16. Ceza Dairesi Kararları   17. Ceza Dairesi Kararları   18. Ceza Dairesi Kararları   19. Ceza Dairesi Kararları   20. Ceza Dairesi Kararları   21. Ceza Dairesi Kararları   22. Ceza Dairesi Kararları   23. Ceza Dairesi Kararları   Hukuk Genel Kurulu Kararları   1. Hukuk Dairesi Kararları   2. Hukuk Dairesi Kararları   3. Hukuk Dairesi Kararları   4. Hukuk Dairesi Kararları   5. Hukuk Dairesi Kararları   6. Hukuk Dairesi Kararları   7. Hukuk Dairesi Kararları   8. Hukuk Dairesi Kararları   9. Hukuk Dairesi Kararları   10. Hukuk Dairesi Kararları   11. Hukuk Dairesi Kararları   12. Hukuk Dairesi Kararları   13. Hukuk Dairesi Kararları   14. Hukuk Dairesi Kararları   15. Hukuk Dairesi Kararları   16. Hukuk Dairesi Kararları   17. Hukuk Dairesi Kararları   18. Hukuk Dairesi Kararları   19. Hukuk Dairesi Kararları   20. Hukuk Dairesi Kararları   21. Hukuk Dairesi Kararları   22. Hukuk Dairesi Kararları   23. Hukuk Dairesi Kararları   BAM Hukuk M. Kararları   Yerel Mah. Kararları  


    Avukat Web Sitesi