23. Hukuk Dairesi 2016/7797 E. , 2019/5048 K.
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ :Ticaret Mahkemesi
Taraflar arasındaki itirazın iptali davasının yapılan yargılaması sonunda ilamda yazılı nedenlerden dolayı davanın reddine yönelik verilen hükmün süresi içinde davacı vekilince temyiz edilmesi üzerine dosya incelendi, gereği konuşulup düşünüldü.
- K A R A R -
Davacı vekili, alt yüklenici olan davalı tarafından istihdam edilen dava dışı işçilerin mahkeme kararları ile belirlenen işçi alacaklarının icra takibine konu edilmesi nedeni ile müvekkilinin ödeme yapmak zorunda kaldığını, taraflar arasında imzalanan hizmet alım sözleşmeleri uyarınca işçilik alacaklarından asıl sorumlu olan davalıdan ödeme yaptıkları miktarın tahsili için başlattıkları icra takibinin davalının haksız itirazı üzerine durduğunu ileri sürerek itirazın iptali ile %20 icra inkâr tazminatına karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
Davalı vekili, müvekkilinin 2007 yılından itibaren davacı ile imzalanan hizmet sözleşmeleri ile alt iş veren olarak yürüttüğü işlerin tamamlanmasından sonra tarafların birbirlerini ibra ettiklerini savunarak davanın reddine karar verilmesini istemiştir.
Mahkemece, iddia, savunma ve tüm dosya kapsamına göre; hukukçu ve mali müşavirden oluşan bilirkişi heyetinden rapor alınmasına karar verilen 26.02.2015 tarihli oturumda bilirkişi ücretleri ayrı ayrı belirlenip davacıya bilirkişi ücretlerini ödemesi için 2 haftalık kesin süre verildiği ve bu süre içinde ödeme yapılmaz ise bilirkişi incelemesi yaptırılması talebinden vazgeçmiş sayılacakları ve dosya içeriğine göre karar verileceği uyarısı yapıldığı halde davacının belirlenen kesin sürede gider ödemeyip 18.06.2015 tarihinde bilirkişi ücretini yatırdığı, kesin sürenin davalı yönünden kazanılmış hak oluşturduğu, davacının kesin süre uyarısının sonuçlarına katlanması gerektiği gerekçesiyle kanıtlanamayan davanın reddine karar verilmiştir.
Kararı, davacı vekili temyiz etmiştir.
Dava rücuen alacağa dayalı icra takibine vaki itirazın iptali davasıdır.
HMK"nın 90. maddesi gereğince "(1) Süreler kanunda belirtilir veya hakim tarafından tespit edilir. Kanunda belirtilen istisnai durumlar dışında, hakim kanundaki süreleri artıramaz veya eksiltemez. (2) Hakim kendisinin tespit ettiği süreleri artırabilir veya eksiltebilir. HMK"nın 94. maddesi gereğince ise "(1) Kanunun belirlediği süreler kesindir. (2) Hakim, tayin ettiği sürenin kesin olduğuna karar verebilir. Aksi halde, belirlenen süreyi geçirmiş olan taraf yeniden süre isteyebilir. Bu şekilde verilecek ikinci süre kesindir ve yeniden süre verilemez."
Bu yasal düzenleme çerçevesinde somut olaya bakıldığında, bilirkişi ücretinin yatırılma süresi kanunda düzenlenmiş değildir. Her ne kadar hakim, bilirkişi ücretlerinin ödenmesi için 26.02.2015 tarihli celsede ilk süreyi kesin olarak verdiğini yazmış ise de 18.06.2015 tarihli celsede ikinci kez kesin süre verdiğinden ilk olarak verilen kesin sürenin sonuçlarını ortadan kaldırmıştır. Böylece ilk verilen sürenin kesin olmadığını kabul etmek gerekir. Bu durumda ikinci kesin süreye istinaden masrafını yatıran davacının bu delilden vazgeçmiş olduğu sonucuna varılamaz. Masraf yatırıldığından bilirkişi incelemesi tamamlanıp sonucuna göre karar verilmesi gerekirken yazılı şekilde karar verilmesi doğru görülmemiş bozmayı gerektirmiştir.
SONUÇ: Yukarıda açıklanan nedenlerle, davacı vekilinin temyiz itirazlarının kabulü ile hükmün, davacı yararına BOZULMASINA, peşin alınan harcın istek halinde temyiz edene iadesine, kararın tebliğinden itibaren 15 gün içerisinde karar düzeltme yolu açık olmak üzere 02.12.2019 tarihinde oy birliğiyle karar verildi