11. Hukuk Dairesi 2019/1130 E. , 2019/3630 K.
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ :ASLİYE HUKUK MAHKEMESİ
TÜRK MİLLETİ ADINA
Taraflar arasında görülen davada Bodrum 4. Asliye Ticaret Mahkemesince verilen 11.05.2016 tarih ve 2013/622-2016/110 sayılı kararın duruşmalı olarak incelenmesi davacı vekili ile davalı banka vekili tarafından istenmiş olduğu anlaşılmakla, bazı noksanlıkların ikmali için mahalline gönderilen dosyanın eksikliklerin giderilmesinden sonra gönderildiği anlaşılmakla, duruşma için belirlenen 11.12.2018 günü başkaca gelen olmadığı yoklama ile anlaşılıp hazır bulunan davacı vekili Av. ... ile davalı ...Ş vekili Av...dinlenildikten sonra duruşmalı işlerin yoğunluğu ve süre darlığından ötürü işin incelenerek karara bağlanması ileriye bırakıldı. Tetkik Hakimi ... tarafından düzenlenen rapor dinlenildikten ve yine dosya içerisindeki dilekçe, layihalar, duruşma tutanakları ve tüm belgeler okunup incelendikten sonra işin gereği görüşülüp, düşünüldü:
Davacı vekili, müvekkilinin Alman vatandaşı olduğunu, Türkçe konuşamadığı gibi Türkçe okuyamayıp, yazamadığını, yazılı talimat düzenleyerek üçüncü kişiye ödeme yapılması yönünde herhangi bir bankaya veya kuruluşa yazılı talimat vermesinin mümkün olmadığını, müvekkilinin, davalı ...Ş Turgutreis Şubesinde 19/02/2013 tarihinde 5326156-357 nolu bir yıl vadeli hesap açtırdığını, davacının 06/03/2013 tarihinde Almanya"ya gittiğini, müvekkili Almanya"dayken 11/03/2013 tarihinde davacının arkadaşı davalı ..."ın davalı banka şubesine giderek keşide tarihi aynı gün olan ve sözde müvekkili tarafından hazırlanmış olduğunu beyan ettiği bir yazıyı davalı bankaya ibraz ederek 19/02/2013 tarihinde bir yıl vadeli açılmış hesabın erken kapatılarak 84.000,00 TL"nin tarafına ödenmesini talep ettiğini, davalı bankanın, davalı ... tarafından sunulan işbu yazıya dayanarak, müvekkiline herhangi bir şey sormaksızın ve araştırma yapmaksızın, 84.000,00 TL"yi davalı ..."a ödediğini, müvekkili hesabını kontrol edip bu durumu kontrol ettiğinde ve davalı banka ile görüştüğünde davalı banka çalışanın hesaptaki paranın, yazılı talimat gereği davalı ..."a ödendiğini öğrendiğini, işbu talimatta müvekkilinin adı ve soyadının bulunmadığı ve imzanın tarihin altına atılmadığının açıkça görüldüğünü, davalı bankanın işlemlerinin bankacılık mevzuatına ve teamüllerine aykırı olduğunu ileri sürerek, fazlaya ilişkin hakları saklı kalmak kaydıyla 84.000,00 TL maddi ve 20.000,00 TL manevi tazminatın 11/03/2013 tarihinden itibaren işleyecek en yüksek bankacılık mevduat faizi ile tahsilini talep ve dava etmiştir.
Davalı banka vekili ve davalı ..., davanın reddini istemiştir.Mahkemece, iddia, savunma, bilirkişi raporları ve tüm dosya kapsamına göre, davacının Alman vatandaşı olup Türkçe"yi tam olarak bilmediği, davalı ... ile aralarında önceki dönemde arkadaşlık ilişkisinin bulunduğu, davalı ..."ın bundan yararlanarak boş kağıda davacının imzasını almak suretiyle kağıdın üstünü davacı tarafından verilmiş bir talimat varmışcasına doldurduğu ve bu belge ile banka şubesine giderek davacıya ait hesaptan 84.000,00 TL çektiği, davacının bu tarihte Almanya"da olduğu, davalı bankanın ise davacıdan teyit almadan bu parayı davalı ..."a ödediği, sözde talimat evrakı incelendiğinde davacının imzasının kağıdın ikinci yarısına atılı olduğu, talimatı içeren yazının ise kağıdın baş kısmında bulunması nedeniyle yazı ile imza arasında mutat ve makul olmayan ayrıca şüphe uyandıran derecede bir boşluk bulunduğu, bu hususun Adli Tıp Kurumu raporu ile sabit olduğu, buna rağmen davalı bankanın davacının daha önce de bu şekilde talimatlar ile hesabından para çektirdiği ve bu nedenle davalı ..."a paranın ödendiği yönündeki savunmasının yerinde olmadığı, davacının daha önce aynı yöntemle vermiş olduğu talimatlar uyarınca para çektirdiği kabul edilse dahi bu hususun davalı banka tarafından davacıya ulaşılmak suretiyle olur ve teyit alınması gerektiği yönündeki bankanın yükümlülüğünü Bankacılık Yasası hükümlerine göre ortadan kaldırmayacağı, ticari bir kuruluş olan bankanın davacıdan talimat ve teyit almadan, davalının getirdiği ve gözle görülür şekilde yazı ve imza arasında mutat ve makul olmayan boşluk nedeniyle şüphe uyandıran talimat yazısı uyarınca davalıya ödeme yapması kusurlu bir hareket olup, davalı bankanın sorumluluğunu doğurduğu, talimat belgesinde davacının isminin dahi yazılı olmadığı, sadece alt kısmında bir imzanın bulunduğu, davacının yurt dışında olduğu bir dönemde vadeli hesabının kapatılmasına ilişkin yazı ile davalı ..."a 11/03/2013 tarihinde 84.000,00 TL ödenmesi işlemleri yapılır iken davacıdan hiçbir teyit alınmamış olması karşısında davalı banka çalışanlarının tam kusurlu olduğu, davacının kişiliğine yahut vücut bütünlüğüne yönelik bir eylem bulunmadığından manevi tazminatın yasal koşullarının oluşmadığı gerekçesiyle davanın kısmen kabulü ile 84.000,00 TL"nin faizi ile birlikte davalılardan müştereken ve müteselsilen tahsiline, davacının manevi tazminat talebinin koşulları oluşmadığından reddine karar verilmiştir.
Kararı, davacı vekili ve davalı banka vekili temyiz etmiştir.
1- Dava dosyası içerisindeki bilgi ve belgelere, mahkeme kararının gerekçesinde dayanılan delillerin tartışılıp, değerlendirilmesinde usul ve yasaya aykırı bir yön bulunmamasına göre davacı vekilinin tüm temyiz itirazlarının reddine karar vermek gerekmiştir
2- Davalı banka vekilinin temyiz itirazlarının incelenmesine gelince dava, davacının davalı banka nezdinde vadeli hesabında bulunan paranın usulsüz şekilde diğer davalı ...’a ödenmesi nedeniyle maddi-manevi tazminat istemine ilişkindir.
Mahkemece yazılı gerekçe ile davacının maddi tazminat talebinin kabulüne karar verilmiştir.
Davacı vekilince, yargılamanın başında dava konusu 11.03.2013 tarihli talimat yazısındaki imzanın müvekkiline ait olmadığı iddia edilmiş ise de mahkemece alınan 30.03.2016 tarihli Adli Tıp Kurumu raporu ile “...11.03.2013 tarihli talimat evrakı altındaki imzanın davacı ...’in eli ürünü olduğu...” tespit edilmiştir. Dairemizin ve Yargıtay’ın yerleşik içtihatları uyarınca açığa imza atan kişi sonucuna katlanmak durumundadır. Söz konusu belgenin anlaşmaya aykırı doldurulduğu hususunun davacı tarafından aynı kuvvetteki delillerle ispatı gerekmektedir. Yargıtay HGK’nun 18.04.2018 tarih 2017/13-619 E. 2018/919 K. sayılı ilamında da sözü edildiği üzere “...Beyaza imza atan kimse karşı tarafın anlaşmaya uygun olarak daha önceden belirlenen esaslara göre senet metninin oluşturulacağı konusunda bir güvene sahiptir ve senet metnindeki borç kapsamından sorumludur. Bu sorumluluk beyaza imza atan kimsenin sözleşme metnindeki ifadelerin kendi iradesinin ürünü olmadığını ispat yükünü üzerine alması suretiyle tezahür eder. Ancak böyle bir iddia ile senedin hüküm ve kuvveti azalacağından Hukuk Muhakemeleri Kanunu (HMK)"nun 201. (HUMK"nın 290.) maddesi çerçevesinde bu iddianın kesin delille ispat gerekir...”.Bu durumda mahkemece somut uyuşmazlıkta davacı tarafça, imzanın kendisine ait olduğu Adli Tıp Kurumu raporu ile saptanan 11.03.2013 tarihli talimat yazısındaki imzanın kötüye kullanıldığı hatta söz konusu açığa atılmış imzanın diğer davalı ..."a bir başka amaçla verildiği yolunda bir iddia ileri sürülmediği gibi bu yönde delil de getirilmediği nazara alınarak sonucuna göre bir karar verilmek gerekirken yanılgılı değerlendirme ile yazılı şekilde karar verilmesi doğru görülmemiş, kararın davalı banka yararına bozulması gerekmiştir.
SONUÇ: Yukarıda (1) numaralı bentte açıklanan nedenlerle davacı vekilinin temyiz itirazlarının reddine; (2) numaralı bentte açıklanan nedenlerle davalı banka vekilinin temyiz itirazlarının kabulü ile kararın davalı banka yararına BOZULMASINA, takdir olunan 2.037,00 TL duruşma vekalet ücretinin davacıdan alınarak davalılardan Denizbank A.Ş"ye verilmesine, aşağıda yazılı bakiye 15,20 TL temyiz ilam harcının temyiz eden davacıdan alınmasına, ödediği peşin temyiz harcının isteği halinde temyiz eden davalı bankaya iadesine, 09/05/2019 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.