Esas No: 2021/8639
Karar No: 2022/354
Karar Tarihi: 24.01.2022
Yargıtay 3. Hukuk Dairesi 2021/8639 Esas 2022/354 Karar Sayılı İlamı
3. Hukuk Dairesi 2021/8639 E. , 2022/354 K."İçtihat Metni"
MAHKEMESİ :ASLİYE HUKUK MAHKEMESİ
Taraflar arasındaki tazminat davasının mahkemece yapılan yargılaması sonucunda, davanın kısmen kabulüne yönelik olarak verilen hükmün, süresi içinde davalılardan ... vekili tarafından temyiz edilmesi üzerine; temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten sonra, dosya içerisindeki bütün kağıtlar okunup gereği düşünüldü:
Y A R G I T A Y K A R A R I
Davacı; 1991 yılında davalılardan harici sözleşme ile taşınmaz satın aldığını, tapuda devir yapılmadığını ileri sürerek; 20.000.000.000 TL'nin tahsilini (ıslah ile 43.354.09 TL), alınacak paranın asıl tapu malikine verilmesini ve bu yerin tapusunun kendisine devredilmesini istemiş, yargılamanın ilerleyen aşamasında söz konusu bedelin davalılardan tahsilini talep etmiştir.
Davalılar, davanın reddini savunmuşlardır.
Mahkemece; davalılardan ... hakkındaki davanın husumet yokluğu nedeniyle reddine, diğer davalılar yönünden ise bedelin davalılara ödendiğinin ispat edilemediği gerekçesiyle reddine dair verilen karar, davacı tarafın temyizi üzerine, Yargıtay (Kapatılan) 13.Hukuk Dairesinin 19/02/2007 tarihli ve 2006/13482 E. 2007/2163 K. sayılı kararıyla, "...Davacının dayandığı belge aslı dosyaya sunulduğu takdirde, her iki davalı isticvap edilerek belgeye karşı diyecekleri sorulması gerektiği..." gerekçesiyle bozulmuştur.
Mahkemece bozmaya uyularak yapılan yargılama sonucunda; davanın reddine yönelik verilen karar, davacı tarafın temyizi üzerine, Yargıtay(Kapatılan) 13. Hukuk Dairesinin 28/03/2011 tarihli ve 2010/15814 E. 2011/4594 K. sayılı kararıyla; "...Mahkemece, davalıların davacıya gecekondu enkazı sattıkları ve zilyetliğin davacıya devredildiği gerekçesiyle davanın reddedildiği, oysa taraflar arasındaki harici sözleşmede, arsanın da satıldığı belirlendiğine göre tapulu taşınmazın harici sözleşme ile satışı sözkonusu olduğundan, işin esasına girilerek delillerin toplanması gerekirken, yazılı şekilde davanın reddinin doğru görülmediği..." gerekçesiyle bozulmuştur.
Bozmaya uyan mahkemece; davalılardan ... hakkındaki davanın reddine, diğer davalılar hakkındaki davanın kabulüne dair verilen karar, davalılardan ... vekilinin temyizi üzerine, Dairece verilen 18/11/2014 tarihli ve 2014/10687 E. 2014/15092 K. sayılı kararla, ‘’ davalının sair temyiz itirazlarının reddine, karar verildikten sonra, "...mahkemece; davacı tarafça ödenen satış bedelinin akdin ifasının imkansız hale geldiği taşınmazın tapuda üçüncü kişiye satış tarihi itibariyle, enflasyon, üretici ve tüketici fiyatları endeksleri, altın ve döviz kurlarındaki
artışlar, memur maaş ve işçi ücretlerindeki artışlar gibi çeşitli ekonomik etkenlerin ortalamaları alınmak suretiyle ulaşacağı alım gücünün yukarıda açıklanan ilke ve esaslar altında uzman bilirkişi veya kurulundan nedenlerini açıklayıcı, taraf, hâkim ve Yargıtay denetimine elverişli rapor alınarak belirlemesi ve bu miktara hükmedilmesi gerekirken, taşınmazın dava tarihindeki rayiç değerine hükmedilmesinin doğru görülmediği..." gerekçesiyle bozulmuştur.
Mahkemece bozmaya uyularak yapılan yargılama sonucunda; davalılardan ... yönünden bozma olmadığından yeniden hüküm kurulmasına yer olmadığına, ... ve ... yönünden ise; 30.735,17 TL'nin dava tarihinden itibaren işleyecek yasal faizi ile birlikte davalılardan müştereken ve müteselsilen tahsili ile davacıya verilmesine dair verilen karar, davalılardan ... vekilinin temyizi üzerine, Dairece verilen 25/09/2018 tarihli ve 2016/19242 E. 2018/8956 K. sayılı kararla; ‘’...davalı ... vekilinin sair temyiz itirazlarının reddine, ...somut olayda, dava konusu taşınmazın hiçbir zaman davalılar adına tapuda kayıtlı olmadığı dikkate alınarak davacı tarafça ödenen satış bedelinin akdin ifasının imkansız hale geldiği yani davacının iş bu davayı açtığı tarih itibariyle, enflasyon, üretici ve tüketici fiyatları endeksleri, altın ve döviz kurlarındaki artışlar, memur maaş ve işçi ücretlerindeki artışlar gibi çeşitli ekonomik etkenlerin ortalamaları alınmak suretiyle ulaşacağı alım gücünün belirlenmesi gerekirken, dava tarihinden sonraki bir tarih esas alınarak belirlenen bedel üzerinden hüküm tesisinin doğru görülmediği...’’ gerekçesiyle bozulmuştur.
Mahkemece bozmaya uyularak yapılan yargılama sonucunda ise; davalılardan ... yönünden verilen hüküm taraflarca temyiz edilmeyerek kesinleşmiş olduğundan karar verilmesine yer olmadığına, davacının davasının kısmen kabulü ile 30.735,17 TL'nin davalılar ... ve ...'dan dava tarihinden itibaren (davalı ... yönünden 12.151,92 TL ile sınırlı olmak üzere) işleyecek yasal faizi ile birlikte müştereken ve müteselsilen tahsili ile davacıya ödenmesine karar verilmiş; hüküm, davalılardan ... vekili tarafından temyiz edilmiştir.
1-Yargılama süresince tarafların, taraf ve dava ehliyetine sahip bulunmaları usul hukukunun temel ilkelerindendir ve dava şartıdır (6100 sayılı HMK m.114,1/d ).
6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu'nun 50. maddesi ile 4721 sayılı Türk Medeni Kanunu'nun 8 ve 28. maddelerine göre, her gerçek kişi, yaşadığı sürece taraf ehliyetine sahiptir ve taraf ehliyeti, çocuğun sağ olarak tamamıyla doğduğu anda başlar, ölümle sona erer. Bu nedenle, ölmüş kişinin taraf ehliyeti yoktur.
Dava devam ederken taraflardan birinin ölmesi halinde, ölen kişinin taraf ehliyeti son bulur (4721 sayılı TMK m. 28/1). Bu nedenle, davaya ölen tarafa karşı veya onun tarafından devam edilmesine imkan yoktur. Ölen tarafın mirasçılarına karşı veya onun mirasçıları tarafından davaya devam edilip edilmeyeceğinin tespiti için, bir ayrım yapmak gerekir.
Yalnız öleni ilgilendiren, yani mirasçılarına geçmeyen haklara ilişkin davalar, tarafın ölümü ile konusuz kalır; bu davalara ölen tarafın mirasçılarına karşı (veya mirasçıları tarafından) devam edilmesine imkan yoktur. Yalnız ölen tarafı ilgilendirmeyen, yani mirasçıları da ilgilendiren, mirasçıların mal varlığı haklarını etkileyen davalar, tarafın ölümü ile konusuz kalmaz. Bu davalara, ölen tarafın mirasçılarına karşı (veya mirasçıları tarafından) devam edilir. Bunlar malvarlığı haklarına ilişkin davalardır. Bu halde, ölen tarafın mirasçıları, davayı mecburi dava arkadaşı olarak hep birlikte takip ederler.
Taraflardan birinin ölümü halinde, mirasçılar mirası kabul veya reddetmemişse, bu hususta kanunla belirlenen süreler geçinceye kadar dava ertelenir. Bununla beraber hâkim, gecikmesinde sakınca bulunan hallerde, talep üzerine davayı takip için kayyım atanmasına karar verebilir (6100 sayılı HMK m. 55).
Öte yandan; yargılama sırasında taraflardan birinin ölmesi halinde, ölen tarafın ehliyeti sona ereceğinden, ölen tarafın vekili varsa ölüm ile vekalet ilişkisi de kural olarak sona erer (TBK m.43/1, 513/1). Vekilin davaya devam etmesi mümkün olmayıp, sadece bu kişinin mirasçıları tarafından davaya devam edilebilir.
Somut olayda; davacının yargılama devam ederken 25/10/2020 tarihinde öldüğü, mirasçılarının yargılama aşamasında davaya dahil edilmeksizin, ölmeden evvel verilen vekaletnameye istinaden davacı vekili ile davaya devam edilip, işin esasına girilerek yazılı şekilde hüküm kurulduğu anlaşılmıştır. Taraf teşkili kamu düzenine ilişkin olup, mahkemece yargılamanın her aşamasında re'sen göz önünde bulundurulmalıdır.
Hal böyle olunca mahkemece; yukarıda açıklanan maddi ve hukuki olgular çerçevesinde, öncelikle yargılama sırasında vefat eden davacının mirasçılık belgesi getirtilerek, mirasçılarına usulüne uygun tebligat yapılıp, mirası reddetmeyen mirasçılarının mecburi dava arkadaşı olarak yöntemince davaya katılımı sağlanmak, mirasçılar davayı birlikte takip etmekten kaçınırlarsa terekeye temsilci tayin ettirmek suretiyle, taraf teşkili sağlanması ve hasıl olacak sonuca göre esas hakkında bir karar verilmesi gerekirken; taraf teşkili sağlanmaksızın, yazılı şekilde hüküm tesisi usul ve kanuna aykırı olup, bozmayı gerektirmiştir.
2-Bozma nedenine göre davalı ... vekilinin diğer temyiz itirazlarının bu aşamada incelemesine gerek görülmemiştir.
SONUÇ: Yukarıda birinci bentte açıklanan nedenlerle hükmün HUMK'nın 428. maddesi gereğince davalı ... yararına BOZULMASINA, ikinci bentte açıklanan nedenlerle davalı ... vekilinin diğer temyiz itirazlarının bu aşamada incelenmesine yer olmadığına, peşin alınan temyiz harcının istek halinde temyiz edene iadesine, 6100 sayılı HMK'nın Geçici Madde 3 atfıyla 1086 sayılı HUMK'nın 440. maddesi gereğince karar düzeltme yolu kapalı olmak üzere, 24/01/2022 tarihinde oy birliğiyle karar verildi.