11. Ceza Dairesi 2016/7213 E. , 2019/1198 K.
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ :Asliye Ceza Mahkemesi
SUÇ : Vergi Usul Kanununa muhalefet
HÜKÜM : Mahkumiyet
A-Sanık hakkında "defter ve belge ibraz etmemek" suçundan verilen hükmün açıklanmasının geri bırakılması kararına yönelik sanığın temyiz itirazlarının incelenmesinde;
Hükmün açıklanmasının geri bırakılmasına ilişkin kararların 5560 sayılı Yasa ile değişik 5271 sayılı CMK’nin 231/12. maddesi uyarınca temyizi mümkün olmayıp, itiraz yasa yoluna tabi olduğu ve bu hususta itiraz merciince karar verildiği anlaşıldığından, dava dosyasının bu yönden incelenmeksizin mahalline İADESİNE,
B-Sanık hakkında "2009 takvim yılında sahte fatura kullanmak" suçundan verilen mahkumiyet hükmüne yönelik sanığın temyiz itirazlarının incelenmesinde;
1-Sanığın 2009 takvim yılında sahte fatura kullanma suçunu işlediğinin iddia ve kabul olunduğu olayda; sanığın savunmalarında faturaların sahte olduğunu bilmediğini beyan etmesi, bilirkişinin 18.06.2014 tarihli raporunda söz konusu faturaların firmada bilerek mi yoksa bilinmeden mi kullanıldığı yönünde kanaate ulaşılamadığının ve 2009 takvim yılında kullandığı faturaların sahte olduğuna dair dava dosyasında yeterince kanıt olmadığının belirtilmesi, 12.06.2013 tarihli vergi suçu ve tekniği raporlarında ise 2009 yılında kullanılan sahte faturalardaki toplam 6.581,70 tl olan kdv tutarının toplam indirilecek kdv tutarına oranının %60 olduğunu, 2009 yılında kullanılan sahte faturaların bu yüksek orana tekabül etmesi, sahte fatura bedellerinin nakit olarak ödenmiş olması sebebiyle söz konusu sahte faturaların bilmeden alındığı yönünde değerlendirme yapmanın mümkün olmadığı ve bunları kasıtlı olarak kullandığı kanaatinin bildirilmesi, dosya arasında suça konu faturaları düzenleyen kişi ve şirketler hakkında düzenlenen vergi raporlarının sadece kapak ve sonuç bölümlerinin bulunması karşısında, maddi gerçeğin kuşkuya yer bırakmayacak şekilde tespiti bakımından; sanığın kullandığı faturaları düzenleyen şirketler ve kişiler hakkında düzenlenen vergi raporlarının tamamının eksiksiz olarak dosya arasına alınması, bu şirket yetkilileri ve kişiler hakkında sahte fatura düzenlemekten dava açılmış olup olmadığının araştırılması, açıldığının tespiti halinde dava dosyaları getirtilip incelenerek bu davayı ilgilendiren delillerin onaylı örneklerinin dava dosyasına intikal ettirilmesi, faturaların gerçek alım-satım karşılığı olup olmadığının belirlenmesi yönünden mal ve para akışını gösteren sevk ve taşıma irsaliyeleri, teslim tesellüm belgeleri, bedellerinin ödendiğine ilişkin ticari teamüle uygun kanıtlama yeteneği olan geçerli ödeme belgeleri ve satıcının kasasına ya da banka hesabına girip girmediğinin tespiti ile mükelleflerin yeterli üretimi, mal girişi ya da stoğu olup olmadığı da araştırılıp, karşılaştırmalı bilirkişi incelemesi yaptırılması, suça konu faturaları düzenleyen şirket yetkilileri veya kişiler de dinlenerek sözü edilen faturaları hangi hukuki ilişkiye dayanarak düzenlediklerinin sorulmasından sonra tüm deliller birlikte değerlendirilip sonucuna göre sanığın hukuki durumunun takdir ve tayini gerekirken eksik araştırma ile yazılı şekilde hüküm kurulması,
2-Kabule göre de;
a-Her takvim yılı içinde kullanılan faturaların ayrı suçları oluşturması, ancak aynı takvim yılına ait birden fazla fatura kullanılması halinde zincirleme suç hükümlerinin uygulanması gerektiği dikkate alınarak, sanık hakkında TCK"nin 43. maddesinin 1. fıkrasının uygulanması gerektiğinin gözetilmemesi,
b-Suça konu faturaların kdv indiriminde kullanılmış olmaları nedeniyle, "25.01.2010" olan suç tarihinin gerekçeli karar başlığına "2009" şeklinde eksik yazılması,
c-5237 sayılı TCK’nin 53. maddesine ilişkin uygulamanın Anayasa Mahkemesinin 08.10.2015 gün 2014/140 Esas, 2015/85 sayılı iptal kararı ile birlikte yeniden değerlendirilmesinde zorunluluk bulunması,
Yasaya aykırı, sanığın temyiz itirazları bu itibarla yerinde görülmüş olduğundan, hükmün bu sebeplerden dolayı 5320 sayılı Yasanın 8/1. maddesi gereğince uygulanması gereken 1412 sayılı CMUK"nin 321. maddesi uyarınca BOZULMASINA, sanığın kazanılmış hakkının saklı tutulmasına, 07.02.2019 tarihinde oy birliği ile karar verildi.