Abaküs Yazılım
8. Hukuk Dairesi
Esas No: 2021/11101
Karar No: 2022/5916
Karar Tarihi: 20.06.2022

Yargıtay 8. Hukuk Dairesi 2021/11101 Esas 2022/5916 Karar Sayılı İlamı

8. Hukuk Dairesi         2021/11101 E.  ,  2022/5916 K.

    "İçtihat Metni"

    MAHKEMESİ :Kadastro Mahkemesi
    DAVA TÜRÜ : Kadastro Tespitine İtiraz (Aktarılan Dava)

    Taraflar arasında görülen ve yukarıda açıklanan davada yapılan yargılama sonunda Mahkemece, davacılar ... ve arkadaşları ile müdahil davacı ...Ş.'nin davasının kabulüne karar verilmiş olup, hükmün Yargıtayca duruşma yapılması suretiyle incelenmesi davacı ... ve arkadaşları ile davacı-davalı ... vekilleri tarafından, duruşmasız olarak incelenmesi ise davacı ... ve ..., davalı Hazine vekili, davalı ... İdaresi vekili ve ... Belediye Başkanlığı vekili tarafından istenilmiştir. Dosya incelenerek işin duruşmaya tabi olduğu anlaşılmış ve duruşma için 14.06.2022 Salı günü tayin edilerek taraflara çağrı kağıdı gönderilmiştir. Duruşma günü, temyiz eden Hazine vekili Av. ... ile karşı taraftan ... ve arkadaşları vekili Av. ... ... ... katılımlarıyla duruşmaya başlanarak temyiz isteğinin süresi içinde olduğu anlaşıldıktan ve hazır bulunanların sözlü açıklamaları dinlendikten sonra duruşmaya son verilerek; dosya incelendi, gereği düşünüldü:

    K A R A R

    Mahkemece verilen karar Yargıtay (Kapatılan) 20. Hukuk Dairesince bozulmuş olup, uyulan bozma kararında özetle; “katılanların dava konusu taşınmazda hak iddia ettikleri alanın denetime elverişli olarak belirlenmediği, hükmün gerekçe bölümünde dava konusu taşınmazın bilirkişi raporlarında (B) ve (C) bölümlerinin orman tahdidi içinde kaldığından davacı yararına zilyetlik koşullarının oluşmadığı kabul edilmesine rağmen, hüküm bölümünde taşınmazın tamamının tesciline karar verilmesi suretiyle hüküm ile gerekçe bölümü arasında çelişkiye düşüldüğü, davacı gerçek kişilerin tapu kayıtlarının zilyetleri yararına hukukî kıymetini yitirdiği ve 3402 sayılı Kanun'un 14, 17 ve 18. madde koşullarının davacı ... yararına oluştuğu, katılanlar ... ... ve ... ...'nın davalı taşınmazda zilyetliklerinin bulunmadığı kabul edilerek çekişmeli taşınmazın davacı ... adına tesciline ilişkin hüküm kurulmuş ise de, yapılan araştırma ve incelemenin hüküm kurmaya yeterli olmadığı, çiftlik tapu kaydına tutunan davacı gerçek kişilerin iddiaları ve sundukları delillerin ve dayandıkları tapu kayıtlarının yöntemince uygulanmadığı, tapu kaydı uygulaması yönünden, Kadastro Mahkemesinin 05.04.2001 tarih ve 1996/11-16 sayılı kararı kesin hüküm olarak kabul edilmiş ise de, bu karar, o davanın tarafı olan tapu malikleri ... ... ve paydaşları yönünden Kadastro Kanunu'nun 34. maddesi gereğince kesin hüküm oluştursa da, Kadastro Mahkemesinin sözü edilen 1996/11 Esas sayılı dosyasında taraf olmayan Hazine ve bu dosyanın davacıları olan ve zilyetlikle edinme iddiasında bulunan gerçek kişiler yönünden kesin hüküm oluşturmayacağının gözetilmediği, 766 sayılı Tapulama Kanunu’nun yürürlüğe girmesiyle Arazi Kanunnamesinin 20 ve 78. maddelerinin yürürlükten kaldırılmadığı, ancak somut olayda anılan Kanun hükümlerinin uygulanıp uygulanmayacağının araştırılıp tartışılması gerektiği halde Mahkemece, tapu kayıtlarının kapsamı yöntemince belirlenmediği gibi, zilyetliğe dayanan davacı ve önceki zilyetlerin Medenî Kanunun yürürlüğe girdiği 1926 yılından önce zilyet olup olmadıkları, zilyetlikleri varsa ne zaman ve ne şekilde başladığı, zilyetliğin çekişmesiz, aralıksız, malik sıfatıyla devam edip etmediği konularındaki araştırma ve bu konuda toplanan delillerin de hüküm kurmaya yeterli olmadığı açıklanarak, aynı tapu kayıtlarına dayanılarak açılan bir çok davanın bulunduğu, bunlardan bir kısmının sonuçlandırılıp bir kısmının halen devam ettiği anlaşıldığından, Mahkemece, halen görülmekte olan dava dosyalarının birleştirilmesi yargılamayı geciktirip, para ve emek sarfına yol açacağı ve yıllardan beri devam eden davaları daha da karmaşık ve içinden çıkılamaz hale getireceği göz önünde bulundurularak; dava dosyaları birleştirilmeden, muteriz davacılar ... ... mirasçıları ve arkadaşlarının dayandığı delillerin eksiksiz olarak toplandığı aynı nitelikteki dava dosyalarından birisinin kılavuz dosya seçilmesi, yapılacak keşif ile dayanılan tapu kayıtlarının yerel bilirkişiler yardımıyla yerine uygulanması, uygulama sırasında, tutunulan ... ... Söğüt Çiftliği, ... Çiftliği ve ... Çiftliği tapularında Mezar Gediği, Dikilitaş ve ... sınırlarının ortak sınır, Kırvasil (Orhaniye), Gölenya (İçmeler) sınırlarının köy ya da çiftlik sınırları olduğu, tapu kayıtlarının eşcar-ı müsmire ve gayr-ı eşcarı müsmireyi müştemil çiftlik kayıtları olup, bu sınırlar içinde devlet ormanları, dereler, taşlık ve kayalık niteliğindeki devletin hüküm ve tasarrufu altındaki yerlerin bulunduğu, sınırlarının mevki ya da nokta sınırlar olduğu, bu sınırların çoğunluğunun devlet ormanı içinde kalması nedeniyle sabit kabul edilemeyeceğinden, 3402 sayılı Kanun'un 20/C maddesi gereğince kayıt kapsamının yüzölçümüne değer verilerek saptanacağı, ... Çiftliğine ait tapu kaydının aynı köy 1 ilâ 169 sayılı parselle uygulandığı, ancak bu parseller hakkında tapuya dayanmayan ve zilyetlikle kazanma iddiasında bulunan gerçek kişiler tarafından itiraz edilip, birçok dava açıldığı, ... ... Söğüt Çiftliği tapusunun ... Köyü 373 ilâ 633 sayılı parsellere uygulandığı da gözönünde bulundurularak, dayanılan çiftlik tapu kayıtlarının yöntemince uygulanması; bilinmeyen sınırlar konusunda tarafların gösterecekleri tanıkların dinlenmesi, yerel bilirkişi ve tanık sözlerinin, komşu parsel kayıtları ve eski tarihli memleket haritaları, köy isimleri ve sınırlarına ilişkin tüm kayıtlarla denetlenmesi, tapu kayıtları sınırında yazılı ... sınırının tapu tesisinde ... Çiftliği olarak gösterilmesi nedeniyle “...”ün nokta halinde mevki ismi olmayıp, ..., ... ve ... Söğüt çiftliklerinin batı sınırını oluşturan çiftlik arazisi olabileceği düşünülerek uygulama yapılması, yerel bilirkişi ve tanıklar tarafından tarif edilen ve gösterilen sınırlardaki çelişkilerin yöntemince giderilmesi, revizyon parselleri ile Kırvasil (Orhaniye) ve Gölenya (İçmeler) Köyleri (ya da Çiftlikleri) ile memleket haritasında ... Köyü olarak işaretlenmiş bulunan sınırlar gözetilerek sabit sınırların nereler olabileceği değerlendirilip, kayıtlar 3402 sayılı Kanun'un 20 ve 21. maddeleri hükmüne göre sabit sınırla bağlantısı kesilmemek suretiyle, bu sınırlardan başlanarak genel kadastroda revizyon gördüğü, çiftlik tapu sahipleri adına kesinleşen parseller de dikkate alınmak suretiyle uygulanarak, kayıtların yüzölçümüyle kapsadığı alanların tereddüte yer bırakmayacak biçimde belirlenmesi ve sonucuna göre karar verilmesi, anlatılan şekilde yapılacak uygulama ve değerlendirme sonucunda, dava konusu taşınmazın muteriz davacıların dayandığı tapu kaydı kapsamı dışında kaldığı belirlendiği ya da tapu kaydı kapsamında kalmakla birlikte tapu kaydının, davalılar yararına hukuki kıymetini kaybettiği kabul edildiği takdirde, yapılacak keşifte, katılanlar ... ve ... ...'ün, adlarına tesbit gören 190 ada 10 ve 11 parselleri davacı ...'den satın aldıkları ve yüzölçümlerinin eksik kaldığı iddiasıyla davaya katıldıkları nazara alınarak, çekişmeli taşınmazda zilyet oldukları bölüm olup olmadığının belirlenmesi, yoksa tapuya dayanmayan taşınmazlarda zilyetliğin devir ve teslimle el değiştireceğinin gözetilmesi, dava tarihi olan 06.05.2002 tarihinden 15 - 20 yıl önce en az iki zamanda birbirini izleyen bindirmeli olarak çekilen çiftli ... fotoğrafları ve bu fotoğrafların yorumlanması ile üretilen memleket haritaları ve standart topografik fotogrametri yöntemi ile düzenlenen kadastro haritalarının, özellikle ön bindirmeli çekilen ve birbirini izleyen streoskopik çift ... fotoğraflarının stereoskop aletiyle ve üç boyutlu olarak incelenip çekişmeli taşınmazın niteliği, konumu, zilyetlik bulunup bulunmadığının belirlenmesi ve oluşacak sonuca göre bir karar verilmesi ” gereğine değinilmiştir.
    Yargılama sırasında Gayrimenkul Değerler Ticaret A.Ş. vekili vasıtasıyla, davacılar ... ve müştereklerinin tapudan gelen bir kısım paylarını satın aldıklarını ileri sürerek, adına tescili istemiyle davaya katılmıştır.
    Mahkemece bozma kararına uyulduktan sonra; davacılar ... ve arkadaşları ile müdahil davacı ...Ş.'nin davasının kabulüne, ... (Köyü) Mahallesi 190 ada 13 parsel sayılı taşınmazın davacılar ... ve arkadaşları ile müdahil davacı ...Ş. adına tespiti ile dava konusu taşınmazın 3840 pay kabul edilerek, 2400/3840 payının Gayrimenkul Değerler Ticaret A.Ş. adına, kalan kısmının ise payları oranında ... ve arkadaşları adına tesciline karar verilmiş; hüküm, davacı ..., ... ..., ... ve arkadaşları, davacı - davalı ..., davalılar ... Belediye Başkanlığı, Hazine ve Orman İdaresi vekilleri tarafından temyiz temyiz edilmiştir.
    1. Davalı ... Başkanlığı ve katılan ... ve arkadaşlarının temyiz istemlerinin incelenmesinde; Davacı ... tarafından açılan tescil davasında, yasal hasım olan ... Köyü Tüzel Kişiliğinin davalı olarak gösterildiği, davanın Kadastro Mahkemesine aktarılmasından sonra dava konusu taşınmazın ... adına tesciline ilişkin verilen önceki günlü hükmün davalı ... Tüzel Kişiliği ve katılan ... ve arkadaşları tarafından temyiz edilmediği ve böylelikle hükmün aleyhlerine kesinleştiği, her ne kadar 31.03.2014 tarihinde yürürlüğe giren 6360 sayılı Yasa hükümleri ile ... Köyünün tüzel kişiliği ortadan kalkmış ve mahalle haline dönüşmüş, bu nedenle ... Belediye Başkanlığı anılan köy yerine yasal hasım konumuna gelmiş ise de, ... Köyü Tüzel Kişiliği yönüyle kesinleşen önceki günlü hükmün onun kanuni halefi olan ... Belediye Başkanlığını da bağlayacağı, son hükümle de aleyhlerine yeni bir hukuki durum yaratılmadığı anlaşıldığından, katılan ... ve arkadaşları ile davalı ... Başkanlığının temyiz inceleme isteminin reddine karar vermek gerekmiştir.
    2. Davacı ... ve ... ...’ün temyiz itirazları bakımından; Davacı ... tarafından açılan tapusuz taşınmazın tescili davasının yargılaması sırasında dava konusu taşınmaz hakkında 190 ada 13 parsel sayısı ile tutanak düzenlenmesi nedeniyle dava kadastro mahkemesine aktarılmış ve müdahiller ... ve ... ..., davacı ...'a ait taşınmazın 1000 m² bölümünü satın aldıklarını, ancak kendi adlarına tespit edilen 190 ada 10 ve 11 parsel sayılı taşınmazların yüzölçümünün 1000 m2 den az olduğunu, eksik kısmın 190 ada 13 parsel içinde ... adına tespit edildiğini belirterek, bu bölümün tesbitinin iptali ve adlarına tescili iddiasıyla davaya katılmışlardır.
    Mahkemece, mahallinde yapılan keşif sırasında katılanların, satın aldıklarını iddia ettikleri taşınmazın neresi olduğunu gösterdikleri ve bu gösterime göre davacıların satın aldıkları yerin, adlarına tespit edilen ve 190 ada 13 parselle ortak sınırları olan 190 ada 10 ve 11 parsellerin sınırı olduğu, 190 ada 13 parselden yer göstermedikleri bu itibarla davalarının reddine karar verilmesinde bir isabetsizlik bulunmadığı anlaşıldığından, temyiz itirazlarının reddine karar vermek gerekmiştir.
    3. Davacı - davalı ... ile davalı Hazine ve Orman İdaresinin temyiz itirazları bakımından; Mahkemece, dava konusu taşınmazların ... ve arkadaşları ile aynı tapudan pay satın aldığı iddiası ile davaya katılan Gayrımenkul Değerler A.Ş. adına tesciline karar verilmiş ise de, varılan sonuç dosya kapsamına uygun değildir.
    Şöyle ki; davacılar ... ve arkadaşları tarafından, ... mevkiinde kain 4000 dönüm yüzölçümlü Mart 1290 tarih, 9/18 defter varak sayılı, sınırları “Mezar gediği”, “Kırvasilbeli”, “Dikilitaş” ve “... Çiftliği” olan, Ergös (.../Öküz/...) mevkiinde kain 3000 dönüm yüzölçümlü Mart 1290 tarih 9/19 defter varak sayılı, sınırları “Mezar Gediği”, “İnbükü”, “Dikilitaş”, “Gülenya Beli” ve “... Çiftliği” olan, ... ... Söğüt Çiftliği mevkiinde kain 7000 dönüm yüzölçümlü Mart 1290 Tarih 9/20 defter varak sayılı, sınırları “Kocaalan Dağı ve Balan Dağı”, ”Taşbük”, “...”, “Gökbel”, “Karadağ”, “Mezar Gediği” ve “Çilecik Gediği” olan üç adet kök tapu kayıtları ile bu kayıtlardan gelme Ağustos 1326 Tarih 2, 3 ve 4 numaralı ve Şubat 1962 tarih 1, 2 ve 3 numaraları tapu kayıtlarına dayalı olarak açılan tescile itiraz ve el atmanın önlenmesi davası ile davacı ... ... tarafından açılan tescil davası birleştirilmiş, daha sonra çekişmeli taşınmaz hakkında kadastro tutanağı düzenlendiğinden dava kadastro mahkemesine aktarılmıştır.
    Davacılardan ..., ..., ..., ..., ..., ..., ..., ..., ...’in davaya konu taşınmaza yönelik davalarından vekilleri vasıtasıyla feragat ettikleri, vekillerinin vekâletnamede feragat yetkisinin bulunduğu, mevcut davanın özelliği gereği feragatin kesin hüküm sonuçlarını doğuracak nitelikte, doğrudan davayı sonlandıran taraf işlemi olduğu, yargılama sırasında 14.10.2010 tarihinde vefat eden davacı N. ...'nin feragat tarihinde sağ olduğu, bu nedenle mirasçılarının da feragatle bağlı oldukları, davalarından feragat etmeyen davacılar ... ..., ..., ...’nin ve diğer davacıların da, aleyhlerine verilen ilk hükmü temyiz etmemiş olmaları nedeniyle hükmün tüm davacılar açısından kesinleştiği, sonradan davaya katılan Gayrımenkul Değerler A.Ş.' nin ise davacıların akdi halefi olup hükmün davacılar aleyhine kesinleşmiş olmasının katılan şirket açısından da hüküm ifade edeceği gözetilmeden dava konusu taşınmazın davacılar ... ve arkadaşları ile Gayrimenkul Değerler A.Ş. adına tesciline karar verilmesi doğru görülmemiştir.
    Dosya muhtevasına, dava evrakı ile yargılama tutanakları münderecatına, uzman orman bilirkişi tarafından eski tarihli ... fotoğrafları ve memleket haritasına dayalı olarak yöntemine uygun biçimde yapılan inceleme ve araştırmada çekişmeli taşınmazın fen bilirkişisi ek raporunda (A) harfi ile gösterilen kısmının orman sayılmayan yerlerden olduğunun ve davacı ... lehine 3402 sayılı Kanun'un 14. maddesinde yazılı kazandırıcı zamanaşımı zilyetliği yoluyla taşınmaz edinme koşullarının oluştuğunun anlaşılmasına göre, (A) harfli kısma yönelik davalı Hazine ve Orman İdaresinin temyiz itirazlarının reddine, davacı ...’un temyiz itirazlarının kabulü ile hükmün bozulmasına; dava konusu taşınmazın aynı raporda (B) ve (C) harfleri ile gösterilen kısımlarının ise, yörede 1967 yılında yapılarak kesinleşen orman sınırları içerisinde kaldığı ve zilyetlikle kazanılmasının mümkün olmadığı anlaşıldığından, taşınmazın (B) ve (C) harfleri ile gösterilen kısımlarına yönelik davacı ...’un temyiz itirazlarının reddine, Hazine ve Orman İdaresinin temyiz itirazlarının kabulü ile hükmün bozulmasına karar vermek gerekmiştir.
    SONUÇ: Yukarıda (1) nolu bentte açıklanan nedenlerle, davalı ... Başkanlığı ve katılan ... ve arkadaşlarının temyiz inceleme istemlerinin reddine; (2) nolu bentte açıklanan nedenlerle, davacı ... ve ... ...’ün temyiz itirazlarının reddine; (3) nolu bentte açıklanan nedenlerle dava konusu taşınmazın bilirkişi raporunda (B) ve (C) harfleri ile gösterilen kısımlarına yönelik davacı ...’un temyiz itirazlarının reddine, davalı Hazine ve Orman İdaresinin temyiz itirazlarının kabulüne; taşınmazın (A) harfi ile gösterilen kısmına ilişkin davalı Hazine ve Orman İdaresinin temyiz itirazlarının reddine, davacı ...’un temyiz itirazlarının kabulü ile hükmün BOZULMASINA, taraflarca HUMK'un 440/I maddesi gereğince Yargıtay ilamının tebliğinden itibaren 15 gün içinde karar düzeltme isteğinde bulunulabileceğine, Yargıtay duruşmasının yapıldığı tarihte yürürlükte bulunan avukatlık asgari ücret tarifesi hükümleri uyarınca 3.815,00 TL avukatlık ücretinin davacı ... ve müştereklerinden alınarak Yargıtay duruşmasında avukat marifetiyle temsil olunan davalı Hazineye verilmesine, peşin alınan temyiz harcının istek halinde temyiz edenler davalı ... Başkanlığı, katılan ... ve arkadaşları ve ...'a ayrı ayrı iadesine, 44.40 TL peşin harcın onama harcına mahsubu ile kalan 36.30 TL'nin temyiz eden davacı ... ile ...'den alınmasına, 20.06.2022 tarihinde oy birliğiyle karar verildi.





    Sayın kullanıcılarımız, siteden kaldırılmasını istediğiniz karar için veya isim düzeltmeleri için bilgi@abakusyazilim.com.tr adresine mail göndererek bildirimde bulunabilirsiniz.

    Son Eklenen İçtihatlar   AYM Kararları   Danıştay Kararları   Uyuşmazlık M. Kararları   Ceza Genel Kurulu Kararları   1. Ceza Dairesi Kararları   2. Ceza Dairesi Kararları   3. Ceza Dairesi Kararları   4. Ceza Dairesi Kararları   5. Ceza Dairesi Kararları   6. Ceza Dairesi Kararları   7. Ceza Dairesi Kararları   8. Ceza Dairesi Kararları   9. Ceza Dairesi Kararları   10. Ceza Dairesi Kararları   11. Ceza Dairesi Kararları   12. Ceza Dairesi Kararları   13. Ceza Dairesi Kararları   14. Ceza Dairesi Kararları   15. Ceza Dairesi Kararları   16. Ceza Dairesi Kararları   17. Ceza Dairesi Kararları   18. Ceza Dairesi Kararları   19. Ceza Dairesi Kararları   20. Ceza Dairesi Kararları   21. Ceza Dairesi Kararları   22. Ceza Dairesi Kararları   23. Ceza Dairesi Kararları   Hukuk Genel Kurulu Kararları   1. Hukuk Dairesi Kararları   2. Hukuk Dairesi Kararları   3. Hukuk Dairesi Kararları   4. Hukuk Dairesi Kararları   5. Hukuk Dairesi Kararları   6. Hukuk Dairesi Kararları   7. Hukuk Dairesi Kararları   8. Hukuk Dairesi Kararları   9. Hukuk Dairesi Kararları   10. Hukuk Dairesi Kararları   11. Hukuk Dairesi Kararları   12. Hukuk Dairesi Kararları   13. Hukuk Dairesi Kararları   14. Hukuk Dairesi Kararları   15. Hukuk Dairesi Kararları   16. Hukuk Dairesi Kararları   17. Hukuk Dairesi Kararları   18. Hukuk Dairesi Kararları   19. Hukuk Dairesi Kararları   20. Hukuk Dairesi Kararları   21. Hukuk Dairesi Kararları   22. Hukuk Dairesi Kararları   23. Hukuk Dairesi Kararları   BAM Hukuk M. Kararları   Yerel Mah. Kararları  


    Avukat Web Sitesi