Abaküs Yazılım
14. Hukuk Dairesi
Esas No: 2016/16436
Karar No: 2020/5010
Karar Tarihi: 16.09.2020

Yargıtay 14. Hukuk Dairesi 2016/16436 Esas 2020/5010 Karar Sayılı İlamı

Özet:


Davacı, komşu şirketin taşınmazında yaptığı hafriyat nedeniyle kiraladığı taşınmazındaki ağaçlara zarar verdiğini iddia ederek elatmanın önlenmesini, eski haline getirilmesini ve tazminat talebinde bulunmuştur. Mahkeme, davayı reddetmiştir. Ancak, Yargıtay kararı ile bozulmuştur. Yargıtay, zararın tespit edildiğini ve davalıdan tazminat tahsili gerektiğini, ayrıca elatmanın önlenmesi ve eski haline getirilmesi talebinin olumlu veya olumsuz karar verilmesi gerektiğini belirtmiştir.
TMK 683. madde, mülkiyet hakkını kısıtlayabileceğini belirterek, malikin haksız elatmanın önlenmesini dava edebileceği hükmünü içermektedir. TMK 737. madde, komşu taşınmazlara zarar verme yükümlülüğünü getirmekte, 738. madde ise kazı ve yapı yaparken komşu taşınmazlara zarar vermekten kaçınmanın zorunlu olduğunu belirtmektedir.
14. Hukuk Dairesi         2016/16436 E.  ,  2020/5010 K.

    "İçtihat Metni"

    MAHKEMESİ :Asliye Hukuk Mahkemesi

    Davacı vekili tarafından, davalı aleyhine 16.06.2015 gününde verilen dilekçe ile komşuluk hukukuna dayalı elatmanın önlenmesi ve tazminat talebi üzerine yapılan duruşma sonunda; davanın reddine dair verilen 31.03.2016 günlü hükmün Yargıtayca incelenmesi davacı tarafından istenilmekle süresinde olduğu anlaşılan temyiz dilekçesinin kabulüne, duruşma isteminin değerden reddine karar verildikten sonra dosya ve içerisindeki bütün evrak incelenerek gereği düşünüldü:
    K A R A R
    Dava, komşuluk hukukuna dayalı elatmanın önlenmesi, eski hale getirme ve tazminat istemine ilişkindir.
    Davalı, davanın reddini savunmuştur.
    Mahkemece, davanın reddine karar verilmiştir.
    Hükmü, davacı vekili temyiz etmiştir.
    TMK m. 683"deki "Bir şeye malik olan kimse, hukuk düzeninin sınırları içinde, o şey üzerinde dilediği gibi kullanma, yararlanma ve tasarrufta bulunma yetkisine sahiptir. Malik, malını haksız olarak elinde bulunduran kimseye karşı istihkak davası açabileceği gibi, her türlü haksız elatmanın önlenmesini de dava edebilir” hükmü ile mülkiyet hakkının kanunla toplum yararına kısıtlanabileceği temel ilke olarak kabul edilmiştir. Aynı maddenin ikinci fıkrasında, mülkiyet hakkının nasıl korunacağı hükme bağlanmış, 730 ve 737. maddeleriyle de taşınmaz malikinin başkalarına zarar vermesinin önlenmesi hedeflenmiştir.
    Yapma, kaçınma, katlanma olarak özetlenebilecek bu sınırlamaların önemli bir bölümü TMK’nun "komşu hakkı" başlığı altında, 737 ile 750. maddelerinde düzenlenmiş, 751 ile 761. maddelerinde de yine malikin yapması ve katlanması gereken hususlar belirtilmiştir.
    Elatmanın önlenmesi davası açılabilmesi için kural olarak zararın doğmuş olması gerekir. İleride zarar doğacağından bahisle dava açılamayacağından bu şekilde açılan davalar reddedilmelidir. Ancak, zarar henüz doğmadığı halde, zararın doğacağı muhakkak ve pek muhtemel ise veya beklenen taşkın kullanma ile ileride telafisi mümkün olmayacak zarar meydana gelecekse, davalının alacağı önlemlerle zararı önleme ihtimali yoksa, zarar verme tehlikesi taşıyan eylem ve işlemler hakkında davacıya zarar tehlikesinin önlenmesi davasını açma hakkı tanınmalı, zararın doğması beklenmemelidir.
    Komşuluk hukukundan kaynaklanan elatmanın önlenmesi davalarında davalının kusurlu olması aranmaz. Davalının kusurlu olup olmaması, kasıtlı hareket edip etmemesi, elatmanın önlenmesi davasına etkili değildir. Yeter ki, davalının eylemi ile davacının zararı arasında illiyet bağı bulunsun. Davalının hiçbir kusuru olmasa dahi, elatmanın önlenmesine, eski hale getirme ve tazminata hükmedilebilir. Kural olarak davacının zararının doğmaması için bir önlem almaması da elatmanın önlenmesi davasını etkilemez.
    Zarar tehlikesinin belirlenebilmesi için mahkemece öncelikle taraflara ait taşınmazların tapu kayıtları ile çap ve krokileri getirtilmeli, yapılacak keşifte, kadastro mühendisi veya tapu fen memuru bilirkişi yanında davanın niteliğine, tarafların iddia ve savunmalarına göre, en uygun ihtisas grubu ve meslek erbabından seçilecek bilirkişiler hazır bulundurulmalı; düzenlenecek bilirkişi raporlarında, alınması gereken önlemler ile tazminat, ecrimisil, yıkım ve eski hale getirme istekleri varsa, bunlar gerekçeli olarak gösterilmelidir. Davacının zararının önlenmesi esas olmakla birlikte, davalıya da en az zarar verecek veya külfet yükleyecek önlem veya önlemler belirtilmelidir.
    Davaya konu olayda davacı, davalının kendi taşınmazı üzerine yapmakta olduğu hafriyat nedeniyle taşınmazına zarar verdiğini ileri sürerek elatmanın önlenmesine ve zararın tazminine karar verilmesini istemiştir.
    TMK’nın 738. maddesiyle, 737. maddeye benzer daha özel bir düzenleme getirilmiştir. Söz konusu madde hükmüne göre "Malik, kazı ve yapı yaparken komşu taşınmazlara, onların topraklarını sarsmak veya tehlikeye düşürmek ya da üzerlerindeki tesisleri etkilemek suretiyle zarar vermekten kaçınmak zorundadır. Komşuluk hukuku kurallarına aykırı yapılar hakkında taşkın yapılara ilişkin hükümler uygulanır.”
    Bir kimsenin kendi taşınmazında yaptığı hafriyat veya inşaat nedeniyle komşusunun taşınmazına bir zarar vermiş veya onu zarara maruz bırakmışsa, bu zararın hoşgörü sınırlarını aşıp aşmadığını aramaya gerek yoktur. Küçük bir zarar doğmuş olsa dahi, gerekli önlemlerin alınmasına karar verilmelidir. Bu özellik TMK’nun 737. maddesi ile 738. maddesi arasındaki önemli farklardan biridir. Öteki önemli fark ise; genellikle TMK’nun 737. maddesine göre zarar meydana geldikten sonra dava açılır. Bu madde uyarınca zarar tehlikesi nedeniyle çok istisnai durumlarda dava açılırken, TMK’nun 738. maddesine dayanılarak açılan davaların çoğunluğu zarar tehlikesinin ortadan kaldırılmasına yöneliktir. Aksi halde, telafisi mümkün olmayan zararların doğmasına sebebiyet verilmiş olur. Mahkemece böyle durumlarda men ve yasaklama yönünde hüküm kurulabilir.
    Bu ilkeler ışığında somut olaya gelince;
    Davacı, Hazine’den ağaçlandırmak üzere kiraladığı taşınmaza fıstık çamı ve zeytin fidanı diktiğini, davalı şirketin bitişik taşınmazda yaptığı temel atma ve benzeri işlemlerde uyarıya rağmen tedbir almayarak arazide toprak kayması ve heyelan oluşumuna sebep olduğu, Sulh Hukuk Mahkemesi 2015/1 D.İş ile yaptırdığı tespitle fidanlığına verilen zararın tespit edildiğini belirterek zararın giderilerek eski hale getirilmesini, zarar ortadan kaldırılana kadar tedbiren inşaatı durdurulmasını ve oluşan zararın tazminini istemiştir.
    Sulh Hukuk Mahkemesinin 20151 D.İş"de yapılan tespit sonucu alınan bilirkişi raporunda 250 parsel sayılı taşınmazda yapılan kazı sonucu dava konusu taşınmazın meyilli olması ve yağmur yağması sonucu 100m2"lik bir alana toprak kayması oluştuğunu, önlem alınmaz ise zararın devam edeceği bildirilmiştir. Yine mahkemece mahallinde yapılan keşif sonucu alınan bilirkişi raporlarında heyelana bağlı olarak 10 adet zeytin ağacının zarar gördüğü bildirilmiştir. Davacının ağaçlarının davalının eylemi sonucu zarar gördüğü ve zararın 3.250,64 TL olduğu saptandığına göre bu bedelin davalıdan tahsiline karar verilmesi gerekir. Diğer taraftan davacının kira sözleşmesini devam edip etmediği araştırılmalı, davacının zarar gören taşınmazda kişisel hakka dayalı bir tasarruf hakkının bulunup bulunmadığı tespit edilerek sonucuna göre elatmanın önlenmesi ve eski hale getirme istemleri konusunda olumlu veya olumsuz bir karar verilmesi gerekirken eksik inceleme, araştırma ve yazılı gerekçe ile davanın reddine karar verilmesi doğru görülmemiş, hükmün bu nedenle bozulması gerekmiştir.
    SONUÇ: Yukarıda yazılı nedenlerle hükmün BOZULMASINA, temyiz harcının yatırana iadesine, kararın tebliğinden itibaren 15 gün içinde karar düzeltme yolu açık olmak üzere,
    16.09.2020 tarihinde oybirliği ile karar verilmiştir.

    Sayın kullanıcılarımız, siteden kaldırılmasını istediğiniz karar için veya isim düzeltmeleri için bilgi@abakusyazilim.com.tr adresine mail göndererek bildirimde bulunabilirsiniz.

    Son Eklenen İçtihatlar   AYM Kararları   Danıştay Kararları   Uyuşmazlık M. Kararları   Ceza Genel Kurulu Kararları   1. Ceza Dairesi Kararları   2. Ceza Dairesi Kararları   3. Ceza Dairesi Kararları   4. Ceza Dairesi Kararları   5. Ceza Dairesi Kararları   6. Ceza Dairesi Kararları   7. Ceza Dairesi Kararları   8. Ceza Dairesi Kararları   9. Ceza Dairesi Kararları   10. Ceza Dairesi Kararları   11. Ceza Dairesi Kararları   12. Ceza Dairesi Kararları   13. Ceza Dairesi Kararları   14. Ceza Dairesi Kararları   15. Ceza Dairesi Kararları   16. Ceza Dairesi Kararları   17. Ceza Dairesi Kararları   18. Ceza Dairesi Kararları   19. Ceza Dairesi Kararları   20. Ceza Dairesi Kararları   21. Ceza Dairesi Kararları   22. Ceza Dairesi Kararları   23. Ceza Dairesi Kararları   Hukuk Genel Kurulu Kararları   1. Hukuk Dairesi Kararları   2. Hukuk Dairesi Kararları   3. Hukuk Dairesi Kararları   4. Hukuk Dairesi Kararları   5. Hukuk Dairesi Kararları   6. Hukuk Dairesi Kararları   7. Hukuk Dairesi Kararları   8. Hukuk Dairesi Kararları   9. Hukuk Dairesi Kararları   10. Hukuk Dairesi Kararları   11. Hukuk Dairesi Kararları   12. Hukuk Dairesi Kararları   13. Hukuk Dairesi Kararları   14. Hukuk Dairesi Kararları   15. Hukuk Dairesi Kararları   16. Hukuk Dairesi Kararları   17. Hukuk Dairesi Kararları   18. Hukuk Dairesi Kararları   19. Hukuk Dairesi Kararları   20. Hukuk Dairesi Kararları   21. Hukuk Dairesi Kararları   22. Hukuk Dairesi Kararları   23. Hukuk Dairesi Kararları   BAM Hukuk M. Kararları   Yerel Mah. Kararları  


    Avukat Web Sitesi