
Esas No: 2021/3525
Karar No: 2022/5973
Karar Tarihi: 21.06.2022
Yargıtay 8. Hukuk Dairesi 2021/3525 Esas 2022/5973 Karar Sayılı İlamı
8. Hukuk Dairesi 2021/3525 E. , 2022/5973 K."İçtihat Metni"
MAHKEMESİ :Kadastro Mahkemesi
DAVA TÜRÜ : Kadastro Tespitine İtiraz
Taraflar arasında görülen ve yukarıda açıklanan davada yapılan yargılama sonunda Mahkemece, davanın kısmen kabulüne karar verilmiş olup, hükmün davalı Hazine vekili, davalı Orman İdaresi vekili ve davalı ... tarafından temyiz edilmesi üzerine; dosya incelendi, gereği düşünüldü:
K A R A R
Kadastro sırasında, ... İli ... İlçesi ... Köyü çalışma alanında bulunan 104 ada 1 parsel sayılı 5.998.393,77 metrekare yüzölçümündeki taşınmaz orman vasfı ile Hazine adına, 113 ada 3 parsel sayılı 12.525,68 metrekare yüzölçümündeki taşınmaz tarla vasfı ile ... adına tespit edilmiştir.
Davacı ..., ... Sulh Hukuk Mahkemesinde davalılar aleyhine açtığı müdahalenin men'i davasında, dava konusu taşınmaz yönünden kadastro tutanağı düzenlendiği gerekçesiyle Sulh Hukuk Mahkemesinin verdiği görevsizlik kararı ile dosya Kadastro Mahkemesine gönderilmiştir.
Kadastro Mahkemesince yapılan yargılama neticesinde; müdahalenin men'i istenen yerin bir kısmının 57,77 metrekare ve yol olduğu; diğer kısmının ise 104 ada 1 parsel sayılı orman parseli içinde kaldığı belirlenmiş yol olarak ayrılan kısım ile orman parseli hakkında ki davalar tefrik edilmiştir.
Mahkemece yolda kalan taşınmaz yönünden mahkemenin görevsizliğine, karar kesinleştiğinde ve talep halinde dosyanın yargılama yapmaya yetkili ve görevli Safranbolu Asliye Hukuk Mahkemesine gönderilmesine karar verilmiş; hüküm, davacı vekili tarafından temyiz edilmesi üzerine Yargıtay (Kapatılan) 16. Hukuk Dairesinin 29.02.2016 tarihli ve 2015/1335 Esas, 2016/1911 Karar sayılı kararı ile ''davaya konu taşınmazın tam olarak nerede kaldığı tespit edildikten sonra karar verilmesi'' gereğine değinilerek bozulmuştur.
Mahkemece tefrik edilen 104 ada 1 parsel sayılı taşınmaz yönünden ise yerin orman parseli olduğunu davacının kendisine ait olmayan yere ilişkin müdahalenin men'i isteyemeyeceği dava açmakta aktif dava ehliyeti bulunmadığı gerekçeleriyle davanın reddine karar verilmiş, hükmün davacı vekili tarafından temyiz edilmesi üzerine Yargıtay (Kapatılan) 20. Hukuk Dairesinin 07.02.2017 tarihli ve 2017/359 Esas, 2017/855 Karar sayılı bozma ilamında ''3402 sayılı Kanun'un 30/2. maddesi gereği uyuşmazlığın çözümünde re'sen araştırma ilkesi uygulanarak gerçek hak sahibinin şüpheye yer bırakmayacak şekilde tespiti gerekirken mahkemece bu husus gözardı edildiği, Orman İdaresi ve Hazinenin davaya katılımı sağlanarak, yapılacak keşifte usulünce orman ve zilyetlik araştırması yapılarak sonucuna göre karar verilmesi'' gereğine değinilmiştir.
Mahkemece ayrı ayrı bozma ilamlarına uyulduktan sonra dava dosyalarının birleştirilmesine karar verilmiş ve daha sonra 10.05.2019 tarihli bilirkişi raporunda A harfi ile 108,90 metrekarelik bölümün yolda kaldığı gerekçesiyle işbu dosyadan tefrikine karar verildikten sonra yapılan yargılama sonunda; açılan davanın kısmen kabulü ile dosyaya sunulan 10.05.2019 havale tarihli fen bilirkişileri heyet raporuna ekli krokisinde B harfli ile gösterilen 2.579,86 metrekarelik bölümün orman parseli 104 ada 1 nolu parselden alınarak, davacıya ait 113 ada 3 parsele eklenmesine, bu suretle 104 ada 1 nolu parselin yeni yüzölçümünün 5.995.813,91 metrekare ve 113 ada 3 parselin yeni yüzölçümünün 15.123,54 metrekare olmak üzere, ... ilçesi ... köyü 113 ada 3 parselin tarla vasfıyla davacı ... adına tespit ve tesciline karar verilmiş; hüküm, davalı Hazine vekili ile davalı Orman İdaresi vekili tarafından B harfi ile gösterilen taşınmaz bölümü yönünden ve davalı ... tarafından temyiz edilmiştir.
Mahkemece, Hazinenin ve Orman İdaresinin temyiz itirazları yönünden; 104 ada 1 parsel sayılı taşınmazın B harfi ile gösterilen bölümü yönünden davacı lehine zilyetlikle kazanma koşullarının oluştuğu gerekçesiyle davanın kabulüne karar verilmiş ise de yapılan araştırma ve inceleme hüküm vermeye yeterli bulunmamaktadır. Şöyle ki hükme dayanak yapılan orman bilirkişi raporunda dava konusu taşınmazın eğiminden bahsedilmiş ise de eğimin neye göre belirlendiği, klizimetre ile ölçülüp ölçülmediği açıklanmamış, taşınmazın niteliğinin saptanması bakımından bulunduğu yeri kapsar en eski tarihli dahil stereoskopik ... fotoğraflarının tamamı üzerinde usulünce inceleme yapılmamış, çekişmeli taşınmaza ilişkin fotometrik ve fotogrametrik paftalar getirtilmemiş olmasına, keşif sırasında çekilecek yakın plan ve panoramik fotoğraflardan yararlanılmamış, keşfe ziraat bilirkişisi götürülmediği gibi taşınmazın sınırında çay bulunduğu ve 2005 yılında çayın taşarak sele neden olduğunun beyanlardan anlaşılmasına rağmen keşfe jeolog bilirkişisi götürülmeden yazılı şekilde karar verilmesi doğru olmamıştır.
Hâl böyle olunca; doğru sonuca ulaşılabilmesi için Mahkemece, 104 ada 1 parsel sayılı taşınmazın B harfi ile gösterilen bölümü yönünden yöreye ait en eski tarihli dahil memleket haritası ve ... fotoğraflarının tamamı ile varsa amenajman planı ve komşu parsellere ait kadastro tutanakları, tutanaklar kesinleşmiş ise tapu kayıt örnekleri ve tapu kayıtları mahkeme kararı sonucu oluşmuş ise mahkeme karar örnekleri ilgili yerlerden getirtilip, yaşlı, tarafsız, yöreyi iyi bilen, davada yararı bulunmayan aynı köyde ve komşu köylerde ikamet eden şahıslar arasından seçilecek ayrı ayrı üçer kişilik yerel bilirkişi kurulu ve taraf tanıkları ile önceki bilirkişiler dışında halen Tarım ve Orman Bakanlığı ve bağlı birimlerinde görev yapmayan bu konuda uzman orman mühendisleri arasından seçilecek bir orman mühendisi bilirkişi, bir ziraat mühendisi, bir fen elemanı, bir jeoloji mühendisi ile bir jeodezi ve fotogrametri mühendisi aracılığıyla yeniden keşif yapılmalıdır. Keşifte getirtilen belgeler çekişmeli taşınmazlar ile birlikte çevre araziye de uygulanmak suretiyle taşınmazların öncesinin bu belgelerde ne şekilde nitelendirildiği belirlenmeli; 3116, 4785 ve 5658 sayılı Kanunlar karşısındaki durumu saptanmalı; zilyedlikle veya hukuki değeri kalmamış olan tapu kayıtlarıyla ormandan yer kazanılamayacağı, öncesi orman olan bir yerin üzerindeki orman bitki örtüsü yokedilmiş olsa dahi, salt orman toprağının orman sayılan yer olduğu düşünülmeli; toprak yapısı, bitki örtüsü ve çevresi incelenmeli; keşifte, hakim gözetiminde, taşınmazların dört yönden renkli fotoğrafları çektirilip, onaylanarak dosyaya eklenmeli; yukarıda değinilen diğer belgeler fen, jeodezi ve fotogrametri ile uzman orman bilirkişiler eliyle yerine uygulattırılıp; orijinal-renkli (renkli fotokopi) ... fotoğrafları ve memleket haritasının ölçeği kadastro paftası ölçeğine, yine kadastro paftası ölçeği de ... fotoğrafları ve memleket haritası ölçeğine (Net-Cad veya benzeri programlar kullanılarak) denetime elverişli olacak şekilde çevrildikten sonra komşu ve yakın komşu parselleri de içine alacak şekilde birbiri üzerine aplike edilmek suretiyle çekişmeli taşınmaz, çevre parsellerle birlikte memleket haritası ve ... fotoğrafları üzerinde gösterilmeli; taşınmazların gerçek eğimi klizimetre aletiyle ölçülerek memleket haritalarındaki münhanilerden (yükseklik eğrilerinden) de faydalanılmak suretiyle belirlenmeli; stereoskopik ... fotoğraflarının stereoskop vasıtasıyla üç boyutlu incelemesi yapılarak, temyize konu taşınmazın niteliği ve kullanım durumu ile tasarruf sınırlarını belirgin olarak görünüp görünmediği belirlenmeli, taşınmazların üzerindeki bitki örtüsünün cinsi, yaşı, dağılımı, kapalılık oranı ile taşınmazların imar-ihyaya konu olup olmadığını, olmuş ise imar-ihyaya en erken ne zaman başlanıldığını ve imar-ihyanın hangi tarihte tamamlandığını, taşınmazların ekonomik amacına uygun olarak tarım arazisi niteliğiyle zilyetliğine ne zaman başlanıldığını ve dava konusu taşınmazların 6831 sayılı Orman Kanunu'nun 17/2. maddesinde belirtilen orman içi açıklık vasfında olup olmadığını belirten müşterek imzalı, tereddüte mahal bırakmayacak şekilde, yalnız büro incelemesine değil, uygulamaya ve araştırmaya dayalı, bilirkişilerin onayını taşıyan krokili bilimsel verileri bulunan yeterli ve dosyadaki belgeler ile karşılaştırıldığında denetime elverişli rapor alınmalıdır.
Ayrıca keşifte dinlenecek yerel bilirkişi ve tanıklardan, taşınmazın öncesinin ne olduğu, kim veya kimler tarafından, hangi tarihten beri ve ne şekilde kullanıldığı, imar-ihya gerektiren yerlerden olup olmadığı, böyle yerlerden ise imar-ihyaya konu edilip edilmediği ve edilmiş ise imar-ihyasının hangi tarihte tamamlandığı hususları etraflıca sorulup maddi olaylara dayalı olarak açıklattırılmalı, komşu parsellerin tutanak ve dayanakları uygulanmalı; temyize konu taşınmazı sınır olarak nasıl nitelendirdikleri araştırılmalı; yerel bilirkişiler ve tanıkların sözleri arasında doğabilecek çelişkiler gerektiğinde yüzleştirme yapılarak giderilmeye çalışılmalı; ziraatçi bilirkişiden taşınmazın evveliyatını, toprak yapısını, niteliğini ve zilyetlikle mülk edinilebilecek yerlerden olup olmadığını, komşu taşınmazlarla karşılaştırmalı şekilde açıklayan, bilimsel esaslara ve somut verilere dayalı, ayrıntılı ve gerekçeli rapor alınmalı; jeolog bilirkişiden çekişmeli B harfi ile gösterilen taşınmazın sınırındaki dere yatağında kalıp kalmadığı, derenin aktif dere yatağı olup olmadığı, yatak değiştirip değiştirmediği, aktif olma özelliğini kaybetmiş ise tam olarak hangi tarihte kaybettiğine ilişkin duraksamaya yer vermeyecek şekilde rapor düzenlettirilmeli; fen bilirkişisinden ise, keşfi takibe ve denetlemeye olanak verir rapor ve kroki alınmalı, tanık ve yerel bilirkişi ifadeleri bilimsel esaslara ve maddi bulgulara dayanılarak hazırlanan söz konusu bilirkişi raporlarıyla denetlenmeli 3402 sayılı Kanun'un 14. maddesi uyarınca, adına tescil kararı verilecek kişi ya da kişiler ile diğer mirasçılar ve onların miras bırakanları adına aynı çalışma alanı içerisinde kayıtsız ve belgesizden başkaca taşınmaz mal tesbit ya da tescil edilip edilmediği tapu müdürlüğü ve ilgili kadastro müdürlüğü ile hukuk mahkemeleri yazı işleri müdürlüğünden sorulup, aynı Kanunun 03.07.2005 tarihli ve 5403 sayılı Toprak Koruma ve Arazi Kullanımı Kanunu ile değiştirilen 14/2. maddesi hükmü gözetilerek sulu ve susuz olarak kazanılmış toprak miktarı belirlenip, Kanun'un getirdiği sınırlamanın aşılıp aşılmadığı saptanarak, toplanacak tüm kanıtlar birlikte değerlendirilip, ulaşılacak sonuca göre bir hüküm kurulmalıdır.
Davalı ...'un temyiz itirazlarına gelince; davaya konu olan ancak yolda kaldığı anlaşılan taşınmaz bölümü işbu dosyadan tefrik edildiği halde eldeki kadastro tespitine itiraz davasında taraf sıfatı kalmayan ... yönünden husumetten ret kararı verilmemiş olması, kabule göre de davaya konu olan 113 ada 3 parsel sayılı taşınmazın kadastro sırasında davacı ... adına değil davalı ... adına tespit gördüğü anlaşılmakla dava konusu 113 ada 3 parsel yönünden kadastro tespiti iptal edilmeden davacı adına tesciline karar verilmesi de doğru değildir.
SONUÇ: Yukarda açıklanan nedenlerle davalı Hazine vekili, davalı Orman İdaresi vekili ile davalı ...'un temyiz itirazları yerinde görüldüğünden kabulü ile hükmün 6100 sayılı HMK'nin Geçici 3. maddesi yollaması ile 1086 sayılı HUMK'un 428. maddesi uyarınca BOZULMASINA, taraflarca HUMK'un 440/I maddesi gereğince Yargıtay ilamının tebliğinden itibaren 15 gün içinde karar düzeltme isteğinde bulunulabileceğine, istek halinde peşin harcın temyiz edene iadesine, 21.06.2022 tarihinde oy birliğiyle karar verildi.