Abaküs Yazılım
İdare Dava Daireleri Kurulu
Esas No: 2020/1689
Karar No: 2021/709
Karar Tarihi: 05.04.2021

Danıştay İdare Dava Daireleri Kurulu 2020/1689 Esas 2021/709 Karar Sayılı İlamı

T.C.
D A N I Ş T A Y
İDARİ DAVA DAİRELERİ KURULU
Esas No : 2020/1689
Karar No : 2021/709

TEMYİZ EDEN (DAVACI) : … varisi …
VEKİLİ : Av. …

KARŞI TARAF (DAVALI) : … Valiliği
VEKİLİ : Av. …

DAVALI YANINDA MÜDAHİL : … Turizm İşletmeleri A.Ş.
(Eski Unvan: … Turizm İnşaat ve Tic. A.Ş.)
VEKİLİ : Av. …

İSTEMİN KONUSU : Danıştay Onuncu Dairesinin 16/12/2019 tarih ve E:2018/1130, K:2019/10384 sayılı kararının temyizen incelenerek bozulması istenilmektedir.

YARGILAMA SÜRECİ :
Dava konusu istem: İstanbul İli, Sarıyer İlçesi, … Mahallesi, … pafta, … ada ve … parsel sayılı taşınmazdan kaynaklanan uyuşmazlığın sulhen giderilmesinin uygun görülmesine ilişkin … tarih ve … sayılı Müşterek karar doğrultusunda, anılan taşınmazın … Turizm İnşaat ve Tic. A.Ş. (… Turizm İşletmeleri A.Ş.) adına tescilinin yapılmasının istenilmesi yolunda tesis edilen İstanbul Valiliği Avrupa Yakası Milli Emlak Dairesi Başkanlığının … tarih ve … sayılı işleminin iptali istenilmiştir.
Daire kararının özeti: Danıştay Onuncu Dairesinin 16/12/2019 tarih ve E:2018/1130, K:2019/10384 sayılı kararıyla;
İstanbul İli, Sarıyer İlçesi, … Mahallesi, … pafta, … ada, … parsel sayılı, 14.777,66 m² yüzölçümlü taşınmazın, kadastro çalışmaları sonucunda 27/08/1951 tarihinde … mirasçıları sıfatıyla Yunan vatandaşı altı kişi adına tapuya tescil edildiği, söz konusu taşınmazın daha sonra 25/03/1954 tarihinde satış yoluyla … adına, 26/11/1964 tarihinde miras yoluyla … mirasçıları adına, 01/08/1969 tarihinde satış yoluyla … İnşaat Adi Komandit Şirketine, 20/02/1989 tarihinde de unvan tashihi suretiyle … Turizm İnşaat ve Tic. A.Ş. adına tapuya tescil edildiği,
Hazine tarafından … mirasçılarının bu taşınmazın maliki olmadıkları, dolayısıyla bu kişiler adına tapuda yapılan ilk tescilin usulsüz ve taşınmazın Hazine adına tescilinin gerekli olduğu iddiasıyla Şirket aleyhine açılan davada, … Asliye Hukuk Mahkemesinin … tarih ve E:…, K:… sayılı kararıyla tapunun iptaline ve taşınmazın Hazine adına tesciline karar verildiği, bu kararın Yargıtay … Dairesinin … tarih ve E:…, K:… sayılı kararıyla onandığı,
Anılan Şirket tarafından, aleyhine açılan tapu iptali ve tescil davasında verilen iptal kararının kesinleşmesi üzerine Avrupa İnsan Hakları Mahkemesine başvurulduğu, Mahkemenin … tarih ve Başvuru No:… sayılı kararıyla başvurunun kabul edilebilir olduğuna, Avrupa İnsan Hakları Sözleşmesi'nin eki 1 No'lu Protokol'ün 1. maddesiyle güvence altına alınan mülkiyet hakkının ihlal edildiğine, Sözleşme'nin 41. maddesinin uygulanması konusu saklı tutularak tarafların, bu kararın tebliğinden itibaren altı ay içinde aralarında yapacakları anlaşmalardan Mahkemeyi haberdar etmelerine karar verildiği,
Bu karar üzerine Dışişleri Bakanlığında 23/11/2009 tarihinde yapılan toplantıda taraflar arasında Sulh Anlaşması taslağı düzenlenerek, Maliye Bakanlığı tarafından söz konusu taşınmazın Şirkete aynen iade edilmesi, Şirket ve hissedarlarından istenilen ecrimisil alacağından işlemiş faizi ile birlikte vazgeçilmesi, Şirket tarafından ise, Avrupa İnsan Hakları Mahkemesindeki davasından, Türkiye'deki davalardan ve henüz kesinleşmemiş olanlar da dahil olmak üzere bu davalarda talep edilen tazminatlardan vazgeçilmesi ve söz konusu taşınmaz ile ilgili olarak mahkeme masrafı, harç, vekalet ücreti gibi her türlü masraf ile Sulhnamenin uygulanması ve taşınmazın iadesi esnasında oluşacak her türlü giderin Şirket tarafından ödenmesi hususlarında anlaşmaya varıldığı,
Mevcut ihtilafın mülga 4353 sayılı Maliye Vekaleti Baş Hukuk Müşavirliğinin ve Muhakemat Umum Müdürlüğünün Vazifelerine, Devlet Davalarının Takibi Usullerine ve Merkez ve Vilayetler Kadrolarında Bazı Değişiklikler Yapılmasına Dair Kanun'un 30. maddesinde öngörülen usul ve esaslar dahilinde sulhen giderilmesi amacıyla hazırlanan Sulh Anlaşması taslağının uygun mütalaa verilmesi istemiyle Danıştay Birinci Dairesine sunulduğu ve anılan Dairenin 01/06/2010 tarih ve E:2010/664, K:2010/877 sayılı kararı ile Sulhname tasarısı çerçevesinde ihtilafın çözülmesinde kamu yararı bulunduğu belirtilerek istem hakkında 4353 sayılı Kanun'un 30. maddesi uyarınca uygun görüş bildirilmesine karar verildiği,
Danıştay Birinci Dairesinin söz konusu kararı neticesinde 21/08/2010 tarihinde, Cumhurbaşkanı, Başbakan, Dışişleri Bakanı ve Maliye Bakanı tarafından uyuşmazlığın Danıştay Birinci Dairesinin mütalaasında yer alan esaslar çerçevesinde sulhen giderilmesinin, 4353 sayılı Kanun'un 30. maddesine dayanılarak uygun görüldüğüne dair … sayılı kararın alındığı,
Bu karar üzerine, İstanbul Valiliği Avrupa Yakası Milli Emlak Dairesi Başkanlığı tarafından dava konusu işlemle, ihtilaf konusu taşınmazın, … Turizm İnşaat ve Tic. A.Ş. (… Turizm İşletmeleri A.Ş.) adına tescilinin yapılmasının istenilmesi üzerine bakılmakta olan davanın açıldığı,
Davalı yanında müdahil Şirketin, davacının dava açma ehliyetinin bulunmadığı yolundaki usuli itirazının yerinde görülmediği,
Bakılmakta olan uyuşmazlıkta, Avrupa İnsan Hakları Mahkemesinin, işbu davada davalı idare yanında müdahil olan Şirket tarafından yapılan başvurunun kabul edilebilir olduğu, mülkiyet hakkının ihlal edildiği ve Sözleşme'nin 41. maddesinin uygulanması saklı tutularak tarafların yapacakları anlaşmalardan Mahkemeyi haberdar etmeleri yolundaki kararı sonucu hazırlanan Sulhname taslağına, Danıştay Birinci Dairesince 4353 sayılı Kanun'un 30. maddesi uyarınca uygun görüş verilmesi üzerine alınan 21/08/2010 tarih ve 2010/5971 sayılı Müşterek karar uyarınca tesis edilmiş olan dava konusu işlemde, öncelikle bu yönden hukuka aykırılık bulunmadığı,
Diğer taraftan, davacı tarafından dava konusu taşınmazın 217,00 m²'lik kısmının, üzerine yapmış olduğu ev ile birlikte 35 yıl boyunca murisi … tarafından kullanıldığı ve bu kullanımdan dolayı öncelik hakkı olduğu, kullanımı karşılığında ecrimisil bedeli ve belediye tarafından emlak vergisi tahakkuk ettirildiği, bunlara ilişkin kısmi ödemeler yapıldığı iddia edilmekte ise de; dosyada bulunan bilgi ve belgelerin incelenmesinden, davacı murisinin, taşınmazın 217,00 m²'lik kısmını kullandığını iddia ettiği süre boyunca, taşınmazın, müdahil şirket ve Hazine adına tapulu bir yer olduğu, tapulu taşınmazların kural olarak zilyetlikle ya da kullanımla mülkiyetinin kazanılmasının hukuken mümkün olmadığı, ayrıca taşınmaz üzerinde davacı murisi lehine tesis edilmiş bir ayni hakkın da bulunmadığının görüldüğü,
Bunun yanında, dava konusu taşınmaz nedeniyle ecrimisil tahakkuk ettirilmesi ve emlak vergisi ödenmiş olmasının da davacı murisinin taşınmazda hak sahibi olarak kabul edilmesine imkan vermediği, kaldı ki davacı murisinin, adına tahakkuk ettirilmiş olan ecrimisili ödemediği, davacının da … varisi olarak adına tahakkuk ettirilen ecrimisilin tamamını ödemediğinin anlaşıldığı ve dosyada bulunan belgeler arasında emlak vergisinin ödendiğine dair bir makbuza da rastlanılmadığı,
Öte yandan, davacı tarafından davalı idare ve müdahil Şirket aleyhine … Asliye Hukuk Mahkemesinde Şirket adına olan taşınmazın tamamının tapu kaydının iptali ile 217,00 m²'lik iki katlı ev ve eklentilerinin adına tescili, taşınmazın aynen iadesinin mümkün olmaması halinde değerinin tespit edilerek yasal faizi ile birlikte tahsiline karar verilmesi istemiyle açılan dava sonucunda, Mahkemenin … tarih ve E:…, K:… sayılı kararıyla, davacı murisinin dava konusu yapılan parsel ve 217,00 m² alanlı taşınmaz üzerinde akdi veya hukuki herhangi bir hakkının bulunmadığı gerekçesiyle davanın reddine karar verildiği,
Davacı tarafından anılan karara karşı istinaf yoluna başvurulması üzerine … Bölge Adliye Mahkemesi … Dairesinin … tarih ve E:…, K:… sayılı kararı ile, 3402 sayılı Kadastro Kanunu'nun 12. maddesinin üçüncü fıkrasında öngörülen 10 yıllık hak düşürücü sürenin geçirilmiş olması nedeniyle davanın usulden reddine karar verilmesi gerektiği, davacının ayın isteme hakkının bulunmadığı bir yerde bedel talep etmesine de olanak bulunmadığı gerekçesiyle davanın reddine karar verildiğinin anlaşıldığı,
Bu doğrultuda, yukarıda yapılan açıklamalar ve değerlendirmeler ışığında dava konusu işlemde hukuka aykırılık bulunmadığı gerekçesiyle davanın reddine karar verilmiştir.

TEMYİZ EDENİN İDDİALARI: Davacı tarafından, dava aşamasında beyan edilen hususların hiçbirinin araştırılmadığı, dava konusu 14.777,66 m²'lik taşınmaz üzerinde bulunan 217,00 m² kullanım alanına sahip iki katlı bina ile eklentilerinin murisi tarafından yapıldığı ve yıllarca kullanıldığı, murisinin burada arazinin gerçek maliki konumunda olan Yunan vatandaşı bir kadınla birlikte yaşadığı, taşınmazın Yunan vatandaşlarına ait olduğu ve usulsüz işlemlerle Türkiye Cumhuriyeti vatandaşına geçtiğinin tespit edildiği, dava yoluyla, tescil iptal edilmesine rağmen usulsüz işlemleri yapanlar hakkında herhangi bir suç duyurusu ve soruşturma yapılmadığı, usulüne aykırı tebligatlar ve muhtarlık nezdinde oluşturulan sahte belgeler yoluyla murisinin hiçbir şeyden haberi olmadığı halde haberdarmış gibi gösterildiği, gelişen süreçte taşınmaza yaklaşık kırk katı kadar bedel takdir edildiği ve taşınmazın şirkete adeta bağışlandığı, deliller yeterince değerlendirilmeden eksik inceleme ile verilen ve usul ve Kanun'a aykırı Daire kararının bozulması gerektiği ileri sürülmektedir.

KARŞI TARAFIN SAVUNMALARI : Davalı idare yanında müdahil tarafından, Danıştay Onuncu Dairesince verilen kararın usul ve hukuka uygun bulunduğu ve temyiz dilekçesinde öne sürülen nedenlerin, kararın bozulmasını gerektirecek nitelikte olmadığı belirtilerek temyiz isteminin reddi gerektiği savunulmakta olup, davalı idare tarafından savunma verilmemiştir.

DANIŞTAY TETKİK HÂKİMİ …'IN DÜŞÜNCESİ : Temyiz isteminin reddi ile Daire kararının onanması gerektiği düşünülmektedir.

TÜRK MİLLETİ ADINA
Karar veren Danıştay İdari Dava Daireleri Kurulunca, Tetkik Hâkiminin açıklamaları dinlendikten ve dosyadaki belgeler incelendikten sonra gereği görüşüldü:

HUKUKİ DEĞERLENDİRME:
Danıştay dava dairelerinin nihai kararlarının temyizen incelenerek bozulması, 2577 sayılı İdari Yargılama Usulü Kanunu'nun 49. maddesinde yer alan;
"a) Görev ve yetki dışında bir işe bakılmış olması,
b) Hukuka aykırı karar verilmesi,
c)Usul hükümlerinin uygulanmasında kararı etkileyebilecek nitelikte hata veya eksikliklerin bulunması" sebeplerinden birinin varlığı hâlinde mümkündür.
Temyizen incelenen karar usul ve hukuka uygun olup, temyiz dilekçesinde ileri sürülen iddialar kararın bozulmasını gerektirecek nitelikte görülmemiştir.

KARAR SONUCU:
Açıklanan nedenlerle;
1. Davacının temyiz isteminin REDDİNE,
2. Davanın yukarıda özetlenen gerekçeyle reddine ilişkin Danıştay Onuncu Dairesinin temyize konu 16/12/2019 tarih ve E:2018/1130, K:2019/10384 sayılı kararının ONANMASINA,
3. Kesin olarak 05/04/2021 tarihinde oybirliği ile karar verildi.

Sayın kullanıcılarımız, siteden kaldırılmasını istediğiniz karar için veya isim düzeltmeleri için bilgi@abakusyazilim.com.tr adresine mail göndererek bildirimde bulunabilirsiniz.

Son Eklenen İçtihatlar   AYM Kararları   Danıştay Kararları   Uyuşmazlık M. Kararları   Ceza Genel Kurulu Kararları   1. Ceza Dairesi Kararları   2. Ceza Dairesi Kararları   3. Ceza Dairesi Kararları   4. Ceza Dairesi Kararları   5. Ceza Dairesi Kararları   6. Ceza Dairesi Kararları   7. Ceza Dairesi Kararları   8. Ceza Dairesi Kararları   9. Ceza Dairesi Kararları   10. Ceza Dairesi Kararları   11. Ceza Dairesi Kararları   12. Ceza Dairesi Kararları   13. Ceza Dairesi Kararları   14. Ceza Dairesi Kararları   15. Ceza Dairesi Kararları   16. Ceza Dairesi Kararları   17. Ceza Dairesi Kararları   18. Ceza Dairesi Kararları   19. Ceza Dairesi Kararları   20. Ceza Dairesi Kararları   21. Ceza Dairesi Kararları   22. Ceza Dairesi Kararları   23. Ceza Dairesi Kararları   Hukuk Genel Kurulu Kararları   1. Hukuk Dairesi Kararları   2. Hukuk Dairesi Kararları   3. Hukuk Dairesi Kararları   4. Hukuk Dairesi Kararları   5. Hukuk Dairesi Kararları   6. Hukuk Dairesi Kararları   7. Hukuk Dairesi Kararları   8. Hukuk Dairesi Kararları   9. Hukuk Dairesi Kararları   10. Hukuk Dairesi Kararları   11. Hukuk Dairesi Kararları   12. Hukuk Dairesi Kararları   13. Hukuk Dairesi Kararları   14. Hukuk Dairesi Kararları   15. Hukuk Dairesi Kararları   16. Hukuk Dairesi Kararları   17. Hukuk Dairesi Kararları   18. Hukuk Dairesi Kararları   19. Hukuk Dairesi Kararları   20. Hukuk Dairesi Kararları   21. Hukuk Dairesi Kararları   22. Hukuk Dairesi Kararları   23. Hukuk Dairesi Kararları   BAM Hukuk M. Kararları   Yerel Mah. Kararları  


Avukat Web Sitesi