Abaküs Yazılım
İdare Dava Daireleri Kurulu
Esas No: 2020/2722
Karar No: 2021/708
Karar Tarihi: 05.04.2021

Danıştay İdare Dava Daireleri Kurulu 2020/2722 Esas 2021/708 Karar Sayılı İlamı

T.C.
D A N I Ş T A Y
İDARİ DAVA DAİRELERİ KURULU
Esas No : 2020/2722
Karar No : 2021/708

TEMYİZ EDENLER : 1-(DAVALI): … Bakanlığı

VEKİLİ: I. Huk. Müş. Yrd. V. …

2-(DAVALI YANINDA MÜDAHİL): … Belediye Başkanlığı

VEKİLLERİ: Av. …, Av. …

KARŞI TARAF (DAVACILAR) : 1- … Köyü Tüzel Kişiliği
2- …

VEKİLİ : Av. …

İSTEMİN KONUSU : Danıştay Sekizinci Dairesinin 10/02/2020 tarih ve E:2017/3551, K:2020/637 sayılı kararının temyizen incelenerek bozulması istenilmektedir.

YARGILAMA SÜRECİ :
Dava konusu istem: 14/11/2013 tarih ve 28821 sayılı Resmi Gazete'de yayımlanan, Afyonkarahisar Merkez ilçesine bağlı … Köyü'nün ve diğer bazı köylerin, tüzel kişiliğinin kaldırılarak, Afyonkarahisar Belediyesi sınırları içine katılmasının 5393 sayılı Belediye Kanunu'nun 11. maddesi uyarıca uygun görülmesine ilişkin … tarih ve ... sayılı Sınır Tespit Kararının, … Köyü Tüzel Kişiliğine ilişkin kısmının iptali istenilmiştir.
Daire kararının özeti: Danıştay Sekizinci Dairesinin 10/02/2020 tarih ve E:2017/3551, K:2020/637 sayılı kararıyla;
Dairelerince uyuşmazlığın çözümünün teknik bilgiyi gerekli kılması nedeniyle yerinde yaptırılan keşif ve bilirkişi incelemesi sonucu hazırlanan raporda özetle;
"Davacı Köyün alt yapı ve imar çalışmasının kendisi tarafından yapıldığı ve kendine yeter düzeyde olduğu, ilk ve orta okulu olduğu, Afyonkarahisar Belediyesinin 1980'den bu yana nüfus artış hızının yaklaşık yarıya yakın bir oranda azalmış olduğu, dolayısıyla müdahil Belediyenin ileriki yıllarda nüfus artışında oransal bir yükseliş değil, tersine düşüş beklenmesi gerektiği,
Müdahil Belediye gelirlerinin 1/6'sının taşınmaz satışına dayandığı, bunun sürdürülebilir bir durum olmaması sebebiyle ilerde belediye hizmetlerinin aksamasına yol açacağı,

1/5.000 ölçekli nazım imar planında davacı Köyün, kırsal yerleşme olarak kentsel gelişim alanı dışında tutulduğu, son hazırlanan 2018 tarihli imar planında da durumun aynı olduğu, davacı Köyün, korunması gereken nitelikli topraklara sahip olduğu,
Belediye sınırının belirlenmesi konusunda düzenlemelerin genel imar düzeninin oluşturulmasına katkıda bulunması, yerleşmelerin koruma ve gelişme hedeflerini desteklemesi gerektiği, dava konusu işlemin ise, Afyonkarahisar kentinin ve çevresinin genel imar düzeni ile bir ilişki kurma kaygısı taşımadığı, kentin planlarıyla elde edilmeye çalışılan üst biçimi bozmaya aday olduğu, söz konusu alanın Çevre Düzeni Planının da dışında kalan bir alan olarak belediyeye dahil edilmesinin en iyi durumda, kentin merkezine hizmet sunumunu zayıflatacağı, bu koruma bölgesinin kentsel gelişmeye açılmasıyla zirai alanların yok olacağı,
Afyonkarahisar kentinin yeterince planlanmış alanı olduğu, kentin büyüme hızı ve nüfus artış oranı dikkate alındığında, planlanmış alanların artırılmasını ve planlama hedeflerinin değişmesini gerektiren hiçbir nesnel koşul görülmediği, gereğinden çok imarlı alanın kaynak israfına, kamu zararına yol açacağı, Köyün, tarım ve hayvancılıkta önemli bir iktisadi alt yapı sağlayarak, merkezin ekonomisini de desteklediği, gıda sektörüne önemli katkı verdiğinin gözlemlendiği, işlem ile bu üretimin zayıflayacağı, manda üretimi yapılan köyde kentleşmenin yarar sağlamayacağı,
Dava konusu düzenlemenin, ilgili mevzuatta öngörülen koşullar, olası sosyo-ekonomik etkiler, kentsel gelişme süreç ve olanakları ile yönetimin mekansal örgütlenmesi arasındaki ilişki, kentin imar planlama öngörüleri ve kentsel büyüme süreç ve olanakları çerçevesinde değerlendirdiği ve dava konusu düzenlemenin kamusal yararlar, şehircilik ilkeleri ve planlama esasları açısından olumlu olmadığı...", şeklinde görüş belirtildiği,
Davalı yanında müdahil Belediyece, davacı Köyle birlikte etrafındaki Köylerin de belediye sınırına katıldığı, davacı Köyün kendilerince yapılan kanalizasyonu kullandığı, Belediyenin davacı Köyde sondaj kuyusu olduğu, diğer Köylere sunulan su hattının davacı Köyden mecburen geçmekte olduğu, diğer belediye sınırına katılan Köylerle birlikte yol ağı bütünlüğü ve şehir bütünlüğünün sağlanacağı yönünde rapora itirazda bulunulması üzerine, Dairelerince; davacı Köy ile birlikte tüzel kişilikleri kaldırılarak Afyonkarahisar Belediyesine katılan ve davacı Köy ile aynı güzergahta olan Köylerin belediye sınırına katıldığı ve belediye hizmetlerinin bu Köylere de götürüleceği hususu gözetilerek, davacı Köyün belediye sınırına katılmasının mı, yoksa ayrı kalmasının mı temel alt yapı hizmetlerinin sunumu için yararlı olacağı, davacı Köyün tüzel kişiliğinin korunarak belediye sınırından çıkartılması halinde imar planları ve temel alt yapı hizmetleri yönünden bir sakıncanın ve aksamanın olup olmayacağı, bu hususun diğer köylerin hizmet almasına ve planlama sürecine etkisinin ne olacağının şehircilik ve planlama ilkeleri ile şehrin bütünlüğü yönünden değerlendirilmesi amacıyla bilirkişi kurulundan ek rapor alınmasına karar verildiği,
Bilirkişilerce sunulan ek raporda; "Söz konusu Köylere yönelik işlemler dava konusu olmamış ise de, aynı tespitlerin onlar için de geçerli olduğu ve dava konusu işlemin planlama sürecini bozucu etki yapacağı, merkeze belediye hizmetlerinin sunumunu zayıflatacağı, ek mali külfetlere sebep olacağı, davacı Köyün belediye sınırı dışında kalmasının, belediye sınırına katılan Köylere temel alt yapı hizmeti götürülmesine engel teşkil etmediği, bu durumun teknik bir sorun oluşturmayacağı, diğer yandan mücavir saha içinde bulunan davacı Köye ilişkin planlama yetkisinin belediyeye ait olması sebebiyle, planlama bakımından da bir sorun olmayacağı..." hususlarının belirtildiği,
İdari yargılama hukukunda, iptal davasına konu edilen işlemlerin, işlemin tesis edildiği tarih itibarıyla hukukilik denetiminin yapılacağı ve iptal kararlarının da bu tarihten itibaren hüküm ve sonuç doğuracağı açık olduğundan, davacı Köy ile belediye merkezi arasında yer alan ve belediye sınırına katılan diğer Köylerin, katılma işlemine dava açmaması ve bu sebeple davacı Köyün tüzel kişiliğinin korunması sebebiyle belediye hizmetlerinde bütünlüğün bozulacağı yönündeki iddiaya; hukuka aykırılığı tespit edilen işlemin salt bu nedenle geçerli hale geleceğinin kabulünün mümkün olmaması sebebiyle itibar edilemeceği,
Bu durumda, 5393 sayılı Kanun'un 11. maddesinde öngörülen genel imar düzeni veya temel alt yapı hizmetlerinin gerekli kılması koşullarının gerçekleşmediği anlaşıldığından, ... Köyü'nün tüzel kişiliğinin kaldırılarak Afyonkarahisar Belediyesi sınırlarına katılmasına ilişkin müşterek kararnamede, hukuka, kamu yararına ve hizmet gereklerine uygunluk bulunmadığı gerekçesiyle iptaline karar verilmiştir.

TEMYİZ EDENLERİN İDDİALARI : Davalı idare ve yanında müdahil tarafından, Sınır Tespit Kararına konu Köylerin belediye sınırına dahil edilmesiyle birlikte buralara sunulan teknik altyapı hizmetleri, ulaşım, sağlık ve eğitim hizmetlerinin arttığı, tarım ve hayvancılıkla ilgili herhangi bir kısıtlayıcı durumun bulunmadığı, bu faaliyetlerin devam ettiği, zaten imar planı yapılırken de ilgili kurumların görüşleri çerçevesinde plan kararlarının geliştirileceği ve ilgili mevzuattaki kısıtlamalara uyulacağı, Köylerin belediye sınırına alınmasında kamu yararı bulunduğu, müdahil Belediyenin imar düzeni ve teknik altyapı hizmetlerinin yürütülmesi bakımından kendi sorumluluğunu tam anlamıyla sağlayabilecek kapasitede bulunduğu, zaten dava konusu Köyde de belediyenin içme suyu hizmetini sağladığı tesisatların bulunduğu, dava konusu Köyün atık sularının foseptikten sızarak yer altı sularına karıştığı, atıksu arıtma tesisi ile entegrasyonun sağlanması için belediyecilik hizmetlerinin sunulması gerektiği, bu Köyün yol bakım ve tamir hizmetlerinin de belediye tarafından sağlandığı, yol ağlarında bütünlüğün sağlanabilmesi için davacı Köyün belediye sınırına alınmasının önemli olduğu, fen ve sanat normları ile Deprem Yönetmeliğine uygun yapılaşmaların gerçekleştirilebilmesi açısından da Köyün, belediye sınırına alınmasının önem arz ettiği, devlet hastanesi, çevre yolu, üniversite, askeri havaalanı, sanayi tesisleri gibi yatırımların, kentin kuzey yönünde yapılmasından kaynaklı olarak Afyonkarahisar İlinin kuzeybatı istikametinde genişlediğinin göz önüne alınması gerektiği, dava konusu Köyün arkasında bulunan ve aynı işlemle mahalle statüsüyle belediye sınırlarına dahil edilen iki Köye götürülecek alt ve üst yapı hizmetlerinin dava konusu Köy sınırından yapılması gerektiği, bu nedenle dava konusu Köyün sınır dışına çıkarılmasının, bu iki mahalleyi olumsuz etkilemesinin kaçınılmaz olduğu, halihazırda müdahil Belediye tarafından, mahalle olarak bağlanan bütün köylere belli başlı yatırımların yapıldığı, bu nedenle Daire kararının bozulması gerektiği ileri sürülmektedir.

KARŞI TARAFIN SAVUNMASI : Davacılar tarafından, Danıştay Sekizinci Dairesince verilen kararın usul ve hukuka uygun bulunduğu ve temyiz dilekçesinde öne sürülen nedenlerin, kararın bozulmasını gerektirecek nitelikte olmadığı belirtilerek temyiz isteminin reddi gerektiği savunulmaktadır.

DANIŞTAY TETKİK HÂKİMİ … DÜŞÜNCESİ : Temyiz istemlerinin reddi ile Daire kararının onanması gerektiği düşünülmektedir.

TÜRK MİLLETİ ADINA
Karar veren Danıştay İdari Dava Daireleri Kurulunca, Tetkik Hâkiminin açıklamaları dinlendikten ve dosyadaki belgeler incelendikten sonra gereği görüşüldü:
Üye …'in; dava konusu işlemle tüzel kişiliği kaldırılan ... Köyünün, taraf ve dava ehliyetini kaybetmesinden dolayı, tüzel kişi sıfatıyla dava açabilmesine hukuken imkan bulunmadığı, bu nedenle ... Köyünün objektif dava açma ehliyetinin bulunmadığı yolundaki usule ilişkin oyuna karşılık; davacılardan ... Köyünün, tüzel kişiliğinin kaldırılmasına ilişkin işleme karşı açtığı işbu dava kapsamında, tüzel kişiliğe bağlı taraf ve dava ehliyetinin devam ettiğine ve objektif dava açma ehliyetinin bulunduğuna oyçokluğu ile karar verilerek işin esasının incelenmesine geçildi.

HUKUKİ DEĞERLENDİRME:
Danıştay dava dairelerinin nihai kararlarının temyizen incelenerek bozulması, 2577 sayılı İdari Yargılama Usulü Kanunu'nun 49. maddesinde yer alan;
"a) Görev ve yetki dışında bir işe bakılmış olması,
b) Hukuka aykırı karar verilmesi,
c)Usul hükümlerinin uygulanmasında kararı etkileyebilecek nitelikte hata veya eksikliklerin bulunması" sebeplerinden birinin varlığı hâlinde mümkündür.
Temyizen incelenen karar usul ve hukuka uygun olup, temyiz dilekçelerinde ileri sürülen iddialar kararın bozulmasını gerektirecek nitelikte görülmemiştir.

KARAR SONUCU:
Açıklanan nedenlerle;
1. Davalı idare ve yanında müdahilin temyiz istemlerinin REDDİNE,
2. Dava konusu işlemin yukarıda özetlenen gerekçeyle iptaline ilişkin Danıştay Sekizinci Dairesinin temyize konu 10/02/2020 tarih ve E:2017/3551, K:2020/637 sayılı kararının ONANMASINA,
3. Kesin olarak 05/04/2021 tarihinde oybirliği ile karar verildi.

Sayın kullanıcılarımız, siteden kaldırılmasını istediğiniz karar için veya isim düzeltmeleri için bilgi@abakusyazilim.com.tr adresine mail göndererek bildirimde bulunabilirsiniz.

Son Eklenen İçtihatlar   AYM Kararları   Danıştay Kararları   Uyuşmazlık M. Kararları   Ceza Genel Kurulu Kararları   1. Ceza Dairesi Kararları   2. Ceza Dairesi Kararları   3. Ceza Dairesi Kararları   4. Ceza Dairesi Kararları   5. Ceza Dairesi Kararları   6. Ceza Dairesi Kararları   7. Ceza Dairesi Kararları   8. Ceza Dairesi Kararları   9. Ceza Dairesi Kararları   10. Ceza Dairesi Kararları   11. Ceza Dairesi Kararları   12. Ceza Dairesi Kararları   13. Ceza Dairesi Kararları   14. Ceza Dairesi Kararları   15. Ceza Dairesi Kararları   16. Ceza Dairesi Kararları   17. Ceza Dairesi Kararları   18. Ceza Dairesi Kararları   19. Ceza Dairesi Kararları   20. Ceza Dairesi Kararları   21. Ceza Dairesi Kararları   22. Ceza Dairesi Kararları   23. Ceza Dairesi Kararları   Hukuk Genel Kurulu Kararları   1. Hukuk Dairesi Kararları   2. Hukuk Dairesi Kararları   3. Hukuk Dairesi Kararları   4. Hukuk Dairesi Kararları   5. Hukuk Dairesi Kararları   6. Hukuk Dairesi Kararları   7. Hukuk Dairesi Kararları   8. Hukuk Dairesi Kararları   9. Hukuk Dairesi Kararları   10. Hukuk Dairesi Kararları   11. Hukuk Dairesi Kararları   12. Hukuk Dairesi Kararları   13. Hukuk Dairesi Kararları   14. Hukuk Dairesi Kararları   15. Hukuk Dairesi Kararları   16. Hukuk Dairesi Kararları   17. Hukuk Dairesi Kararları   18. Hukuk Dairesi Kararları   19. Hukuk Dairesi Kararları   20. Hukuk Dairesi Kararları   21. Hukuk Dairesi Kararları   22. Hukuk Dairesi Kararları   23. Hukuk Dairesi Kararları   BAM Hukuk M. Kararları   Yerel Mah. Kararları  


Avukat Web Sitesi