4. Hukuk Dairesi 2018/4841 E. , 2019/2009 K.
"İçtihat Metni"
MAHKEMESİ :Asliye Hukuk Mahkemesi
Davacı ... ve ...... AŞ vekili Avukat ...... tarafından, davalılar ...... AŞ ve diğerleri aleyhine 13/05/2014 gününde verilen dilekçe ile basın yoluyla kişilik haklarına saldırıdan kaynaklanan manevi tazminat ve kararın yayınlanması istenmesi üzerine mahkemece yapılan yargılama sonunda; davanın kısmen kabulüne dair verilen 25/12/2014 günlü kararın Yargıtayca incelenmesi davalılar vekili tarafından süresi içinde istenilmekle temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten sonra tetkik hakimi tarafından hazırlanan rapor ile dosya içerisindeki kağıtlar incelenerek gereği görüşüldü.
1)Davalıların, davacılardan ...... İşletmeleri AŞ"ye yönelik temyiz itirazlarının incelenmesinde;
Dava, basın yoluyla kişilik haklarına saldırıdan kaynaklanan manevi tazminat ve kararın yayınlanması istemine ilişkindir. Mahkemece davanın kısmen kabulüne karar verilmiş; hüküm, davalılar vekili tarafından temyiz edilmiştir.
Davacılar vekili, davalılardan şirketin imtiyaz sahibi olduğu ...... Gazetesinin 28/04/2014 tarihli nüshasında "...... Başında" başlıklı bir haber yayınlandığını, anılan bu haberde gerçeğe aykırı ve asılsız iddialara yer verildiğini, davacıların zan altında bırakılarak ticari itibarlarının zedelendiğini, davalıların basın özgürlüğü sınırlarını aşarak, davacıların kişilik haklarını ağır şekilde ihlal ettiklerini belirterek oluşan manevi zararın tazminini ve kararın yayınlanmasını talep etmiştir.
Davalılar vekili, davanın reddi gerektiğini savunmuştur.
Mahkemece, dava konusu haberin haber verme amacından ziyade davacıları karalamaya yönelik olduğu ve basın özgürlüğü sınırlarının aşıldığı gerekçesiyle davanın kısmen kabulüne karar verilmiştir.
Dosya kapsamından, davacılardan ...... İşletmeleri AŞ Yönetim Kurulunun karardan sonra, 28/02/2017 tarihli kararı ile davadan feragat ettiği, davacı şirket vekili Av. ...’un 27/03/2017 e-imza tarihli dilekçesi ile anılan yönetim kurulu kararını ibraz ettiği ve davadan feragat ettiklerini bildirdiği, davacı şirket tarafından Av. ...’a verilen vekaletnamenin davadan feragat yetkisini de haiz olduğu anlaşılmaktadır. Feragat, davacının, talep sonucundan kısmen veya tamamen vazgeçmesidir (HMK m. 307). Niteliği gereği karşı tarafın kabulüne bağlı olmayan, tek taraflı irade beyanı ile davayı sonuçlandıran ve kesin hükmün sonuçlarını doğuran bir usul işlemi olması hasebiyle feragat davanın her aşamasında nazara alınır. Hal böyle olunca, davacı şirket yönünden öncelikle davadan feragat hakkında bir karar verilmek üzere hükmün bozulması gerekmiştir.
2) Davalıların, davacılardan ..."e yönelik temyiz itirazlarının incelenmesinde;
Basın özgürlüğü, Anayasa"nın 28. maddesi ile 5187 sayılı Basın Kanunu"nun 1. ve 3.maddelerinde düzenlenmiştir. Bu düzenlemelerde basının özgürce yayın yapmasının güvence altına alındığı görülmektedir. Basına sağlanan güvencenin amacı; toplumun sağlıklı, mutlu ve güvenlik içinde yaşayabilmesini gerçekleştirmektir. Bu durum da halkın dünyada ve özellikle içinde yaşadığı toplumda meydana gelen ve toplumu ilgilendiren konularda bilgi sahibi olması ile olanaklıdır. Basın, olayları izleme, araştırma, değerlendirme, yayma ve böylece kişileri bilgilendirme, öğretme, aydınlatma ve yönlendirmede yetkili ve aynı zamanda sorumludur. Basının bu nedenle ayrı bir konumu bulunmaktadır. Bunun içindir ki, bu tür davaların çözüme kavuşturulmasında ayrı ölçütlerin koşul olarak aranması, genel durumlardaki hukuka aykırılık teşkil eden eylemlerin değerlendirilmesinden farklı bir yöntemin izlenmesi gerekmektedir. Basın dışı bir olaydaki davranış biçiminin hukuka aykırılık oluşturduğunun kabul edildiği durumlarda, basın yoluyla yapılan bir yayındaki olay hukuka aykırılık oluşturmayabilir.
Ne var ki basın özgürlüğü sınırsız olmayıp, yayınlarında Anayasa"nın Temel Hak ve Özgürlükler bölümü ile Türk Medeni Kanunu"nun 24 ve 25. maddesinde yer alan ve yine özel yasalarla güvence altına alınmış bulunan kişilik haklarına saldırıda bulunulmaması da yasal ve hukuki bir zorunluluktur.
Basın özgürlüğü ile kişilik değerlerinin karşı karşıya geldiği durumlarda; hukuk düzeninin çatışan iki değeri aynı zamanda koruma altına alması düşünülemez. Bu iki değerden birinin diğerine üstün tutulması gerektiği, bunun sonucunda da, daha az üstün olan yararın daha çok üstün tutulması gereken yarar karşısında o olayda ve o an için korumasız kalmasının uygunluğu kabul edilecektir. Bunun için temel ölçüt kamu yararıdır. Gerek yazılı ve gerekse görsel basın bu işlevini yerine getirirken, özellikle yayının gerçek olmasını, kamu yararı bulunmasını, toplumsal ilginin varlığını, konunun güncelliğini gözetmeli, haberi verirken özle biçim arasındaki dengeyi de korumalıdır. Yine basın, objektif sınırlar içinde kalmak suretiyle yayın yapmalıdır. O anda ve görünürde var olup da sonradan gerçek olmadığı anlaşılan olayların yayınından da basın sorumlu tutulmamalıdır.
Tüm bu açıklamalar ışığında somut olay değerlendirildiğinde; haberin güncel ve kamu yararına ilişkin konularla alakalı olduğu, kamunun haber alma özgürlüğü kapsamında yayınlanan bir haber niteliğinde olduğu, davacı ... hakkında eleştirel mahiyette ifadelere yer verildiği, ayrıca dosyada mevcut olan ...... 1. İdare Mahkemesinin 2014/443 esas sayılı dosyası ile ...... 2. İdare Mahkemesinin 2014/240 esas sayılı dosyasında verilen yürütmeyi durdurma kararları da dikkate alındığında haberin görünür gerçeğe uygun olduğu ve basın özgürlüğü kapsamında kaldığı anlaşılmaktadır. Şu durumda, davacı ... davasının tümden reddine karar verilmesi gerekirken yanılgılı gerekçeyle davanın kısmen kabulüne karar verilmesi doğru görülmemiş; açıklanan nedenlerle kararın bozulması gerekmiştir.
SONUÇ: Temyiz edilen kararın yukarıda (1 ve 2) numaralı bentlerde açıklanan nedenlerle BOZULMASINA; (1) nolu bentteki bozma nedenine göre davalıların davacılardan ...... İşletmeleri AŞ’ne yönelik temyiz itirazlarının şimdilik incelenmesine yer olmadığına ve peşin alınan harcın istek halinde geri verilmesine 03/04/2019 gününde oy birliğiyle karar verildi.