Esas No: 2020/1090
Karar No: 2021/700
Karar Tarihi: 05.04.2021
Danıştay İdare Dava Daireleri Kurulu 2020/1090 Esas 2021/700 Karar Sayılı İlamı
T.C.
D A N I Ş T A Y
İDARİ DAVA DAİRELERİ KURULU
Esas No : 2020/1090
Karar No : 2021/700
TEMYİZ EDEN (DAVALI) : ... Bakanlığı
VEKİLİ : ...
KARŞI TARAF (DAVACI) : ... adına ... Sendikası
VEKİLİ : Av. ...
İSTEMİN KONUSU : ... İdare Mahkemesinin ... tarih ve E: ..., K: ... sayılı ısrar kararının temyizen incelenerek bozulması istenilmektedir.
YARGILAMA SÜRECİ :
Dava konusu istem: Erzincan ili, Milli Egemenlik Anadolu Lisesinde müdür yardımcısı olarak görev yapan davacı tarafından; münhal bulunan şube müdürlüğü kadrolarından birine atanma talebiyle yaptığı başvurunun reddine ilişkin ... tarih ve ... sayılı işlemin iptali istenilmiştir.
İlk Derece Mahkemesi kararının özeti: ... İdare Mahkemesinin ... tarih ve E: ..., K: ... sayılı kararıyla;
Danıştay İkinci Dairesinin 29/04/2014 tarih ve E:2013/10363 sayılı kararıyla 1709 şube müdürü kadrosu atamalarının dayandığı düzenlemenin yürütmesinin durdurulduğu, söz konusu 1709 atamanın ise ... İdare Mahkemesi kararı ile iptal edildiği ve bu kararın Danıştay İkinci Dairesi tarafından onandığı,
1709 şube müdürlüğü kadrosuna sözlü sınava dayalı idarece yapılan atamaların iptaline dair yargı kararının varlığı ve gereğinin idarece ifa edilmeyişi; davacı talebinin ise, almış olduğu yazılı ve sözlü sınav aritmetik ortalamasına ve talepte bulunduğu münhal şube müdürlüğü kadrosu yönüyle değerlendirilmesi suretiyle işlem tesisini gerektirdiği gerçeği karşısında, kadroların sözlü sınava dayalı olarak dolu olduğu yolundaki davalı idare savunmasına itibar edilmesine olanak bulunmadığı, dava konusu işlemde mevzuata uyarlık görülmediği; öte yandan, bu kararın, davacının doğrudan atanması sonucunu doğurmadığı gerekçesiyle, dava konusu işlemin iptaline karar verilmiştir.
Daire kararının özeti: Danıştay İkinci Dairesinin 07/03/2019 tarih ve E:2016/13605, K:2019/1098 sayılı kararıyla;
Sadece sözlü sınav puanına göre 16/04/2014 tarihinde gerçekleştirilen atamalar sırasında şube müdürlüğüne ataması yapılmayan davacının, yazılı ve sözlü puanının aritmetik ortalaması esas alınması halinde (16/04/2014 tarihinde gerçekleştirilen atamalardaki) tercih ettiği şube müdürlüğü kadrolarına atanıp atanamayacağının tespiti bakımından, anılan tarih itibarıyla davacıya ait tercih belgesinin davalı idareden istenilmesi ve buna göre değerlendirme yapılmak suretiyle bir karar verilmesi gerekirken, tercih belgesi olmadan ve buna göre bir değerlendirme yapılmaksızın, eksik incelemeye dayalı olarak dava konusu işlemin iptali yolunda verilen İdare Mahkemesi kararında hukuki isabet görülmediği sonucuna varılarak ... İdare Mahkemesinin ... tarih ve E: ..., K: ... sayılı kararının bozulmasına karar verilmiştir.
İlk Derece Mahkemesi ısrar kararının özeti: ... İdare Mahkemesinin ... tarih ve E: ..., K: ... sayılı kararıyla;
Sözlü sınav neticesine göre yapılan başarı sıralaması dikkate alınmak suretiyle 1709 adet şube müdürü kadrosuna yapılan atama işlemlerinin hukuka aykırı olduğunun yargı kararıyla ortaya konularak iptal edildiği, iptal kararlarının da geriye yürür biçimde, iptal edilen işlemleri hiç tesis edilmemiş gibi ortadan kaldırdığı ve yenilenen yasal düzenleme uyarınca yazılı ve sözlü sınav puanının birlikte değerlendirilmesi suretiyle şube müdürlüğü kadrosuna atama yapılacağı dikkate alındığında, idare tarafından yazılı ve sözlü sınav puanlarının aritmetik ortalaması alınması suretiyle başarı listesinin oluşturularak atamaların Yönetmelikte yer verilen usule göre yeniden yapılması gerektiği, dolayısıyla 2014 yılında yapılan sözlü sınav sonuçlarının açıklanmasıyla başarı listesinin kesinleştiğini kabule olanak bulunmadığı, yukarıda zikredilen ... İdare Mahkemesi'nin kararıyla tüm atamaların iptal edildiği, Yönetmeliğin başarı sıralamasına ilişkin ilgili hükmünün yürütmesinin durdurulması ve sadece sözlü sınav puanı esas alınarak yapılan tüm atamaların Mahkeme kararı ile iptal edilmesi karşısında davacının şube müdürlüğü kadrosu için girdiği yazılı ve sözlü sınavlarda aldığı puanların aritmetik ortalaması alınarak şube müdürlüğü kadrolarından birine atanıp atanamayacağının değerlendirilmesi gerekirken, başvurusunun bu değerlendirme yapılmaksızın reddine yönelik dava konusu işlemde hukuka uygunluk görülmediği,
Kaldı ki, iş bu kararın davacının doğrudan şube müdürlüğü kadrosuna atanması sonucunu doğurmayacağı, davacının ilan edilen kadrolardan birisine tercihleri doğrultusunda atamasının yapılıp yapılamayacağı hususunun, yazılı ve sözlü sınav puanlarının aritmetik ortalamasına göre idarece yeniden yapılacak değerlendirme sonucunda belirleneceği gerekçesi eklenmek suretiyle dava konusu işlemin iptali yolundaki ilk kararda ısrar edilmiştir.
TEMYİZ EDENİN İDDİALARI : Davalı idare tarafından,16/04/2014 tarihinde yapılan şube müdürü atama işlemlerinin yürürlükteki mevzuata uygun olduğu, Danıştay İkinci Dairesinin 29/04/2014 tarih ve E:2013/10363 sayılı yürütmenin durdurulması yolundaki kararının şube müdürü kadrolarına yapılan atamalardan yaklaşık iki ay sonra idarelerine tebliğ edildiği, söz konusu kararda 1709 şube müdürü atamasının iptaline ilişkin bir hükmün bulunmadığı, 1709 şube müdürü atamasının iptal edilerek yeniden bir başarı sıralaması yapılmasnın idari açıdan mümkün olmadığı, davacının 2014 yılında girdiği şube müdürlüğü görevde yükselme yazılı sınavından 80 puan alarak sözlü sınava girmeye hak kazandığı, sözlü sınavdan da 70 puan alarak başarılı olduğu ve tercih yapmaya hak kazandığı, elektronik başvuru formu ile 10 tercihte bulunduğu, “tercih dışı atanmak istiyorum“ bölümünü “HAYIR” şeklinde işaretleyip tercih dışı atanmayı kabul etmediği, 16/04/2014 tarihinde elektronik ortamda yapılan tercihleri dikkate alınarak puan üstünlüğüne göre yapılan değerlendirme neticesinde tercihlerinden herhangi birine yerleşemediği, davacının yazılı ve sözlü puanlarının aritmetik ortalaması olan 75 puan ile 2130. sırada olduğu, bu puanının 16/04/2014 tarihinde tercih hakkı verilen şube müdürü adaylarından en düşük aritmetik puana sahip olan 1709. adayın 76,3333 olan puanından daha düşük olması nedeniyle tercihlerine atanmasının mümkün olmadığı, 2014 yılında yapılan görevde yükselme sınav sonucunda tercihlerine yerleşemeyen ve atanmasını gerektiren bireysel bir mahkeme kararı bulunmayan davacının 21-27 Ekim 2015 tarihleri arasında il ve ilçe milli eğitim şube müdürü kadrolarına yapılacak atamalara ilişkin duyuruya istinaden tercih yapmasına ve atanmasına imkan bulunmadığından, 27/10/2015 tarihli başvurusunun reddine yönelik dava konusu işlemde hukuka aykırılık bulunmadığı ileri sürülmektedir.
KARŞI TARAFIN SAVUNMASI : Davacı tarafından, savunma verilmemiştir.
DANIŞTAY TETKİK HÂKİMİ ...'UN DÜŞÜNCESİ : Temyiz isteminin reddi ile Erzincan İdare Mahkemesi ısrar kararının onanması gerektiği düşünülmektedir.
TÜRK MİLLETİ ADINA
Karar veren Danıştay İdari Dava Daireleri Kurulunca, Tetkik Hâkiminin açıklamaları dinlendikten ve dosyadaki belgeler incelendikten sonra, dosya tekemmül ettiğinden yürütmenin durdurulması istemi hakkında ayrıca bir karar verilmeksizin gereği görüşüldü:
HUKUKİ DEĞERLENDİRME:
İdare ve vergi mahkemelerinin nihai kararlarının temyizen incelenerek bozulması, 2577 sayılı İdari Yargılama Usulü Kanunu'nun 49. maddesinde yer alan;
"a) Görev ve yetki dışında bir işe bakılmış olması,
b) Hukuka aykırı karar verilmesi,
c) Usul hükümlerinin uygulanmasında kararı etkileyebilecek nitelikte hata veya eksikliklerin bulunması" sebeplerinden birinin varlığı hâlinde mümkündür.
Temyizen incelenen karar usul ve hukuka uygun olup, temyiz dilekçesinde ileri sürülen iddialar kararın bozulmasını gerektirecek nitelikte görülmemiştir.
KARAR SONUCU:
Açıklanan nedenlerle;
1. Davalı idarenin temyiz isteminin reddine,
2. Dava konusu işlemin yukarıda özetlenen gerekçeyle iptaline ilişkin ... İdare Mahkemesinin temyize konu ... tarih ve E: ..., K: ... sayılı ısrar kararının ONANMASINA,
3. Bu kararın tebliğ tarihini izleyen günden itibaren 15 (onbeş) gün içinde karar düzeltme yolu açık olmak üzere, 05/04/2021 tarihinde oyçokluğu ile karar verildi.
KARŞI OY
X- İdari yargı yerlerince verilen kararların uygulanması, Anayasa'da ve kanunlarda yer alan düzenlemelerle teminat altına alınmış olup, kararların gereklerinin değiştirilmeksizin ve geciktirilmeksizin uygulanması hukuk devletinin temel unsurlarındandır.
Mahkeme kararlarının uygulanmasında; gerekçesinin ve idari işlemin niteliğinin değerlendirilmesi önem arz etmektedir.
Bir düzenleyici işlemin yargı yerince iptal edilmesi, düzenlemeyi tesis edildiği tarihten itibaren hukuk aleminden kaldırsa da, bu hukuki durumun; o düzenleyici işleme dayanılarak tesis edilen ve süresinde dava konusu edilip yargı yerlerince iptal edilmeyen bireysel işlemleri, hukuk aleminden kendiliğinden kaldırmayacağı, İdare Hukukunun bilinen ilkelerindendir. Söz konusu ilkeyi Gözübüyük "... Düzenleyici bir işlem iptal edilmiş ise iptal edilen düzenleyici işleme dayanılarak, iptalden önce yapılmış olan bireysel işlemler bundan etkilenmezler. Bunların da iptali isteniyorsa süresi içerisinde iptalleri için dava açılması gerekir..." (Gözübüyük, Ş., Yönetsel Yargı, 7. Baskı, S Yayınları, Sevinç Matbaası, Ankara 1990, s.224). Özeren ve Bayhan da "... İptal kararından önce o yönetmeliğe dayanılarak tesis edilip bireysel hukuki durumlara dönüşmüş bulunan işlemler varlıklarını korurlar. Bunları yok saymak hukuken olanaksızdır..." (Özeren. A, Bayhan T., İdari Yargı Kararlarının Uygulanması, Kasım 1992, s.49) şeklinde ifade etmişlerdir.
Düzenleyici işlem niteliğinde olmamakla birlikte birden çok kişiyi ilgilendiren sınav ve sınav sonrası yapılan değerlendirme işlemlerinin veya bu işlemlere dayanılarak tesis edilen işlemlerin, açılan dava sonucu yargı yerince tamamının iptal edilmesi söz konusu ise, bu kararın dava açan/açmayan ancak sınava giren ya da değerlendirmeye tabi tutulan tüm adaylar yönünden sonuç doğuracağı kuşkusuzdur.
Ancak sınav ve değerlendirme işlemleri gibi işlemlerin, adaylar yönünden kısmi olarak incelendiği davalar da bulunmaktadır. Bu tür davalarda, bir sınav ya da değerlendirmeye tabi tutulan adaylar yönünden verilen kısmi iptal kararlarının ise, aynı sınavda değerlendirmeye tabi tutulmuş ve olumsuz sonuç elde edip hakkında tesis edilen ve kesinleşen olumsuz işleme karşı dava açmamış kişilere uygulanma olanağı bulunmamaktadır.
Dava konusu uyuşmazlıkta, Milli Eğitim Bakanlığı tarafından, 1709 şube müdürlüğü kadrosuna görevde yükselme suretiyle atama yapılması kararı alınmış, bu kapsamda, 29/12/2013 tarihinde görevde yükselme yazılı sınavı gerçekleştirilmiş, bu sınavda 70 ve üzeri puan alan 5913 kişi, sözlü sınava girmeye hak kazanmış, sözlü sınavda 3287 kişi 70 ve üzeri puan alarak başarılı olmuş ve 16/04/2014 tarihinde adaylar, Milli Eğitim Bakanlığı Personelinin Görevde Yükselme, Unvan Değişikliği ve Yer Değiştirme Suretiyle Atanması Hakkında Yönetmeliğin 21. maddesinin 1. fıkrası uyarınca yalnızca sözlü sınavda aldıkları puan baz alınarak atanmışlardır.
Milli Eğitim Bakanlığı Personelinin Görevde Yükselme, Unvan Değişikliği ve Yer Değiştirme Suretiyle Atanması Hakkında Yönetmeliğin 21. maddesinin 1. fıkrasında yer alan ve adayların yalnızca sözlü sınav puanına göre atanmasını öngören düzenlemenin Danıştay İkinci Dairesinin 29/04/2014 tarih ve E:2013/10363 sayılı kararı ile yürütmesi durdurulmuş, bu karar ve Danıştay Beşinci Dairesinin, Kamu Kurum ve Kuruluşlarında Görevde Yükselme ve Unvan Değişikliği Esaslarına Dair Genel yönetmelikte yer alan benzer düzenleme ile ilgili olarak vermiş olduğu 06.03.2014 gün ve E:2013/8367 sayılı yürütmenin durdurulması kararı dikkate alınarak, Milli Eğitim Bakanlığınca Kurum personelinin Görevde Yükselme Unvan Değişikliği ve Yer Değiştirme Suretiyle Atanması hakkındaki yönetmeliğin 21.maddesi yeniden düzenlenmiş, atamaların yazılı ve sözlü sınav puanlarının aritmetik ortalaması alınarak belirleneceği öngörülmüştür.
Öte taraftan ... İdare Mahkemesinin ... tarih ve E: ..., K: ... sayılı kararıyla da; "sadece sözlü sınav puanlarına göre oluşturulan başarı listesi esas alınarak 1709 adet şube müdürü kadrosuna yapılan atama işlemlerinde hukuka uyarlık bulunmadığı" gerekçesiyle 1709 atamanın ve bu davanın davacısı hakkında tesis edilen başarısız sayılma işleminin iptaline karar verilmiştir.
Dava dosyasının incelenmesinden; Erzincan ili, ... Lisesinde müdür yardımcısı olarak görev yapan davacının, 29/12/2013 tarihinde yapılan Milli Eğitim Bakanlığı Taşra Teşkilatı Şube Müdürlüğü Görevde Yükselme yazılı sınavından 80,00 puan alarak sözlü sınava katılmaya hak kazandığı, sözlü sınavdan da 70,00 puan alarak tercih yapmaya hak kazandığı ve sadece sözlü sınav puanına göre 16/04/2014 tarihinde yapılan atamalarda şube müdürü olarak tercihlerine yerleşemediği, bilahare 27/10/2015 tarihli başvuru dilekçesi ile, şube müdürü kadrosuna sadece sözlü sınav puanına göre atamayı düzenleyen Yönetmelik hükmünün Danıştayca yürütmesinin durduruldurulması nedeniyle Milli Eğitim Bakanlığı Taşra Teşkilatı Şube Müdürlüğü Görevde Yükselme yazılı ve sözlü sınav puanlarının aritmetik ortalamasına göre, münhal bulunan şube müdürlüğü kadrolarından birine atanma talebinde bulunduğu ve davacının bu talebinin reddedilmesi üzerine temyizen incelenen davanın açıldığı anlaşılmaktadır.
Uyuşmazlık konusu olayda; Danıştay İkinci Dairesince Milli Eğitim Bakanlığı Personelinin Görevde Yükselme, Unvan Değişikliği ve Yer Değiştirme Suretiyle Atanması Hakkında Yönetmeliğin 21/1. fıkrasının yürütmesi durdurulmuş ve ... İdare Mahkemesince davayı açan davacının başarısız sayılmasına ilişkin işlem ile yapılan 1709 atamanın iptaline karar verilmiş ise de, netice olarak atanan ve atanamayanların girdiği sınavın ya da sınav sonrası yapılan değerlendirme işlemlerinin, tümüyle iptaline yönelik herhangi bir yargı kararı bulunmamaktadır. Nitekim gerçekleşen sınav kapsamında atananlar olduğu kadar atanamayanlar da bulunmaktadır. Davacı da, sözlü sınavda başarılı olarak tercihte bulunmuş, sözlü sınav puanına göre tercihlerine atanamamış ve bu işleme karşı dava da açmamış olup, hakkında tesis edilen atanmama işlemi süresi içinde dava konusu edilmediğinden kesinleşmiştir.
Bu itibarla, davacının yönetmelik değişikliğinden sonra, daha önceki yazılı ve sözlü sınav sonuçları yeniden değerlendirme yapılmak suretiyle atanması yönünde işlem tesis edilmesi yolundaki başvurunun, hukuki bir dayanağı bulunmamaktadır. Aksi yorumun kabul edilmesi; iptal edilen düzenleyici işleme dayanılarak tesis edilen tüm bireysel işlemlerin, geçersiz sayılması anlamına gelecektir ki, bu durumun, kamu düzeninde kaosa ve istikrarsızlığa neden olacağı açıktır.
Açıklanan nedenlerle, davalı idarenin temyiz isteminin kabulü ile ... İdare Mahkemesinin ... tarih ve E: ..., K: ... sayılı ısrar kararının bozulması gerektiği oyuyla, karara katılmıyoruz.
Sayın kullanıcılarımız, siteden kaldırılmasını istediğiniz karar için veya isim düzeltmeleri için bilgi@abakusyazilim.com.tr adresine mail göndererek bildirimde bulunabilirsiniz.